confusion - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

confusion

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "confusion" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 34 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
confusion n. karmaşa
confusion n. kargaşa
confusion n. şaşkınlık
confusion n. karışıklık
General
confusion n. çapraşıklık
confusion n. karıştırma
confusion n. düzensizlik
confusion n. hayhuy
confusion n. karışıklık
confusion n. utanma
confusion n. başka biri sanma
confusion n. karambol
confusion n. konfüzyon
confusion n. bozulma
confusion n. kafa karışıklığı
confusion n. sersemlik
confusion n. kargaşalık
confusion n. keşmekeş
confusion n. har hur
confusion n. alavere
confusion n. alaşağı edilme
confusion n. yıkma
confusion n. düşürme
confusion n. yenme
confusion n. bozgun
confusion n. yıkım
confusion n. tahrip
confusion n. yanlış tanımlama
confusion n. başka bir şey ile karıştırma
confusion n. karıştırma
confusion n. ayrım yapamama
Law
confusion n. iltibas
Politics
confusion n. şaşırtma
confusion n. yanıltma

Sens de "confusion" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 93 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
noisy confusion n. curcuna
General
mental confusion n. zihin bulanıklığı
great confusion n. mahşer
memory confusion n. bellek karışıklığı
conceptual confusion n. kavram karışıklığı
likelihood of confusion n. karıştırılma ihtimali
name confusion n. isim karışıklığı
information confusion n. bilgi karmaşası
killed in the confusion v. kim vurduya gitmek
cause to be lost in the confusion v. gürültüye getirmek
be killed in the confusion v. kim vurduya gitmek
put somebody to confusion v. mahcup etmek
put somebody to confusion v. utandırmak
put into confusion v. patırtıya vermek
cause something to be lost in the confusion v. gürültüye getirmek
fall into confusion v. karmakarışık olmak
be lost in the confusion v. gürültüye gitmek
cause confusion v. kargaşa çıkarmak
lead to confusion v. karışıklığa yol açmak
cause confusion v. karışıklığa yol açmak
cause confusion v. şaşkınlığa sebep olmak
lead to confusion v. şaşkınlığa sebebiyet vermek
lead to confusion v. şaşkınlığa sebep olmak
create confusion v. şaşkınlık yaratmak
cause confusion v. şaşkınlığa sebebiyet vermek
result in confusion v. şaşkınlık yaratmak
lead to confusion v. şaşkınlık yaratmak
cause confusion v. şaşkınlık yaratmak
result in confusion v. şaşkınlığa sebep olmak
create confusion v. şaşkınlığa sebebiyet vermek
result in confusion v. şaşkınlığa sebebiyet vermek
create confusion v. şaşkınlığa sebep olmak
be unable to hide one's confusion v. şaşkınlığını gizleyememek
avoid confusion v. karışıklığı önlemek
in confusion adj. karman çorman
in confusion adj. tarumar
in confusion adj. karmakarışık
causing confusion adj. kafa karıştıran
in great confusion adv. karmaşa ve acele içinde
Phrases
in utter confusion expr. alan talan
in utter confusion expr. allak bullak
Idioms
confusion worse confounded n. tam bir kargaşa
confusion worse confounded n. tam bir karışıklık
throw someone into confusion v. kafasını karıştırmak
throw someone into confusion v. şaşkınlığa düşürmek
throw someone or something into confusion v. birinin/bir şeyin kafasını karıştırmak
throw someone or something into confusion v. birini/bir şeyi şaşkınlığa düşürmek
throw someone or something into confusion v. birini/bir şeyi sersem etmek
throw someone or something into confusion v. birinde /bir şeyde kafa karışıklığı yaratmak
throw into confusion v. kafasını karıştırmak
throw into confusion v. şaşkınlığa düşürmek
throw into confusion v. sersem etmek
throw into confusion v. durumu, sistemi, süreci bozmak
throw into confusion v. kargaşa yaratmak
throw into confusion v. karışıklığa neden olmak
throw into confusion v. düzenini bozmak
throw into confusion v. karıştırmak
throw into confusion v. sekteye uğratmak
throw into confusion v. alt üst etmek
Speaking
sorry for the confusion expr. karışıklık için özür dilerim
Trade/Economic
confusion debts n. alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi
Law
confusion of rights n. alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesi
confusion of debts n. alacaklı ve borçlu sıfatlarının aynı kişide birleşmesi nedeniyle borcun ortadan kalkması
confusion of titles n. aynı mülke ait iki tapunun aynı şahısta birleşmesi
confusion and adhesion n. karışma ve birleşme
confusion of goods n. malların karışması
Technical
confusion reflector n. kamaştırıcı yansıtıcı
Computer
confusion matrix n. hata matrisi
confusion matrix n. karışıklık matrisi
Informatics
confusion matrix n. karışıklık dizeyi
Telecom
circle of confusion n. bulanıklık dairesi
Medical
clinically characterised by confusion n. klinik olarak konfüzyon ile karakterize
acoustic confusion n. ses karışıklığı
confusion assessment method for the intensive care unit n. yoğun bakım ünitesinde konfüzyon değerlendirme yöntemi
Psychology
acoustic confusion n. akustik karışıklık
semantic confusion n. anlamsal karışıklık
latent identity confusion n. gizil kimlik bocalaması
identity confusion n. kimlik karmaşası
identity confusion n. kimlik bocalaması
identity versus role confusion n. rol karışıklığına karşı kimlik
role confusion n. rol karışıklığı
identity versus role confusion n. kimliğe karşı rol karışıklığı
Optics
circle of confusion n. bulanıklık tekeri
circle of confusion n. bulanıklık dairesi
visual confusion n. görsel konfüzyon
peripheral confusion n. periferik konfüzyon
central confusion n. santral konfüzyon
History
year of confusion n. milattan önce 46 yılı
Military
confusion agent n. karışıklık ajanı
confusion reflector n. şaşırtma reflektörü
confusion agent n. şaşırtma ajanı
confusion agent n. yanıltma ajanı
Photography
circle of confusion n. hayalet çemberler