disorder - Turc Anglais Dictionnaire

disorder

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "disorder" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 50 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
disorder n. kargaşa
Such disorder in court was perhaps witnessed for the first time.
Mahkemede böylesine bir kargaşaya belki de ilk kez tanık olundu.

More Sentences
disorder n. rahatsızlık
Then there are the diseases and disorders beyond the three priorities of TB, AIDS and malaria.
Bir de TB, AIDS ve sıtma gibi üç önceliğin ötesindeki hastalıklar ve rahatsızlıklar var.

More Sentences
disorder n. düzensizlik
It is not surprising, therefore, that these refugee camps are breeding grounds for disease, discontent and disorder.
Bu nedenle bu mülteci kamplarının hastalık, hoşnutsuzluk ve düzensizlik için üreme alanları olması şaşırtıcı değildir.

More Sentences
disorder n. karışıklık
General
disorder n. düzensizlik
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
Fuhuş, kumar, narkotik madde kullanımı, sarhoşluk, düzensizlik ve diğer tüm yasadışı faaliyetler KESİNLİKLE YASAKTIR.

More Sentences
disorder n. bozukluk
There are disorders and hormone problems which can later lead to reproductive problems or premature ageing.
Daha sonra üreme sorunlarına veya erken yaşlanmaya yol açabilecek bozukluklar ve hormon sorunları vardır.

More Sentences
disorder n. hastalık
He suffers from a mental disorder.
Akıl hastalığından muzdarip.

More Sentences
disorder n. düzeni bozma
The demonstration was an act of public disorder.
Gösteri bir kamu düzenini bozma eylemiydi.

More Sentences
disorder n. dağılma
The gang fled in disorder when they heard gunshots.
Çete, silah seslerini duyunca dağılarak kaçıştı.

More Sentences
Medical
disorder n. arıza
The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.
Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.

More Sentences
General
disorder n. patırtı
disorder n. çatlak
disorder n. nizamsızlık
disorder n. bozut
disorder n. karmaşa
disorder n. fesat
disorder n. dağınıklık
disorder n. intizamsızlık
disorder n. bozgun
disorder n. keşmekeş
disorder n. fitne
disorder n. gürültü
disorder n. illet
disorder n. fesatlık
disorder n. kaçık
disorder n. kargaşalık
disorder n. karışıklık
disorder n. bozuk
disorder n. bozulma
disorder n. görevi suiistimal
disorder n. kötü ve ahlaksızca hareket
disorder n. kabahat
disorder n. görevi kötüye kullanma
disorder n. kötü ve ahlaksızca hareket etme
disorder n. kabahat işleme
disorder n. kargaşa yaratma
disorder n. arbede
disorder v. bozmak
disorder v. düzenini bozmak
disorder v. karıştırmak
disorder v. sağlığını bozmak
disorder v. ifsat etmek
disorder v. (bedenin, zihnin) düzenli veya normal fonksiyonlarını bozmak
disorder v. düzenli veya normal işleyişini bozmak
disorder v. karışık hale gelmek
disorder v. düzensiz hale gelmek
Law
disorder n. kargaşa
Medical
disorder n. dizorder
Archaic
disorder v. sinirlendirmek
disorder v. tedirgin etmek

Sens de "disorder" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
antisocial personality disorder n. antisosyal kişilik bozukluğu
Examples include borderline personality disorder and antisocial personality disorder.
Örnekler arasında borderline kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu yer alır.

More Sentences
learning disorder n. öğrenme bozukluğu
Tom has a learning disorder.
Tom'un öğrenme bozukluğu var.

More Sentences
Medical
panic disorder n. panik bozukluk
Who Is at Risk of Panic Disorder?
Kimler Panik Bozukluğu Riski Altındadır?

More Sentences
personality disorder n. kişilik bozukluğu
Psychosis and hallucinations are not part of this personality disorder.
Psikoz ve halüsinasyonlar bu kişilik bozukluğunun bir parçası değildir.

More Sentences
circulatory disorder n. dolaşım bozukluğu
A circulatory disorder is any disorder or condition that affects the circulatory system.
Dolaşım bozukluğu, dolaşım sistemini etkileyen herhangi bir bozukluk veya durumdur.

More Sentences
borderline personality disorder n. sınır kişilik bozukluğu
Layla suffered from borderline personality disorder.
Layla sınırda kişilik bozukluğundan muzdaripti.

More Sentences
endocrine disorder n. endokrin bozukluk
PCOS is one of the most common endocrine disorders affecting women of reproductive age.
PCOS, üreme çağındaki kadınları etkileyen en yaygın endokrin bozukluklardan biridir.

More Sentences
communication disorder n. iletişim bozukluğu
Communication disorders also are common in adults.
İletişim bozuklukları yetişkinlerde de yaygındır.

More Sentences
depressive disorder n. depresif bozukluk
Persistent depressive disorder affects about 1.5 percent of the adult population.
Kalıcı depresif bozukluk yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 1,5'ini etkiler.

More Sentences
mental disorder n. akıl hastalığı
Sami has beed diagnosed with a mental disorder.
Sami'ye bir akıl hastalığı teşhisi konuldu.

More Sentences
blood disorder n. kan bozukluğu
Abnormal levels of any of these cells can indicate underlying conditions or blood disorders.
Bu hücrelerin herhangi birinin anormal seviyeleri, altta yatan koşulları veya kan bozukluklarını gösterebilir.

More Sentences
obsessive-compulsive disorder n. obsesif-kompulsif bozukluk
Anxiety and also agoraphobia, and obsessive-compulsive disorder (OCD).
Anksiyete ve ayrıca agorafobi ve obsesif-kompulsif bozukluk (OKB).

More Sentences
genetic disorder n. genetik bozukluk
Some inherited genetic disorders that cause other health problems can increase your risk of cataracts.
Diğer sağlık sorunlarına neden olan bazı kalıtsal genetik bozukluklar katarakt riskinizi artırabilir.

More Sentences
sleep disorder n. uyku bozukluğu
We are discussing night flights, noise pollution and especially sleeping disorders.
Gece uçuşlarını, gürültü kirliliğini ve özellikle uyku bozukluklarını tartışıyoruz.

More Sentences
psychiatric disorder n. psikiyatrik bozukluk
Seizures, delayed development, behavioral problems, and psychiatric disorders are also common.
Nöbetler, gecikmiş gelişim, davranış sorunları ve psikiyatrik bozukluklar da yaygındır.

More Sentences
bleeding disorder n. kanama bozukluğu
If you have a bleeding disorder, don't use ginkgo.
Kanama bozukluğunuz varsa ginkgo kullanmayın.

More Sentences
clotting disorder n. pıhtılaşma bozukluğu
For patients who are pregnant, morbidly obese, or have a blood clotting disorder, ureteroscopy is a good choice.
Hamile, morbid obez veya kan pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar için üreteroskopi iyi bir seçimdir.

More Sentences
seizure disorder n. nöbet bozukluğu
Have you ever been diagnosed with a seizure disorder?
Size hiç nöbet bozukluğu teşhisi konuldu mu?

More Sentences
schizotypal personality disorder n. şizotipal kişilik bozukluğu
People with schizotypal personality disorder may have few close relationships outside their own family.
Şizotipal kişilik bozukluğu olan kişilerin kendi aileleri dışında çok az yakın ilişkileri olabilir.

More Sentences
seizure disorder n. epilepsi
Have you ever been diagnosed with a seizure disorder?
Hiç epilepsi teşhisi aldınız mı?

More Sentences
neuropsychiatric disorder n. nöropsikiyatrik bozukluk
Disruption of this balance is a common feature of neuropsychiatric disorders such as schizophrenia.
Bu dengenin bozulması, şizofreni gibi nöropsikiyatrik bozuklukların ortak bir özelliğidir.

More Sentences
hereditary disorder n. kalıtsal bozukluk
Certain hereditary disorders can increase the risk of kidney cancer in children and adults.
Bazı kalıtsal bozukluklar çocuklarda ve yetişkinlerde böbrek kanseri riskini artırabilir.

More Sentences
autism spectrum disorder n. otizm spektrum bozukluğu
In 2013, there were five different autism spectrum disorders.
2013 yılında beş farklı otizm spektrum bozukluğu vardı.

More Sentences
autoimmune disorder n. otoimmün bozukluk
An ENA panel may also be used to monitor the activity of a particular autoimmune disorder.
Belirli bir otoimmün bozukluğun aktivitesini izlemek için bir ENA paneli de kullanılabilir.

More Sentences
Psychology
narcissistic personality disorder n. narsistik kişilik bozukluğu
Narcissistic personality disorder is one of several types of personality disorders.
Narsistik kişilik bozukluğu çeşitli kişilik bozuklukları türlerinden biridir.

More Sentences
anxiety disorder n. kaygı bozukluğu
Sometimes, anxiety may be diagnosed as a particular anxiety disorder.
Bazen kaygı, belirli bir kaygı bozukluğu olarak teşhis edilebilir.

More Sentences
schizoid personality disorder n. şizoid kişilik bozukluğu
What Do You Know about Schizoid Personality Disorder?
Şizoid Kişilik Bozukluğu Hakkında Ne Biliyorsunuz?

More Sentences
attachment disorder n. bağlanma bozukluğu
Conflict can be especially disturbing for children with attachment disorders.
Çatışma, bağlanma bozukluğu olan çocuklar için özellikle rahatsız edici olabilir.

More Sentences
personality disorder n. kişilik bozukluğu
Personality disorders probably are caused by both environmental and biological factors.
Kişilik bozuklukları muhtemelen hem çevresel hem de biyolojik faktörlerden kaynaklanmaktadır.

More Sentences
social anxiety disorder n. sosyal anksiyete bozukluğu
These medications do not cure social anxiety disorder.
Bu ilaçlar sosyal anksiyete bozukluğunu tedavi etmez.

More Sentences
obsessive compulsive disorder (ocd) n. obsesif kompulsif bozukluk
These drugs are used to treat obsessive compulsive disorder.
Bu ilaçlar obsesif kompulsif bozukluğu tedavi etmek için kullanılır.

More Sentences
psychological disorder n. psikolojik bozukluk
The classifications of psychological disorders and their therapies are always changing.
Psikolojik bozuklukların sınıflandırılması ve tedavileri sürekli değişmektedir.

More Sentences
eating disorder n. yeme bozukluğu
Getting medical help right away can make an eating disorder less severe.
Hemen tıbbi yardım almak yeme bozukluğunu daha az şiddetli hale getirebilir.

More Sentences
dissociative identity disorder n. dissosiyatif kimlik bozukluğu
How does someone develop dissociative identity disorder?
Bir kişi nasıl dissosiyatif kimlik bozukluğu geliştirir?

More Sentences
narcissistic personality disorder n. narsisistik kişilik bozukluğu
Tom suffers from narcissistic personality disorder.
Tom narsisistik kişilik bozukluğundan muzdarip.

More Sentences
panic disorder n. panik bozukluk
It is known as a panic disorder and is a serious condition.
Panik bozukluğu olarak bilinir ve ciddi bir durumdur.

More Sentences
General
behaviour disorder n. davranış bozukluğu
articulation disorder n. telaffuz bozukluğu
behavioural disorder n. davranış bozukluğu
conduct disorder n. tutum bozukluğu
reading disorder n. okuma bozukluğu
state of disorder n. perişanlık
intestinal disorder n. bağırsak bozukluğu
identity disorder n. kimlik bozukluğu
conversion disorder n. dönüşüm rahatsızlık
phobic disorder n. fobik rahatsızlık
convulsive disorder n. konvülsif rahatsızlık
anxiety disorder n. endişe bozukluğu
affective disorder n. duygusal düzensizlik
civil disorder n. sivil itaatsizlik
mental disorder n. akli dengesizlik
nervous disorder n. asap bozukluğu
violent disorder n. şiddet karışıklığı
tobacco use disorder n. tütün kullanım bozukluğu
passive-aggressive personality disorder n. pasif-agresif şahsiyet bozukluğu
psychophysiological disorder n. psiko-fizyolojik bozukluklar
post-traumatic stress disorder n. travma sonrası stres bozukluğu
psychosomatic disorder n. psiko-somatik hastalık
vascular disorder n. damar bozukluğu
social disorder n. içtimai bozukluk
speech disorder n. konuşma bozukluğu
acid-reflux disorder n. mide yanması rahatsızlığı
acid-reflux disorder n. reflü
violent disorder n. yakıp yıkma
violent disorder n. şiddet eylemi
be in complete disorder v. çığırından çıkmak
create disorder v. karmakarışık etmek
bring disorder v. kargaşa yaratmak
brought into disorder v. kargaşa yaratmak
bring into disorder v. kargaşa yaratmak
lead to disorder v. karışıklığa yol açmak
have a serious disorder v. ciddi bir rahatsızlık geçirmek
have a serious disorder v. ciddi bir rahatsızlığı olmak
in complete disorder adj. darmaduman
in complete disorder adv. karmakarışık
in wild disorder adv. büyük karışıklık içinde
in disorder adv. tarumar
in utter disorder adv. karmakarışık
in disorder adv. karışmış
in disorder adv. düzeni bozuk
Colloquial
blood disorder n. kan hastalığı
Idioms
throw into disorder v. kafayı yedirmek
throw into disorder v. sekteye uğratmak
throw into disorder v. incitmek
throw into disorder v. bozmak
throw into disorder v. alt üst etmek
Trade/Economic
period of disorder n. düzensizlik dönemi
Law
crime and disorder act 1998 n. 1998 suç ve düzeni bozma yasası
mental disorder defense n. cezai ehliyet yokluğu
psychopathic disorder [uk] n. psikopati
psychopathic disorder [uk] n. antisosyal kişilik bozukluğu
Politics
posttraumatic stress disorder n. posttravmatik stres bozukluğu
civil disorder n. toplumsal kargaşa
social disorder n. toplumsal kargaşa
Technical
order-disorder transformation n. düzenlilik-düzensizlik dönüşümü
Telecom
cumulative trauma disorder n. toplamsal travma bozulması
Medical
puerperal disorder n. puerperiyum rahatsızlığı
compulsive personality disorder n. kompalsif kişilik bozukluğu
tobacco use disorder n. tütün kullanım bozukluğu
attention deficiency disorder n. dikkatin kolay dağılması rahatsızlığı
binge eating disorder n. aşırı yeme rahatsızlığı
multiple personality disorder n. çoklu karakter bölünmesi hastalığı
sexual desire disorder n. cinsel arzu bozukluğu
acute brain disorder n. akut beyin rahatsızlığı
attention deficit disorder with hyperactivity n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
neurological disorder n. sinir hastalığı
bipolar disorder n. bipolar rahatsızlık
congenital disorder n. doğumsal hastalık
psychogenic disorder n. psikojen rahatsızlık
sensory disorder n. duyusal rahatsızlık
schizoid disorder n. şizoid rahatsızlık
oppositional defiant disorder n. aksilik hastalığı
neurologic disorder n. nörolojik rahatsızlık
dissociative identity disorder n. çoklu kişilik rahatsızlığı
posttraumatic stress disorder n. travma sonrası gelişen stres hastalığı
somatoform disorder n. somatoform rahatsızlık
histrionic personality disorder n. histriyonik kişilik rahatsızlığı
manic disorder n. manik bozukluk
autistic disorder n. otistik bozukluk
mental disorder n. zihinsel hastalık
psychiatric disorder n. akıl hastalığı
situational personality disorder n. durumsal kişilik bozukluğu
stress disorder n. stresden kaynaklanan rahatsızlık
orgasmic disorder n. orgazm bozukluğu
acute traumatic disorder n. travmatik rahatsızlık
cognitive disorder n. kognitif bozukluk
respiratory disorder n. solunum düzensizliği
arithmetic disorder n. aritmetik bozukluğu
alimentation disorder n. beslenme bozukluğu
nutrition disorder n. beslenme bozukluğu
respiratory disorder n. soluk darlığı
respiratory disorder n. nefes darlığı
respiratory disorder n. solunum bozukluğu
respiratory disorder n. solunum sistemi bozukluğu
blood disorder n. kan rahatsızlığı
visual disorder n. görme bozukluğu
speech disorder n. konuşma güçlüğü
alcohol-amnestic disorder n. alkol-amnestik hastalığı
post-traumatic stress disorder n. travma sonrası stres bozukluğu
attention deficit hyperactivity disorder n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
joint disorder n. eklem rahatsızlığı
temporomandibular joint disorder n. temporomandibular eklem bozukluğu
skin disorder n. cilt rahatsızlığı
skin disorder n. cilt sorunu
skin disorder n. cilt hastalığı
repetitive strain disorder n. aşırı kullanma sonucu kas veya bir organda meydana gelen rahatsızlık
respiratory disorder n. solunum hastalığı
function disorder n. fonksiyon bozukluğu
vascular disorder n. vasküler bozukluk
vascular disorder n. dolaşım sistemi bozukluğu
chronic nutritional disorder n. kronik beslenme bozukluğu
mixed disorder of acid-base balance n. asit-baz dengesinin karma bozukluğu
aphasia with convulsive disorder n. landau-kleffner sendromu
aphasia with convulsive disorder n. edinsel epileptik afazi
aphasia with convulsive disorder n. infantil edinsel afazi
aphasia with convulsive disorder n. çocuklarda daha önceden başlayan kazanılmış konuşma ve dil yeteneklerinin bozulduğu edinsel epileptik afazi
hormonal disorder n. hormon düzensizliği
hormonal disorder n. hormon bozukluğu
blood and lymphatic system disorder n. kan ve lenf sistemi bozukluğu
severe respiratory disorder n. ağır solunum bozukluğu
acute respiratory disorder n. ağır solunum bozukluğu
body dysmorphic disorder n. beden algı bozukluğu
genetic disorder n. kalıtsal bozukluk
inherited disorder n. kalıtsal bozukluk
inherited disorder n. genetik bozukluk
orthopedic disorder n. ortopedik bozukluk
skin disorder n. cilt problemi
vocal cord disorder n. ses teli rahatsızlığı
sleep disorder n. uyuma bozukluğu
organic disorder n. organik bozukluk
aphasia with convulsive disorder n. edinilmiş epileptik afazi
rare disorder n. seyrek rahatsızlık
mental disorder n. davranış bozukluğu
autosomal recessive disorder n. otozomal resesif geçişli hastalık
chronic medical disorder n. kronik medikal bozukluk
bleeding disorder n. koagülopati
clotting disorder n. koagülopati
movement disorder n. hareket bozukluğu
inherited disorder n. kalıtsal hastalık
genetic disorder n. kalıtsal hastalık
autosomal codominant disorder n. otozomal dominant geçen hastalık
disorder with an unknown origin n. nedeni bilinmeyen rahatsızlık
debilitating disorder n. sakat bırakıcı rahatsızlık
gait disorder n. yürüyüş bozukluğu
treatable disorder n. tedavi edilebilir rahatsızlık
single gene disorder n. tek gen hastalığı
lysosomal storage disorder n. lizozomal depolama bozukluğu
inherited disorder n. genetik geçişli hastalık
inherited connective tissue disorder n. herediter bağ dokusu bozukluğu
psychogenic movement disorder n. psikojen hareket bozukluğu
orientation disorder n. oryantasyon bozukluğu
rem-behaviour disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
disorder in copper metabolism n. bakır metabolizmasında bozukluk
underlying neuromuscular transport disorder n. altta yatan nöromüsküler geçiş bozukluğu
bipolar affective disorder n. bipolar affektif bozukluğu
psychosis and impulse control disorder n. psikoz ve dürtü kontrol bozukluğu
rem sleep behavior disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
rem behavior disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
x-linked recessive disorder n. x'e bağlı resesif geçişli hastalık
rem sleep disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
paradoxical sleep disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
rapid eye movement sleep disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
rem disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
speech disorder n. konuşma bozukluğu
disorder of copper metabolism n. bakır metabolizması hastalığı
progressive language disorder n. progresif dil bozukluğu
amyotrophic lateral sclerosis disorder n. amiotrofik lateral skleroz hastalığı
autosomal recessively inherited disorder n. otozomal resesif geçişli hastalık
balance disorder n. denge bozukluğu
dystonic movement disorder n. distonik hareket bozukluğu
drug-induced thrombocytopenic disorder n. ilaca bağlı oluşan trombositopeni
neuromuscular conduction disorder n. nöromusküler iletim bozukluğu
rhythm disorder n. ritm bozukluğu
cardiovascular disorder n. kardiyovasküler bozukluk
sensation disorder n. duyu kusuru
restrictive disorder n. restriktif tipte bozukluk
personality disorder form n. kişilik bozuklukları formu
granulomatous inflammatory disorder n. granulamatöz enflamatuar bozukluk
benign disorder n. iyi seyirli hastalık
postpartum psychiatric disorder n. postpartum psikiyatrik bozukluk
gynecologic disorder n. jinekolojik hastalık
autosomal recessive lipid metabolism disorder n. otozomal resesif geçişli lipid metabolizması bozukluğu
nonprogresive motor disorder n. ilerleyici olmayan motor bozukluk
speech disorder and growth retardation n. konuşma bozukluğu ve büyüme geriliği
diffused developmental disorder n. yaygın gelişimsel bozukluk
cerebellarparenchymal disorder iv n. serebelloparenkimal hastalık tip iv
knee joint disorder n. diz eklem hastalığı
phagocyte function disorder n. fagosit işlev bozukluğu
functional voiding disorder n. işlevsel işeme bozukluğu
dsd (disorder of sex development) n. cinsel gelişim bozukluğu
binge eating disorder n. tıkanırcasına yeme bozukluğu
wall motion disorder n. duvar hareket bozukluğu
underlying central nervous system disorder n. altta yatan santral sinir sistemi bozukluğu
post-traumatic stress disorder n. travma sonrası stres rahatsızlığı
a rare esophageal motility disorder n. nadir gözlenen bir özofagus motilite bozukluğu
lysosomal lipid storage disorder n. lizozomal lipid depo hastalığı
lysosomal storage disorder n. lizozomal lipid depo bozukluğu
lysosomal storage disorder n. lizozomal lipid depo hastalığı
lysosomal lipid storage disorder n. lizozomal lipid depo bozukluğu
neuronal migration disorder n. nöronal migrasyon bozukluğu
generalized anxiety disorder n. yaygın anksiyete bozukluğu
a rare inherited disorder n. kalıtsal geçişli nadir bir hastalık
neurodegenerative movement disorder n. nörodejeneratif hareket bozukluğu
itchy and inflammatory skin disorder n. kaşıntılı ve inflamatuvar deri hastalığı
medical student disorder n. tıp öğrencisi sendromu
a rare autosomal recessive disorder of inborn errors of metabolism n. nadir görülen otozomal resesif geçişli bir doğumsal metabolizma rahatsızlığı
a rare disorder with a high mortality and morbidity n. yüksek mortalite ve morbidite ile seyreden nadir bir hastalık
immunologically triggered dermatologic disorder n. immunolojik olarak tetiklenmiş dermatolojik bozukluk
an uncommon disorder of keratinization n. ender görülen bir keratinizasyon bozukluğu
multi-systemic clinic disorder n. multisistemik klinik bozukluk
factitious disorder n. yapay bozukluk
autosomal recessive disorder n. otozomal resesif bozukluk
neoplastic disorder n. neoplastik bozukluk
primary motility disorder of the esophagus n. özofagusun primer motilite bozukluğu
autosomal dominant disorder n. otozomal dominant bozukluk
disorder of keratinization n. keratinizasyon bozukluğu
keratinization disorder n. keratinizasyon bozukluğu
sweating disorder n. terleme bozukluğu
ulcerative skin disorder n. ülseratif deri hastalığı
chronic myeloproliferative disorder n. kronik myeloproliferatif bozukluk
clonal stem cell disorder n. klonal kök hücre bozukluğu
attention deficit disorder n. dikkat eksikliği bozukluğu
paradoxical vocal fold movement disorder n. paradoksal vokal kord hareketi hastalığı
autistic spectrum disorder n. otistik spektrum bozukluğu
avoidant personality disorder n. çekingen kişilik bozukluğu
hyperkinetic movement disorder n. hiperkinetik hareket bozukluk
autism spectrum disorder n. otistik yelpaze bozukluğu
pervasive developmental disorder n. yaygın gelişimsel bozukluk
sexual differentiation disorder n. cinsiyet farklılaşma bozukluğu
glucose metabolism disorder n. glukoz metabolizma bozukluğu
conversion disorder n. konversiyon bozukluğu
chronic myeloproliferative disorder n. kronik miyeloproliferatif hastalık
circadian rhythm disorder n. sirkadiyen ritim bozukluğu
circadian rhythm sleep disorder n. sirkadiyen ritim uyku bozukluğu
itchy and inflammatory skin disorder n. kaşıntılı ve inflamatuar deri hastalığı
intestinal disorder diverticulosis n. divertiküler bağırsak hastalığı
skin picking disorder n. deri yolma bozukluğu
acid-reflux disorder n. reflü hastalığı
acute brain disorder n. akut organik beyin sendromu
alcohol amnestic disorder n. polinörotik psikoz
alcohol amnestic disorder n. korsakoff psikozu
alcohol use disorder n. alkol kullanım bozukluğu
rhythmic movement disorder n. ritmik hareket bozukluğu
bdd (body dysmorphic disorder) n. beden dismorfik bozukluğu
premenstrual dysphoric disorder n. ciddi bir adet öncesi gerginlik sendromu formu
premenstrual dysphoric disorder n. premenstrüel disforik bozukluk
sensory processing disorder n. duyu bütünleme bozukluğu
somatic symptom disorder n. bedensel belirti bozukluğu
somatic symptom disorder n. nedeni açıklanamayan fiziksel semptomlar yaratan bir grup psikiyatrik rahatsızlık
somatic symptom disorder n. somatik belirti bozukluğu
functional disorder n. belirti vermeyen hastalık
functional neurological symptom disorder n. konversiyon bozukluğu
functional neurological symptom disorder n. fonksiyonel nörolojik bozukluk
functional disorder n. taşıyıcısının gündelik işlevlerine normal şekilde devam ettiği semptomsuz hastalık
functional disorder n. fonksiyonel bozukluk
Psychology
posttraumatic stress disorder by proxy n. yakınlık yoluyla travma sonrası stres rahatsızlığı
delusional disorder n. kuruntulu rahatsızlık
complex posttraumatic stress disorder n. karmaşık travma sonrası stres bozukluğu
paranoid personality disorder n. paranoid kişilik bozukluğu
developmental articulation disorder n. gelişimsel telaffuz bozukluğu
unspecified mental disorder n. tanısız ruhsal rahatsızlık
paranoid disorder n. paranoid rahatsızlık
schizotypal personality disorder n. şizotip kişilik bozukluğu
primary thought disorder n. birincil düşünce bozukluğu
adjustment disorder n. uyum bozukluğu
panic disorder n. panik rahatsızlığı
transient tic disorder n. geçici tik rahatsızlığı
explosive disorder n. taşkınlık rahatsızlığı
major depressive disorder n. majör depresif rahatsızlık
male erectile disorder n. erkekte dikleşme bozukluğu
shared paranoid disorder n. paylaşılan paranoid rahatsızlık
male orgasmic disorder n. erkekte orgazm bozukluğu
borderline personality disorder n. sınırda kişilik bozukluğu
hypoactive sexual desire disorder n. hipoaktif cinsel arzu bozukluğu
factitious disorder n. düzmece hastalık
gender identity disorder n. cinsiyet kimlik rahatsızlığı
cyclothymic disorder n. salınımlı rahatsızlık
gender identity disorder of childhood n. çocukluktaki cinsiyet kimlik rahatsızlığı
formal thought disorder n. biçimsel düşünce bozukluğu
attention deficit hyperactive disorder n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
reactive attachment disorder n. tepkisel bağlanma bozukluğu
intermittent explosive disorder n. aralıklı taşkınlık rahatsızlığı
identity disorder n. kimlik bozukluğu
transient situational personality disorder n. geçici durumsal kişilik bozukluğu
perceptual disorder n. algı bozukluğu
separation anxiety disorder n. ayrılık kaygısı rahatsızlığı
conduct disorder n. tavır bozukluğu
sleep terror disorder n. uykusunda korkma rahatsızlığı
acute traumatic disorder n. akut travmatik rahatsızlık
mendelian disorder or trait n. mendelyan hastalık veya özellik
dependent personality disorder n. bağımlı kişilik bozukluğu
schizoaffective disorder n. şizoafektif rahatsızlık
avoidant disorder of childhood or adolescence n. çocukluktaki veya ergenlikteki kaçınma rahatsızlığı
iatrogenic disorder n. iyatrojenik hastalık
histrionic personality disorder n. histriyonik kişilik bozukluğu
generalized anxiety disorder n. genelleştirilmiş kaygı bozukluğu
articulation disorder n. seslendirme bozukluğu
developmental reading disorder n. gelişimsel okuma bozukluğu
primary disorder n. birincil rahatsızlık
somatoform disorder n. somatoform rahatsızlık
behavior disorder n. davranış bozukluğu
avoidant personality disorder n. kaçınmacı kişilik bozukluğu
dysthymic disorder n. distiymik rahatsızlık
specific developmental disorder n. özgül gelişimsel rahatsızlık
somatization disorder n. bedenselleştirme rahatsızlığı
posttraumatic stress disorder (ptsd) n. travma sonrası stres bozukluğu (tssb)
schizophreniform disorder n. şizofreniform rahatsızlık
developmental arithmetic disorder n. gelişimsel aritmetik bozukluğu
balance disorder n. denge bozukluğu
acute brain disorder n. akut beyin hastalığı
seasonal affective disorder n. mevsime bağlı duygusal rahatsızlık
developmental language disorder n. gelişimsel dil bozukluğu
pervasive development disorder n. yaygın gelişim bozukluğu
acute stress disorder n. akut stres rahatsızlığı
acute paranoid disorder n. akut paranoid rahatsızlık
semantic pragmatic disorder n. anlamsal pragmatik rahatsızlık
posttraumatic stress disorder n. travma sonrası stres rahatsızlığı
dissociative identity disorder n. kimlik çözülmesi rahatsızlığı
posttraumatic personality disorder n. travma sonrası kişilik bozukluğu
neurotic disorder n. nevrotik rahatsızlık
negativistic personality disorder n. olumsuzcu kişilik bozukluğu
thought disorder n. düşünce bozukluğu
functional disorder n. işlevsel rahatsızlık
sadistic personality disorder n. sadistik kişilik bozukluğu
schizoid disorder of childhood or adolescence n. çocukluktaki veya ergenlikteki şizoid rahatsızlık
compulsive personality disorder n. zorlanımlı kişilik bozukluğu
multiple personality disorder n. çoklu kişilik bozukluğu
female sexual arousal disorder n. kadında cinsel heyecan bozukluğu
affective disorder n. duygusal rahatsızlık
seasonal mood disorder n. mevsime bağlı ruh hali rahatsızlığı
bipolar disorder n. çift kutuplu rahatsızlık
gilles de la tourette's disorder n. tourette bozukluğu/sendromu
psychological disorder n. ruhsal bozukluk
mental disorder n. ruhsal bozukluk
manic disorder n. manik bozukluk
disassociative disorder n. dissosiyatif bozukluk
alcohol-amnestic disorder n. alkol-amnestik rahatsızlığı
anti-social personality disorder n. antisosyal kişilik bozukluğu
manic-depressive disorder n. manik-depresif rahatsızlık
tactile-perceptual disorder n. temas algısı bozukluğu
obsessive-compulsive disorder n. saplantılı-zorlanımlı rahatsızlık
rem sleep behavior disorder n. rem uykusu davranış bozukluğu
attention-deficit hyperactivity disorder n. dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
development disorder n. gelişim bozukluğu
dependant personality disorder n. bağımlı kişilik bozukluğu
asthenic personality disorder n. bağımlı kişilik bozukluğu
sexual identity disorder n. cinsel kimlik bozukluğu
manic depressive disorder n. manik depresiflik
manic depressive disorder n. manik depresif bozukluk
bipolar affective disorder n. manik depresif bozukluk
bipolar affective disorder n. manik depresiflik
hypoactive sexual desire disorder n. cinsel isteğin azalması bozukluğu
male erectile disorder n. erkekte ereksiyon bozukluğu
sexual aversion disorder n. cinsellikle ilgili aktif bir iğrenmenin bulunduğu bozukluk
female orgasmic disorder n. kadında orgazm ile ilgili bozukluklar
female sexual arousal disorder n. kadında cinsel uyarılma bozukluğu
gender identity disorder n. cinsel kimlik bozukluğu
pathological gambling disorder n. patolojik kumar oynama rahatsızlığı
schizotypal personality disorder n. şizotipal kişilik bozukluğu
psychotic disorder due to general medical condition n. genel tıbbi duruma bağlı psikotik bozukluk
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder n. obsesif-kompulsif bozukluk tanısı konulmuş hasta
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder n. obsesif-kompulsif bozukluk tanısı almış hasta
mood disorder n. mizaç bozukluğu
onset of the psychotic disorder n. psikotik bozukluğun başlaması
remission of the psychotic disorder n. psikotik bozukluğun remisyonu
internet addiction disorder n. internet bağımlılığı sendromu
internet addiction disorder n. internet bağımlılığı rahatsızlığı
anxiety disorder n. anksiyete bozuklukları
dysthymic disorder n. distimik bozukluk
behavioral-emotional disorder n. davranışsal-duygulanımsal bozukluk
conduct disorder n. davranım bozukluğu
conversion disorder n. konversiyon bozukluğu
bipolar affective disorder n. bipolar affektif bozukluk
shared psychotic disorder n. aktarılmış hezeyanlı bozukluk
patient with a diagnosis of major depressive disorder n. majör depresyon tanısı almış hasta
patients diagnosed with major depressive disorder n. majör depresyon tanısı almış olan hastalar
psychiatric disorder n. psikiyatrik bozukluk
anxiety disorder n. anksiyete bozukluğu
psychocutaneous disorder n. psikokutanöz bozukluk
bipolar mood disorder n. iki uçlu duygudurum bozukluğu
shared psychotic disorder n. paylaşılmış psikotik bozukluk
posttraumatic stress disorder n. travma sonrası stres bozukluğu
obsessive-compulsive disorder n. saplantı zorlantı bozukluğu
therapist-induced disorder n. terapist kaynaklı hastalık
somatoform disorder n. bireyin bedensel eksiklik veya hastalığı andıran şikayetlerinin olması durumu
rapid eye movement sleep disorder n. rem uykusu bozukluğu
childhood disintegrative disorder n. çocukluk dönemi dezintegratif bozukluğu
disruptive behavior disorder n. yıkıcı davranış bozukluğu
major depressive disorder n. major depresif bozukluk
oppositional defiant disorder (odd) n. inatlaşma bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd) n. karşı gelme bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd) n. karşıt olma bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd) n. zıtlaşma bozukluğu
separation anxiety disorder n. ayrılma anksiyetesi bozukluğu
separation anxiety disorder n. ayrılma kaygısı bozukluğu
specific reading disorder n. özel/özgül okuma bozukluğu
oppositional defiant disorder n. zıtlaşma bozukluğu
dissociative identity disorder (did) n. bölünmüş kişilik bozukluğu
dissociative identity disorder (did) n. çoklu kişilik bozukluğu
dissociative identity disorder n. kişilik bölünmesi
seasonal affective disorder (sad) n. mevsimsel duygu durum bozukluğu
seasonal affective disorder (sad) n. mevsimsel depresyon
schizoaffective disorder n. şizoafektif bozukluk
compulsive buying disorder n. kompulsif satın alma bozukluğu
selective eating disorder n. yemek seçme hastalığı
perseverative feeding disorder n. yemek seçme hastalığı
perseverative feeding disorder n. yemek seçme bozukluğu
selective eating disorder n. yemek seçme bozukluğu
psychiatric disorder profile n. psikiyatrik hastalık profili
avoidant personality disorder n. kaçıngan kişilik bozukluğu
anxious personality disorder n. kaçıngan kişilik bozukluğu
periodic limb movement disorder n. periyodik ekstremite hareket bozukluğu
separation anxiety disorder n. evden kopma kaygısı
persistent sexual arousal disorder (psad) n. sürekli cinsel uyarılma sendromu
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder n. saplantı-zorlantı bozukluğu tanısı konulmuş hasta
obsessive compulsive disorder (ocd) n. saplantı zorlantı bozukluğu
obsessive-compulsive disorder n. saplantı-zorlantı bozukluğu
patient diagnosed with obsessive compulsive disorder n. saplantı-zorlantı bozukluğu tanısı almış hasta
bipolar affective disorder n. iki uçlu duygulanım bozukluğu
post-traumatic stress disorder (ptsd) n. tssb (travma sonrası stres bozukluğu)
internet addiction disorder n. internet bağımlılığı bozukluğu
acute stress disorder n. akut stres bozukluğu
substance use disorder n. madde kullanım bozukluğu
emotionally unstable personality disorder (eupd) n. duygusal olarak dengesiz kişilik bozukluğu (ddkb)
disruptive mood dysregulation disorder n. yıkıcı duygudurum düzenleyememe bozukluğu
affective disorder n. mizaç bozukluğu
affective disorder n. duygu durum bozukluğu
affective disorder n. ruh hali rahatsızlığı
affective disorder n. duygulanımsal bozukluk
body integrity identity disorder n. vücut bütünlüğüne ilişkin kimlik bozukluğu
body integrity identity disorder n. bedenin bazı kısımlarının kendine ait olmadığını düşünme
eating disorder n. yetersiz ya da aşırı gıda tüketimiyle karakterize psikiyatrik bozukluklar
autistic-spectrum disorder n. otizm spektrum bozukluğu
functional disorder n. işlevsel bozukluk
emotional disorder n. duygulanımsal bozukluk
emotional disorder n. duygusal bozukluk
emotional disorder n. duygu durum bozukluğu
hoarding disorder n. istifçilik bozukluğu
hoarding disorder n. biriktiricilik bozukluğu
gad (generalized anxiety disorder) n. yaygın anksiyete bozukluğu
obsessive-compulsive personality disorder n. düzenlilik, kontrol, titizlik ve kurallara takıntı ile karakterize bir kişilik bozukluğu
depersonalization disorder [us] n. depersonalizasyon
depersonalization disorder [us] n. çevresine ve kendine yabancılaşma
depersonalisation disorder [uk] n. çevresine ve kendine yabancılaşma
depersonalisation disorder [uk] n. duygusal dissosiyatif bozukluk
depersonalisation disorder [uk] n. farklı biriymiş gibi hissetme
depersonalisation disorder [uk] n. depersonalizasyon
depersonalisation disorder [uk] n. benlik yitimi
depersonalization disorder [us] n. duygusal dissosiyatif bozukluk
depersonalization disorder [us] n. benlik yitimi
depersonalization disorder [us] n. farklı biriymiş gibi hissetme
developmental disorder n. gelişimsel bozukluk
developmental disorder n. çocuklukta ortaya çıkıp dil becerisi gibi psikolojik işlevlerin gelişiminde yavaşlama ile karakterize olan rahatsızlık
dissociative disorder n. bilinç, kimlik veya motor hareketlerinde gerçekleşen ani değişim ile karakterize zihinsel bir rahatsızlık
dissociative disorder n. dissosiyatif bozukluk
cyclic disorder n. hızlı döngülü bipolar bozukluk
cyclic disorder n. uzun süre boyunca nükseden hafif bir bipolar bozukluk
paraphilic disorder n. parafilik bozukluk
paraphilic disorder n. bireyde fonksiyon bozukluğuna yol açarak diğerlerine zarar verebilecek cinsel bir bozukluk
stress disorder n. stres bozukluğu