dıştan - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

dıştan



Sens de "dıştan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
dıştan outside adv.
dıştan externally adv.
General
dıştan external adj.
dıştan outward adj.
dıştan extern [obsolete] adj.
dıştan extrinsically adv.
dıştan from without adv.
dıştan without adv.
dıştan outboard adv.
dıştan outwardly adv.
dıştan ab extra adv.
dıştan withouten [dialect] adv.
dıştan withoutforth [obsolete] adv.
dıştan outward [obsolete] adv.
dıştan outwardly adv.
dıştan outwards [obsolete] adv.
dıştan ext (external) abrev.

Sens de "dıştan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 101 résultat(s)

Turc Anglais
General
dıştan takmalı motor outboard n.
teknelerin gövdesine dıştan takılabilen motor outboard n.
dıştan cep patch pocket n.
dıştan görünüş outlook n.
dıştan görünür özellik character [obsolete] n.
(tavlada) her bir oyuncunun sahasındaki dıştan üçüncü kapı trois point n.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulcher n.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulchre n.
mahzene dıştan giriş rollaway [dialect] n.
dıştan alma importation n.
dıştan açığa çıkan iç karakter physiognomy n.
(soyut varlığa ait) dıştan görünenler superficies n.
dıştan gelen external adj.
dıştan gelen adventitious adj.
dıştan gelen extrinsic adj.
dıştan gelme foreign adj.
dıştan gelme exotic adj.
dıştan gelen outside adj.
(motor) dıştan takılan outboard adj.
dıştan motorlu outboard adj.
dıştan dışa overall adj.
dıştan gelen bir şeyden türetilmiş ascititious adj.
dıştan gelen bir şeyden türetilmiş adscititious adj.
dıştan türemiş extogenous adj.
dıştan gelen extrinsical adj.
dıştan olan surface adj.
dıştan gelerek extraneously adv.
Idioms
dıştan görünüşü street appeal n.
dıştan çok iyi/parlak görünüp içi fos olmak be all fur coat and no knickers v.
Trade/Economic
dıştan/dışarıdan tedarik eden firma outsourcer n.
Politics
dıştan kontrol external control n.
Technical
dıştan titretici external vibrator n.
dıştan diş external screw thread n.
dıştan diş male thread n.
dıştan dışa uzaklık out-to-out distance n.
dıştan yanmalı kazan externally fired boiler n.
dıştan kükürt giderme external desulphurization n.
dıştan dışa boyutun ölçülmesi measurement of overall dimension n.
dıştan uygulamalı voltaj impressed voltage n.
dıştan yağmur iniş borusu external downspout n.
dıştan diş outside thread n.
dıştan su tutucu bant externally placed waterstop n.
dıştan uyaran separate exciter n.
dıştan değişim metasomasis n.
dıştan ısıtmalı fırın externally heated furnace n.
dıştan vida dişi outside screw n.
dıştan diş external thread n.
dıştan müsaadeli valf outside admission valve n.
dıştan dışa boyut overall size n.
dıştan vibrasyon external vibration n.
boruyu veya bağlantı parçasını diğerine bağlamak için kullanılan içten ve dıştan dişli tıpa bouche n.
kanoyu dıştan koruyan su geçirmez madde skirt n.
dıştan ikazlı separate excitation adj.
dıştan dışa out-to-out adj.
dıştan vidalı external threaded adj.
dıştan pimli offset pivot adj.
dıştan denetimli externally controlled adj.
Electric
dıştan uyarma independent excitation n.
dıştan bağlı elektronik devre bileşenleri ve kontakları external associated electronic circuit components and contacts n.
Mechanic
dıştan gelen bir kuvvet tarafından harekete geçirildiğinde form değiştiren veya titreşen mekanik, ince, düz ve esnek parça membrane n.
Textile
dıştan vurmalı cep patch pocket n.
Architecture
dıştan desteksiz kanat cantalever n.
dıştan desteksiz kanat cantilever n.
Construction
dıştan korumalı strüktür external protection structure n.
dıştan merdiven perron n.
Automotive
dıştan yanmalı motor external combustion engine n.
dıştan bantlı fren outside band brake n.
dıştan dişli pompa external gear pump n.
dıştan dişli rondela external tooth washer n.
dıştan kanatlı pompa external vane pump n.
dıştan yanmalı motor external combustion engine n.
Railway
dıştan kompartıman kapılı yolcu vagonu coach with side doors n.
Marine
sandal veya botun arka kısmını oluşturan ve dıştan takmalı motorun iliştirilebileceği dayanak nokta transsummer n.
sandal veya botun arka kısmını oluşturan ve dıştan takmalı motorun iliştirilebileceği dayanak nokta transom frame n.
sandal veya botun arka kısmını oluşturan ve dıştan takmalı motorun iliştirilebileceği dayanak nokta transome n.
dıştan takma motor outboard motor n.
dıştan takma sterndrive n.
dıştan takma stern drive n.
dıştan takma outdrive n.
sandal veya botun arka kısmını oluşturan ve dıştan takmalı motorun iliştirilebileceği dayanak nokta transom n.
dıştan motorlu outboard adj.
Medical
yalnızca dıştan iyileşen yara sursanure [obsolete] n.
dıştan gelen extraneous adj.
Anatomy
diz ardı çukurunu içten ve dıştan sınırlayan kirişler hamstring tendon n.
Physiology
omurilikten beyne giden ve duyuları dıştan içe doğru aktaran (sinir lifleri) cerebripetal adj.
Food Engineering
dıştan dışa açıklık clearance n.
Math
dıştan bölme external division n.
dıştan teğet çemberler externally tangent circles n.
Geometry
dıştan teğet geçen escribed adj.
Biology
dıştan gelme adventive adj.
Biochemistry
dıştan içe akış outside-in flow n.
Marine Biology
dıştan kanma occlusion n.
Zoology
dıştan beslenen holozoic adj.
Botanic
ovülün dıştan içe doğru dördüncü kabuğu quartine n.
hem içten hem dıştan çevreleyen soymuk dokusuna sahip amphiphloic adj.
Linguistics
dıştan zorlama external force n.
Military
dıştan gelen kısıtlamalar external constraints n.
uçakların dıştan ve gözle denetim istemi visual inspection system for airplanes n.
Archaic
dıştan gelme forein adj.
Slang
dıştan takmalı motor egg-beater n.
teknelerin gövdesine dıştan takılabilen motor egg-beater n.