decide - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

decide

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "decide" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 27 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
decide v. karar vermek
General
decide v. belirlemek
decide v. sonuca varmak
decide v. karar verdirmek
decide v. kararlaştırmak
decide v. azmetmek
decide v. aklı kesmek
decide v. karar vermesini sağlamak
decide v. hüküm vermek
decide v. karar vermek
decide v. hükme bağlamak
decide v. karar kılmak
decide v. mevcut gösterge ve kanıtlardan yola çıkarak sonuç çıkarmak
decide v. karara vardırmak
decide v. ikna etmek
decide v. razı etmek
decide v. tüm tartışma ve belirsizlikleri çözmek
decide v. (yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek
decide v. uzlaşmak
decide v. uzlaştırmak
decide v. çekişmeli bir konuyu çözmek
decide v. ara bulmak
decide v. (resmi kararı, hükmü) açıklamak
decide v. (resmi kararı, hükmü) ilan etmek
decide v. eylem planı olarak belirlemek
Law
decide v. karar vermek
Technical
decide v. karar vermek

Sens de "decide" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 76 résultat(s)

Anglais Turc
General
decide against v. aleyhte karar vermek
decide on v. seçmek
decide to take the plunge v. bir şeyi yapmaya karar vermek
decide on v. karar vermek
decide against something v. bir şeyin aleyhinde karar vermek
decide on v. hükmetmek
decide up v. karar kılmak
decide on v. karar kılmak
decide up v. beğenmek
decide in favor of something v. bir şeyin lehinde karar vermek
decide upon v. karar vermek
cause to decide v. karar vermesini sağlamak
decide on v. beğenmek
decide for something v. bir şeyin lehinde karar vermek
decide up v. seçmek
be left to somebody to decide v. takdirine kalmak
decide by majority of votes v. oy çokluğu ile karar vermek
decide to not fly v. uçmaktan vazgeçmek
decide by majority of votes v. oy çoğunluğuyla karar vermek
decide unanimously v. oybirliğiyle kararlaştırmak
decide unanimously v. oybirliği ile kararlaştırmak
decide in favor of v. lehine karar vermek
decide to do something v. bir şeyi yapmaya karar vermek
decide to have an abortion v. kürtaj yaptırmaya karar vermek
decide to have her baby aborted v. kürtaj yaptırmaya karar vermek
decide unanimously v. oybirliğiyle karar vermek
Phrasals
decide against someone v. aleyhinde karar vermek
decide among some people v. aralarında bir seçim yapmak
decide between two v. arasında bir karar vermek
decide between two v. arasında bir seçim yapmak
decide upon someone or something v. birinde/bir şeyde karar kılmak
decide upon someone or something v. birine/bir şeye karar vermek
decide upon someone or something v. birini/bir şeyi seçmek
decide on someone or something v. birinde/bir şeyde karar kılmak
decide on someone or something v. birine/bir şeye karar vermek
decide on someone or something v. birini/bir şeyi seçmek
decide against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) aleyhinde karar vermek
decide against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) seçmemek
decide against (something) v. (bir şeyi) yapmamaya karar vermek
decide among v. aralarında bir seçim yapmak
decide among (someone or something) v. (birilerinin/bir şeylerin) arasında seçim yapmak
decide among (someone or something) v. (üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone and someone else) v. (birileri) arasında seçim yapmak
decide among (someone and someone else) v. (üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek
decide among (someone and someone else) v. aralarından birini seçmek
decide between v. arasından seçmek
decide between v. ikisinin arasında karar vermek
decide between (someone or something) v. (iki kişi/şey) arasında bir seçim yapmak
decide between (someone or something) v. (iki kişi/şey) arasında bir karar vermek
decide between (someone or something) v. ikisinin arasında karar vermek
decide between (someone or something) v. ikisinin arasından birini seçmek
decide between (someone and someone else) v. (biriyle başka biri) arasında bir seçim yapmak
decide between (someone and someone else) v. (biriyle başka biri) arasında bir karar vermek
decide between (someone and someone else) v. ikisinin arasında karar vermek
decide between (someone and someone else) v. ikisinin arasından birini seçmek
decide for v. lehinde karar vermek
decide for v. yana karar vermek
decide for v. -e karar vermek
decide for v. için karar almak
decide for (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
decide for (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana karar vermek
decide in favor of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
decide in favor of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yana karar vermek
decide on (someone or something) v. (birine/bir şeye) karar vermek
decide on (someone or something) v. (birinde/bir şeyde) karar kılmak
decide on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) seçmek
Speaking
you have three hours to decide expr. karar vermek için üç saatin var
you don't have to decide right now expr. şu anda karar vermek zorunda değilsin
you decide expr. sen karar ver
Trade/Economic
decide by lot v. kura çekerek karar vermek
Law
decide death penalty v. idam kararı vermek
Politics
decide to go for an early election v. erken seçim kararı almak
decide to go for an early election v. erken seçime karar vermek
decide to hold an early election v. erken seçime karar vermek
decide to hold an early election v. erken seçim kararı almak
Construction
decide to demolish v. yıkım kararı vermek