denizci - Turc Anglais Dictionnaire

denizci

Sens de "denizci" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 46 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
denizci sailor n.
All the sailors were cleaning the ship.
Bütün denizciler gemiyi temizliyordu.

More Sentences
denizci mariner n.
The mariner spent years at sea, sailing to distant lands.
Denizci, denizde uzak diyarlara yelken açarak yıllarını geçirdi.

More Sentences
denizci seaman n.
Sami became an accomplished seaman.
Sami başarılı bir denizci oldu.

More Sentences
General
denizci marine n.
Why do you want to be a Marine?
Neden denizci olmak istiyorsun?

More Sentences
Technical
denizci seafarer n.
One of the seafarers on the ship died.
Gemideki denizcilerden biri öldü.

More Sentences
denizci seaman n.
Many moons ago, I was a seaman.
Uzun zaman önce bir denizciydim.

More Sentences
Marine
denizci seamen n.
This document is attempting to do something to improve safety for the lives of the seamen who work in ports.
Bu belge, limanlarda çalışan denizcilerin can güvenliğini artırmak için bir şeyler yapmaya çalışmaktadır.

More Sentences
denizci sailor n.
I do not know whether to thank the MEP or the sailor.
Milletvekiline mi yoksa denizciye mi teşekkür edeceğimi bilemiyorum.

More Sentences
denizci seafarer n.
The last two decades have unfortunately seen a sharp decline in the number of EU seafarers.
Ne yazık ki son yirmi yılda AB denizcilerinin sayısında keskin bir düşüş yaşanmıştır.

More Sentences
denizci seaman n.
Many moons ago, I was a seaman.
Çok uzun zaman önce ben bir denizciydim.

More Sentences
General
denizci gob n.
denizci jack n.
denizci charon n.
denizci shipmen n.
denizci navigator n.
denizci seafaring man n.
denizci merchant seaman n.
denizci tarpaulin [rare] n.
denizci swabber n.
denizci naut. adj.
Trade/Economic
denizci merchant seaman n.
Marine
denizci salt n.
denizci jacktar n.
denizci mariner n.
denizci navigator n.
denizci classiarius n.
denizci tar n.
denizci sea dog n.
denizci gob n.
denizci jack-tar n.
denizci jack n.
denizci old salt n.
denizci toty [dialect] n.
denizci matelot [uk] n.
denizci matlo n.
denizci matlow n.
denizci shipper [obsolete] n.
denizci sea (seaman) abrev.
Military
denizci blue jacket n.
Archaic
denizci hearty n.
Slang
denizci bell-bottom n.
denizci anchor-clanker n.
denizci pongo n.
denizci flat foot n.
denizci flatfoot n.
denizci anchor-clanker n.

Sens de "denizci" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 199 résultat(s)

Turc Anglais
General
denizci şarkısı shanty n.
The seamen started to sing a shanty.
Denizciler bir denizci şarkısı söylemeye başladılar.

More Sentences
denizci olmak go to sea v.
My father went to sea at fifteen.
Babam on beş yaşındayken denizci oldu.

More Sentences
denizci olmak be a sailor v.
Would you like to be a sailor?
Denizci olmak ister misin?

More Sentences
denizci olmak become a sailor v.
He became a sailor.
Denizci oldu.

More Sentences
Marine
fok avlayan denizci sealer n.
The sealers were protested by animal rights activists.
Fok avlayan denizciler, hayvan hakları aktivistleri tarafından protesto edildi.

More Sentences
General
denizci kaması cutlass n.
denizci olmayan kimse landsman n.
denizci er jack tar n.
denizci er gob n.
tecrübeli denizci old salt n.
denizci er seaman n.
denizci kıyafeti gansey n.
denizci ülke a seafaring country n.
denizci ülke a maritime country n.
denizci şarkısı sea shanty n.
denizci şarkısı chantey n.
denizci şarkısı sea chantey n.
denizci şarkısı chanty n.
tecrübesiz denizci inexperienced sailor n.
tecrübesiz denizci landlubber n.
acemi denizci lubber n.
eski denizci ex-sailor n.
denizci yakalı bluz middy blouse n.
denizci montu pilot jacket n.
denizci paltosu pea coat n.
denizci montu peacoat n.
denizci paltosu pilot jacket n.
denizci paltosu pea jacket n.
denizci montu pea jacket n.
denizci montu pea coat n.
denizci paltosu peacoat n.
muşamba denizci şapkası sou'wester n.
bahri (denizci) sailor n.
denizci milletler martime nations n.
kadınlar ve çocuklar tarafından giyilen denizci yakalı bol bluz middie n.
görünürde denizci fair-weather sailor n.
tecrübesiz denizci fair-weather sailor n.
denizci çırağı lubbard n.
acemi denizci lubbard n.
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci polliwog n.
ekvatoru ilk kez geçişi ritüellerle kutlanmış denizci pollywog n.
(abd donanmasında) denizci swab n.
acemi denizci gibi davranmak lubber v.
denizci gibi seamanly adj.
denizci gibi olmayan unseamanlike adj.
iki denizci gerektiren doublehanded adj.
iki denizci gerektiren double-handed adj.
(korsan, denizci) selam ahoy interj.
Phrases
dalgasız denizde usta denizci yetişmez smooth seas do not make good sailors expr.
dalgasız denizde usta denizci yetişmez smooth seas don't make good sailors expr.
Proverb
denizci olanın aklı yoktur he that would go to sea for pleasure, would go to hell for a pastime
çarşaf gibi bir deniz asla mahir bir denizci yetiştirmemiştir a smooth sea never made a skillful sailor.
Colloquial
acemi denizci land lubber n.
ingiliz kraliyet donanması'nda denizci jack-tar [uk] n.
Idioms
önde ödeme alıp borçlanan denizci dead horse n.
tecrübeli kurt denizci shellback n.
denizci olmak go to sea v.
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak marry the gunner's daughter [obsolete] v.
(deniz topuna ya da benzeri bir silaha bağlanan bir denizci için) kırbaç cezasına çarptırılmak kiss the gunner's daughter [obsolete] v.
denizci gibi küfretmek curse like a sailor v.
denizci gibi küfretmek cuss like a sailor v.
denizci olmak follow the sea v.
Speaking
seni bir denizci olarak düşünemiyorum I can't imagine you as a sailor expr.
Trade/Economic
bir ülkenin ticaret filosunda hizmet veren denizci merchant mariner n.
Politics
denizci ulus seafaring nation n.
denizci millet maritime nation n.
Technical
denizci pusulası compass n.
denizci özelliği gösteren seamanlike adj.
Computer
denizci mavisi navy n.
Textile
denizci yaka sailor collar n.
denizci süveteri sailor's jumper n.
denizci gömleği sailor shirt n.
muşamba denizci şapkasının daha az bilinen bir adı nor'wester n.
kadınlar ve çocukların giydiği denizci yakalı bol bir bluz middy n.
özellikle denizci pantolonlarında görülen önden sarkan geniş parça fall n.
denizci kabanına benzer ceket pea jacket n.
denizci kabanı pea-jacket n.
Railway
denizci pusulası sailor's compass n.
Marine
denizci sanatı nautical art n.
yeni ve deneyimsiz bir denizci landsman n.
denizin dibi için kullanılan denizci argosu davy jones's locker n.
becerikli denizci able seaman n.
acemi ya da işe yaramaz denizci waister n.
eğitilmiş denizci able-bodied seaman n.
yetenekli denizci able-bodied seaman n.
denizci sertifikası seaman certificate n.
ticaret gemisinde çalışan denizci merchant seaman n.
denizci sandığı sea chest n.
denizci palangası burton n.
denizci bağı boating knot n.
denizci bağı sailor's knot n.
amatör denizci belgesi certificate of competence for operators of pleasure craft n.
nişansız bir denizci şapkası cheesecutter n.
nişansız bir denizci şapkası cheese cutter n.
acemi denizci trouncer n.
gemi demir atmışken gece güvertede nöbet tutan denizci anchor watch n.
kraliyet sereni veya üst serende görev yapan denizci yardman n.
denizci üniforması sailor suit n.
ticaret gemisini kumanda edecek yeterlilikte olduğu onaylanmış olan tecrübeli ve yetenekli denizci master mariner n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlow n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matelot n.
rütbece subayın altında yer alan denizci er matlo n.
yoksul denizci taklidi yapan dilenci whipjack [obsolete] n.
denizci kazağı blouse n.
gemi demir atmışken gece güvertede nöbet tutan denizci harbor watch n.
denizci ve subay restoranlarında geçici olarak görev yapan er messman n.
eski bir denizci kuadrantı bow n.
eski bir tür denizci kuadrantı bow n.
denizci pusulasında nokta rhumb n.
abd deniz kuvvetlerinde denizci er gob n.
(ceza olarak) denizci yevmiyesinden yapılan kesinti logging n.
bazı denizci şarkılarında geçen anlamsız bir sözcük rumbelow n.
(yalnız kısa süreli sefere çıkan) denizci runner n.
küçük denizci çantası ditty bag n.
denizci halatının düğüm atıldıktan sonra kalan kısmının uzunluğu drift n.
denizci için taşınan kargo portage n.
amatör denizci corinthian n.
rütbesiz denizci foremast hand n.
pruva direğinin donanımı ile ilgilenen denizci foremast hand n.
rütbesiz denizci foremastman n.
rütbesiz olarak hizmet veren denizci foremastman n.
en düşük rütbeli denizci ordinary seaman n.
münakaşacı ve kılı kırk yaran denizci sea lawyer n.
çok genç denizci sea boy n.
(abd donanması ve sahil güvenlik) denizci erin astı olan bir rütbe seaman apprentice n.
denizci jargonu sea term n.
(abd donanması ve sahil güvenlik) rütbesi denizci erin altında olan kimse seaman apprentice n.
çok deneyimli denizci seadog n.
denizci ve balıkçılar tarafından kullanılan su geçirmez çizme seaboot n.
kadın denizci seawoman n.
geminin rıhtıma yanaşma zamanının geldiğini gösteren denizci sinyali secure n.
ekvatoru geçerek tecrübesi törenle kutlanmış usta denizci shellback n.
(amerika kız izcileri) kıdemli denizci piyade birliği ship n.
denizci er shipper [obsolete] n.
(abd donanmasında) geminin sac levha ve boru tesisatı işlerini yapan denizci shipfitter n.
denizci kıyafeti slops n.
denizci pusulası pyxis n.
denizci kepi sailor cap n.
(denizci jargonunda) ölmek slip the cable v.
(denizci) aşırı çalışmak horse v.
(denizci) istifa etmek secure v.
(denizci) görevden el çekmek secure v.
(denizci) işi durdurmak secure v.
denizci gibi olmayan unsailorlike adj.
vasıfsız (denizci) freshwater adj.
acemi (denizci) freshwater adj.
denizci gibi sailorlike adj.
rütbesiz bir denizci olarak afore the mast adv.
rütbesiz bir denizci olarak before the mast adv.
Gastronomy
denizci sosu matalote sauce n.
denizci sosu matelote sauce n.
Literature
denizci sinbad sinbad the sailor n.
denizci sinbad sinbad n.
denizci sinbad sindbad n.
Linguistics
denizci jargonu sea language n.
denizci argosu sea language n.
Geography
denizci mili minute n.
Military
albay (denizci) captain n.
astsubay kıdemli üstçavuş (denizci) chief petty officer n.
denizci eğitim çavuşu marine drill sergeant n.
muvazzaf ordu için elverişli olmayan (yaralı, hasta vb.) asker/denizci noneffective n.
karada askerlik yapmaları için bir araya getirilen denizci veya deniz piyadesi topluluğu naval brigade n.
savaş gemisinde görev yapan denizci man-of-war's man n.
düşman gemisine çıkarak saldıran denizci broader n.
düşman gemisine çıkmak için seçilmiş bir grup denizci boarding-party n.
gemiye çıkılarak yapılan bir saldırıyı püskürten denizci broader n.
(kraliyet donanması'nda) belirli bir birim subayına yardımcı olan denizci er yeoman [uk] n.
denizci er ve erbaşları lower deck [uk] n.
denizci er ordinary rating n.
Music
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shanteyman n.
mürettebatın iş yaparken söylediği şarkının ritmini belirleyen denizci shantyman n.
Abbreviation
denizci çırağı sa (sabbath) n.
Archaic
genç denizci younker n.
denizci olmayan kimse landman n.
denizci maaşı portage n.
denizci selamı salutation n.
Ornithology
denizci kiskal quiscalus major n.
denizci kiskal boat-tail n.
denizci kiskal boat-tailed grackle n.
denizci kiskal boattail n.
Slang
deneyimli denizci salty dog n.
(abd) denizci jarhead n.
(abd) denizci squid n.
acemi denizci landlubber n.
ingiliz denizci limejuicer [obsolete] [us] n.
akran veya ahbap olunan denizci matey n.
tertipli denizci aj squared away n.
düzenli denizci aj squared away n.
her daim hazır denizci aj squared away n.
her daim hazır denizci aj squared away n.
tertipli denizci aj squared away n.
düzenli denizci aj squared away n.
(özellikle eğitimde olan) denizci boot [us] n.
(denizci argosunda) moral bozucu durum dog house n.
gemide su depolarından sorumlu denizci tanky adj.
acemi denizci gibi landlubberly adj.
acemi denizci gibi landlubbing adj.
Modern Slang
selam (denizci selamı) ahoy there exclam.
selam millet (denizci selamı) ahoy there exclam.