horse - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

horse

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "horse" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 125 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
horse n. beygir
horse n. at
General
horse n. sehpa
horse n. aygır
horse n. kasa
horse n. orkinos
horse n. süvari birliği
horse n. at
horse n. iskele sıpası
horse n. sıpa
horse n. atlama beygiri
horse n. dört ayaklı destek çerçevesi
horse n. dört ayaklı tutma cihazı
horse n. beygir gücü
horse n. üzerine oturulan at benzeri şey
horse n. çamaşır kurutma askısı
horse n. at gibi adam
horse n. beygir gücünde herif
horse n. sporcu dizliği
horse n. bir tür poker oyunu
horse v. kamçılamak
horse v. ata binmek
horse v. at koşmak
horse v. oynamak
horse v. at sağlamak
horse v. at sunmak
horse v. at vermek
horse v. hışımla yukarı kaldırmak
horse v. enerjik bir şekilde çekmek
horse v. çaba harcayarak taşımak
horse v. (kısrak) kızgınlık döneminde olmak
horse v. ata bindirilmek
horse v. ata yüklenmek
horse v. (ağır bir şeyi) büyük güç harcayarak taşımak
horse v. kuruması için at üzerine deri sermek
horse v. eşek şakasına maruz kalmak
horse v. kandırılmak
horse v. şakalanmak
horse v. ata binmek istemek
horse v. eşek şakası yapmak
horse v. kandırmak
horse v. şakalamak
horse v. deneme baskısını nüsha ile karşılaştırarak okumak
horse v. itmek
horse v. sürmek
horse v. gülüp geçmek
horse v. afacanlık yapmak
horse v. haylazlık etmek
horse v. ata biner gibi oturmak
horse v. bacaklarını ayırarak oturmak
horse v. (aygır) kısrak ile çiftleşmek
horse adj. atla çekilen
horse adj. atlarla sürülen
horse adj. at ile ilgili
horse adj. ata ait
horse adj. at sırtında olan
horse adj. ata yüklenmiş
horse adj. at üzerinde
horse adj. at ile kullanılan
horse adj. at tarafından kullanılan
horse adj. daha büyük
horse adj. kendi klasmanından daha ilkel
horse adj. kendi klasmanından daha büyük
Colloquial
horse n. (satrançta) at
Technical
horse n. cam dayama sehpası
horse n. kabartma veya dövme işinde kullanılan kanca biçimli alet
horse n. basılacak kağıdı tutmak için kullanılan eğimli çerçeve
horse n. merdiven kirişi
horse n. merdiven basamaklarını destekleyen çentikli tahta
Construction
horse n. kavisli çerçeve kalıbı
Marine
horse n. üzerinde bir halkanın hareket ettiği halat, çubuk veya seren
horse n. halat, çubuk veya seren üzerinde hareket eden halka
horse n. yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform
horse n. marsipet
horse n. basadora
horse n. denizcilikte kullanılan halat çeşidi
horse n. sinebent kayışı
horse n. açık mevzide gemiciyi koruyan kayış
horse n. yelken demiri
horse v. (gemi) çekiç ile kalafatlamak
horse v. (denizci) aşırı çalışmak
horse v. acımasızca çalışmak
horse v. adaletsiz bir biçimde uğraşmak
Zoology
horse n. aygır
horse n. damızlık at
horse n. prezewalski yaban atı
horse n. moğol yaban atı
horse n. takhi
horse n. modern at ile genetik bağı olan at
horse n. atgillerden olan hayvan
horse n. (abd at yarışı birliği terminolojisinde) 147 cm'den uzun at
horse n. dört yaşında veya daha yaşlı aygır
horse n. midilli
Geology
horse n. damarı tıkayan ve mineral içermeyen kaya bloğu
horse n. fay hattı boyunca uzanan yer değiştirmiş büyük kaya bloğu
Military
horse n. süvari
horse adj. süvari birlikleri tarafından kullanılan
horse adj. süvari birliklerinin kullanımına uygun
horse adj. süvari birlikleri için tasarlanmış
Sport
horse n. atlama beygiri
horse n. beygir
horse n. kulplu beygire benzeyen atlama aleti
horse n. kulplu beygir yarışması
horse n. kulplu beygirin kullanıldığı jimnastik etkinliği
horse n. istikrarlı performans sergileyen sporcu
Basketball
horse n. bütün zor işleri yapan oyuncu
horse n. eşek oyunu
horse n. bir tür basketbol oyunu
Archaic
horse v. (birini) kırbaçlamak için başka birinin sırtına bindirmek
Slang
horse n. beyaz şeker
horse n. eroin
horse n. intihal
horse n. kopya
horse n. aşırma
horse n. yabancı dildeki metnin birebir çevirisi
horse n. ödevler için kopya yollu yardım
horse n. iktidar
horse n. her şeyi yapmaya yetecek güç
horse n. istediğini başarma kapasitesi
horse n. fışkı
horse n. at dışkısı
horse v. (biri ile) maytap geçmek
horse v. (oyunun bir bölümünü) gürültülü şekilde sergilemek
horse v. sevişmek
horse v. çiftleşmek

Sens de "horse" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
horse mackerel n. istavrit balığı
General
old horse n. düldül
wild horse n. vahşi at
long horse n. atlama beygiri
trotting horse n. koşu atı
race horse n. yarış atı
american saddle horse n. amerikan binek atı
horse chestnut n. hintkestanesi
unbroken horse n. hergele
big horse n. kadana
dark horse n. yarışta kazanması umulmayan at
vaulting horse n. beygir
favorite horse n. banko at
miniature horse cart n. minyatür at arabası
sea horse n. denizatı
pack horse n. yük beygiri
bay horse n. doru at
a dark horse n. kapalı kutu
saddle horse n. binek atı
horse collar n. hamut
horse show n. konkurhipik
dark horse n. kazanma ihtimali zor olan
horse sense n. sağduyu
horse chestnut n. at kestanesi
dray horse n. yük beygiri
horse with white feet n. alabacak
vicious horse n. huysuz at
clothes horse n. çamaşır askısı
draught horse n. koşum atı
horse dung n. fışkı
horse trader n. at tüccarı
horse mushroom n. at mantarı
winning horse n. ganyan
horse doctor n. at doktoru
horse barn n. ahır
cart horse n. beygir
post horse n. posta atı
wheel horse n. araba atı
arab horse n. arap atı
master of the horse n. ahırbeyi
horse chestnut n. atkestanesi
horse with long hairs n. kılbarak
purebred arab horse n. küheylan
horse racing n. at yarışı
stud horse n. damızlık at
rocking horse n. salıncaklı oyuncak at
horse chestnut family n. at kestanesi familyası
vaulting horse n. müsabaka atı
withers of a horse n. cıdağı
horse cart n. atlı araba
the trojan horse n. truva atı
horse opera n. kovboy filmi
horse blanket n. at örtüsü
coach horse n. fayton atı
one horse n. tek atlı
stud horse n. aygır
charley horse n. kramp
rocking horse n. salıncaklı at
artillery horse n. katana
arabian horse n. arap atı
carriage horse n. koşum atı
trojan horse n. truva atı
kick horse n. çifte
horse race n. at yarışı
a horse of another color n. tamamıyla farklı bir konu
riding horse n. binek atı
horse fly n. at sineği
war horse n. savaş atı
horse sense n. makul düşünce
little horse n. tay
horse botfly n. at sineği
horse hair n. at kılı
unsaddled horse n. eyersiz at
unsaddled horse n. çıplak at
horse breeding n. atçılık
horse trainer n. at antrenörü
horse sense n. akıl fikir
pack horse n. yük taşıyan at
pack horse n. erzak taşıyan at
pack horse n. yük atı
wooden horse n. truva atı
wooden horse n. tahta at
horse dressing glass n. boy aynası
horse-mackerel n. çingenepalamudu
cart-horse n. yük beygiri
horse-attendant n. arpa emini
horse-trading n. partiler arasındaki pazarlık
hobby-horse n. bir insanın hakkında güçlü duygulara sahip olduğu ve konuşmaya bayıldığı konu
horse-racing n. at yarışı
hobby-horse n. tahta at
hobby-horse n. oyuncak at
hobby-horse n. favori konu
horse-cloth n. çul
hobby-horse n. gözde konu
horse-riding n. binicilik
horse-trading n. at satıcılığı
horse-drawn vehicle n. at arabası
two-horse race n. sadece iki kişi arasında geçen mücadele
war-horse n. savaş atı
war-horse n. çok tecrübeli biri
war-horse n. artık eskisi kadar etki uyandırmayan sanat eseri
two-horse race n. iki başlı yarış
two-horse race n. iki başlı mücadele
pack-horse n. yük beygiri
war-horse n. artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için)
stalking-horse n. göstermelik aday
war-horse n. eski tüfek
war-horse n. eski kurt
stalking-horse n. bahane
horse-box ramp n. seyyar rampa
horse bean n. bakla
horse box n. at nakil vagonu
thoroughbred horse racing n. safkan at yarışı
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren yarış atı
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren kişi
dark horse n. beklenmedik başarı gösteren politikacı
dark horse n. hakkında az bilinen fakat beklenmedik bir şekilde başarılı olan ya da olma ihtimali bulunan siyasi lider
white horse n. beyaz at
white horse n. köpüklü dalga
horse sense n. aklı selim
horse shelter n. at barınağı
horse manure n. at tezeği
horse-drawn carriage n. at arabası
horse-drawn carriage n. atlı gezinti arabası
working horse n. koşum atı
working horse n. çiftlik işlerinde çalıştırılan at
horse breaker n. at terbiyecisi
horse gentling n. at terbiyeciliği
horse breaking n. at terbiyeciliği
horse starting n. at terbiyeciliği
horse taming n. at terbiyeciliği
horse training n. at terbiyeciliği
horse-drawn bus n. atla çekilen taşıt
horse rider n. at binicisi
horse rein n. at dizgini
horse rein n. kantarma
horse-whisperer n. at terbiyecisi
horse tamer n. at terbiyecisi
rocking horse n. atlıkarınca
horse thief n. at hırsızı
horse breeder n. at yetiştiricisi
horse breeding n. at yetiştiriciliği
prancing horse n. şahlanan at
horse grooming n. at tımarlama
neighing horse n. kişneyen at
clothes horse n. elbise kurutma askısı
drying horse n. elbise kurutma askısı
clothes horse n. (kılık) kıyafet düşkünü
racing horse n. yarış atı
horse meat n. at eti
charley horse n. adale kasılması
coach horse n. araba atı
horse training n. at eğitimi
draught horse (uk) n. koşum atı
work horse n. koşum atı
draft horse (us) n. koşum atı
dray horse (old usage) n. koşum atı
heavy horse n. koşum atı
the horse laugh n. mantıksal safsata
the horse laugh n. savunulan görüşün mantıksız bir temele dayandırılması
horse trials n. binicilik yarışması
horse farm n. at çiftliği
towel horse n. havlu askısı
the horse of mars n. mars'ın atı
english horse n. ingiliz atı
horse blood n. at kanı
name of shah ismail's horse n. kamertay
quiet horse n. sakin at
horse chestnut gel n. at kestanesi jeli
near horse n. İki atın çektiği at arabasında sol taraftaki at
the horse guards n. londra'da whitehall'daki ingiliz ordusunun başkomutanın eski karargahına verilen isim
thill-horse n. yük beygiri
thill horse n. yük beygiri
horse head n. at kafası
horse head mask n. at kafası maskesi
light horse n. hafif süvari
master of the horse n. (ingiltere'de) kraliyet sarayının üçüncü görevlisi
led horse n. yük beygiri
wheel horse n. (siyasi kuruluşta) çalışkan ve güvenilir işçi
wheel horse [us/canada] n. istikrarlı veya çok çalışan kimse
wheel horse n. güçlü ve çalışmaya rıza gösteren at
willing horse n. canla başla çalışan kimse
horse block n. üzengi
horse block n. araç basamağı
harness horse n. koşum atı
harness horse n. yük atı
harness horse n. koşumlu yarış atı
horse boat n. at teknesi
horse boat n. at ve büyükbaşların taşındığı gemi
horse boat n. atlar tarafından sürülen deniz aracı
horse brass n. pirinç at aksesuarı
horse brass n. koşum takımına takılan yuvarlak dekoratif bir pirinç aksesuar
horse car n. at arabası
horse car n. at taşıma aracı
horse dealer n. at satıcısı
horse laugh n. rahatsız edici kahkaha
horse laugh n. gürültülü kahkaha
horse laugh n. kişnercesine kahkaha
horse laugh n. at gülüşü
horse power [obsolete] n. beygir gücünden faydalanan makine
horse power n. (abd ölçü sisteminde) 746 vatlık standart güç birimi
horse power n. (ingiliz yerçekimi ivmesinde) 550 ayak-librelik standart güç birimi
horse power n. etkili güç
horse race n. kıyasıya yarış
horse race n. yakın izleyen mücadele
horse race n. heyecan yaratan siyasi kampanya
horse race n. meşakkatle hazırlanmış siyasi kampanya
horse railroad n. atlı demiryolu
horse railroad n. atlı vagonların gittiği demiryolu
horse road n. at yolu
horse road n. atlı toplu taşıma
horse road n. atlı vagonları içeren toplu taşıma
horse trade n. sıkı pazarlık
horse trade n. kurnaz pazarlık
horse trade n. at ticareti
horse trade n. pratik uzlaşma
horse trade n. iş bitirici uzlaşma
horse trader n. iş bitiren kimse
horse trader n. sıkı pazarlıkçı
horse trader n. kurnaz pazarlıkçı
horse trader n. köylü kurnazı
horse trading n. zorlu pazarlık
horse trading n. iki tarafın gönlünü yapan sert pazarlık
horse wrangler n. sığır çobanı
horse wrangler n. binek atlarının bakımını yapan kimse
horse-dealer n. at tüccarı
horse-jockey n. jokey
horse-jockey n. at terbiyecisi
horse-jockey n. at tüccarı
horse-litter n. at vagonu
horse-litter n. iki atın arasına yerleştirilen taşıma vagonu
horse-race n. at yarışı
horse-race n. kıyasıya yarış
horse-race n. yakın izleyen mücadele
horse-trade n. at ticareti
horse-trade n. sıkı pazarlık
horse-trade n. sert pazarlık
horse-trade n. sert uzlaşı
horse-trader n. sıkı pazarlıkçı
horse-trader n. köylü kurnazı kimse
horse-trail n. at binme yolu
horse-trail n. at patikası
horse-trail n. gezi yolu
clothes horse n. çamaşırlık
clothes horse n. çamaşır askılığı
liberty horse n. (sirkte) sözlü talimatlar doğrultusunda belirli figürleri sergileyerek gösteri yapan binicisiz at
dark horse n. kapalı kutu olan kimse
dark horse n. hayatını gizli tutan kimse
dark horse n. beklenmedik yetenekleri olan, kendinden bahsetmeyen kimse
gift horse n. yan masrafları bulunan, yalnızca görüntüde hediye olan şey
hobby-horse n. ingiliz köylü dansında maskeli aktörün beline takılan at figürü
hobby-horse n. bu figürü takan kimse
hobby-horse n. atlıkarıncadaki at
hobby-horse n. atlıkarınca
hobby-horse n. kukla at
hobby-horse n. pedalsız bir bisiklet türü
hobby-horse [obsolete] n. şaklaban
hobby-horse [obsolete] n. soytarı
hobby-horse [obsolete] n. komedyen
hobby-horse [obsolete] n. komik olmaya çalışan kimse
hobby-horse [obsolete] n. budala
hobby-horse [obsolete] n. aptal
rocking horse n. sallanan at
cutting horse n. büyükbaşın sürüden ayrılması için kullanılan küçük bir binek atı
dray horse n. ağır işte çalışan kimse
dray horse n. köle
pole horse n. ok ağacına bağlı at
pole horse n. araba atı
pole horse n. (at yarışında) başlangıç pozisyonundaki at
pack horse n. it gibi çalışan kimse
pack horse n. her işi yüklenen kimse
pack horse [obsolete] n. çalışmaktan pestili çıkmış amele
post-horse n. posta atı
dead horse n. peşinen ödenmiş iş
dead horse n. avans ücreti
dead horse n. eski borç
five-horse string out n. at arabasına bağlanan beşli çubuk
five-horse string out n. beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
five-horse string out n. yan yana araç çeken beş at
sea horse n. dalgadaki büyük köpüklenme
sea horse n. deniz tarağı toplamaya yarayan kısa saplı uzun dişli tırmık
four-horse string out n. iki atın önde iki atın arkada ilerlediği bir at arabası düzeni
stick horse n. sopadan yapılan oyuncak at
ride a horse v. at binmek
ride a horse v. at sürmek
horse around v. gürültü yaparak oynamak
horse around v. sürtmek
ride a horse v. ata binmek
ride a high horse v. büyüklük taslamak
fall off a horse v. attan düşmek
eat like a horse v. ayı gibi yemek
eat like a horse v. öküz gibi yemek
compete in a horse race v. at yarışı yapmak
eat like a horse v. kurt gibi yemek yemek
put the cart before the horse v. tersine iş görmek
mount a horse v. ata binmek
horse around v. aylak aylak dolaşmak
horse around v. vakit öldürmek
get down off one's high horse v. yelkenleri suya indirmek
be mounted on the horse v. at binmek
be mounted on the horse v. ata binmek
mount the horse v. ata binmek
mount the horse v. at binmek
horse about v. maskaralık etmek
horse around v. avare avare dolaşmak
horse around v. maskaralık etmek
horse about v. aylak aylak dolaşmak
horse about v. avare avare dolaşmak
horse around v. vaktini boşa harcamak
horse around v. oyalanmak
horse about v. vaktini boşa harcamak
horse about v. oyalanmak
flog a dead horse v. boşa uğraşmak
ride (a horse) at full gallop v. dörtnala koşturmak
ride (a horse) at full gallop v. dört nala koşturmak
work like a horse v. eşek gibi çalışmak
bet on a horse race v. altılı oynamak
bet on horse racing v. altılı oynamak
fit (a horse) with a shoe v. nal çakmak
fit (a horse) with a horseshoe v. nal çakmak
mount a horse backwards v. ata ters binmek
put a saddle on a horse v. ata eyer/semer takmak
saddle up a horse v. ata eyer/semer takmak
put a saddle on a horse v. bir ata eyer/semer vurmak
saddle a horse up v. ata eyer/semer vurmak
get on a horse v. ata binmek
fall off the horse v. attan düşmek
draw a horse v. bir at çizmek
change a horse v. at sürerken dizgin tutan eli değiştirmek
take horse v. at sırtında yola çıkmak
take horse v. ata binmek
take horse v. (kısrak) yavrulamaya uygun şekilde korunmak
horse collar v. (birini) başından tutmak
horse collar v. (birini) boynundan yakalamak
horse collar v. (birini) boynundan tutup çekmek
horse collar v. (birini) yakasından kavramak
horse laugh v. kişner gibi kahkaha atmak
horse laugh v. gürültülü şekilde kahkaha atmak
horse laugh v. at gibi gülmek
horse trade v. at ticareti yapmak
horse-collar v. (birini) başından tutmak
horse-collar v. (birini) boynundan yakalamak
horse-collar v. (birini) boynundan tutup çekmek
horse-collar v. (birini) yakasından kavramak
horse-race v. at yarışına katılmak
horse-race v. at yarışında mücadele etmek
horse-race v. at yarışında yer almak
horse-trade v. at ticareti yapmak
horse-trade v. sıkı pazarlık yapmak
horse-trading v. horse-trade - horse-trading
horse-drawn adj. atlı
horse-like adj. at gibi
one-horse adj. önemsiz
one-horse adj. tek atlı (araba vb)
one-horse adj. ikinci derecede
one-horse adj. küçük
one-horse adj. adi
horse-and-buggy adj. eski moda
horse-faced adj. at suratlı
horse-and-buggy adj. otomobilin icadı öncesinde kalan son birkaç jenerasyona ait
horse-and-buggy adj. otomobilin icadı öncesinde kalan son birkaç jenerasyon ile ilgili
horse-and-buggy adj. eskimiş
horse-and-buggy adj. demode
horse-chestnut adj. at kestanesigiller ile ilgili
horse-drawn adj. (araba, vagon) atlı
horse-drawn adj. at ile çekilen
horse-drawn adj. at ile sürülen
one-horse adj. tek atla çekilen
one-horse adj. tek at kullanan
one-horse adj. tek atı bulunan
one-horse adj. kaynakları kısıtlı, küçük ve taşra karakteri olan
one-horse adj. küçük ve geri kalmış
one-horse adj. köhne
one-horse adj. tecrit edilmiş
on horse back adv. at sırtında
bhs (british horse society) abrev. ingiliz at derneği
Phrasals
horse around v. aylak aylak dolaşmak
horse about v. aylak aylak dolaşmak
horse about v. oyalanmak
horse around v. maskaralık etmek
horse around v. öylesine oyalanmak
horse about v. öylesine oyalanmak
horse about v. maskaralık etmek
horse around v. oyalanmak
horse around v. şamata yapmak
horse around v. gezinmek
horse around v. aylaklık etmek
horse around v. önemli hiçbir şey yapmamak
horse around v. boş gezenin boş kalfası olmak
Phrases
ali, look at the horse expr. ali, ata bak
it is useless to flog a dead horse expr. olmayacak duaya amin demek
a camel is a horse designed by a committee expr. kalabalık bir gruptan/komiteden düzgün bir karar çıkmaz
a camel is a horse designed by a committee expr. kalabalık bir gruptan/komiteden çıkan karar bir şeye benzemez
a camel is a horse designed by a committee expr. kalabalık bir gruptan/bir komiteden düzgün bir karar çıkması çok zordur
Proverb
never look a gift horse in the mouth beleş atın dişine bakılmaz
do not look a gift horse in the mouth misafir umduğunu değil bulduğunu yer
a nod is as good as a wink to a blind horse anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az
a nod is as good as a wink to a blind horse arif olan anlar
a nod is as good as a wink to a blind horse arife tarif gerekmez
you can lead a horse to water, but you can't make it drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
every horse thinks its own pack heaviest herkes kendi işinin zor olduğunu düşünür
every horse thinks its own pack heaviest herkes kendi yolunun dikenli olduğunu düşünür
lock the stable door after the horse is stolen iş işten geçtikten sonra önlem almak
shut the stable door after the horse has bolted iş işten geçtikten sonra önlem almak
If two ride on a horse one must ride behind bir çöplükte iki horoz ötmez
every horse thinks its own pack heaviest herkes kendi derdinin en büyük olduğunu düşünür
for want of a shoe the horse was lost bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
for want of a horse the man was lost bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
if two ride on a horse, one must ride behind bir koltukta iki karpuz taşınmaz
if two ride on a horse, one must ride behind bir ipte iki cambaz oynamaz
you can lead a horse to water but you can't make it drink zorla güzellik olmaz
you can take a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
you can take a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
don't put the cart before the horse her şeyin sırası var
don't look a gift horse in the mouth bedava gelen şeyde kusur aranmaz
don't look a gift horse in the mouth beleş atın dişine bakılmaz
It's no use closing the stable door after the horse has bolted atı alan üsküdar`ı geçti
a camel is a horse designed by a committee her kafadan bir ses çıkınca verim alınmaz
a camel is a horse designed by a committee her kafadan bir ses çıkınca işler karışır
nothing is so good for the inside of a man as the outside of a horse at yiğidin yoldaşıdır
nothing is so good for the inside of a man as the outside of a horse at binmek huzur verir/sakinleştirir
a camel is a horse designed by a committee farklı bakış açılarından oluşan bir grubun yaptığı iş bütünlük taşımaz, sonuç verimsiz ve kalitesiz olur
a camel is a horse designed by a committee komitenin tasarladığı at, deveye benzer
a camel is a horse designed by a committee her kafadan bir ses çıkan kalabalık bir grubun yaptığı işten hayır gelmez
a camel is a horse designed by a committee eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme, kimi uzun der kimi kısa
a ragged colt may make a good horse görüntüye/mevcut duruma aldanma
a camel is a horse designed by a committee farklı fikirleri taviz vererek tek bir proje altında toplamanın verimsizliğini anlatan söz
a camel is a horse designed by a committee komisyon kararlarından bir sonuç çıkmaz
a camel is a horse designed by a committee komisyon kararları verimsizdir
a camel is a horse designed by a committee bir grubun tasarladığı at, deveye benzer
a camel is a horse designed by a committee çok kişinin yaptığı işten hayır gelmez
a camel is a horse designed by a committee çok kişiyle yapılan iş eğri büğrü/eciş bücüş olur
give a beggar a horse, and he'll ride it to death çingeneye beylik vermişler önce babasını asmış
live, horse, and you will get grass zorluklara direnen/sabreden mükafatını alır
for want of a horse the man was lost bir çivi bir nal kurtarır
for want of a horse the man was lost bir mıh bir nal kurtarır
for want of a shoe the horse was lost bir nal bir at kurtarır
for want of a horse the man was lost bir nal bir at kurtarır
a ragged colt may make a good horse çirkin bir ördek yavrusu güzel bir kuğuya dönüşebilir
a ragged colt may make a good horse çirkin bir ördek yavrusu aslında güzel bir kuğu olabilir
don't set the cart before the horse her şeyin bir sırası var
don't set the cart before the horse aceleci davranma
don't put the cart before the horse her şeyin sırası var
don't put the cart before the horse yol yordamsız/aceleyle iş görme
don't set the cart before the horse her şeyin sırası var
don't set the cart before the horse yol yordamsız/aceleyle iş görme
for want of a shoe the horse was lost bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
for want of a shoe the horse was lost bir çivi bir nal kurtarır
for want of a horse the man was lost bir mıh bir nal kurtarır (bir nal bir at kurtarır)
for want of a horse the man was lost bir çivi bir nal kurtarır
you can lead a horse to water but you can't make him drink zorla güzellik olmaz
you can lead a horse to water but you can't make him drink birine şans verebilirsin ama o şansı kullanması için zorlayamazsın
Colloquial
charley-horse n. kramp
charley-horse n. adale kasılması
stalking-horse n. bahane
a horse of another colour n. başka bir konu
a horse of another color n. başka bir konu
horse of a different color n. başka bir konu
horse of a different colour n. bambaşka bir konu
a horse of another colour n. bambaşka bir konu
a horse of another color n. bambaşka bir konu
horse of a different color n. bambaşka bir konu
horse of a different colour n. başka bir konu
a willing horse n. çalışmayı seven kimse
a willing horse n. canla başla çalışan
stalking-horse n. mazeret
horse of a different colour n. tamamıyla farklı bir konu
a horse of another colour n. tamamıyla farklı bir konu
horse of a different color n. tamamıyla farklı bir konu
a horse of another color n. tamamıyla farklı bir konu
horse pill n. kocaman tablet/hap
horse pill n. yutulması zor büyük boyutlu hap
horse pill n. inanılması zor iddia, hikaye, söylem
horse pill n. asılsız iddia, hikaye, söylem
horse pill n. yutturulamayacak iddia, hikaye, söylem
horse pill n. yutturması zor iddia, hikaye, söylem
horse pucky [us] n. yalan konuşma
horse pucky [us] n. abartılı/ağdalı konuşma
horse pucky [us] n. haddini bilmez/kibirli konuşma
horse pucky [us] n. ahmakça/budalaca konuşma
horse pucky [us] n. küstahça konuşma
horse pucky [us] n. adilik
horse pucky [us] n. korkunç bir şey
horse pucky [us] n. rezillik
horse pucky [us] n. samimiyetsizlik
horse pucky [us] n. adaletsizlik
horse pucky [us] n. adil olmayan şey
horse pucky [us] n. haksızlık
horse pucky [us] n. insafsızlık
salt horse [dated] n. tuzda sığır eti
salt horse [dated] n. tuzda kurutulmuş biftek
salt horse [dated] n. tuzda korunmuş bitek
salt horse n. salamura sığır eti/biftek
war horse n. sağlam kimse/şey
war horse n. güçlü kimse/şey
war horse n. sağlam/güçlü karakterli kimse
war horse n. zorluklar karşısında dayanıklı kimse/şey
war horse n. yılmayan/mücadeleci kimse
war horse n. güvenilir kimse/şey
war horse n. sırtını dayayabileceğin/yaslayabileceğin kimse veya şey