itmek - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

itmek



Sens de "itmek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 55 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
itmek push v.
General
itmek jerk v.
itmek hustle v.
itmek jog v.
itmek impel v.
itmek jostle v.
itmek goad v.
itmek foil v.
itmek thrust v.
itmek heft v.
itmek scamble v.
itmek jab v.
itmek jam v.
itmek dig into v.
itmek log v.
itmek shove v.
itmek repulse v.
itmek push v.
itmek trindle v.
itmek boost v.
itmek repel v.
itmek propel v.
itmek poss v.
itmek abstrude v.
itmek threste [obsolete] v.
itmek justle v.
itmek melee v.
itmek horse v.
itmek yerk [dialect] v.
itmek muck v.
itmek muscle v.
itmek dab [dialect] v.
itmek dub v.
itmek paddle v.
itmek crowd v.
itmek peck [dialect] v.
itmek pote [dialect] [uk] v.
itmek power v.
itmek flog [uk] v.
itmek shtup v.
itmek bear v.
itmek beat v.
itmek poach [dialect] v.
Irregular Verb
itmek thraste [obsolete] v.
Phrasals
itmek thrust in v.
itmek incite in v.
itmek push forward v.
itmek jostle around v.
Technical
itmek repel v.
itmek boost v.
itmek force v.
itmek propel v.
Automotive
itmek push v.
itmek thrust v.
Engineering
itmek impulse v.

Sens de "itmek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 328 résultat(s)

Turc Anglais
General
tekne itmek için kullanılan sopa gibstaff [obsolete] n.
hafifçe itmek jog v.
omzuyla itmek shoulder v.
aşağı itmek push down v.
itmek (gemi bir veya birkaç mavnayı) tow v.
omuz ile itmek shoulder v.
itmek (sert bir şekilde) shove v.
toplum dışına itmek ostracize v.
dirsekle itmek elbow v.
kargaşaya itmek disarray v.
aşağı itmek detrude v.
yukarıya itmek boost v.
yardım için itmek boost v.
bir el hareketiyle bir yere itmek sweep v.
itmek (tekerlekli taşıtı) trundle v.
karışıklığa itmek disrupt v.
sırıkla itmek (sandal) punt v.
geriye itmek push back v.
dışarı itmek push out v.
ileriye itmek propel v.
bir el hareketiyle (bir yere) itmek veya çekmek sweep v.
yukarıya itmek shove upward v.
sıkıştırarak itmek press v.
itmek (bir kimseyi bir şey yapmaya) prompt to v.
fahişeliğe itmek prostitute v.
tekerlekli bir şeyi itmek wheel v.
geri itmek drive back v.
yukarı itmek push up v.
kenara itmek thrust aside v.
geri itmek push back v.
elinin tersiyle itmek spurn v.
elinin tersiyle itmek refuse v.
elinin tersiyle itmek decline v.
elinin tersiyle itmek turn down v.
bir kenara itmek brush aside v.
öteye itmek shove over v.
birisini bir şey yapmaya itmek drive someone to do something v.
birisini koluyla/eliyle yana itmek elbow someone aside v.
elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek push someone’s feet up with one’s hands v.
toplum dışına itmek ostracise v.
birini bir şey yapmaya teşvik etmek/itmek prompt someone to do v.
suça itmek push into crime/push somebody into a crime v.
toplum dışına itmek taboo v.
toplum dışına itmek tabu v.
dışarı itmek obtrude v.
(ani bir güçle) itmek uncork v.
(ani bir güçle) ileri doğru itmek uncork v.
süngü ile itmek bayonet v.
süngü kullanırmış gibi itmek bayonet v.
(at) kenara itmek bore v.
hareket halindeyken itmek brush v.
yukarı itmek hoosh [ireland] v.
(birini veya bir şeyi) itmek retrude v.
kalçalarını hızla öne doğru itmek bump v.
tekneyi kıyıdaki çalılıkların üzerinden itmek bushwhack v.
ileriye doğru itmek roll v.
güçlü şekilde itmek impact v.
kargaşaya itmek betumble v.
(engeli) zorla itmek drive v.
ileri doğru itmek paddle v.
mızrakla itmek pike v.
çubukla itmek pole v.
sırıkla itmek pole v.
aniden itmek pop v.
dışarı itmek peep v.
(birbirine) itmek contrude v.
bir kenara itmek fob off v.
dışarı itmek outpush v.
daha çok itmek outpush v.
dışarı itmek outthrust v.
bebek arabasında itmek perambulate v.
sivri ucu batırarak itmek prick [obsolete] v.
çubukla itmek shaft v.
bir kenara itmek shog v.
(rakibi) itmek shoot v.
sertçe itmek snick v.
dışa itmek push out v.
(silah, füze) içeri itmek put v.
-e itmek drive v.
e doğru (itmek) to adv.
Phrasals
fırçayla vb. bir kenara itmek brush aside v.
bir kenara itmek thrust off v.
bir kenara itmek thrust away v.
yana/bir kenara itmek/itelemek sweep aside v.
bir kenara itmek push away v.
birini yana doğru itmek jostle someone aside v.
bir kenara itmek push aside v.
bir yana itmek push aside v.
birini bir şeyin karşısına itmek push someone across something v.
bir yana itmek push away v.
dışarı itmek thrust out v.
dışarı itmek jab out v.
geriye itmek/püskürtmek push away v.
geriye itmek/püskürtmek push backward v.
geriye itmek/püskürtmek thrust back v.
içine doğru itmek push into v.
ittirmek/itmek push at v.
ilerisine itmek push something ahead of someone v.
ileri itmek push forward v.
ilerisine doğru itmek push something ahead of someone v.
ileriye itmek push forward v.
kenara itmek push aside v.
kenara itmek nudge aside v.
kenara itmek shove aside v.
önüne doğru itmek push on ahead of v.
kenara itmek shoulder aside v.
kenara atmak/itmek toss aside v.
kenara atmak/itmek throw aside/out of the way v.
tekmeleyerek kenara itmek kick aside v.
toplum dışına itmek alienate from v.
tıka basa (bir şeyin içine) doldurmak/itmek stuff something down something v.
yana itmek/ittirmek thrust someone away from v.
'e doğru itmek push someone toward someone or something v.
aşağı itmek crush down v.
içeri doğru itmek crush in v.
aşağı itmek force down v.
tüm gücüyle itmek/bastırmak punch down v.
hızlıca itmek/bastırmak punch down v.
yokuş aşağı itmek/yuvarlamak roll down v.
tekerlekli bir aracı aşağı doğru sürmek/itmek roll down v.
birini tekerlekli bir araçla itmek/sürmek roll down v.
boyunca sürmek/itmek roll down v.
bir şeyi bir yerden aşağı itmek/sürmek roll something down something v.
bir şeyi aşağı itmek/sürmek roll something down v.
aşağı itmek thrust down v.
(birini bir şeyi/kaynağı) kullanmaya itmek drive (one) back on (something) v.
birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek drive someone back on something v.
(birini başka birine, eski sevgilisine) tekrar itmek/çekmek drive (one) back to (someone) v.
birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar itmek/çekmek drive someone back to someone v.
suya/bir su kütlesinin içine itmek dunk in (something) v.
suya/bir su kütlesinin içine itmek dunk into (something) v.
(birini/bir şeyi) itmek push (someone or something) off v.
birini veya bir şeyi ileri itmek press forward v.
birini veya bir şeyi öne itmek press forward v.
birini veya bir şeyi itmek push forward v.
birini veya bir şeyi öne itmek push forward v.
birini veya bir şeyi ileri itmek push forward v.
öne/ileri itmek push forward v.
(bir şeyi) itmek dig into (something) v.
(bir şeyi) itmek dig in (something) v.
bir şeyi bir şeyin içine itmek/dürtmek dig in v.
(birini bir başkasının) üstüne doğru itmek throw at v.
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek grind something into something v.
bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek grind something in v.
(birini bir şey yapmaya) itmek nudge (someone) into (doing) (something) v.
(birini) alay ederek (bir şey yapmaya) itmek taunt (one) into (doing something) v.
birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye itmek taunt someone into something v.
(birini bir şeyin) içine itmek drag (someone) into (something) v.
bir şeyi itmek press on v.
(birini/bir şeyi) itmek prod into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şeye veya yere) itmek prod into (someone or something) v.
-e itmek push to v.
bir şey yapmaya/harekete geçmeye itmek push to v.
dışarı itmek squeeze out v.
içine itmek stick in v.
(bir şeyin) içine itmek stick into (something) v.
(bir taraf) doğru itmek swing to (someone or something) v.
(birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek terrify (one) out of (something or some place) v.
(birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek terrorize (one) out of (something) v.
birini tekerlekli bir şeyle itmek wheel around v.
içine itmek slip in v.
(bir duruma) çekmek/itmek wind into (something) v.
(birini/bir şeyi) itmek poke into (someone or something) v.
bir şeyi (birine/bir şeye) itmek/sokmak poke into (someone or something) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru itmek push toward v.
birini/bir şeyi bir amaca itmek push toward v.
birini/bir şeyi bir sonuca itmek push toward v.
(bir şeyden/yerden) dışarı itmek sweep out of (something or some place) v.
(bir şeyin/yerin) dışına itmek sweep out of (something or some place) v.
kenara itmek jostle aside v.
(birini/bir şeyi) itmek knock against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) itmek knock up against (someone or something) v.
tekerlekli bir aracı itmek wheel off v.
tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek wheel off v.
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla itmek wheel someone or something off v.
(birini/bir şeyi) yukarı doğru itmek push up on (someone or something) v.
eliyle itmek bat away v.
-e itmek plunge in v.
'-e itmek plunge in v.
oradan oraya itmek pull round v.
(bir şeyi bir şeyin) içine itmek push (something) into (something) v.
(birini) zorla (bir şeyin) içine itmek push (something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) altına itmek push (someone or something) under (something) v.
(birini/bir şeyi) hareket halindeki bir aracın altına/önüne itmek push (someone or something) under (something) v.
bir duyguyu bir şeyin altına itmek push (someone or something) under (something) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek thrust someone or something against someone or something v.
(birini) ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için itmek urge (one) along v.
birini ilerlemeye/hareket etmeye devam etmesi için itmek urge someone along v.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden uzağa itmek push someone or something off (of) someone or something v.
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden uzağa itmek push someone or something off v.
(birini/bir şeyi) geriye hareket ettirmek, sürmek, itmek back (someone or something) up v.
(birini/bir şeyi bir şeye) itmek back (someone or something) up to (something) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek back someone or something up to someone or something v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye itmek and back someone or something up v.
birini/bir şeyi (bir şeyden) uzağa sürmek, itmek, hareket ettirmek back someone or something off (from something) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye doğru itmek back someone or something onto someone or something v.
geri geri bir şeyin üstüne itmek, hareket ettirmek, sürmek back onto (something) v.
geriye itmek bend back v.
yukarı itmek boost up v.
(birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek bounce into (someone) v.
kenara itmek cast aside v.
kenara itmek chuck away v.
yana itmek chuck away v.
birini/bir şeyi kenara itmek chuck someone or something away v.
birini/bir şeyi yana itmek chuck someone or something away v.
-i kullanmaya itmek drive back on v.
-e tekrar itmek/çekmek drive back to v.
-e itmek drive on v.
(bir şeye) itmek drive someone on (to something) v.
-e itmek drive to v.
-e itmek dunk into v.
koluyla/eliyle yana itmek elbow aside v.
kenara itmek elbow aside v.
bir şeyi bir şeyin içine itmek feed something into something v.
(birini/bir şeyi) yere itmek fling (someone or something) down v.
birini/bir şeyi kenara itmek fling someone or something away v.
yere itmek fling down v.
(birini/bir şeyi) zorla (bir şeye/yere) itmek force (someone or something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek force (someone or something) into (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) içine doğru zorla itmek force (something) into (something) v.
zorla içine doğru itmek force in v.
zorla içine itmek force in v.
(birini/bir şeyi) itmek goad (someone or something) on v.
(birini bir şeye) itmek incite (someone) (to something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) itmek jab (someone or something) with (something) v.
(bir yerinden) itmek jab in v.
bir şeyi dışarı itmek jab something out v.
ile itmek jab with v.
hızlıca yukarı kaldırmak/itmek jam up v.
bir şeyi (yukarıdaki) bir şeye itmek/sokmak jam something up something v.
(birini/bir şeyi) ayağıyla itmek kick against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek knock into (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir yere) itmek nudge (someone or something) (somewhere) v.
-den yavaş yavaş itmek nudge out v.
bırakmaya itmek nudge out v.
-i itmek poke at v.
(birini/bir şeyi) itmek poke at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) bir şeyle itmek poke at (someone or something) v.
-i itmek poke in v.
-e itmek prod into v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) karşısına itmek push (someone or something) across (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek/sürüklemek/sokmak push (someone or something) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeye) itmek/sürmek/sürüklemek push (someone or something) into (something) v.
(birini bir şey) yapmaya itmek push (someone) into (something) v.
(birini bir şeye) itmek/sürüklemek push (someone) into (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üstüne itmek/yükseltmek push (someone or something) over v.
(birini bir şeyin) yukarısına itmek push (someone or something) over v.
karşısına itmek push across v.
ileri itmek push ahead (with something) v.
-in önüne itmek push ahead of v.
-i itmek push ahead of v.
-i ileri itmek push ahead of v.
(birini/bir şeyi) itmek/ittirmek push at (someone or something) v.
(bir şeyin) dışına itmek push out of (something) v.
içine itmek push through v.
(birini bir şey) yapmaya itmek/zorlamak put (one) up to (something) v.
birini itmek put one off v.
gizlice/çaktırmadan/fark edilmeden geçirmek/itmek slip through v.
-e doldurmak/itmek stuff down v.
geriye/arkaya itmek sweep back v.
(bir şeyin) dışına itmek/sürüklemek sweep off of (something) v.
alay ederek (bir şey yapmaya) itmek taunt into v.
dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) itmek taunt into v.
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) çıkmaya itmek tease (someone or something) out of (something) v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) itmek thrust (someone or something) on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) itmek thrust against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) itmek thrust at (someone or something) v.
öne itmek thrust forward v.
ileri itmek thrust forward v.
(birini/bir şeyi) bir şeyin içine itmek thrust into (someone or something) v.
(bir şeye/duruma) itmek thrust into (something) v.
(bir şeyin/durumun) içine itmek thrust into (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı itmek thrust out of (something or some place) v.
(bir şeyden) itmek thrust through (something) v.
(birini/bir şeyi) itmek thrust up against (someone or something) v.
(bir şeyden) içeri/dışarı itmek thrust up through (something) v.
arkaya doğru itmek/toplamak tie back v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine itmek trap (someone or something) into (something) v.
(birini) itmek trip over (someone) v.
(birini) kenara itmek trip over (someone) v.
Colloquial
birini çamura itmek push someone in the mud v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine zorla itmek get the push [uk] v.
(birini) bir şey yapmaya itmek drive (one) to (do something) v.
yapmaya itmek drive to do v.
Idioms
(birini) istemediği bir pozisyona itmek pitchfork v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give (one) the air v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the air v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the brush off v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the gate v.
(arkadaşlık teklifini) elinin tersiyle itmek give someone the old heave-ho v.
elinin tersiyle itmek throw something back in somebody's face v.
içki içmeye itmek drive somebody to drink v.
kenara itmek edge someone out v.
(sunulan yardımı) elinin tersiyle itmek kick away the ladder v.
(birini/bir şeyi birinden, bir şeyden kendinden) uzağa itmek push (someone or something) off (of) (someone, something, or oneself) v.
birine/bir şeye doğru bir şey itmek direct something to(ward) someone or something v.
(birini) elinin tersiyle itmek show (someone) the back of (one's) hand v.
(bir şeyi) aklının bir köşesine itmek push (something) to the back of (one's) mind v.
(birini) elinin tersiyle itmek give (someone) the back of one's hand v.
(birini bir şey) yoluna sokmak/itmek put (one) in the way of (something) v.
(birini) içki içmeye itmek drive (one) to drink v.
içki içmeye itmek drive to drink v.
(birini) yukarı itmek give (one) a leg up v.
(birini) yukarı itmek give somebody a leg-up [uk] v.
bir şeyi aklının bir köşesine itmek push something to the back of your mind v.
elinin tersiyle itmek throw (something) back in (one's) face v.
elinin tersiyle itmek throw (something) back into (one's) face v.
elinin tersiyle itmek throw the baby out with the bath v.
hedefe doğru itmek drive home v.
Technical
(tekneleri itmek için kullanılan) soketli direk socket pole n.
(motorlu taşıtlarda) hızlanmak için son kuvvetle itmek veya hızlanmak için itme gücü uygulamak firewall v.
Marine
kürekle kayığı itmek quant v.
(gemiyi) iskeleden yana doğru itmek breast off v.
ırgat kolunu itmek heave v.
manivelayı itmek heave v.
Psychology
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek repress v.
Botanic
bir tekneyi itmek ve yönlendirmek veya durdurmak için kullanılan bir ucu düz olan uzun ve ağır ahşap bir sopa white ash n.
Military
kurşun, roket, füze gibi ileri itmek için kullanılan bir patlayıcı impulse explosive n.
Sport
(körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış peel n.
(eskrimde) rakibi itmek için yapılan bir hamle contretemps n.
yüzme sırasında bacak hareketleri ile vücudu ileriye itmek kick v.
(rakip hokey oyuncusunu) tahta çerçeveye doğru itmek board v.
topu bilardo masasına bastırarak itmek pinch v.
Theatre
(başka bir oyuncuyu) sahne arkasına itmek upstage v.
Archaic
(ses, ışık, hava, su) geri itmek repercuss v.
kenara itmek daff v.
Slang
(bir şeyi) kaydırmak/yerinden oynatmak/itmek scooch v.
elinin tersiyle itmek throw the baby out with the bath water v.