gossip - Turc Anglais Dictionnaire

gossip

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "gossip" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 27 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
gossip n. dedikodu
Mrs. Granger loves to listen to the gossip about her neighbours.
Bayan Granger, komşularıyla ilgili dedikoduları dinlemeye bayılır.

More Sentences
General
gossip n. gıybet
She never cared about people having a gossip about her.
İnsanların onun hakkında gıybet etmesini hiçbir zaman umursamadı.

More Sentences
gossip n. dedikoducu
One must be careful around that gossip.
Bu dedikoducunun yanında dikkatli olmak gerekir.

More Sentences
gossip n. dedikodu
Idle gossip or rumor is personified by the Ancient poets.
Boş dedikodu veya söylenti Antik şairler tarafından kişileştirilmiştir.

More Sentences
gossip v. dedikodu yapmak
The two women met at a cafe to gossip about their coworkers.
İki kadın, iş arkadaşlarının dedikodusunu yapmak için bir kafede buluştular.

More Sentences
gossip v. gıybet etmek
The two women met at a cafe to gossip about their coworkers.
İki kadın, iş arkadaşlarının gıybetini yapmak için bir kafede buluştular.

More Sentences
gossip n. hoşbeş
gossip n. lakırdı
gossip n. dedikoducu kimse
gossip n. gevezelik
gossip n. kov
gossip n. söz
gossip n. çene çalma
gossip n. arkadaş
gossip n. yoldaş
gossip n. refakatçi
gossip n. ahbap
gossip n. kulaktan kulağa oyunu
gossip v. dedikodu etmek
gossip v. gevezelik etmek
gossip v. çene çalmak
gossip v. kaynatmak
gossip v. laf yetiştirmek
gossip v. dedikodu yoluyla söylemek
gossip v. dedikodu yoluyla iletmek
Media
gossip n. magazin haberleri
Archaic
gossip n. yakın kadın arkadaş

Sens de "gossip" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 34 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
gossip about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında dedikodu yapmak
Tom and Mary like to gossip about celebrities.
Tom ve Mary, ünlüler hakkında dedikodu yapmayı severler.

More Sentences
General
society gossip column n. sosyete sütunu
malicious gossip n. kötü niyetle yapılan dedikodu
malicious gossip n. kötü niyetli dedikodu
gossip girl n. dedikoducu kızı
gossip topic n. dedikodu başlığı
gossip topic n. dedikodu malzemesi
gossip columnist n. dedikodu yazarı
celebrity gossip n. ünlü dedikodusu
backstairs gossip n. gizli dedikodu
hot gossip n. sıcak dedikodu
hot gossip n. yeni dedikodu
gossip [dialect] [uk] n. vaftiz babası
gossip [dialect] [uk] n. vaftiz annesi
casual gossip n. gündelik dedikodu
gossip about v. laf etmek
be the subject of gossip v. söz olmak
have a gossip v. çene çalmak
have a gossip v. hoşbeş etmek
gossip about v. bir şeyin dedikodusunu yapmak
become a subject of gossip v. dile düşmek
gossip (unfavorably about somebody) v. lafını etmek
gossip (unfavorably about somebody) v. sözünü etmek
Phrasals
gossip about (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) lafını etmek
gossip about (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) dedikodusunu yapmak
gossip about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında konuşmak
Colloquial
juicy gossip/details/stories n. özellikle insanların cinsel davranışlarıyla ilgili ilginç veya şok edici bilgiler
Idioms
gossip fodder n. dedikodu malzemesi
gossip mill n. dedikodu kazanı
spread gossip v. dedikodu çıkarmak
spread gossip v. dedikodu yaymak
Speaking
do not gossip expr. dedikodu yapma
don't gossip expr. dedikodu yapma
Media
gossip column n. (gazetelerde) magazin haberi