Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | disappoint v. | hayal kırıklığına uğratmak | ||
I am perhaps slightly disappointed by the view of the PPE-DE. PPE-DE'nin görüşü beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | disappoint v. | boşa çıkarmak | ||
We therefore have a huge responsibility not to disappoint their expectations. Dolayısıyla onların beklentilerini boşa çıkarmamak gibi büyük bir sorumluluğumuz var. More Sentences |
||||
General | disappoint v. | hayal kırıklığına uğratmak | ||
We must not disappoint them. Onları hayal kırıklığına uğratmamalıyız. More Sentences |
||||
General | disappoint v. | hayal kırıklığı yaşatmak | ||
I am very disappointed in my son. Oğlumdan ötürü hayal kırıklığı yaşıyorum. More Sentences |
||||
General | disappoint v. | altüst etmek | ||
General | disappoint v. | ümidini boşa çıkarmak | ||
General | disappoint v. | üzmek | ||
General | disappoint v. | umudunu kırmak | ||
General | disappoint v. | umudunu boşa çıkarmak | ||
General | disappoint v. | bozmak | ||
General | disappoint v. | düş kırıklığına uğratmak | ||
General | disappoint v. | yüzünü kara çıkarmak | ||
General | disappoint v. | sözünü tutmamak | ||
General | disappoint v. | mahcup etmek | ||
General | disappoint v. | canını sıkmak | ||
Archaic | ||||
Archaic | disappoint v. | görevinden almak | ||
Slang | ||||
Slang | disappoint adj. | hayal kırıklığına uğramış |