elevated - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

elevated

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "elevated" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 22 résultat(s)

Anglais Turc
General
elevated adj. keyifli
elevated adj. yüksek
elevated adj. yüce
elevated adj. soylu
elevated adj. yükselmiş
elevated adj. kaldırılmış
elevated adj. yükseltilmiş
elevated adj. yüceltilmiş
elevated adj. şen
elevated adj. yüksek moralli
elevated adj. artmış (ısı)
elevated adj. daha yüksek bir rütbe veya statüye sahip
elevated adj. resmi
elevated adj. kibirli
elevated adj. gururlu
Colloquial
elevated adj. çakırkeyif
elevated adj. yarı sarhoş
elevated adj. içkili
elevated adj. kafası iyi/güzel
elevated adj. kafası yüksek/dumanlı
elevated adj. alkolden keyiflenmiş
Technical
elevated adj. yükseltilmiş

Sens de "elevated" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 60 résultat(s)

Anglais Turc
General
elevated temperature n. yüksek sıcaklık
elevated style n. ince biçem
Technical
elevated tank n. ayaklı su deposu
low alloy elevated temperature steels n. düşük alaşımlı yüksek sıcaklık çelikleri
low alloy elevated temperature steel n. düşük alaşımlı yüksek sıcaklık çeliği
room temperature and elevated temperature n. oda sıcaklığı ve yüksek sıcaklık
elevated load at ambient temperature n. ortam sıcaklığında yükseltilmiş yük
elevated loads at ambient temperature n. ortam sıcaklığında kaldırılmış yükler
elevated zero range n. sıfırlı erim
artificial ageing by long term exposure to elevated temperature n. uzun süre yüksek sıcaklığa maruz bırakılarak suni yaşlandırma
ageing by the use of thermal ageing by long term exposure in a ventilated oven at elevated temperature n. uzun süre yüksek sıcaklığa maruz bırakarak ısıl yaşlandırma uygulamak suretiyle suni yaşlandırma
elevated highway n. viyadüklü karayolu
elevated temperature test n. yüksek sıcaklık deneyi
elevated temperature n. yüksek sıcaklık
elevated track n. yükseltilmiş yol
elevated noise n. yüksek ses
elevated railway n. yükseltilmiş demiryolu
test at elevated temperatures n. yükseltilmiş sıcaklıklarda yapılan deney
method of testing at elevated temperature n. yüksek sıcaklıkta deney metodu
elevated storage n. yüksek depo
elevated way n. yükseltilmiş yol
resistance to elevated temperature and humidity n. yüksek sıcaklık ve neme dayanım
elevated storage n. yükseltilmiş depo
flexural strength at elevated temperatures n. yüksek sıcaklıklarda eğilme mukavemeti
elevated tank n. yükseltilmiş tank
elevated causeway system n. yükseltilmiş geçit sistemi
elevated railroad n. yükseltilmiş demiryolu
at elevated temperatures expr. yüksek sıcaklıklarda
Computer
elevated zero range n. sıfırlı erim ölçme aleti
Architecture
elevated alcove n. asma oda
Construction
elevated road n. yükseltilmiş yol
elevated railway n. yükseltilmiş demiryolu
elevated reservoir n. yükseltilmiş hazne
elevated flume n. yükseltilmiş kanal
elevated highway n. yükseltilmiş yol
Automotive
elevated pedestrian crossing n. yükseltilmiş yaya geçidi
Aeronautic
elevated duct n. troposferik telsiz kanalı
creep at elevated temperature n. yüksek sıcaklıkta deformasyon
elevated temperature properties n. yüksek sıcaklık özelliği
creep at elevated temperature n. yüksek sıcaklıkta krip
elevated heliport n. yükseltilmiş heliport
Marine
self-elevated movable platform n. kendiliğinden yükselebilen hareketli platform
Medical
elevated levels of matrix metalloproteinase n. artmış matriks metalloproteinaz seviyeleri
elevated level of serum insulin n. artmış serum insülin seviyesi
elevated intracranial pressure n. artmış kafa içi basıncı
elevated white blood cell count n. beyaz küre yüksekliği
strikingly elevated creatine phosphokinase level n. dikkat çekecek seviyede kreatin fosfokinaz değeri
elevated liver enzymes n. karaciğer enzim yüksekliği
elevated serum glucose level n. kan şekerinde yükseklik
elevated maternal serum alpha-protein levels n. maternal serum alfa fetoprotein yüksekliği
elevated prothrombin time n. protrombin zamanının uzaması
elevated transaminases n. transaminaz düzeylerinde artış
elevated hepatic enzyme levels n. yüksek karaciğer enzim düzeyleri
elevated serum ferritin levels n. yüksek serum ferritin düzeyleri
elevated creatine phosphokinase levels n. yüksek kreatin fosfokinaz düzeyleri
elevated serum calcium concentrations n. yükselmiş serum kalsiyum konsantrasyonları
elevated blood pressure n. yükselmiş kan basıncı
rat elevated t-maze test n. yükseltilmiş artı labirent sıçan testi
elevated blood glucose n. yüksek kan glukozu
Pathology
elevated blood glucose level n. yükselmiş kan glikoz düzeyi