exacerbates - Turc Anglais Dictionnaire

exacerbates

Sens de "exacerbates" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 15 résultat(s)

Anglais Turc
General
exacerbate v. artırmak (kötü durumdaki bir şeyi)
The global media attention will only exacerbate this potential.
Küresel medyanın ilgisi bu potansiyeli daha da artıracaktır.

More Sentences
exacerbate v. kötüleştirmek
It even exacerbates the position of immigrants already in the European Union.
Hatta halihazırda Avrupa Birliği'nde bulunan göçmenlerin durumunu daha da kötüleştirmektedir.

More Sentences
exacerbate v. şiddetlendirmek
And that is what exacerbated the Yugoslavian tragedy.
Ve Yugoslavya trajedisini şiddetlendiren de bu oldu.

More Sentences
exacerbate v. azdırmak
exacerbate v. kızdırmak
exacerbate v. öfkelendirmek
exacerbate v. daha kötü bir duruma sokmak
exacerbate v. ağırlaştırmak
exacerbate v. kızıştırmak
exacerbate v. alevlenmek
exacerbate v. alevlendirmek
exacerbate v. sinirlendirmek
exacerbate v. yangına körükle gitmek
exacerbate v. hiddetlendirmek
exacerbate v. azıştırmak