ease - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ease

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "ease" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 41 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
ease n. kolaylık
ease n. içi rahat olma
ease n. rahatlık
ease n. rahat
ease v. rahatlamak
ease v. kolaylaştırmak
ease v. rahatlatmak
ease v. hafifletmek
General
ease n. içi rahat olma
ease n. ferah
ease n. sıkıntısızlık
ease n. konfor
ease n. dinme
ease n. kolaylık
ease n. gönence
ease n. safa
ease n. sühulet
ease n. rahatlık
ease n. serbestlik
ease n. huzur
ease n. refah
ease n. genişlik
ease n. rahat
ease v. hafifletmek
ease v. gevşetmek
ease v. rahatlamak
ease v. yatıştırmak
ease v. dindirmek
ease v. rahatlatmak
ease v. yavaş yavaş hareket ettirmek
ease v. dikkatle yerleştirmek
ease v. kolaylaştırmak
ease v. sıkıntıdan kurtarmak
ease v. rahat ettirmek
ease v. ağrıdan kurtarmak
ease v. kolaylık getirmek
ease v. yavaş yavaş geçmek
ease v. önünü açmak
Trade/Economic
ease n. hafif düşüş (fiyat)
Textile
ease n. kumaş fazlalığını dağıtma
Marine
ease v. kaloma vermek

Sens de "ease" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 338 résultat(s)

Anglais Turc
General
ease of mind n. hafiflik
ease of use n. kullanım kolaylığı
great ease n. büyük kolaylık
ease of use n. kullanım rahatlığı
ease of handling n. kullanım kolaylığı
ease of handling and storage n. depolama ve taşıma kolaylığı
self-ease n. bedensel rahatlık
self-ease n. vücut rahatlığı
self-ease n. fiziksel rahatlık
ill ease n. huzursuzluk
ill ease n. tedirginlik
ill ease n. sıkıntı
ill ease n. rahatsızlık
heart's-ease n. gönül rahatlığı
heart's-ease n. iç rahatlığı
ease off v. gevşemek
ease off v. azalmak
be at ease v. rahat etmek
ease up v. gevşetmek
take one's ease v. keyfine bakmak
ease off v. hafiflemek
set someone at ease v. birini rahatlatmak
be at ease v. müsterih olmak
ease up v. genişlemek
put somebody's mind at ease v. yüreğine su serpmek
ease off v. inmek
ease off v. yavaşlamak
ease off v. gevşetmek
feel at ease v. içi rahat etmek
ease out v. görevden uzaklaştırmak
feel at ease v. rahat hissetmek
ease one's burden v. yükünü hafifletmek
feel at ease v. içi rahat olmak
ease the burden v. yükü hafiflemek
ease one's pain v. acısını dindirmek
ease one's distress v. acısını hafifletmek
ease ones's pains v. ağrılarını dindirmek
ease worry v. endişe gidermek
put somenone's mind at ease v. içine su serpmek
set someone's mind at ease v. içine su serpmek
ease the tension v. gerilimi azaltmak
ease one’s conscience v. vicdanını rahatlatmak
ease one’s suffering v. acısını dindirmek
ease a car into a narrow space v. arabayı dar/sıkışık bir yere yerleştirmek/park etmek
ease the life v. yaşamı kolaylaştırmak
ease the life v. hayatı kolaylaştırmak
rest at ease v. rahat olmak
ease someone's pain v. birinin acısını dindirmek
ease the communication v. iletişimi kolaylaştırmak
ease [obsolete] v. yemek ve barınma sağlamak
ease [obsolete] v. iaşe ve ibate sağlamak
ease [obsolete] v. ağırlamak
ill at ease adj. huzursuz
at ease adj. rahat
at ease adj. teklifsiz
at ease adj. başı dinç
ill at ease adj. endişeli
at ease adj. müsterih
ill at ease adj. içi rahat olmayan
at ease adj. huzurlu
at ease adj. içi rahat
completely at ease adj. tamamen rahatlamış
with ease adv. kolayca
with ease adv. kolaylıkla
for ease of calculation adv. hesap kolaylığı sağlaması için
Phrasals
ease up v. baskıyı azaltmak
ease off v. baskıyı azaltmak
ease off v. hafiflemek
ease up v. gevşetmek
ease off v. gevşemek
ease up v. gevşemek
ease up v. hafiflemek
ease off v. gevşetmek
ease off v. yoğunluğu azaltmak
ease off v. yumuşatmak
ease up v. yoğunluğu azaltmak
ease up v. yumuşatmak
ease into v. yavaşça ve dikkatlice hareket etmek
ease back v. geriye yavaşça çekmek
ease back v. dikkatle arkaya doğru çekmek
ease back v. dikkatli kullanmak
ease back v. özenli kullanmak
ease back v. daha yumuşak bir tavır sergilemek
ease back v. daha hoşgörülü olmak
ease back v. daha müsamahalı olmak
ease back v. daha merhametli olmak
ease someone into (something) v. birini (bir şeye) yavaş yavaş alıştırmak
ease someone into (something) v. birini (bir konuda) rahatlatmak
ease someone into (something) v. birine (bir şeyi) yavaş yavaş tanıtmak
ease (someone or something) along v. (birine ya da bir şeye) yardım etmek
ease someone or something along v. birine ya da bir şeye yardım etmek
ease (someone or something) along v. destek vermek
ease someone or something along v. destek vermek
ease (someone or something) along v. (biriyle) iyi geçinmek
ease someone or something along v. biriyle iyi geçinmek
ease (someone or something) along v. (birine) iyi davranmak
ease someone or something along v. birine iyi davranmak
ease (someone or something) along v. bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak
ease someone or something along v. suyuna gitmek
ease (someone or something) along v. taşırken dikkat etmek
ease out v. yavaş yavaş çıkmak
ease out v. dikkatlice çıkmak
ease out v. sakince çıkmak
ease out v. yavaş yavaş çıkarmak
ease out v. dikkatlice çıkarmak
ease out v. sakince çıkarmak
ease out v. sessizce ayrılmak
ease out v. tantana çıkarmadan ayrılmak
ease out v. sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak
ease out v. sakince ayrılmak
ease out v. ayrılmaya/bırakmaya teşvik etmek
ease out v. ayrılmaya/bırakmaya sevk etmek
ease on out v. yavaş yavaş çıkmak
ease on out v. dikkatlice çıkmak
ease on out v. sakince çıkmak
ease on out v. yavaş yavaş çıkarmak
ease on out v. dikkatlice çıkarmak
ease on out v. sakince çıkarmak
ease on out v. sessizce ayrılmak
ease on out v. tantana çıkarmadan ayrılmak
ease on out v. sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak
ease on out v. sakince ayrılmak
ease on out v. ayrılmaya/bırakmaya teşvik etmek
ease on out v. ayrılmaya/bırakmaya sevk etmek
ease someone out v. birini yavaş yavaş çıkarmak
ease someone out v. birini dikkatlice çıkarmak
ease someone out v. birini sakince çıkarmak
ease someone out v. birine sessiz sedasız el çektirmek
ease someone out v. birine sessiz sedasız yol vermek
ease someone out v. birine sakince el çektirmek
ease someone on out v. birini yavaş yavaş çıkarmak
ease someone on out v. birini dikkatlice çıkarmak
ease someone on out v. birini sakince çıkarmak
ease someone on out v. birine sessiz sedasız el çektirmek
ease someone on out v. birine sessiz sedasız yol vermek
ease someone on out v. birine sakince el çektirmek
ease along v. yardım etmek
ease along v. destek vermek
ease along v. iyi geçinmek
ease along v. iyi davranmak
ease along v. suyuna gitmek
ease along v. taşırken dikkat etmek
ease away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yavaş yavaş ayrılmak
ease away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yavaş yavaş uzaklaşmak
ease away (from someone or something) v. (birinden/bir şeyden) sakince uzaklaşmak
ease (someone or something) down v. (birini/bir şeyi) yavaş yavaş indirmek
ease (someone or something) down v. (birini/bir şeyi) dikkatlice indirmek
ease in v. yavaşça girmek
ease in v. yavaş yavaş girmek
ease in v. sakince girmek
ease in v. yavaşça sokmak
ease in v. yavaş yavaş sokmak
ease in v. sakince sokmak
ease in v. yavaş yavaş alışmak
ease in v. yavaş yavaş rahatlamak
ease in v. yavaş yavaş tanımak
ease in v. yavaş yavaş alıştırmak
ease in v. nazikçe alıştırmak
ease in v. sakince alıştırmak
ease in v. (animasyonda kareler arasındaki boşluğu azaltarak) yavaşlatmak
ease into (something) v. yavaş yavaş alışmak
ease into (something) v. yavaş yavaş rahatlamak
ease into (something) v. yavaş yavaş tanımak
ease off on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı azaltmak/kaldırmak
ease off on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine varmaktan vazgeçmek
ease off on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) rahat bırakmak
ease off on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) salmak/bırakmak
ease out v. (animasyonda kareler arasındaki boşluğu artırarak) hızlandırmak
ease out of v. yavaş yavaş bir yerden çıkmak
ease out of v. sakince bir yerden çıkmak
ease someone out of something v. birini dikkatlice bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out of something v. birini yavaş yavaş bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out of something v. birini sakince bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out of something v. birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak
ease someone out of something v. birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek
ease someone out of something v. birine sessiz sedasız yol vermek
ease someone out of something v. birine sakince bir şeyden el çektirmek
ease someone out v. birini dikkatlice bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out v. birini yavaş yavaş bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out v. birini sakince bir şeyden/yerden çıkarmak
ease someone out v. birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak
ease someone out v. birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek
ease someone out v. birine sessiz sedasız yol vermek
ease someone out v. birine sakince bir şeyden el çektirmek
ease out of (something) v. (bir yerden/şeyden) yavaş yavaş çıkarmak
ease out of (something) v. (bir yerden/şeyden) dikkatlice/yavaşça çıkarmak
ease out of (something) v. (bir yerden/şeyden) sakince çıkmak
ease out of (something) v. (bir şeyden) sessiz sedasız el çektirmek
ease out of (something) v. (bir şeyden) sessiz sedasız uzaklaştırmak
ease out of (something) v. (bir şeyi) sessiz sedasız bıraktırmak
ease out of (something) v. (bir şeyden) sakince el çektirmek
ease up (on someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı azaltmak/kaldırmak
ease up (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) salmak/bırakmak
ease up (something) v. (birinin) üzerine varmaktan vazgeçmek
ease up (something) v. (birini) rahat bırakmak
ease up (something) v. (birine) sakin davranmak
ease up (on someone) v. (bir şeyi) azaltmak
ease up (on someone) v. (bir şeyin) sıklığını/yoğunluğunu düşürmek
Phrases
with relative ease expr. kolayca
with relative ease expr. zorlanmadan
Colloquial
little-ease n. mahkumun hareket özgürlüğünü kısıtlayacak kadar küçük olan cezaevi hücresi
ease-in n. (animasyonda kareler arasındaki boşluğu azaltarak) yavaşlatma
ease-out n. (animasyonda kareler arasındaki boşluğu artırarak) hızlandırma
ease off on someone v. birinin üzerine yaptığınız baskıyı azaltmak
ease off on someone v. birisiyle uğraşmayı bırakmak
ease past v. (maçı) rahat kazanmak
ease past v. (rakibini) kolay geçmek
ease off on someone v. (birini) rahat bırakmak
ease off on someone v. (artık) üzerine varmamak/varmaktan vazgeçmek
ill-at-ease adj. endişeli
ill-at-ease adj. huzursuz
ill-at-ease adj. hoşnutsuz
ill-at-ease adj. içi rahat olmayan
ill-at-ease adj. rahatsız
ill-at-ease adj. tedirgin
every thief has some excuse to ease their conscience expr. her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır
at (one's) ease expr. rahat
at (one's) ease expr. rahatça
at (one's) ease expr. sıkıntısız
at (one's) ease expr. endişesiz
at (one's) ease expr. özgür
at (one's) ease expr. özgürce
at (your) ease expr. rahat
at (your) ease expr. sıkıntısız
at (your) ease expr. endişesiz
at (your) ease expr. özgür
at (your) ease expr. kendinden emin
at (your) ease expr. rahat
at (your) ease expr. için rahat
at (your) ease expr. huzurlu
at (your) ease expr. endişesiz
at (your) ease expr. sakin
at (your) ease expr. müsterih
Idioms
ease off v. azalmak
put one at ease v. birini rahat hissettirmek
put one at one's ease v. birini rahat hissettirmek
put one at ease v. birini rahatlatmak
put somebody at ease v. birisini rahatlatmak
put at one's ease v. birini ferahlatmak
ease off on someone v. birinin üzerine yaptığınız baskıyı azaltmak
put one at ease v. birini dinlendirmek
put one at one's ease v. birini dinlendirmek
put one at one's ease v. birini rahatlatmak
put at one's ease v. birini rahatlatmak
ease off v. gevşemek
be ill at ease (with) v. huzursuz olmak
put at one's ease v. endişeden kurtarmak
ease off v. gerginliğini yitirmek
be ill at ease (with) v. endişeli olmak
ease down v. hızını azaltmak
ease down v. hız kesmek
ease one's mind v. içini rahatlatmak
put one at (one's) ease v. içini rahatlatmak
fly with the greatest of ease v. kolayca/kuş gibi uçmak
be at ease v. kendini iyi hissetmek
be at ease v. kendini rahat hissetmek
be at ease v. kuş gibi hissetmek
be at ease v. rahat hissetmek
set at ease v. rahatlatmak
ease the sting v. sıkıntıyı hafifletmek
put at ease v. rahatlatmak
put at one's ease v. sıkıntıdan kurtarmak
be at ease v. rahata geçmek
be at ease v. rahatlamak
ease down v. yavaşlatmak
set someone's mind at ease v. yüreğine su serpmek
ease someone out v. yol vermek
put one at (one's) ease v. yüreğine su serpmek
ease off on someone v. (birini) rahat bırakmak
put at one's ease v. yatıştırmak
ease back on v. yavaşça geri çekmek
ease off v. yumuşamak
ease on out of something v. yavaş yavaş bir yerden (mesela park yerinden) çıkmak
ease off on someone v. (artık) üzerine gitmemek/üzerine varmaktan vazgeçmek
be ill at ease (with) v. utanmak
be ill at ease v. huzursuz olmak
be ill at ease v. endişeli olmak
be ill at ease v. gergin olmak
be ill at ease v. heyecanlı olmak
put (one's) mind at ease v. (birinin) içini rahatlatmak
put (one's) mind at ease v. (birinin) içine/yüreğine su serpmek
put (oneself) at (one's) ease v. (kendini) rahatlatmak
put (oneself) at (one's) ease v. içini ferahlatmak/ferah tutmak
put (oneself) at (one's) ease v. rahatlamak
put (oneself) at (one's) ease v. sakin olmak
put (oneself) at (one's) ease v. (kendini) yatıştırmak
set (one) at (one's) ease v. (birini) rahatlatmak
set (one) at (one's) ease v. (birinin) içine su serpmek
set (one) at (one's) ease v. (birinin) yüreğine su serpmek
set mind at ease v. içine su serpmek
set mind at ease v. yüreğine su serpmek
set mind at ease v. içini rahatlatmak
living a life of ease expr. ekmek elden su gölden
Speaking
I'm set at ease expr. içim rahat
be at ease expr. için rahat olsun
I'm set at ease expr. müsterihim
put your mind at ease expr. kafanı rahat tut
Trade/Economic
ease off n. fiyat artışlarının yavaşlaması
ease of handling and storage n. taşıma ve depolama kolaylığı
for ease of reference only n. yalnızca referans kolaylığı (sağlaması) için
ease off v. (fiyat) düşmek
for ease of reference only expr. sadece referans kolaylığı (sağlaması) için
for ease of reference only expr. sadece başvuru kolaylığı (sağlaması) için
Law
ease of mind n. aklın sükunu
Technical
ease of operation n. çalışma kolaylığı
ease of dispersion n. dağılma kolaylığı
ease of implementation n. uygulama kolaylığı
ease of application n. uygulama kolaylığı
Computer
ease of installation n. kurulum kolaylığı
Mechanic
ease of forming n. şekillenme kolaylığı
Automotive
ease up on the throttle pedal v. gazdan ayağı çekmek
Marine
ease a ship v. dümeni sıkı tutmak
ease off v. palamarı aşama aşama gevşetmek
ease the helm v. dümeni geminin ortasına yerleştirmek
ease the helm v. dümen yekesinin geminin ortasına gelmesine izin vermek
ease a ship v. orsa giderken baş vurmak
ease away v. az direnç göstermek
ease off v. az direnç göstermek
ease the ship v. gemiyi dalgaya karşı götürmek
ease off v. kaloma etmek
ease away v. kaloma etmek
ease away v. (ipi) yavaş yavaş gevşetmek
ease off v. (ipi) yavaş yavaş gevşetmek
Botanic
western heart's ease n. iki gözlü menekşe
western heart's ease n. kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yetişen beyaz yaprakları olan bir menekşe
heart's-ease n. yaygın bahçe hercailerinin türetildiği bir avrupa bitkisi
heart's-ease n. hercai menekşe
heart's-ease n. söğütotu
Linguistics
junctural ease n. geçişsel uyuşma
Religious
chapel of ease n. bölge kilisesine uzak yaşayanlar için bölge sınırları içerisinde inşa edilmiş kilise
chapel of ease n. artan cemaatin ihtiyacı için yapılan ek kilise binası
Military
ease march n. adi adım
at-ease stance n. rahat duruşu
stand at ease v. rahat duruşunda beklemek
at ease march expr. adi adım! komutu
stand at ease! expr. rahat!
at ease! expr. rahat!
Sport
standing at ease n. rahat duruş