rahatlatmak - Turc Anglais Dictionnaire

rahatlatmak

Sens de "rahatlatmak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 66 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
rahatlatmak relax v.
The massage you received has relaxed your entire body.
Aldığınız masaj tüm vücudunuzu rahatlattı.

More Sentences
rahatlatmak relieve v.
Regular massage relieves painful muscles and reduces stress that can narrow normal breathing.
Düzenli masaj ağrılı kasları rahatlatır ve normal nefes almayı daraltabilecek stresi azaltır.

More Sentences
rahatlatmak ease v.
General
rahatlatmak soothe n.
Working out soothed me a lot.
Egzersiz yapmak beni çok rahatlattı.

More Sentences
rahatlatmak lighten up v.
We all need to lighten up a little.
Hepimizin biraz rahatlamaya ihtiyacı var.

More Sentences
rahatlatmak comfort v.
Her kind words comforted me.
Nazik sözleri beni rahatlattı.

More Sentences
rahatlatmak relieve v.
In fact, a drug that relieves one person’s restless legs may actually make your symptoms worse.
Aslında, bir kişinin huzursuz bacaklarını rahatlatan bir ilaç aslında semptomlarınızı daha da kötüleştirebilir.

More Sentences
rahatlatmak reassure v.
What can you say to reassure us and allay our concerns?
Bizi rahatlatmak ve endişelerimizi gidermek için ne söyleyebilirsiniz?

More Sentences
rahatlatmak de-stress v.
Or do you just want to de-stress and relax?
Yoksa sadece stres atmak ve rahatlamak mı istiyorsunuz?

More Sentences
rahatlatmak free v.
The new payment method will free the banks by decreasing intensity.
Yeni ödeme yöntemi yoğunluğu azaltarak bankaları rahatlatacaktır.

More Sentences
rahatlatmak mellow v.
They all tried to mellow their manager out with compliments.
Hepsi müdürlerini iltifatlarla rahatlatmaya çalıştı.

More Sentences
rahatlatmak straighten somebody out v.
rahatlatmak set v.
rahatlatmak lighten v.
rahatlatmak salve v.
rahatlatmak let one's hair down v.
rahatlatmak unwind v.
rahatlatmak thaw out v.
rahatlatmak disburden v.
rahatlatmak unbend v.
rahatlatmak pacify v.
rahatlatmak relieve one's mind v.
rahatlatmak ease v.
rahatlatmak disembarrass v.
rahatlatmak soothe v.
rahatlatmak facilitate v.
rahatlatmak set somebody's mind at rest v.
rahatlatmak help v.
rahatlatmak thaw v.
rahatlatmak favour v.
rahatlatmak favor v.
rahatlatmak unknot v.
rahatlatmak accoy [obsolete] v.
rahatlatmak addulce [obsolete] v.
rahatlatmak cheer v.
rahatlatmak allegge v.
rahatlatmak easy v.
rahatlatmak encalm [obsolete] v.
rahatlatmak unlax v.
rahatlatmak unsnag v.
rahatlatmak unstrain v.
rahatlatmak besoothe v.
rahatlatmak lax v.
rahatlatmak heal v.
rahatlatmak liss v.
rahatlatmak debarrass v.
rahatlatmak demulce v.
rahatlatmak disemburden v.
rahatlatmak instimulate v.
rahatlatmak dill [dialect] [uk] v.
rahatlatmak dulce v.
rahatlatmak disbend [obsolete] v.
rahatlatmak still v.
rahatlatmak frother [dialect] v.
Phrasals
rahatlatmak set off v.
rahatlatmak loosen up v.
rahatlatmak wind down v.
rahatlatmak clean up v.
rahatlatmak cool down v.
Colloquial
rahatlatmak decompress v.
Idioms
rahatlatmak set at ease v.
rahatlatmak put at ease v.
rahatlatmak lay at rest v.
rahatlatmak steady the ship v.
Archaic
rahatlatmak disburthen v.
Slang
rahatlatmak mellow out v.

Sens de "rahatlatmak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 88 résultat(s)

Turc Anglais
General
halka açık alanlarda insanları rahatlatmak için çalınan müzik muzak n.
içini rahatlatmak relieve v.
birini rahatlatmak set someone's mind at rest v.
birini rahatlatmak set someone at ease v.
rahatlatmak (mideyi) settle v.
vicdanını rahatlatmak salve one's conscience v.
(vicdan vb) rahatlatmak unburden v.
içini rahatlatmak reprieve v.
rahatlatmak (vicdan) unburthen v.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak bail somebody out v.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak bail out somebody v.
vicdanını rahatlatmak ease one’s conscience v.
vicdanını rahatlatmak clear one's conscience v.
birini rahatlatmak relieve someone v.
kendini rahatlatmak relieve oneself v.
kendini rahatlatmak relax oneself v.
kendini rahatlatmak set the heart at rest v.
içini rahatlatmak reprive v.
kendini rahatlatmak deliver v.
Phrasals
(birini/kendini) rahatlatmak relieve (someone or oneself) of (something) v.
meşgul olan bir şeyi rahatlatmak free up v.
birini (bir konuda) rahatlatmak ease someone into (something) v.
birini rahatlatmak loosen someone up v.
öperek rahatlatmak kiss away v.
(birini bir konuda) rahatlatmak assure (one) of (something) v.
ile rahatlatmak console with v.
(bir konuda) rahatlatmak console on v.
(birini/kendini bir şeyle) rahatlatmak console (someone or oneself) with (something) v.
(birini bir konuda) rahatlatmak console (one) on (something) v.
birini/bir şeyi rahatlatmak freshen someone or something up v.
birini (bir şeyden/yükten) rahatlatmak/kurtarmak relieve someone of v.
Colloquial
ile içini rahatlatmak console oneself with v.
birinin içini rahatlatmak do one good v.
her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır every thief has some excuse to ease their conscience expr.
Idioms
içini rahatlatmak do someone's heart good v.
birisini rahatlatmak put mind at rest v.
birisini rahatlatmak set mind at rest v.
birini rahatlatmak put at one's ease v.
birisini rahatlatmak put someone's mind at rest v.
birisini rahatlatmak set someone's mind at rest v.
birini rahatlatmak put one at one's ease v.
birini rahatlatmak put one at ease v.
içini rahatlatmak ease one's mind v.
birinin içini rahatlatmak do somebody the world of good v.
(elini tutarak) birini rahatlatmak hold someone's hand v.
birisini rahatlatmak put somebody at ease v.
içini rahatlatmak put one at (one's) ease v.
midesini rahatlatmak settle your stomach v.
rahatlatmak (içki, yiyecek, vb. ile) take the edge off v.
ortamı rahatlatmak clear the atmosphere v.
ortamı rahatlatmak cut the ice v.
(bir şeyi) yatıştırmak/sakinleştirmek/rahatlatmak lay (something) at rest v.
bir vaizin uyanış toplantısında günahlarını affettirmek, ıslah olmak veya ruhunu rahatlatmak için hristiyanlığa dönmek/hristiyanlığı kabul etmek hit the sawdust trail [us] v.
(birinin) içini rahatlatmak set (one's) mind to rest v.
(birini) rahatlatmak set (one's) mind to rest v.
(birinin) zihnini/içini rahatlatmak take a lot off (of) (one's) mind v.
(birini) rahatlatmak take a lot off (of) (one's) mind v.
öperek birinin acısını rahatlatmak kiss one's pain away v.
öperek acıyı rahatlatmak kiss the pain away v.
öperek ağlayan birinin rahatlatmak/sakinleştirmek kiss (one's) tears away v.
birini/bir şeyi birinden alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take someone or something off someone'shands v.
(birini/bir şeyi birinden) alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take (someone or something) off (one's) hands v.
birini/bir şeyi birinden alıp onu rahatlatmak/özgür bırakmak take something/somebody off somebody’s hands v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu üstüne alıp birini rahatlatmak take something/somebody off somebody’s hands v.
(birini) rahatlatmak put (one's) mind to rest v.
kafasını rahatlatmak take a load off somebody's mind v.
kafasını rahatlatmak take a weight off somebody's mind v.
zihnini/kafasını rahatlatmak be a load off (one's) mind v.
zihnini/kafasını rahatlatmak be a weight off (one's) mind v.
zihnini/kafanı rahatlatmak be a weight off your shoulders v.
içini rahatlatmak do heart good v.
(elini tutup) rahatlatmak hold somebody's hand v.
öperek ağlayan birini rahatlatmak/sakinleştirmek kiss (one's) tears away v.
(birinin) içini rahatlatmak put (one's) mind at rest v.
(kendini) rahatlatmak put (oneself) at (one's) ease v.
(birinin) içini rahatlatmak put (one's) mind at ease v.
(birini) rahatlatmak set (one's) heart at rest v.
(birini) rahatlatmak set (one) at (one's) ease v.
midesini rahatlatmak settle (one's) stomach v.
(bir şeyi) rahatlatmak set (something) at rest v.
içini rahatlatmak set mind at ease v.
midesini rahatlatmak settle stomach v.
kafayı rahatlatmak take a load off mind v.
Trade/Economic
piyasaları rahatlatmak relieve the markets v.
Law
vicdanını rahatlatmak için verilen para conscience money n.
Automotive
gaz akışını rahatlatmak relieve v.
Medical
boğulmuş fıtığın yapısını rahatlatmak için yapılan kesme operasyonu celotomy n.
Archaic
(vicdan vb.) rahatlatmak unburthen v.