Historique

settle

Sens de "settle" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 99 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	settle v.	yerleşmek
General
2	General	settle n.	sıra
3	General	settle n.	bank
4	General	settle n.	tahta kanepe
5	General	settle v.	çaresine bakmak
6	General	settle v.	tayin etmek
7	General	settle v.	hafiflemek
8	General	settle v.	ayak uydurmak
9	General	settle v.	adapte olmak
10	General	settle v.	tünemek
11	General	settle v.	yatıştırmak (sinirleri)
12	General	settle v.	yatışmak
13	General	settle v.	karar vermek
14	General	settle v.	kararlaştırmak
15	General	settle v.	berraklaşmak
16	General	settle v.	halletmek (bir anlaşmazlığı)
17	General	settle v.	anlaşmak
18	General	settle v.	rahatlamak
19	General	settle v.	tasman meydana gelmek (binada)
20	General	settle v.	iskan etmek (insanları boş bir yere)
21	General	settle v.	çökertip sıkıştırmak (kuru bir maddeyi)
22	General	settle v.	yerleştirmek (insanları bir yere)
23	General	settle v.	yetinmek
24	General	settle v.	çökeltmek
25	General	settle v.	dibe oturmak
26	General	settle v.	çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri)
27	General	settle v.	çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler)
28	General	settle v.	oturtmak (bir şeyi bir yere)
29	General	settle v.	konmak
30	General	settle v.	göstermek
31	General	settle v.	süzmek
32	General	settle v.	iskan etmek
33	General	settle v.	bastırmak
34	General	settle v.	bağlamak (nafaka)
35	General	settle v.	uyum sağlamak
36	General	settle v.	ödemek
37	General	settle v.	yerine getirmek
38	General	settle v.	belirlemek
39	General	settle v.	çöküp daha sıkışık olmak (kuru bir madde)
40	General	settle v.	sakinleştirmek
41	General	settle v.	durulmak
42	General	settle v.	çökelmek
43	General	settle v.	yurtlandırmak
44	General	settle v.	berraklaştırmak (kahveyi)
45	General	settle v.	rahatlatmak (mideyi)
46	General	settle v.	konmak (kuş)
47	General	settle v.	karar kılmak
48	General	settle v.	halletmek
49	General	settle v.	yerleşmek
50	General	settle v.	yatıştırmak
51	General	settle v.	-e oturmak
52	General	settle v.	-e yerleşmek
53	General	settle v.	binada tasman meydana gelmek
54	General	settle v.	çözmek
55	General	settle v.	yerleşik hayata geçmek
56	General	settle v.	karara bağlamak
57	General	settle v.	gidermek (fark vb)
58	General	settle v.	(kar) tutmak
59	General	settle v.	(iş vb.) halletmek
60	General	settle v.	kaplamak
61	General	settle v.	(ifade) yerleşmek
Trade/Economic
62	Trade/Economic	settle v.	bir borcu ödeyip temizlemek
63	Trade/Economic	settle v.	çözümlemek
64	Trade/Economic	settle v.	düzeltmek
65	Trade/Economic	settle v.	oturmak
66	Trade/Economic	settle v.	sona erdirmek
67	Trade/Economic	settle v.	yoluna koymak
Law
68	Law	settle v.	bir ihtilafı halletmek
69	Law	settle v.	düzeltmek
70	Law	settle v.	düzenlemek
71	Law	settle v.	halletmek
72	Law	settle v.	hesaplaşmak
73	Law	settle v.	iskan ettirmek
74	Law	settle v.	ödemek
75	Law	settle v.	kararlaştırmak
76	Law	settle v.	senet tanzim etmek
77	Law	settle v.	takas etmek
78	Law	settle v.	tahakkuk ettirmek
79	Law	settle v.	vermek
Technical
80	Technical	settle n.	çökelterek temizlemek (sıvı)
81	Technical	settle v.	bir karara bağlamak
82	Technical	settle v.	çökmek
83	Technical	settle v.	çözmek
84	Technical	settle v.	halletmek
85	Technical	settle v.	süzülmek
86	Technical	settle v.	sabit bir hale getirmek
87	Technical	settle v.	tortullaşmak
88	Technical	settle v.	yerleştirmek
89	Technical	settle v.	yerleşmek
Construction
90	Construction	settle n.	çökme
91	Construction	settle n.	durulma
92	Construction	settle n.	oturma
93	Construction	settle v.	yatışmak
Automotive
94	Automotive	settle v.	çökelmek
Medical
95	Medical	settle v.	dibe çökmek
Marine Biology
96	Marine Biology	settle v.	çöktürmek
Apiculture
97	Apiculture	settle n.	yığın
98	Apiculture	settle v.	salkım oluşturmak
Geography
99	Geography	settle n.	ingiltere'de yerleşim yeri

Sens de "settle" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 232 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	settle down to v.	dikkatini vermek
2	General	settle down v.	yerleşmek
3	General	settle somebody's account v.	hesabını görmek
4	General	settle out of court v.	mahkemeye başvurmadan uzlaşmak
5	General	settle down in v.	alışmak (bir işe)
6	General	settle accounts with v.	hıncını almak
7	General	be unable to settle down v.	dikiş tutturamamak
8	General	settle in v.	bastırmak
9	General	settle on v.	karar vermek
10	General	settle in v.	yurt tutmak
11	General	settle down v.	kurulmak
12	General	settle old scores v.	hesaplaşmak
13	General	settle one's affairs v.	bütün işlerini halletmek
14	General	settle down v.	çöreklenmek
15	General	settle down to v.	kendini adamak
16	General	settle accounts with each other v.	hesaplaşmak
17	General	settle accounts with v.	kozunu paylaşmak
18	General	settle down v.	yerleştirmek
19	General	settle up with someone v.	birine karşı olan borcu ödemek
20	General	settle for v.	kabul etmek
21	General	settle for v.	razı olmak
22	General	settle once and for all v.	kesip atmak
23	General	settle accounts mutually v.	hesaplaşmak
24	General	settle on v.	uzlaşmak
25	General	settle someone down v.	birini sakinleştirmek
26	General	settle for v.	kabullenmek
27	General	settle down to v.	koyulmak
28	General	settle a matter amicably v.	tatlıya bağlamak
29	General	settle the dust v.	tozu bastırmak
30	General	settle in v.	yerleştirmek
31	General	settle an account v.	bir hesabı kapatmak
32	General	settle an account v.	hesabı ödemek
33	General	settle in v.	mesken tutmak
34	General	settle down v.	sakinleşmek
35	General	settle down v.	yola gelmek
36	General	settle down v.	uslanmak
37	General	settle the dust v.	tozu gidermek
38	General	settle a dispute v.	ara bulmak
39	General	settle accounts v.	ödeşmek
40	General	settle down v.	rahat bir şekilde oturmak
41	General	settle accounts v.	koz paylaşmak
42	General	settle down to v.	cidden yapmaya başlamak (bir işi)
43	General	settle on v.	azmetmek
44	General	settle someone down in v.	birini (rahat bir yere) oturtmak
45	General	be unable to settle a matter v.	işin içinden çıkamamak
46	General	settle accounts v.	hesaplaşmak
47	General	settle account v.	hesabını görmek
48	General	settle accounts with one another v.	ödeşmek
49	General	settle one's hash v.	defterini dürmek
50	General	settle someone down v.	birini uslandırmak
51	General	settle with v.	anlaşmak
52	General	settle down to v.	kendini (bir işe) vermek
53	General	settle down v.	durulmak
54	General	settle accounts v.	hesap görmek
55	General	settle down v.	sakin olmak
56	General	settle up with v.	hesap ödemek
57	General	settle an account v.	hesabını görmek
58	General	settle someone down v.	birini yola getirmek
59	General	settle upon v.	karar vermek
60	General	settle with v.	anlaşmaya varmak
61	General	settle with v.	uzlaşmak
62	General	settle down v.	yuva kurmak
63	General	settle accounts with (somebody) v.	kozunu paylaşmak
64	General	settle permanently in (a country) v.	tamamen yerleşmek
65	General	settle permanently in (a country) v.	temelli yerleşmek
66	General	settle in time v.	zamanla oturmak
67	General	settle the disagreements v.	anlaşmazlıkları çözmek
68	General	settle the disputes v.	anlaşmazlıkları çözmek
69	General	settle the disagreements v.	görüş ayrılıklarını gidermek
70	General	settle the matter v.	sorunu çözmek
71	General	settle up v.	çözmek
72	General	settle up v.	yoluna koymak
73	General	settle up v.	halletmek
74	General	settle an account v.	bir hesabı ödemek
75	General	settle an account v.	hesap görmek
76	General	settle the conflict v.	anlaşmazlığı çözüme kavuşturmak
77	General	settle the conflict v.	anlaşmazlığı gidermek
78	General	settle into v.	yerleşmek
79	General	settle into v.	alışmak
80	General	settle on something v.	uzlaşmak
81	General	(the snow) settle v.	kar tutmak
82	General	settle in front of the television v.	tv karşısına geçmek
83	General	settle in front of the television v.	televizyon karşısına geçmek
84	General	settle it in court v.	mahkemede çözmek/halletmek
85	General	settle lawsuit v.	(genelde belli bir meblağ üzerinde anlaşarak) davayı anlaşarak çözmek
86	General	resolve/settle a problem amicably v.	sulh yolu ile çözmek
87	General	settle a conflict by peaceful means v.	sulh yoluyla çözmek
88	General	settle a conflict by peaceful means v.	sulh yolu ile çözmek
89	General	resolve/settle a problem amicably v.	sulh yoluyla çözmek
90	General	settle in a house v.	eve yerleşmek
91	General	settle on a deal v.	bir anlaşmaya varmak
92	General	settle the case v.	davayı kapatmak
93	General	not be willing to settle for v.	yetinmemek
94	General	settle oneself v.	kurulmak
95	General	settle on v.	tazammum etmek
96	General	settle an issue v.	sorunu çözüme kavuşturmak
97	General	settle a bet v.	iddiayı sonuçlandırmak
98	General	settle a quarrel v.	bir kavgada arayı bulmak
99	General	settle down v.	bir yere yerleşmek
Phrasals
100	Phrasals	settle on v.	temin etmek
101	Phrasals	settle on v.	miras bırakmak
102	Phrasals	settle down v.	durulmak
103	Phrasals	settle on v.	karar kılmak
104	Phrasals	settle for v.	yetinmek
105	Phrasals	settle over v.	(bir konuda) uzlaşmak
106	Phrasals	settle over v.	üzerinde anlaşmak
107	Phrasals	settle back v.	geriye yaslanmak
108	Phrasals	settle back v.	arkasına yaslanmak
109	Phrasals	settle down to (something) v.	dikkatini (bir şeye) vermek
110	Phrasals	settle down to (something) v.	kendini (bir işe) vermek
111	Phrasals	settle for (someone or something) v.	(birine/bir şeye) razı olmak
112	Phrasals	settle for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) kabul etmek
113	Phrasals	settle for (someone or something) v.	(biriyle/bir şeyle) yetinmek
114	Phrasals	settle in (something or some place) v.	(bir şeye/bir yere) alışmak
115	Phrasals	settle in (something or some place) v.	(bir şeye/bir yere) yerleşmek
116	Phrasals	settle into (something or some place) v.	(bir şeye/bir yere) alışmak
117	Phrasals	settle into (something or some place) v.	(bir şeye/bir yere) yerleşmek
118	Phrasals	settle into (something) v.	(bir şeye) alışmak
119	Phrasals	settle into (something) v.	(bir şeyde) rahatlamak
120	Phrasals	settle upon (something) v.	(bir şeyle) ilgili karar vermek
121	Phrasals	settle upon (something) v.	(bir şey) üzerinde karar kılmak/anlaşmak
122	Phrasals	settle with (one) v.	(biriyle) hesaplaşmak
123	Phrasals	settle with (one) v.	(birine) hesabı ödemek
124	Phrasals	settle with (one) v.	(birine) ödeme yapmak
125	Phrasals	settle with (one) v.	(birine) borcunu ödemek
Colloquial
126	Colloquial	an account to settle n.	görülmesi gereken hesap
127	Colloquial	an account to settle n.	kapatılması gereken hesap
128	Colloquial	settle somebody's hash v.	susturmak
Idioms
129	Idioms	a score to settle n.	görülecek hesap
130	Idioms	a score to settle n.	alınacak intikam
131	Idioms	settle someone's hash v.	ağzını kapatmak
132	Idioms	settle the score with someone v.	biriyle hesaplaşmak
133	Idioms	settle somebody's hash v.	birinin çanına ot tıkamak
134	Idioms	settle a score with someone v.	biriyle hesaplaşmak
135	Idioms	settle the score with someone v.	biriyle ödeşmek
136	Idioms	settle a score with someone v.	biriyle ödeşmek
137	Idioms	have a score to settle with someone v.	biriyle görülecek hesabı olmak
138	Idioms	settle someone's hash v.	defterini dürmek
139	Idioms	have a score to settle with v.	görülecek hesabı olmak
140	Idioms	to settle accounts v.	hıncını almak
141	Idioms	settle someone's hash v.	halletmek
142	Idioms	settle a score v.	intikam almak/hesaplaşmak
143	Idioms	settle old scores v.	intikam almak/hesaplaşmak
144	Idioms	settle someone's hash v.	işini bitirmek
145	Idioms	settle (something) (out of court) v.	mahkemeye başvurmadan çözümlemek
146	Idioms	settle your stomach v.	midesini rahatlatmak
147	Idioms	settle someone's hash v.	sindirmek
148	Idioms	settle someone's hash v.	sakinleştirmek
149	Idioms	settle someone's hash v.	susturmak
150	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın durulmasına izin vermek
151	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın yatışmasına/sakinleşmesine izin vermek
152	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın durulmasını beklemek
153	Idioms	let the dust settle v.	ortalığın yatışmasını/sakinleşmesini beklemek
154	Idioms	let the dust settle v.	durumun normale dönmesini beklemek
155	Idioms	let the dust settle v.	durumun normale dönmesine izin vermek
156	Idioms	let the dust settle v.	durumun açıklığa/kesinliğe kavuşmasını beklemek
157	Idioms	settle for less v.	azla yetinmek
158	Idioms	settle a score v.	biriyle hesaplaşmak
159	Idioms	settle a score v.	ödeşmek
160	Idioms	settle a score v.	görülmemiş bir hesabı görmek
161	Idioms	settle a score v.	öç almak
162	Idioms	settle a score v.	intikam almak
163	Idioms	settle the score v.	biriyle hesaplaşmak
164	Idioms	settle the score v.	ödeşmek
165	Idioms	settle the score v.	görülmemiş bir hesabı görmek
166	Idioms	settle the score v.	öç almak
167	Idioms	settle the score v.	intikam almak
168	Idioms	settle someone's affairs v.	işlerini halletmek/yapmak
169	Idioms	settle someone's affairs v.	birinin işlerini halletmek/yapmak
170	Idioms	settle someone's affairs v.	birinin işleriyle ilgilenmek
171	Idioms	settle someone's affairs v.	işlerini halletmek/yapmak
172	Idioms	settle someone's affairs v.	birinin işlerini halletmek/yapmak
173	Idioms	settle someone's affairs v.	birinin işleriyle ilgilenmek
174	Idioms	have a score to settle v.	görülecek hesabı olmak
175	Idioms	settle (one's) stomach v.	midesini rahatlatmak
176	Idioms	settle (one's) stomach v.	midesini bastırmak
177	Idioms	settle (one's) stomach v.	midesini yatıştırmak
178	Idioms	settle a score with v.	ile hesaplaşmak
179	Idioms	settle a score with v.	ile ödeşmek
180	Idioms	settle affairs v.	işlerini halletmek/yapmak
181	Idioms	settle an old score (with someone) v.	(biriyle) eski bir hesabı görmek/halletmek
182	Idioms	settle an old score (with someone) v.	(birinden) intikam almak
183	Idioms	settle an old score (with someone) v.	(biriyle) hesaplaşmak
184	Idioms	settle an old score (with someone) v.	(biriyle) görülmemiş bir hesabı görmek
185	Idioms	settle an old score (with someone) v.	(biriyle) hesaplaşmak
186	Idioms	settle hash v.	defterini dürmek
187	Idioms	settle hash v.	susturmak
188	Idioms	settle hash v.	ağzını kapatmak
189	Idioms	settle hash v.	çanına ot tıkamak
190	Idioms	settle hash v.	halletmek
191	Idioms	settle hash v.	işini bitirmek
192	Idioms	settle hash v.	sakinleştirmek
193	Idioms	settle old scores (with someone) v.	(biriyle) eski hesapları görmek/halletmek
194	Idioms	settle old scores (with someone) v.	(birinden) intikam almak
195	Idioms	settle old scores (with someone) v.	(biriyle) hesaplaşmak
196	Idioms	settle old scores (with someone) v.	(biriyle) görülmemiş hesapları görmek/kapatmak
197	Idioms	settle old scores (with someone) v.	(biriyle) hesaplaşmak
198	Idioms	settle stomach v.	midesini rahatlatmak
199	Idioms	wait for the dust to settle v.	ortalığın yatışmasını beklemek
200	Idioms	wait for the dust to settle v.	kargaşanın geçmesini beklemek
201	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun normalleşmesini beklemek
202	Idioms	wait for the dust to settle v.	durumun oturmasını/düzelmesini beklemek
203	Idioms	settle (one's) differences v.	tartışmayı bırakmak
204	Idioms	settle (one's) differences v.	uzlaşmak
205	Idioms	charge it to the dust and let the rain settle it expr.	yaz tahtaya alırsın haftaya
Speaking
206	Speaking	never settle for less than that n.	asla bundan daha azıyla yetinme
207	Speaking	don't tell me to settle down expr.	bana sakin ol deme
208	Speaking	don't tell me to settle down expr.	bana sakinleş deme
Trade/Economic
209	Trade/Economic	settle and discharge n.	borcu tasfiye etme ve ibra etme
210	Trade/Economic	settle net n.	karşılıklı netleştirme
211	Trade/Economic	settle net n.	net mahsuplaşma
212	Trade/Economic	settle net n.	net ödeme
213	Trade/Economic	settle an account with somebody v.	hesaplaşmak
214	Trade/Economic	settle up v.	hesaplaşmak
215	Trade/Economic	settle up v.	hesap görmek
216	Trade/Economic	settle accounts v.	hesaplaşmak
217	Trade/Economic	settle an account v.	hesabı ödemek
218	Trade/Economic	settle on credit v.	kredili satmak
219	Trade/Economic	settle for account v.	vadeli satmak
220	Trade/Economic	settle an account with v.	(birisiyle) hesaplaşmak
Law
221	Law	settle a dispute v.	anlaşmazlığı çözmek
222	Law	settle a dispute v.	bir ihtilafı çözmek
223	Law	settle amicably v.	dostane biçimde uzlaşmak
224	Law	settle a dispute v.	ihtilafı halletmek
225	Law	settle by mutual consent v.	karşılıklı anlaşmaya varmak
226	Law	settle a controversy v.	uyuşmazlığı çözmek
Technical
227	Technical	settle plate n.	çökelme plakası
228	Technical	settle mark n.	yerleştirme izi
229	Technical	settle wave n.	yerleştirme dalgası
Marine
230	Marine	settle the land v.	(karadan uzaklaşarak) kara çizgisinin daha alçakta görünmesini sağlamak
Chemistry
231	Chemistry	settle plate n.	petri kabı
Star Wars
232	Star Wars	settle the outer rim n.	dış halka'ya yerleş