düzenlemek - Turc Anglais Dictionnaire

düzenlemek

Sens de "düzenlemek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 162 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
düzenlemek hold v.
Here in Strasbourg, a successful conference was held two weeks ago.
Burada, Strazburg'da iki hafta önce başarılı bir konferans düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek regulate v.
It is high time for our legal position to be regulated at European level.
Yasal konumumuzun Avrupa düzeyinde düzenlenmesinin tam zamanıdır.

More Sentences
düzenlemek organize v.
You can't organize your children's life for them.
Çocuklarınızın hayatını onlar adına düzenleyemezsiniz.

More Sentences
düzenlemek arrange v.
The Group of the European Liberal, Democrat and Reform Party has arranged a meeting for Thursday in this building.
Avrupa Liberal, Demokrat ve Reform Partisi Grubu Perşembe günü için bu binada bir toplantı düzenledi.

More Sentences
düzenlemek organise v.
The way this fund is being organised shows in my view a lack of any sense of responsibility.
Bu fonun düzenleniş biçimi bana göre herhangi bir sorumluluk duygusundan yoksun olduğunu göstermektedir.

More Sentences
düzenlemek edit v.
The article was edited by a famous professor.
Makale ünlü bir profesör tarafından düzenlenmiştir.

More Sentences
düzenlemek put in order v.
General
düzenlemek draw up v.
The lawyer drew up my will.
Avukat benim vasiyetimi düzenledi.

More Sentences
düzenlemek stage v.
Wildlife activists staged a sit-in at the capital.
Vahşi yaşam aktivistleri başkentte bir oturma eylemi düzenledi.

More Sentences
düzenlemek get up v.
They will get up a party for Tom's birthday.
Tom'un doğum günü için bir parti düzenleyecekler.

More Sentences
düzenlemek design v.
A gardener was called in to design the garden.
Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.

More Sentences
düzenlemek plan v.
Its function involves creating various marketing strategy and planning promotional campaigns.
İşlevi, çeşitli pazarlama stratejileri oluşturmayı ve promosyon kampanyaları düzenlemeyi içerir.

More Sentences
düzenlemek set up v.
This was the whole idea of setting up a meeting.
Bir toplantı düzenleme fikri tamamen buydu.

More Sentences
düzenlemek orchestrate v.
The demonstration was carefully orchestrated to attract maximum publicity.
Gösteri, kamuoyunun dikkatini azami düzeyde çekmek amacıyla dikkatlice düzenlenmiştir.

More Sentences
düzenlemek mount v.
On December 10, the Japanese mounted a five-pronged attack on Nanking.
10 Aralık'ta Japonlar Nanking'e beş yönlü bir saldırı düzenledi.

More Sentences
düzenlemek lay out v.
This may be a flower laid out of shells or a chaotic arrangement.
Bu, kabuklardan yapılmış bir çiçek veya kaotik bir düzenleme olabilir.

More Sentences
düzenlemek make up v.
The choice of legal instrument that makes up the regulation plays a significant part in this.
Düzenlemeyi oluşturan yasal aracın seçimi bunda önemli bir rol oynamaktadır.

More Sentences
düzenlemek frame v.
All governments should frame a law against fake news.
Yalan haberlere karşı tüm hükümetler bir yasa düzenlemelidir.

More Sentences
düzenlemek set out v.
The party set out regardless of the bad weather.
Parti kötü havaya bakılmaksızın düzenlendi.

More Sentences
düzenlemek make v.
They made an assault on the summit.
Zirveye saldırı düzenlediler.

More Sentences
düzenlemek set v.
We therefore call for a tripartite social summit to be set up, with the participation of the European Parliament.
Bu nedenle Avrupa Parlamentosu'nun da katılımıyla üçlü bir sosyal zirve düzenlenmesi çağrısında bulunuyoruz.

More Sentences
düzenlemek codify v.
The parliament will codify the new law.
Parlamento yeni yasayı düzenleyecek.

More Sentences
düzenlemek give v.
King John gave his father a magnificent funeral.
Kral John babasına muhteşem bir cenaze töreni düzenledi.

More Sentences
düzenlemek make out v.
I made out a check for $25 and handed it to the salesperson.
25 dolarlık bir çek düzenledim ve onu satış elemanına verdim.

More Sentences
düzenlemek arrange v.
Together with non-governmental organisations, the committee arranged a conference for women from Afghanistan.
Komite, sivil toplum örgütleriyle birlikte Afganistan'dan gelen kadınlar için bir konferans düzenlemiştir.

More Sentences
düzenlemek edit v.
The author also helped with the editing process of the film.
Yazar ayrıca filmin düzenleme sürecine de yardımcı olmuştur.

More Sentences
düzenlemek collate v.
The secretary was collating the documents when we entered the room.
Odaya girdiğimizde sekreter belgeleri düzenliyordu.

More Sentences
düzenlemek regularise v.
They need Russia to regularise and establish its affairs with them effectively.
Rusya'nın kendileriyle olan ilişkilerini etkin bir şekilde düzenlemesi ve tesis etmesine ihtiyaçları var.

More Sentences
düzenlemek adjust v.
This can only happen if we seriously adjust the structures and procedures of the WTO.
Bu ancak DTÖ'nün yapı ve prosedürlerini ciddi bir şekilde düzenlersek gerçekleşebilir.

More Sentences
düzenlemek make v.
They made an assault on the summit.
Onlar zirveye bir saldırı düzenlediler.

More Sentences
düzenlemek run v.
Two years ago, we ran a conference on this subject in Brussels.
İki yıl önce Brüksel'de bu konuda bir konferans düzenledik.

More Sentences
düzenlemek govern v.
The laws governing the possession of firearms will be improved.
Silah bulundurma konusunu düzenleyen yasalarda iyileştirme yapılacak.

More Sentences
düzenlemek landscape v.
The road is landscaped with maple trees along its two sides.
Yolun iki tarafı akçaağaç ağaçlarıyla düzenlemiş.

More Sentences
düzenlemek juggle v.
The assistant had trouble with juggling around the demands.
Asistan, talepleri bir düzene koymakta zorlandı.

More Sentences
Phrasals
düzenlemek get up v.
They will get up a party for Tom's birthday.
Onlar Tom'un doğum günü için parti düzenleyecekler.

More Sentences
düzenlemek arrange for v.
I know that the Commission is working seriously and has meetings arranged for 20 and 23 November.
Komisyonun ciddi bir şekilde çalıştığını ve 20 ve 23 Kasım tarihlerinde toplantılar düzenlediğini biliyorum.

More Sentences
Trade/Economic
düzenlemek issue v.
Could you please issue me a visa again?
Lütfen bana tekrar bir vize düzenler misiniz?

More Sentences
Technical
düzenlemek regulate v.
However, there are certain aspects which should not be exclusively regulated by the EU.
Bununla birlikte sadece AB tarafından düzenlenmemesi gereken bazı hususlar da bulunmaktadır.

More Sentences
Textile
düzenlemek arrange v.
This occasion was no exception, and a meeting was indeed arranged.
Bu olay bir istisna değildi ve gerçekten de bir toplantı düzenlendi.

More Sentences
General
düzenlemek reorganize v.
düzenlemek put up v.
düzenlemek dress v.
düzenlemek construct v.
düzenlemek promote v.
düzenlemek string v.
düzenlemek structure v.
düzenlemek whack up v.
düzenlemek do v.
düzenlemek get v.
düzenlemek shape v.
düzenlemek digest v.
düzenlemek designate v.
düzenlemek do out v.
düzenlemek devise v.
düzenlemek engineer v.
düzenlemek collocate v.
düzenlemek get things square v.
düzenlemek methodize v.
düzenlemek scheme v.
düzenlemek install v.
düzenlemek prepare v.
düzenlemek forge v.
düzenlemek unclutter v.
düzenlemek work v.
düzenlemek compose v.
düzenlemek coordinate v.
düzenlemek manage v.
düzenlemek impose v.
düzenlemek purge v.
düzenlemek work one’s way up v.
düzenlemek embody v.
düzenlemek dispose v.
düzenlemek execute v.
düzenlemek grade v.
düzenlemek distribute v.
düzenlemek queue v.
düzenlemek array v.
düzenlemek draw v.
düzenlemek spruce v.
düzenlemek form v.
düzenlemek order v.
düzenlemek accommodate v.
düzenlemek line up v.
düzenlemek work up v.
düzenlemek regularize v.
düzenlemek write out v.
düzenlemek neaten v.
düzenlemek write up v.
düzenlemek appoint v.
düzenlemek clear up v.
düzenlemek control v.
düzenlemek fit up v.
düzenlemek fix v.
düzenlemek concoct v.
düzenlemek fix up v.
düzenlemek fix with v.
düzenlemek methodise v.
düzenlemek reorganise v.
düzenlemek curate v.
düzenlemek reduce v.
düzenlemek rally v.
düzenlemek cast v.
düzenlemek redact v.
düzenlemek range v.
düzenlemek reigle [obsolete] v.
düzenlemek netify v.
düzenlemek tight [dialect] v.
düzenlemek tift [dialect] v.
düzenlemek enrange [obsolete] v.
düzenlemek equip v.
düzenlemek behave [obsolete] v.
düzenlemek meeten v.
düzenlemek mense [dialect] [uk] v.
düzenlemek righten v.
düzenlemek clean v.
düzenlemek deploy v.
düzenlemek guise v.
düzenlemek infile [obsolete] v.
düzenlemek inform [obsolete] v.
düzenlemek dite [obsolete] v.
düzenlemek compone v.
düzenlemek dight [scotland] v.
düzenlemek pipe-clay v.
düzenlemek code v.
düzenlemek fettle [dialect] [uk] v.
düzenlemek ordain v.
düzenlemek foundation v.
düzenlemek smug v.
düzenlemek sort v.
düzenlemek spunge v.
düzenlemek stall [obsolete] v.
düzenlemek sponge v.
Phrasals
düzenlemek pull something together v.
düzenlemek edit out v.
düzenlemek redd up [midwestern us] v.
düzenlemek go about v.
düzenlemek wind up v.
düzenlemek slick up v.
düzenlemek pick up v.
düzenlemek fix up v.
Colloquial
düzenlemek faire v.
düzenlemek rid up [us] v.
Idioms
düzenlemek whack up v.
düzenlemek lick into shape v.
düzenlemek bring all together v.
Trade/Economic
düzenlemek make out v.
düzenlemek co-ordinate v.
düzenlemek draw v.
Law
düzenlemek issue v.
düzenlemek embody v.
düzenlemek set right v.
düzenlemek settle v.
Technical
düzenlemek regularize v.
düzenlemek fix v.
düzenlemek format v.
düzenlemek clear up v.
düzenlemek regularise v.
Breeding
düzenlemek fettle [dialect] [uk] v.
Music
düzenlemek choreograph v.
Archaic
düzenlemek moderate v.
düzenlemek instruct v.
düzenlemek policy v.

Sens de "düzenlemek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yeniden düzenlemek reorganize v.
Reorganize content and structure in this site collection.
Bu site koleksiyonundaki içeriği ve yapıyı yeniden düzenleyin.

More Sentences
yeniden düzenlemek reorganise v.
Some here have said that we are now in the midst of reorganising what is a healthy system.
Bazıları şu anda sağlıklı bir sistemi yeniden düzenlemenin tam ortasında olduğumuzu söyledi.

More Sentences
General
toplantı düzenlemek hold a meeting n.
On 27 October, the Council of Environment Ministers will be holding a meeting.
27 Ekim'de Çevre Bakanları Konseyi bir toplantı düzenleyecek.

More Sentences
saldırı düzenlemek attack v.
The enemy forces attacked the strategic bases.
Düşman kuvvetleri stratejik üslere saldırı düzenledi.

More Sentences
planlayıp düzenlemek engineer v.
The Japanese bullet train was engineered to travel at 200 miles per hour.
Japon hızlı treni, saatte 200 mil hızla gidebilecek şekilde planlanıp düzenlenmiştir.

More Sentences
yeniden düzenlemek readjust v.
This will provide an opportunity to readjust national policies along the right lines.
Bu, ulusal politikaların doğru çizgide yeniden düzenlenmesi için bir fırsat sağlayacaktır.

More Sentences
yeniden düzenlemek reform v.
The plans to reform tax law were approved.
Vergi kanununun yeniden düzenlemesine yönelik planlar onaylandı.

More Sentences
yarışma düzenlemek organize a contest v.
From time to time, we may organize a contest on one of our social media pages.
Zaman zaman sosyal medya sayfalarımızdan birinde bir yarışma düzenleyebiliriz.

More Sentences
yeniden düzenlemek reorganise v.
Together, we can take initiatives to reorganise the WTO and put them on the table.
Birlikte DTÖ'nün yeniden düzenlenmesi için girişimlerde bulunabilir ve bunları masaya yatırabiliriz.

More Sentences
baskın düzenlemek raid v.
The Melbourne police raided the bookstore for violating censorship laws.
Melbourne polisi sansür yasalarını ihlal ettiği için kitapçıya baskın düzenledi.

More Sentences
yeniden düzenlemek rearrange v.
Rearranging your room from time to time can be refreshing.
Odanı arada sırada yeniden düzenlemek tazeleyici olabilir.

More Sentences
(başka bir amaç için) yeniden düzenlemek repurpose v.
The old building was repurposed as a pest house.
Eski bina salgın hastalıklar hastanesi olarak yeniden düzenlendi.

More Sentences
yarışma düzenlemek have a contest v.
Let's have a contest.
Bir yarışma düzenleyelim.

More Sentences
etkinlik düzenlemek organize an event v.
What should we do to organize an event outside the campus as a Club?
Kulüp olarak kampüs dışında etkinlik düzenlemek için ne yapmalıyız?

More Sentences
seminer düzenlemek hold a seminar v.
The Swedish Government recently held a seminar for all its ministers.
İsveç Hükümeti kısa bir süre önce tüm bakanları için bir seminer düzenledi.

More Sentences
derleyip düzenlemek collate v.
Your job is to collate the data recorded into the computer.
Senin işin bilgisayarda toplanan verileri derleyip düzenlemek.

More Sentences
parti düzenlemek hold a party v.
Hold a party just for the two of you.
Sadece ikiniz için bir parti düzenleyin.

More Sentences
parti düzenlemek throw a party v.
Let's throw a party for Tom.
Tom için bir parti düzenleyelim.

More Sentences
parti düzenlemek organize a party v.
I think it's time for me to organize a party.
Sanırım bir parti düzenlememin zamanı geldi.

More Sentences
tören düzenlemek hold a ceremony v.
For some, this means holding a ceremony that everyone will remember.
Bazıları için bu, herkesin hatırlayacağı bir tören düzenlemek anlamına geliyor.

More Sentences
kampanya düzenlemek organize a campaign v.
Hayes organized a campaign that focused on global warming and clean energy.
Hayes, küresel ısınma ve temiz enerjiye odaklanan bir kampanya düzenledi.

More Sentences
gösteri düzenlemek demonstrate v.
More and more people in Europe and America are demonstrating under the slogan 'No blood for oil'.
Avrupa ve Amerika'da giderek daha fazla sayıda insan 'Petrol için Kan Dökülmesin' sloganı altında gösteriler düzenliyor.

More Sentences
gösteri düzenlemek protest v.
I understand that there has been a protest outside this Parliament.
Anladığım kadarıyla Parlamento önünde bir protesto gösterisi düzenlenmiş.

More Sentences
gösteri düzenlemek organize a demonstration v.
On the same day the March 22nd Movement organised a demonstration.
Aynı gün 22 Mart Hareketi de bir gösteri düzenledi.

More Sentences
(evi vb) düzenlemek declutter v.
She decided to declutter her whole wardrobe.
Bütün gardırobunu düzenlemeye karar verdi.

More Sentences
seçim yapmak/düzenlemek hold an election v.
We must remember that we are elected just once every five years, but the car industry holds an election every day.
Bizim her beş yılda bir seçildiğimizi, ancak otomobil endüstrisinin her gün seçim yaptığını unutmamalıyız.

More Sentences
suikast düzenlemek assassinate v.
Up to the present time, four US presidents have been assassinated.
Bugüne kadar dört ABD başkanına suikast düzenlenmiştir.

More Sentences
yeniden düzenlemek reorganize v.
You can even reorganize and try various styles till you get the desired result.
İstediğiniz sonucu elde edene kadar çeşitli stilleri yeniden düzenleyebilir ve deneyebilirsiniz.

More Sentences
yeniden düzenlemek redo v.
Tom advised the job applicant to redo her resume.
Tom iş başvurusunda bulunan kişiye özgeçmişini yeniden düzenlemesini tavsiye etti.

More Sentences
çizgili çek düzenlemek cross v.
Crossing a cheque increases its security.
Çizgili çek düzenlemek güvenlik düzeyini artırmaktadır.

More Sentences
(yasayla) düzenlemek regulate v.
They approved legislation regulating live streaming.
Canlı yayınları düzenleyen mevzuatı onayladılar.

More Sentences
yeniden düzenlemek rework v.
He reworked his material for his new class.
Yeni dersi için materyalini yeniden düzenledi.

More Sentences
Phrasals
(yazıyı, filmi, videoyu) düzenlemek edit in v.
You can only suggest an edit in some countries and regions.
Yalnızca bazı ülke ve bölgelerde düzenleme önerebilirsiniz.

More Sentences
Idioms
parti düzenlemek throw a party v.
They are going to throw a party for Sam.
Sam için bir parti düzenleyecekler.

More Sentences
General
düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redaction n.
kraliyet konutlarında törenleri düzenlemek gibi birtakım görevleri bulunan yüksek rütbeli memurlar marshall n.
içindekileri düzenlemek için birden fazla bölmesi olan klasör organiser n.
içindekileri düzenlemek için birden fazla bölmesi olan klasör organizer n.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum seaward launch point n.
bahçe düzenlemek landscape v.
basın toplantısı düzenlemek hold a press conference v.
anket düzenlemek take a poll v.
çalışmasını düzenlemek regulate v.
bilanço düzenlemek make up a balance sheet v.
yeniden düzenlemek redeploy v.
düzenlemek (bir plan vb'ni) work out v.
ihtiyaca göre düzenlemek customize v.
sistemli bir biçimde düzenlemek schematize v.
sahte evrak düzenlemek forge a document v.
yeniden düzenlemek reconvert v.
adına düzenlemek draw up in someone's name v.
yeniden düzenlemek recompose v.
yarışma düzenlemek organize a competition v.
yeniden düzenlemek reconstitute v.
indeks düzenlemek index v.
düzenlemek (toplantı) arrange v.
düzenlemek (toplantı) hold v.
yeniden düzenlemek redraw v.
yeniden düzenlemek reconstruct v.
akılda düzenlemek arrange in the mind v.
gruplar halinde düzenlemek arrange into groups v.
işleyişini düzenlemek regulate v.
gizlice düzenlemek stage manage v.
tekrar düzenlemek redeploy v.
hiyerarşik biçimde düzenlemek hierarchize v.
hiyerarşik biçimde düzenlemek hierarchise v.
yeniden düzenlemek restructure v.
baskın düzenlemek make a sudden attack v.
baskın düzenlemek carry out a raid v.
baskın düzenlemek make a surprise attack v.
baskın düzenlemek make a foray v.
baskın düzenlemek make a raid on v.
baskın düzenlemek conduct a raid v.
adına fatura düzenlemek issue an invoice on behalf of v.
iç içe düzenlemek nest v.
uygun biçimde düzenlemek fix up v.
adına düzenlemek organize for (someone) v.
sözleşme düzenlemek draw up a contract v.
mukavele düzenlemek draw up a contract v.
sözleşme düzenlemek draw up an agreement v.
mukavele düzenlemek draw up an agreement v.
eğlence düzenlemek lay on entertainment v.
parti düzenlemek lay on party v.
belge düzenlemek draft a document v.
belge düzenlemek draw up a document v.
belge düzenlemek prepare a document v.
liste düzenlemek draw up a list v.
liste düzenlemek make a list v.
ayin düzenlemek hold a religious ceremony v.
liste düzenlemek compile a list v.
yarışma düzenlemek run a contest v.
yarışma düzenlemek hold a contest v.
maddeler halinde düzenlemek itemize v.
maddeler halinde düzenlemek itemise v.
fuar düzenlemek organize a fair v.
sefer düzenlemek mount an expedition v.
sefer düzenlemek embark on an expedition v.
sefer düzenlemek organize an expedition v.
sefer düzenlemek launch an expedition v.
ayrı ayrı katmanlar halinde düzenlemek stratify v.
operasyon düzenlemek perform an operation v.
katalog düzenlemek compile catalog v.
operasyon düzenlemek begin an operation v.
operasyon düzenlemek mount an operation v.
evrak düzenlemek prepare document v.
çek düzenlemek make out a check v.
evrak düzenlemek draft document v.
operasyon düzenlemek undertake an operation v.
operasyon düzenlemek carry out an operation v.
operasyon düzenlemek launch an operation v.
evrak düzenlemek draw up document v.
yarışma düzenlemek hold a competition v.
resepsiyon düzenlemek organize a reception v.
yasa düzenlemek enact a law v.
yarışma düzenlemek stage a competition v.
yasa düzenlemek prepare a law v.
çift çift düzenlemek pair v.
etkinlik düzenlemek organize an activity v.
tekrar düzenlemek redispose v.
yeniden düzenlemek redispose v.
sipariş düzenlemek prepare an order v.
seminer düzenlemek conduct a seminar v.
seminer düzenlemek organize a seminar v.
rapor düzenlemek compile a report v.
rapor düzenlemek draw up a report v.
tören düzenlemek conduct a ceremony v.
rapor düzenlemek prepare a report v.
tören düzenlemek perform a ceremony v.
ihale düzenlemek make a tender v.
tur düzenlemek organize a tour v.
kermes düzenlemek hold a kermis (fair) v.
kermes düzenlemek organize a fair v.
akla uygun olarak düzenlemek rationalize v.
(yazı) düzenlemek edit v.
önceden düzenlemek prearrange v.
eş zamanlı operasyon düzenlemek organize simultaneous operations v.
araziyi düzenlemek landscape v.
bahçeyi düzenlemek landscape v.
gösteri düzenlemek gather to protest v.
gösteri düzenlemek organise a protest v.
gösteri düzenlemek hold a demonstration v.
gösteri düzenlemek stage a demonstration v.
(toplantı vb) düzenlemek hold v.
yeniden düzenlemek reformulate v.
işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek get your act together v.
beyanname düzenlemek make out a declaration v.
müzayede düzenlemek hold an auction v.
gezi düzenlemek arrange an excursion v.
odayı düzenlemek do a room v.
gezi düzenlemek organize an excursion v.
yanlış düzenlemek misregulate v.
gezi düzenlemek organize a tour v.
senet düzenlemek draw up a deed v.
fatura düzenlemek make out an invoice v.
şenlik düzenlemek organize a festival v.
şenlik düzenlemek set up a festival v.
festival düzenlemek organize a festival v.
festival düzenlemek set up a festival v.
komplo düzenlemek organize a conspiracy against v.
komplo düzenlemek plot against v.
komplo düzenlemek organise a conspiracy against v.
eylem düzenlemek organize a demonstration v.
eylem düzenlemek hold a demonstration v.
eylem düzenlemek stage a demonstration v.
gösteri düzenlemek organise a demonstration v.
eylem düzenlemek organise a demonstration v.
öğle yemeği düzenlemek hold a lunch v.
eğitim düzenlemek organize training v.
eğitim düzenlemek arrange training v.
bir toplantı düzenlemek assemble a meeting v.
toplantı düzenlemek assemble a meeting v.
bir toplantı düzenlemek organise a meeting v.
bir toplantı düzenlemek organize a meeting v.
tur düzenlemek arrange a tour v.
saldırı düzenlemek organize an attack v.
saldırı düzenlemek organise an attack v.
entrika düzenlemek conspire against someone v.
entrika düzenlemek scheme against someone v.
entrika düzenlemek plot against someone v.
sergi düzenlemek organize an exhibition v.
entrika düzenlemek machinate v.
bir metni düzenlemek edit v.
bir metni düzenlemek redact v.
sahte senet düzenlemek counterfeit a bill v.
sahte senet düzenlemek forge a note/bill v.
sahte senet düzenlemek forge a bond v.
yeni baştan düzenlemek overmake v.
aşı kampanyası düzenlemek organize a vaccination campaign v.
cenaze töreni düzenlemek/işlerini düzenlemek make the arrangements v.
imzalı ve mühürlenmiş bir şekilde düzenlemek (belge) execute under hand or under seal v.
(şarkıyı) yeniden düzenlemek remix v.
adına fatura düzenlemek issue an invoice in the name of v.
baskın düzenlemek launch raid v.
sisteme göre düzenlemek systematise v.
kronolojik olarak düzenlemek chronologize v.
trafiği düzenlemek regulate the traffic v.
sistemli bir biçimde düzenlemek schematise v.
ihtiyaca göre düzenlemek customise v.
kronolojik olarak düzenlemek chronologise v.
akla uygun olarak düzenlemek rationalise v.
balo düzenlemek throw a ballroom party v.
basın toplantısı düzenlemek hold a news conference v.
senet düzenlemek draw a bill v.
yarışma düzenlemek have/hold/run a contest v.
yarışma düzenlemek hold/stage a competition v.
(beyin için) kendini yeniden yapılandırmak/düzenlemek/şekillendirmek rewire v.
kanun düzenlemek make a law v.
kanun düzenlemek prepare a law v.
tekrar düzenlemek rearrange v.
festival düzenlemek arrange a festival v.
festival düzenlemek hold a festival v.
azaltarak düzenlemek downregulate v.
kurs düzenlemek hold a (training) course v.
ihtiyaca göre düzenlemek/ayarlamak customize v.
düzenlemek (belge) set v.
tekrar düzenlemek reengineer v.
yeniden planlayıp düzenlemek reengineer v.
tekrar müzayede düzenlemek rebid v.
yeniden düzenlemek recast v.
ayarlamak, düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redact v.
yeniden düzenlemek redraw v.
yeniden düzenlemek regrade v.
(askeri birliği) yeniden düzenlemek reform [obsolete] v.
yeniden düzenlemek reforge v.
bölümler halinde düzenlemek chapter v.
dama tahtası şeklinde düzenlemek ya da işaretlemek checkerboard v.
yeniden araziyi düzenlemek relandscape v.
yeniden düzenlemek rejigger v.
tekrar bahçe düzenlemek relandscape v.
(birine) suikast düzenlemek terminate v.
bir temaya göre düzenlemek theme v.
zaman çizelgesine göre düzenlemek timetable v.
matbaa çalışanlarıyla toplantı düzenlemek hold a chapel v.
yazmak veya düzenlemek make v.
renk anahtarına göre düzenlemek key v.
(köpek, maymun gibi hayvan şovlarında) hayvanın konulacağı bankı düzenlemek bench v.
karmaşık bir şekilde düzenlemek jigsaw v.
zihinde düzenlemek make v.
(ekolojik etkenleri) ihtiyaç doğrultusunda düzenlemek manage v.
kaydedip düzenlemek marshal v.
bir dükkanın vitrinini düzenlemek window-dress v.
bir kurala veya standarda göre düzenlemek measure v.
etkinlik düzenlemek hostess v.
yetersiz şekilde düzenlemek misarrange v.
yanlış şekilde düzenlemek misedit v.
kötü düzenlemek misedit v.
yeniden düzenlemek reorchestrate v.
ileri dönem faaliyetlerinde gücünü pekiştireceği şekilde yeniden düzenlemek retrench v.
(eğlence, etkinlik) düzenlemek give v.
(yemek) düzenlemek give v.
geçici çözüm olarak düzenlemek rig v.
karar düzenlemek decree v.
hazırlamak ve düzenlemek graith [scotland] v.
kimlik numarası düzenlemek id v.
aşırı düzenlemek overarrange [rare] v.
gereğinden fazla planlayıp düzenlemek overengineer v.
metni aşırıya kaçarak düzenlemek overedit v.
fazla düzenlemek overedit v.
aşırı düzenlemek overorganize v.
aşırı düzenlemek overorganise v.
(satır, sayfa, köşe) yeniden düzenlemek overrun v.
değerlendirme tablosunda olduğu gibi düzenlemek rubricate v.
düz çizgiyle düzenlemek rule v.
konferans düzenlemek impart v.
çarpıcı veya hatırda kalıcı pasajları genel başlıklar altında düzenlemek commonplace v.
cenaze merasimi düzenlemek infuneral v.
birkaç müzik aletini düzenlemek instrument v.
art arda katmanlar halinde düzenlemek interleave v.
mutabakatla düzenlemek concord v.
metnin sözcüklerini uyumlu şekilde düzenlemek concord v.
sistemli olarak düzenlemek digest v.
(belgeyi) birden fazla orijinal nüsha halinde düzenlemek indent v.
hızını düzenlemek pace v.
geçit töreni düzenlemek parade v.
ganimet için baskın düzenlemek piqueer [obsolete] v.
kullanılmayan veya istenmeyen parçaları atıp geri kalanları düzenlemek consolidate v.
eğlence düzenlemek potlatch v.
etkinlik düzenlemek potlatch v.
gösterge panosu şeklinde düzenlemek dashboard v.
zevksizce düzenlemek daub [dialect] [uk] v.
(anlaşma) düzenlemek firm v.
festival düzenlemek gaud v.
akıllıca planlayarak düzenlemek orchestrate v.
(cismi) diğer cisimlerle ilişkisine göre düzenlemek orientate v.
(kuş) tüylerini düzenlemek plume v.
hava saldırısı düzenlemek prang v.
önceden düzenlemek preattune v.
önceden düzenlemek preconcert v.
(konuşma) önceden düzenlemek precompose v.
evlilik sözleşmesi düzenlemek precontract v.
önceden düzenlemek predispose v.
önceden düzenlemek preorder v.
önceden düzenlemek preschedule v.
seriler halinde düzenlemek seriate v.
önceden düzenlemek prestructure v.
dikkat çekici bir şekilde düzenlemek stage-manage v.
(klasörü) sekmeler farklı yerlere gelecek şekilde düzenlemek stagger v.
akşam yemeği düzenlemek supper v.
(eser) yeniden düzenlemek remaster v.
(ayin) düzenlemek celebrate v.
yeniden düzenlemek realign v.
yüzey ve mobilyaların iyice temizlenmesi için (evi veya odayı) düzenlemek houseclean v.
yeniden düzenlemek reregulate v.
yeniden düzenlemek reshuffle v.
yasa tasarısı düzenlemek resolute v.
(etkinliği) yeniden düzenlemek restage v.
(evi, odayı) temizlenmek üzere düzenlemek house-clean v.
yeniden düzenlemek retool [us] [canada] v.
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum slp (seaward launch point) abrev.
Phrasals
bir şeyler ekleyerek düzenlemek edit in n.
fesat düzenlemek conspire against v.
için gösteri düzenlemek demonstrate for v.
-e karşı gösteri düzenlemek demonstrate against v.
bir şey için entrika düzenlemek plot for v.
bir şey için entrika düzenlemek scheme for v.
bir şeyi düzeltmek/düzenlemek spiff something up v.
dizmeden önce tablo halinde düzenlemek cast up v.
daha güzel olması için düzenlemek sex up v.
baskı için düzenlemek lay out v.
basılı materyalin konumunu düzenlemek line up v.
sistemli biçimde düzenlemek dispose of v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm (one) in (something) v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm someone in something v.
(birine veya bir şeye) karşı kampanya düzenlemek campaign against (someone or something) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası düzenlemek campaign against (someone or something) v.
bir şeyi düzenlemek (müzik, ses) mix (something) down v.
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
belge düzenlemek draw up v.
belge düzenlemek draw up v.
belirli bir forma göre yazmak/oluşturmak/düzenlemek draw up v.
kısaltarak düzenlemek/düzeltmek edit something out of something v.
(bir şeyi) düzenlemek edit (something) out of (something) v.
kısaltarak düzenlemek/düzeltmek edit something out v.
bir şeyi başka bir şey kullanarak yeniden düzenlemek reconstruct something from something v.
bir şeyi başka bir şeyin parçalarını kullanarak yeniden düzenlemek reconstruct something from something v.
iki kişi arasında karşılaşma düzenlemek face off v.
birini/bir şeyi bir şekilde düzenlemek form someone or something into something v.
(birini/bir şeyi) bir şekil halinde düzenlemek form into (something) v.
(bir yerden) saldırı düzenlemek strike from (something) v.
(birine/bir şeye) göre düzenlemek gear to (someone or something) v.
(birine/bir şeye) göre düzenlemek gear toward (someone or something) v.
eğik açıyla dizmek/düzenlemek toe in v.
(bir şeyi başka bir şeye) göre düzenlemek fashion (something) after (something else) v.
birini/bir şeyi birine/bir şeye göre düzenlemek tailor someone or something to someone or something v.
(bir şeyi birine/bir şeye) göre düzenlemek tailor (something) to (someone or something) v.
bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek align something with something v.
bir şeyi bir şeye göre düzenlemek/düzeltmek align something with something v.
biri/bir şey için bir şey düzenlemek arrange something for someone or something v.
içerisinde birinin/bir şeyin olduğu bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something with someone or something v.
(bir şeyin) dahil olduğu bir şey düzenlemek/organize etmek arrange (something) with v.
biriyle/bir şeyle bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something with someone or something v.
(müziği bir enstrümana) göre uyarlamak/düzenlemek arrange for v.
(müziği bir şey) için düzenlemek arrange for v.
birinin/bir şeyin dahil olduğu bir şey düzenlemek arrange something with someone or something v.
ile (bir şey) düzenlemek arrange (something) with v.
bir etkinlik düzenlemek/planlamak bring something all together v.
birisinin dinine bağlılığını kuvvetlendirecek bir dinsel ayin düzenlemek confirm in v.
(biriyle) bir şey düzenlemek cook something up (with someone) v.
(biriyle) düzenlemek coordinate with (someone) v.
(biri/bir şey) için gösteri düzenlemek demonstrate for (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı gösteri düzenlemek demonstrate against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak düzenlemek designate (someone or something) as (something) v.
(bir şeyi birine) düzenlemek direct (something) to (someone) v.
belge düzenlemek draw something up v.
bir parçayı elektronik dans müziği tarzında tekrar düzenlemek dub out v.
bir şeyi yeniden yapmak/düzenlemek fix something over v.
'-e uyacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear toward v.
-e göre düzenlemek gear toward v.
… olacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear to v.
-e göre düzenlemek gear to v.
… olacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear toward v.
'-e uyacak şekilde tasarlamak/düzenlemek/değiştirmek gear to v.
(birine bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue (something) to (one) v.
(bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue with v.
(bir şey) tertip etmek/düzenlemek issue with (something) v.
(birine/bir şeye) karşı (bir şey) düzenlemek make (something) against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı komplo düzenlemek plot against (something or someone) v.
(bir şeye) göre yeniden düzenlemek readjust to (something) v.
(bir şey) için yeniden düzenlemek retool for (something) v.
(bir şeyi) elde etmek için komplo düzenlemek/gizli plan yapmak scheme for (something) v.
(müzik parçasını) (birine/bir şeye) göre düzenlemek/yazmak score for (someone or something) v.
-e karşı komplo düzenlemek scheme against v.
(bir şey) için komplo düzenlemek/kurmak scheme for (something) v.
(birine/bir şeye) karşı entrika düzenlemek scheme against (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı komplo düzenlemek scheme against (someone or something) v.
-e karşı entrika düzenlemek scheme against v.
(müzik parçasını) (biri/bir şey) için düzenlemek/yazmak score for (someone or something) v.
(bir şeyi) düzenlemek set (something) out v.
son modaya göre düzenlemek/dekore etmek style up v.
'-e göre düzenlemek tailor to v.
Colloquial
parti düzenlemek have open house v.
bir kanuna göre düzenlemek serve under (one) v.
müziği bir şey için düzenlemek arrange some music for something v.
belirli bir zaman için ayarlamak/düzenlemek arrange for some time v.
müziği bir enstrümana göre uyarlamak/düzenlemek arrange some music for something v.
belirli bir zaman için bir şey ayarlamak/düzenlemek arrange something for some time v.
bir şeyi düzenlemek, tamir etmek do something up v.
Idioms
yürüyüş düzenlemek walk out v.
büyük bir ağırlama töreni düzenlemek kill the fatted calf v.
işlerini düzenlemek set one's house in order v.
işlerini düzenlemek put one's house in order v.
işleri düzenlemek have one's ducks in a row v.
işleri düzenlemek get one's ducks in a row v.
işleri düzenlemek have ducks in a row v.
büyük bir elveda partisi düzenlemek give someone a big send-off v.
büyük bir elveda partisi düzenlemek have a big send-off v.
birisi için bir parti vermek/düzenlemek throw a party for someone v.
komplo düzenlemek make a scheme against v.
komplo düzenlemek plot against v.
birinin keyfine göre şekillendirmek/düzenlemek accommodate (someone's) wishes v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the cards in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek stack the deck in the favor of (someone or something) v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek stack the odds in (someone's or something's) favor v.
kuralları birine göre tekrar düzenlemek move the goal line [uk] v.
bir kurumu düzenlemek/nizama sokmak clean house v.
seçim kampanyası düzenlemek take to the hustings v.
bir şeyi düzenlemek put something straight v.
iyice düzenlemek put straight v.
(birinin) davranışlarını düzenlemek/düzeltmek keep (someone) in order v.
asılsız belge düzenlemek pencil whip v.
sahte belge düzenlemek pencil whip v.
yapılmayan işleri yapılmış gibi gösteren bir belge düzenlemek pencil whip v.
anket düzenlemek take a straw poll v.
seçim anketi düzenlemek take a straw poll v.
halkın nabzını tutmak amacıyla anket düzenlemek take a straw poll v.
işlerini düzenlemek get all (of) (one's) ducks in a row v.
işlerini düzenlemek have all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek have all one's ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all (of) (one's) ducks in a row v.
işlerini düzenlemek get all one's ducks in a row v.
işleri düzenlemek get ducks in a row v.
işleri daha etkili çözebilmek için faaliyetlerini daha iyi düzenlemek get act together v.
işleri düzenlemek have your ducks in a row [us] v.
işleri düzenlemek get your ducks in a row v.
bir şeyi önem sırasına göre yapmak/düzenlemek get your priorities straight v.
işleri düzenlemek get/have (all) your ducks in a row [us] v.
bir şeyi önem sırasına göre yapmak/düzenlemek get your priorities right v.
işleri düzenlemek get/have your ducks in a row v.
(biri için/birine) büyük bir elveda partisi düzenlemek give (one) a big send-off v.
(bütün) işleri düzenlemek have (all) your ducks in a row [us] v.
(bütün) işleri düzenlemek get (all) your ducks in a row [us] v.
işleri düzenlemek have all (of) (one's) ducks in a row v.
(birini/bir şeyi) düzenlemek/düzeltmek lick (someone or something) into shape v.
çek düzenlemek make a check v.
(birine) çek düzenlemek make a check (out) to (one) v.
işlerini düzenlemek put house in order v.
işlerini düzenlemek get your house in order v.
işlerini düzenlemek put your house in order v.
işlerini düzenlemek put/set your (own) house in order v.
evi düzenlemek redd up the house [us] v.
işleri düzenlemek set house in order v.
durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine olacak şekilde düzenlemek stack the deck (against) (someone or something) v.
daha cazip bir şekilde düzenlemek sweeten (up) the pot v.
Trade/Economic
abd'de menkul değer işlemlerini düzenlemek için çıkartılan ilk yasalar blue sky laws n.
ingiltere bankası'nın ekonomiye para ve kredi arzını düzenlemek amacıyla devlet tahvillerini serbest piyasada alıp satması open-market operations n.
adına poliçe düzenlemek issue a policy to v.
bir işi planlayıp başarı ile yürütmek, yönetmek, düzenlemek mastermind v.
fatura düzenlemek to draw up an invoice v.
poliçe düzenlemek issue a policy v.
vardiya düzenlemek arrange shifts v.
fatura düzenlemek draw up an invoice v.
fatura düzenlemek make out an invoice v.
fatura düzenlemek invoice v.
talep seviyesini düzenlemek regulate the level of demand v.
anlaşma düzenlemek make an arrangement v.
bilanço düzenlemek make up a balance sheet v.
çizgili çek düzenlemek cross a cheque v.
konşimento düzenlemek make a bill of lading v.
poliçe düzenlemek make a promissory note v.
vergi beyannamesi düzenlemek make a return v.
bir poliçe düzenlemek make a bill of exchange v.
makbuz düzenlemek make out a receipt v.
senet düzenlemek issue a bill v.
tutanak düzenlemek make an official report v.
sermayenin yapısını yeniden düzenlemek recapitalize v.
sermayenin yapısını yeniden düzenlemek recapitalise v.
bilanço düzenlemek draw the balance v.
bilanço düzenlemek make the balance v.
eğitim kursu düzenlemek organize a (training) course v.
eğitim kursu düzenlemek hold a (training) course v.
protestolu olanın yerine yeniden poliçe düzenlemek redraw v.
çizgili çek düzenlemek cross a check v.
kefalet senedi düzenlemek bond v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu müşterilerin olacak şekilde düzenlemek mutualise v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu müşterilerin olacak şekilde düzenlemek mutualize v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu çalışanların olacak şekilde düzenlemek mutualise v.
(ticari teşebbüsü) hisselerin çoğunluğu çalışanların olacak şekilde düzenlemek mutualize v.
(gümrük vergilerini düzenlemek için) ithalat ürünlerini sınıflandırmak impost v.
(vitrinin) teşhir ürünlerini ilgi çekecek şekilde düzenlemek dress v.
(ücret, fiyat) endeksleme yoluyla düzenlemek index v.
(işlemleri) düzenlemek control [obsolete] v.
proforma fatura düzenlemek prebill v.
hizmet öncesi fatura düzenlemek prebill v.
ön fatura düzenlemek prebill v.