feather - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

feather

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "feather" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 68 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
feather n. kuş tüyü
feather n. tüy
General
feather n. uçucu
feather n. yelek
feather n. dil
feather n. tüy
feather n. kama
feather n. kuştüyü
feather n. zıvana
feather n. püskül
feather n. tip
feather n. özellik
feather n. nitelik
feather n. mahiyet
feather n. tür
feather n. çeşit
feather n. cins
feather n. yaradılış
feather n. mizaç
feather n. ok şaftı
feather n. ok tüyü
feather n. ok arkalığı
feather n. (değerli taşlarda) tüy şekilli yüzey kusuru
feather n. denizaltı periskopunun suda bıraktığı iz
feather n. hava direncini kırıp dalgalarla teması kesmek için küreğin yayvan kısmının döndürülerek geri getirilmesi
feather v. tüy takmak
feather v. tüylerle donatmak
feather v. kuştüyü ile kaplamak
feather v. tüylenmek
feather v. zengin etmek
feather v. (keskin ucun, kenarın) sivriliğini azaltmak
feather v. (saçları) kesip inceltmek
feather v. (boyayı) başka maddeyle karıştırmak için köşelere doğru yaymak
feather v. (kuş) kanatla havayı kesmek
feather v. (balık) yüzgeçle havayı kesmek
feather v. hava direncini kesmek için küreği su yüzeyine paralel çevirmek
feather v. oku tüye yerleştirmek
feather v. (kürkü) üstteki tüylü kılları renklendirerek boyamak
feather v. seramiğe hafif fırçalamayla astar tekniği uygulamak
feather v. dil ve oyuklu bağlantı ile birleştirmek
feather v. (topa veya hokey pakına) hafifçe ve dikkatle vurmak
feather v. tüylü görünüm almak
feather v. tüylü görünmek için kabarmak
feather v. (av köpeği) iz ararken gergin biçimde kuyruk sallamak
feather v. emerek yaymak
feather v. mürekkebi emdirip yayarak görünümü bulanıklaştırmak
feather v. uçak pervanesini ayarlamak
feather v. küreği ayarlamak
feather v. dallandırmak
feather v. tüye benzer şekil oluşturmak
feather adj. tüyümsü
feather adj. tüylerle kaplı
feather adj. tüylü
feather adj. tüye benzeyen
feather adj. tüylerden oluşan
Technical
feather n. kuştüyü
feather n. tüy
feather n. telek
feather n. zivana
Aeronautic
feather n. pervane ayarlaması
feather v. (pervane kanatlarını) uçuş eksenine paralel olacak şekilde döndürerek sürtünmeyi azaltmak
feather v. motorun pervane kanatlarını uçuş eksenine paralel olacak şekilde döndürmek
feather v. (döner kanatlı uçakta) helikopter pervanesinin giriş açısını periyodik olarak düşürüp yükseltmek
Geography
feather n. kaliforniya'da bir nehir
Photography
feather v. kenarlarındaki keskinliği azaltmak
feather v. portrede (ana ışığı) nesneyi ışık huzmesinin dış tarafıyla aydınlatılacak şekilde ayarlamak
feather v. (görseli) bulanıklaştırmak
feather v. (görseli) keskinlik yönünden yumuşatmak

Sens de "feather" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 397 résultat(s)

Anglais Turc
General
feather pillow n. kuş tüylü yastık
a feather in one's cap n. övünülecek başarı
birds of a feather n. kafadarlar
leg feather n. çakşır
feather bed n. kuştüyü yatak
down feather n. ince kuştüyü
feather geranium n. nezleotu
quill feather n. telek
ornamental tail feather n. çığa
tar and feather n. katran tüy cezası
a feather in your cap n. gelecekte yararı dokunacak bir başarı
white feather n. korkaklık göstergesi
peacock feather n. tavus kuşu tüyü
feather duster n. (tüylü) toz alıcı
feather edge n. sivri uç
feather-brain n. akılsız
feather-brain n. kuş beyinli
plug and feather n. kama ve tirfil
tail feather n. kuyruk tüyü
white feather n. beyaz tüy
feather bed n. kuş tüyü yatak
grey feather n. gri tüy
eagle feather n. kartal tüyü
turkey feather n. hindi tüyü
native feather n. kızılderili tüyü
duck feather n. ördek tüyü
flying feather n. uçan tüy
in high feather n. neşeli
a feather in the cap n. başarı
a feather in the cap n. medarıiftihar
a feather in the cap n. zafer
feather-bed n. kolay ve rahat konum
feather-bed n. kolay, rahat ve iyi maaşlı iş
feather-bed n. su yosunlarının hızlı büyümesiyle havuzlarda ve sığ göllerde oluşan yatak
feather driver n. tüyleri döverek hazırlayan kimse
feather duster n. toz alma püskülü
feather maker n. tüylerden süslü eşyalar yapan kimse
feather maker n. suni tüy imalatçısı
feather weight n. tüy sıklet
feather weight n. tüy gibi hafif olan şey
feather weight n. ağırlığı çok hafif olan şey
feather weight n. tüy sıklet boksör
feather weight n. tüy sıklet güreşçi
feather weight n. hacimli fakat hafif kağıt
feather weight n. hafif kağıt
feather weight n. kuş beyinli kimse
feather weight n. çok zeki olmayan kimse
feather-edge n. sivri kenar
feather-edge n. tırtıklı kenar
feather-edge n. ince kenar
feather-head n. mankafa kimse
feather-head n. beyinsiz kimse
feather-head n. aklı bir karış havada kimse
feather-head n. havai kimse
pen feather n. tüy kalem
show the white feather v. gözü korkmak
feather one's nest v. köşeyi dönmek
feather one's nest v. küpünü doldurmak
feather one's nest v. yükünü tutmak
feather one's own nest v. küpünü doldurmak
show the white feather v. korkmak
feather one's own nest v. avantadan para kazanmak
feather one's nest v. avantadan para kazanmak
feather one's own nest v. köşeyi dönmek
feather-bed v. nazlı alıştırmak
feather-bed v. şımartmak
tar and feather someone v. üstüne katran sürüp tüy yapıştırmak
tar and feather a person v. birinin üstüne katran sürüp tüye bulamak
feather [obsolete] v. serbest bırakmak
feather [obsolete] v. özgür bırakmak
feather [obsolete] v. önünü açmak
feather [obsolete] v. hız kazandırmak
feather (away) v. kenarlara doğru seyrelip yayılmak
feather (out) v. kenarlara doğru seyrelip yayılmak
feather bed v. şımartmak
feather bed v. bir dediğini iki etmemek
feather bed v. yüz vermek
feather bed v. kuş sütüyle beslemek
feather bed v. pohpohlamak
feather bed v. üzerine çok düşmek
feather bed [us] v. şımartılmak
feather bed [us] v. bir dediği iki edilmemek
feather bed [us] v. pohpohlanmak
feather one's nest v. birinin üstünden para kazanmak
feather one's nest v. birinden faydalanarak zenginleşmek
feather one's nest v. birinin konumunu kullanarak zenginleşmek
as light as a feather adj. tüy gibi
in fine feather adj. iyi huylu
as light as a feather adj. tüy gibi hafif
feather-brained adj. kuş beyinli
feather-brained adj. akılsız
feather-bed adj. gerekli olan
feather-bed adj. icap eden
feather-bed adj. istenen
feather-bed adj. gereken
feather-bed adj. ihtiyaç duyulan
feather-bed adj. dayatılan
feather-bed adj. onayla teşvik edilen
feather-bed adj. işi kolaylaştıran
feather-bed adj. kadro şişirme sonucu yaratılan (istihdam)
feather-edged adj. incecik kenarlı
feather-edged adj. (çit tahtası) bir kenarı diğerinden ince olan
feather-headed adj. aptal
feather-headed adj. beyinsiz
feather-headed adj. mankafa
feather-headed adj. geri zekalı
feather-headed adj. aklı havada
feather-headed adj. havai
feather-headed adj. sersem
feather-heeled adj. enerjik
feather-heeled adj. dinamik
feather-heeled adj. hareketli
feather-heeled adj. oynak
feather-heeled adj. neşeli
feather-heeled adj. şen
feather-pated adj. aptal
feather-pated adj. beyinsiz
feather-pated adj. kuş beyinli
feather-pated adj. mankafa
feather-pated adj. geri zekalı
feather-pated adj. aklı havada
feather-pated adj. havai
Proverb
birds of a feather flock together it ulur, birbirini bulur
birds of a feather flock together davul bile dengi dengine çalar
birds of a feather flock together davul bile dengi dengine
birds of a feather flock together davul bile dengi dengine vurur
birds of a feather fly together benzer özelliklere sahip insanlar birbiriyle iyi geçinmeye meyillidir
birds of a feather fly together it ulur birbirini bulur
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine çalar
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine
birds of a feather fly together davul bile dengi dengine vurur
birds of a feather fly together tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
Colloquial
a feather in one's cap n. medarı iftihar
tar-and-feather v. katran ve tüy sürerek cezalandırmak
feather-brained adj. fındık beyinli
Idioms
feather in one`s cap n. gurur kaynağı
birds of a feather n. huyu suyu aynı olanlar
birds of a feather n. huyu suyu bir olanlar
a feather in somebody's cap n. iftihar edilecek başarı
feather in one's cap n. iftihar edilecek başarı
a feather in somebody's cap n. koltukları kabartan başarı
feather in one's cap n. koltukları kabartan başarı
feather in one's cap n. koltuk kabartan bir başarı
feather in one's cap n. medari iftihar
a feather in somebody's cap n. medari iftihar
a feather in somebody's cap n. övünülecek başarı
feather in one's cap n. övünülecek başarı
fur and feather n. avlanan hayvanlar ve kuşlar
fur and feather n. av hayvanları ve kuşları
a feather in your cap n. övünülecek/gurur duyulacak bir başarı
a feather in your cap n. bir onur
a feather in your cap n. bir şeref
feather in cap n. gurur kaynağı
feather in cap n. iftihar edilecek başarı
feather in cap n. medarı iftihar
be in full feather v. en iyi kıyafetleriyle olmak
be in high feather v. morali yüksek olmak
cut a feather v. dikkatleri üzerine çekmek
be in full feather v. tepeden tırnağa giyimli olmak
wear the bull's feather v. boynuzlanmak
wear the bull's feather v. boynuz taktırmak
wear the bull's feather v. karısı tarafından aldatılmak
feather one's own nest v. açıktan kazanmak
knock someone down with a feather v. birini çok şaşırtmak
knock me down with a feather v. beklenmedik bir durum karşısında çok şaşırmak
knock someone over with a feather v. birini çok şaşırtmak
feather one's own nest v. cebini doldurmak
feather one's nest v. cebini doldurmak
show the white feather v. gözü korkmak
in fine feather v. iyi gününde olmak
feather one's own nest v. kesesini doldurmak
show the white feather v. korkusunu göstermek
feather one's nest v. küpünü doldurmak
feather one's nest v. kendi karını düşünmek
have a feather in one's cap v. koltukları kabarmak
show the white feather v. korktuğunu belli etmek
feather one's nest v. kesesini doldurmak
feather one's own nest v. küpünü doldurmak
show the white feather v. korkakça davranmak
feather one's nest v. yükünü tutmak
show the white feather v. ürktüğünü belli etmek
feather one's own nest v. yükünü tutmak
wear the bull's feather v. aldatılmak
wear the bull's feather v. karısı tarafından aldatılmak
be as light as a feather v. tüy gibi olmak
be as light as a feather v. tüy gibi hafif olmak
be as light as a feather v. tüy kadar hafif olmak
be as light as a feather v. kuş gibi/kadar hafif olmak
feather nest v. yükünü tutmak
feather nest v. küpünü doldurmak
feather nest v. köşeyi dönmek
feather nest v. avantadan para kazanmak
feather nest v. cebini doldurmak
feather nest v. keseyi doldurmak
feather nest v. evini/yuvasını döşemek
feather nest v. evini/yuvasını güzelleştirmek
feather nest v. evini/yuvasını dayayıp döşemek
feather nest v. evini/yuvasını dekore etmek
feather (one's) nest v. evini/yuvasını döşemek
feather (one's) nest v. evini/yuvasını güzelleştirmek
feather (one's) nest v. evini/yuvasını dayayıp döşemek
feather (one's) nest v. evini/yuvasını dekore etmek
feather your nest v. yükünü tutmak
feather your nest v. küpünü doldurmak
feather your nest v. köşeyi dönmek
feather your nest v. avantadan para kazanmak
feather your nest v. cebini doldurmak
feather your nest v. keseyi doldurmak
feather your nest v. açıktan kazanmak
feather your (own) nest v. yükünü tutmak
feather your (own) nest v. küpünü doldurmak
feather your (own) nest v. köşeyi dönmek
feather your (own) nest v. avantadan para kazanmak
feather your (own) nest v. cebini doldurmak
feather your (own) nest v. keseyi doldurmak
feather your (own) nest v. açıktan kazanmak
knock down with a feather v. aklını başından almak
knock down with a feather v. eşekten düşmüş karpuza döndürmek
knock down with a feather v. şok etmek
knock down with a feather v. çok şaşırtmak
knock down with a feather v. soğuk duş etkisi yapmak
knock down with a feather v. şok etkisi yaratmak
knock over with a feather v. aklını başından almak
knock over with a feather v. eşekten düşmüş karpuza döndürmek
knock over with a feather v. şok etmek
knock over with a feather v. çok şaşırtmak
knock over with a feather v. soğuk duş etkisi yapmak
knock over with a feather v. şok etkisi yaratmak
tar and feather v. kalaylamak
tar and feather v. fırçalamak
tar and feather v. acımasızca eleştirmek
tar and feather v. eleştiri oklarının hedefi yapmak
tar and feather v. şiddetle eleştirmek
tar and feather v. alenen suçlamak
tar and feather v. kınamak
light as a feather adj. kuş kadar hafif
in-full-feather expr. bayramlıklarıyla
you could have knocked me over with a feather expr. beni kolayca tongaya düşürebilirdin
in fine feather expr. güzel giyinmiş
in fine feather expr. formda
in fine feather expr. hoş görünen
birds of a feather flock together expr. it ulur birbirini bulur
as black as a raven's feather expr. kötü niyetli
as black as a raven's feather expr. kötü
black as a raven's feather expr. kapkara
black as a raven's feather expr. kötü niyetli
black as a raven's feather expr. kötü
as black as a raven's feather expr. kapkara
as black as a raven's feather expr. simsiyah
black as a raven's feather expr. simsiyah
in fine feather expr. sağlıklı ve zinde
birds of a feather flock together expr. tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
as light as a feather expr. tüy kadar hafif
as light as a feather expr. tüy gibi hafif
in good feather expr. iyi durumda
in good feather expr. sağlığı, neşesi yerinde
leather or feather expr. kırmızı et (koyun/sığır) veya beyaz et (tavuk)
leather or feather expr. kırmızı et mi (koyun/sığır) yoksa beyaz et mi (tavuk)?
leather or feather expr. kırmızı et (koyun/sığır) veya kanatlı (tavuk)
leather or feather expr. biftek mi tavuk mu tercih edersiniz? (dalga geçerek)
in full feather expr. en iyi kıyafetlerini giymiş
in full feather expr. tepeden tırnağa giyimli
in full feather expr. bayramlıklarıyla
in full feather expr. giyinip kuşanmış
in full feather expr. güzel/şık kıyafetler giymiş
in full feather expr. özenli giyinmiş
birds of a feather flock together expr. huyu huyuna suyu suyuna
Speaking
that's a feather in my cap expr. benim için bir şereftir
you could have knocked me down with a feather! expr. çok şaşırdım!
you could have knocked me over with a feather! expr. çok şaşırdım!
you could have knocked me over with a feather! expr. neredeyse küçük dilimi yutacaktım!
you could have knocked me down with a feather! expr. küçük dilimi yuttum!
you could have knocked me down with a feather! expr. neredeyse küçük dilimi yutacaktım!
you could have knocked me over with a feather! expr. küçük dilimi yuttum!
Trade/Economic
feather bedding n. çalışanların korunması
Technical
feather side n. boyuna kama tuğlası
feather edge n. çapaklı kenar
feather key n. düz kama
feather joint n. eğreti lambalı ek
feather-end-on-edge n. enine kama tuğlası
feather plate n. federli plaka
feather edge n. kolay bükülen çok ince sivri uç
feather combing n. kuştüyü taraması
feather ore n. kuştüyü cevheri
quill feather n. sert tüy
feather and down n. tüy ve hav
feather key n. uygu kaması
feather shot n. soğuk suya dökülerek pürüzlendirilen bakır
feather edged adj. keskin kenarlı
Computer
feather fall n. tüy düşüşü
Textile
labeling of processed feather n. işlenmiş kuş tüyünün etiketlenmesi
quilt filled with feather n. kuş tüyü ile doldurulmuş yorgan
feather penetration n. kuş tüyü nüfuzu
quantitative composition of feather n. kuş tüyünün kantitatif bileşimi
specimen containing feather n. kuş tüyü dolgulu numune
specimen containing feather n. kuş tüyü içeren numune
feather boa n. otriş
feather boa n. tüylü fular
feather boa n. kürkten yapılmış uzun fular
feather flower n. (kadın aksesuarlarında kullanılan) tüylerden yapılmış yapay çiçek
filled with feather adj. kuştüyü ile doldurulmuş
Construction
feather-edged coping n. tek yöne eğimli harpuşta
Marine
feather spray n. hızlı yol alan geminin başında oluşan sular
feather spray n. baş suları
cut a feather v. (gemi) hareket halindeyken suyu köpürtmek
feather an oar v. küreği yan çevirmek
feather blades v. pala çevirmek
Mining
feather alum n. maden ve taş ocaklarının duvarlarında sıklıkla bulunan beyaz renkli lifli bir mineral
feather ore n. kuş tüyü şeklinde cevher
feather alum n. halotrikit
feather alum n. volkanik hareket ve demir piritlerin ayrışması sonucu oluşan sulu bir alüminyum sülfat tuzu
feather ore n. kılcal ve ağsı görünümü olabilen büyük bir kurşun-antimon sülfiti
Medical
feather joints n. kuş tüyüne benzer eklemler
Parasitology
feather joints n. kılçıksı çatlaklar
Gastronomy
goose feather n. kaz tüyü
Marine Biology
feather-edge n. istiridye kabuğunun kenarındaki ince oluşum
sea feather n. gorgonacea takımına mensup selentere
Zoology
primary feather n. büyük tüy
down feather n. havtüyü
wing feather n. kanat tüyü
primary feather n. (kuş kanadındaki) büyük telek
feather star n. antedon ve ilişkili cinslere mensup serbest yüzen deniz zambağı
Botanic
prince's-feather n. kırmızı amarant
prince's-feather n. amerika'da yetişen, tüylü sapları ve mor yapraklı kırmızı çiçekleri olan uzun ve gösterişli tropikal tek yıllık bir bitki
prince-of-wales feather n. yeni zelanda'ya özgü, sapının iki tarafında tüysü yaprakları olan bir eğrelti otu
gay-feather n. beyaz loğusaotu
prairie gay feather n. değnek çiçeği
prairie gay feather n. işaret çiçeği
gay-feather n. karaasma
gay-feather n. kabakulak otu
feather geranium n. kudüs meşesi
gay-feather n. kurtluca
gay-feather n. lohusa otu
gay-feather n. meşecik
feather grass n. sorguç otu
feather geranium n. yapışkan kazayağı
gay-feather n. yılan kökü
gay-feather n. zeravent
feather star n. tüylü deniz lalesi
feather star n. çamurlu deniz diplerinde bulunan, comatulida takımından tüylü kollu deniz lalesi
feather ball (neomammillaria plumosa) n. beyaz tüylü dikenli bir meksika kaktüsü
princess feather n. güneydoğu asya ve avustralya'ya özgü olup kuzey amerika'da da yetiştirilen geniş yumurta biçimli yaprakları ve kızıl çiçekleri olan tek yıllık bir bitki
prince's-feather (amaranthus hybridus hypochondriacus) n. genellikle kırmızı çiçekleri için yetiştirilen gösterişli tek yıllık bir bitki
prince's-feather n. hanımsallandı
prince's-feather n. batı avrupa'ya özgü, dayanıklı ve çok yıllık bir taşkıran bitkisi
feather grass n. nassella ve stipa cinsi kılçıklı ot
feather moss n. tüylü yosun
feather moss n. hypnum cinsi yosun
feather palm n. tüylü palmiye
feather reed grass n. avrupa ve asya'ya özgü melez bir ot
feather-few n. gümüşdüğme
feather-foil n. gümüşdüğme
feather-foil n. hottonia cinsi bitki
prince's-feather (syringa vulgaris) n. adi leylak
gay-feather n. liatris cinsi bitki
gay-feather n. abd'nin orta kesiminde yer alan çayırlarda yetişen çok yıllık bir bitki
prince's feather n. kırmızı çiçekli gösterişli bir tropikal bitki
prince's feather n. kırmızı amarant
prince's feather n. hanımsallandı
prince's feather n. syringa cinsi bitki
prince's feather n. batı avrupa'ya özgü dayanıklı ve çok yıllık bir taşkıran bitkisi
princes-feather n. kırmızı çiçekli gösterişli bir tropikal bitki
princes-feather n. kırmızı amarant
princes-feather n. hanımsallandı
prince's feather n. syringa cinsi bitki
prince's feather n. adi leylak
feather-veined adj. (yaprak) tüy damarlı
Breeding
feather meal n. telek ve tüy unu
Geography
red feather lks n. kolorado eyaletinde şehir
Geology
feather ore n. feder cevher
feather ore n. kuş-tüyü cevheri
feather joints n. tüy eklemler
Sport
cock feather n. (okçuluk) okun ucundaki farklı renkli tüy
shaft feather n. ok kanadı
Ornithology
axial feather n. (kuşlarda) eksenel tüy
vent feather n. kuşun anal veya kuyruk tüylerinden her biri
saddle feather n. evcil kuşun sırtındaki uzun ince tüy
vent feather n. anal tüy
vent feather n. kuyruk tüyü
contour feather n. yetişkin kuşların gövdelerini kaplayan ve biçimlerini belirleyen tüyler
powder-down feather n. (bazı kuşlarda) diğer tüyleri temizleyebilen pudramsı salgıya sahip dağınık tüy
flight feather n. kanat tüyü
flight feather n. kuşların uçmalarını sağlayan uzun tüy
feather tract n. (kuşlarda) tüy çıkan bölge
sickle feather n. (horozda) uzun ve kıvrık telek
Slang
birds of a feather flock together n. aynı bokun soyu
birds of a feather flock together n. aynı huylu kimseler
a feather in someone's cap n. gurur duyulacak başarı
a feather in someone's cap n. iftihar edilecek başarı
a feather in someone's cap n. onur duyulacak başarı
feather brain n. kuş beyinli
feather brain n. akılsız
birds of a feather flock together expr. tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş
dot or feather? expr. hint mi amerikan yerlisi mi?
dot or feather? expr. hindistanlı mı yerli mi?
dot or feather? expr. hint mi yerli mi?
Star Wars
feather nebula n. tüy nebulası