Historique

grief

Sens de "grief" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 35 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	grief n.	keder
General
2	General	grief n.	tasa
3	General	grief n.	felaket
4	General	grief n.	üzüntü
5	General	grief n.	dert
6	General	grief n.	acı
7	General	grief n.	keder
8	General	grief n.	büyük üzüntü
9	General	grief n.	elem
10	General	grief n.	koyuntu
11	General	grief n.	ıstırap
12	General	grief n.	kahır
13	General	grief n.	gam
14	General	grief n.	meyus
15	General	grief n.	gemm
16	General	grief n.	rahatsızlık
17	General	grief n.	sitem veya şikayet sebebi
18	General	grief n.	şikayet belgesi
19	General	grief n.	sorun kaynağı
20	General	grief n.	aksilik
21	General	grief n.	talihsizlik
22	General	grief n.	kaza
23	General	grief n.	kırılma
24	General	grief n.	kopma
25	General	grief n.	özellikle aksilik ve kazalardan kaynaklanan zorluk ve sıkıntı
26	General	grief n.	sorun
27	General	grief n.	problem
28	General	grief n.	rahatsız edici eleştiri
29	General	grief n.	muzip eleştiri
30	General	grief v.	(internet oyunlarında) diğer oyunculardan oyundan keyif almasını engellemek için onları taciz etmek
Technical
31	Technical	grief n.	keder
32	Technical	grief n.	üzüntü
33	Technical	grief adj.	acı
Psychology
34	Psychology	grief n.	hüzün
Ottoman Turkish
35	Ottoman Turkish	grief n.	teessür

Sens de "grief" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 84 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	the grief of losing a child n.	evlat acısı
2	General	prolonged grief n.	uzun süren/süreli yas/elem/keder
3	General	grief [obsolete] n.	vücut hasarı
4	General	grief [obsolete] n.	hastalık
5	General	grief tourist n.	hüzün turisti
6	General	come to grief v.	felakete uğramak
7	General	come to grief v.	belasını bulmak
8	General	pour out one's grief to each other v.	dertleşmek
9	General	die of grief v.	kahrından ölmek
10	General	come to grief v.	suya düşmek
11	General	come to grief v.	başarısızlığa uğramak
12	General	come to grief v.	kazaya uğramak
13	General	come to grief v.	başı darda olmak
14	General	come to grief v.	başarısız olmak
15	General	understand one's grief v.	acısını anlamak
16	General	understand his grief v.	acısını anlamak
17	General	die from one's grief v.	acısından ölmek
18	General	share one's grief v.	acısını paylaşmak
19	General	be stricken with grief v.	acılı olmak
20	General	have grief v.	acısı olmak
21	General	die from one's grief v.	üzüntüsünden ölmek
22	General	relieve one's grief v.	acıyı hafifletmek
23	General	be in grief v.	acılı olmak
24	General	be grief-stricken v.	acılı olmak
25	General	feel a pang of grief v.	burnunun direğini sızlatmak
26	General	come to grief v.	başarısızlıkla sonuçlanmak
27	General	come to grief v.	yıkılmak
28	General	come to grief v.	harap olmak
29	General	come to grief v.	çökmek
30	General	come to grief v.	mahvolmak
31	General	be oppressed with grief v.	kederle yoğrulmak
32	General	die off grief v.	kederden ölmek
33	General	die from grief v.	kederden ölmek
34	General	share grief with v.	dertlenmek
35	General	grief stricken adj.	çok kederli
36	General	grief-stricken adj.	dertli
37	General	grief-stricken adj.	talihsiz
38	General	grief-stricken adj.	büyük bir üzüntü içinde olan
39	General	grief-stricken adj.	yas dolu
40	General	good grief! interj.	allah allah!
41	General	good grief! good god! interj.	suphanallah
Proverb
42	Proverb	grief divided is made lighter	üzüntü paylaşıldıkça hafifler
Idioms
43	Idioms	give somebody grief v.	birine sıkıntı vermek
44	Idioms	come to grief v.	başarısızlığa uğramak
45	Idioms	give somebody grief v.	birisini kızgınlıkla eleştirmek
46	Idioms	come to grief v.	başarısız olmak
47	Idioms	bring to grief v.	felaketine neden olmak
48	Idioms	bring to grief v.	felaket getirmek
49	Idioms	come to grief v.	mahvolmak
50	Idioms	come to grief v.	zarar görmek
51	Idioms	come to grief v.	yok olmak
52	Idioms	get (a lot of) grief (from someone) v.	(birinden) ağır eleştiri/kınama almak
53	Idioms	get (a lot of) grief (from someone) v.	(biri tarafından) çok yargılanmak
54	Idioms	get (a lot of) grief (from someone) v.	(biri tarafından) çok üstüne gidilmek
55	Idioms	give (one) grief v.	(birine) sıkıntı vermek
56	Idioms	give (one) grief v.	(birinin) burnundan getirmek
57	Idioms	give (one) grief v.	(birini) rahat bırakmamak
58	Idioms	give (one) grief v.	(birine) huzur vermemek
59	Idioms	give somebody grief (about/over something) v.	(birine bir konuda) sıkıntı vermek
60	Idioms	give somebody grief (about/over something) v.	(birinin bir konuda) burnundan getirmek
61	Idioms	give somebody grief (about/over something) v.	(birini bir konuda) rahat bırakmamak
62	Idioms	give somebody grief (about/over something) v.	(birine bir konuda) huzur vermemek
63	Idioms	give someone grief v.	birine sıkıntı vermek
64	Idioms	give someone grief v.	birinin burnundan getirmek
65	Idioms	give someone grief v.	birini rahat bırakmamak
66	Idioms	give someone grief v.	birine huzur vermemek
67	Idioms	give someone grief v.	birine dert olmak
68	Idioms	give someone grief v.	birinin başına bela olmak
69	Idioms	good grief expr.	haydi ya! yok canım!
Law
70	Law	strong grief n.	şedit elem
Medical
71	Medical	abnormal grief n.	anormal üzün
72	Medical	grief process n.	yas süreci
Psychology
73	Psychology	abnormal grief n.	anormal hüzün
74	Psychology	anticipatory grief n.	beklentisel hüzün
75	Psychology	grief work n.	hüzün çalışması
76	Psychology	grief process n.	hüzün süreci
77	Psychology	grief counselor n.	üzüntü/keder ile ilgili (başa çıkmada) uzman/danışman
78	Psychology	grief counselor n.	yas danışmanı
79	Psychology	grief counseling n.	yas danışmanlığı
Astronomy
80	Astronomy	sky grief n.	gök kederi
81	Astronomy	sky grief n.	gök hüzünü
Slang
82	Slang	tune someone grief [south african] v.	birini kızdırmak
83	Slang	tune someone grief [south african] v.	birini taciz etmek
84	Slang	tune someone grief [south african] v.	birinin huzurunu kaçırmak