harden - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

harden

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "harden" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 43 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
harden v. sertleşmek
harden v. sertleştirmek
harden v. katılaşmak
General
harden v. kapılmak
harden v. yükselmek
harden v. kuvvetlenmek
harden v. pekleşmek
harden v. katı olmak
harden v. alıştırmak
harden v. pekişmek
harden v. donmak (çimento)
harden v. duygusuzlaşmak
harden v. artmak
harden v. kuvvetlendirmek
harden v. sağlamlaştırmak
harden v. duygusuzlaştırmak
harden v. katılaşmak
harden v. denge kurmak
harden v. sertleşmek
harden v. acımasızlaşmak
harden v. pekiştirmek
harden v. sabitleştirmek
harden v. kanıksanmak
harden v. sert bir tutum sergilemek
harden v. alıştırmak
harden v. boyun eğmemek
harden v. katı hale dönüştürmek
harden v. patlama/ısı/radyasyondan korumak
harden v. değişken koşullara uyum sağlamak
harden v. farklı iklimlere alışmak
Trade/Economic
harden v. (fiyatlar) yükselip sabitlenmek
harden v. istikrar kazanmak
harden v. (fiyatlar) yükselmek
Technical
harden v. çeliğe su vermek
harden v. katılaştırmak
harden v. katılaşmak
harden v. su vermek (çelik vb'ine)
harden v. sertleştirmek
Informatics
harden v. bilgisayarın güvenliğini artırmak
Textile
harden n. kaba kumaş
Automotive
harden v. sertleşmek
Linguistics
harden v. (ünsüz harfi) pekiştirmek
Military
harden v. (nükleer bombardımana karşı) takviye etmek

Sens de "harden" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 51 résultat(s)

Anglais Turc
General
harden extremely v. abanoz kesilmek
age-harden v. yaşlanmayla sertleştirmek
work-harden v. mekanik bir işlem ile sertleştirmek
harden something up v. bir şeyi sertleştirmek
case-harden v. kuvvetlendirmek
case-harden v. sertleştirmek
case-harden v. dayanıklı hale getirmek
case-harden v. hissizleştirmek
case-harden v. duyarsızlaştırmak
harden [dialect] [uk] v. cesaretlendirmek
harden [dialect] [uk] v. teşvik etmek
harden [dialect] [uk] v. desteklemek
Phrasals
harden off v. bir bitkiyi açık havada yaşayabilsin diye açık hava şartlarına maruz bırakmak
harden off v. bir bitkiyi açık hava şartlarına dayanıklı hale getirmek
harden off v. bir bitkiyi dışarıda yaşamaya dayanıklı hale getirmek
harden something off v. bir bitkiyi açık havada yaşayabilsin diye normal hava şartlarına alıştırmak
Idioms
harden the neck v. inatçı olmak
harden one's heart v. bağrına taş basmak
harden oneself to something v. kendini acımasızlaşmak
harden oneself to something v. kendini hissizleşmek
harden oneself to something v. kendini zor bir şeye hazırlamak
harden oneself to something v. kendini kötü bir şeye hazırlamak
harden oneself to something v. kendini güç/meşakkatli bir şeye alıştırmak
harden oneself to something v. kendini güç bir durumdan etkilenmez hale getirmek
harden (one's) heart against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı taş kalpli olmak
harden (one's) heart against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kalbini taşlaştırmak
harden (one's) heart against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı iyilik ve merhamet hissetmeyi bırakmak
harden (one's) heart against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı kalbinin taşlaşmasına sebep olmak
harden (one's) heart against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı taş kalpli olmasına sebep olmak
harden your heart against somebody/something v. birine/bir şeye karşı hissizleşmek
harden your heart against somebody/something v. birinden/bir şeyden artık duygusal olarak etkilenmemek
harden oneself to v. kendini (kötü bir şeye) hazırlamak
harden oneself to v. kendini (güç/meşakkatli bir şeye) alıştırmak
harden oneself to v. kendini (zor bir şeye) hazırlamak
harden oneself to v. kendini güç bir durumdan etkilenmez hale getirmek
harden oneself to v. kendini (bir şeye karşı) acımasızlaşmak
harden oneself to v. kendini (bir şeye karşı) hissizleştirmek
harden your heart v. hissizleşmek
harden your heart v. kaplsizleşmek
harden your heart v. bağrına taş basmak
harden your heart v. duygusal olarak etkilenmez hale gelmek
harden your heart against somebody/something v. birine/bir şeye karşı taş kalpsizleşmek
Technical
flame-harden v. alevle sertleştirmek
air-harden v. havada sertleştirmek
hammer harden v. soğuk döverek sertleştirmek
color-harden v. yüzey sertleştirmek
face-harden v. (metal) yüzeyini sertleştirmek
work harden v. (metalin) mekanik bir işlemle sertliğini veya dayanıklılığını artırmak
Marine
harden up v. orsalamayı önlemek için geminin ıskotalarını gerginleştirmek
Slang
(penis) harden v. (penis) kalkmak
(penis) harden v. (penis) sertleşmek