ikinci bir - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

ikinci bir



Sens de "ikinci bir" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
ikinci bir another adj.
ikinci bir fresh adj.

Sens de "ikinci bir" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 219 résultat(s)

Turc Anglais
General
on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise senior high school n.
bir kimsenin ikinci sahsiyeti alter ego n.
asıl işten farklı ikinci bir gelir kaynağı olan iş sideline n.
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan jack-in-office n.
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı rummage sale n.
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı jumble sale n.
ikinci bir tetikçi a second gunman n.
bir önceki boyaya uygulanan ikinci boya counterstain n.
bir serinin on ikinci eleman L n.
ikinci kez bir araya gelme reunition n.
20. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir şair georgian n.
ikinci sınıf bir grubun üyesi second class n.
veri noktasından ikinci bir noktaya doğru saat yönünde ölçülen yatay açı grid bearing n.
ikinci dünya savaşı sırasında almanya'da sinir gazı olarak geliştirilen organofosforlu bir bileşik soman n.
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak double-bank v.
ikinci bir şans vermek give a second chance v.
ikinci bir şans tanımak give a second chance v.
ikinci bir görüş almak get a second opinion v.
ikinci bir şans daha vermek give a second chance v.
ikinci bir işte çalışmak double v.
ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree v.
ikinci bir yanıt vermek duply v.
ikinci bir varis belirlemek superinduce v.
abd'li bir ailenin ikinci kuşak üyesi olan second-generation adj.
ikinci bir emre kadar until further notice adv.
ikinci bir iş olarak on the side adv.
ikinci bir emre kadar until a further order is made adv.
ikinci bir habere kadar until further notice adv.
ikinci bir duyuruya kadar until further notice adv.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deut- pref.
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek deuto- pref.
Phrasals
(ikinci el bir kaynaktan) öğrenmek glean from (something) v.
hafızadan bazı bölümleri ikinci bir depolama alanına atmak/aktarmak page out v.
Phrases
bir sonraki/ilk/ikinci vs. seferinde (some) time around adv.
bir sonraki/ilk/ikinci vs. seferinde (some) time round adv.
Proverb
her zaman ikinci bir seçeneğin olsun mouse that has but one hole is quickly taken
Colloquial
ikinci bir şans another chance n.
ikinci bir şans a second chance n.
yaşam için ikinci bir şans new lease on life n.
eski abd başkanı george w.bush'un bir lakabı (ikinci isminin (w.) kendisi tarafından telaffuz edilme şekline istinaden türetilmiş bir lakap) dubya n.
ikinci/ek bir işte daha çalışmak moonlight n.
özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında abd temsilciler meclisi'nde muhafazakar beyaz bir güneyli demokrat boll weevil n.
ikinci bir şans break n.
ikinci dünya savaşı'nda almanya'nın ingiltere'ye karşı kullandığı bir robot bomba buzz bomb n.
(birine/bir şeye) göre ikinci derecede/geri planda subordinate to (someone or something) adj.
herkesin ikinci bir şansı olur everybody gets a second chance expr.
herkesin ikinci bir şansı vardır everybody gets a second chance expr.
Idioms
ikinci bir şans/fırsat second bite of the apple n.
ikinci bir şans/fırsat another bite at the cherry n.
ikinci bir şans/fırsat second bite of the apple n.
ikinci bir şans another bite of the cherry n.
ikinci bir fırsat another bite of the cherry n.
ikinci bir şans a second bite of the cherry n.
ikinci bir fırsat a second bite of the cherry n.
ikinci sınıf bir işçi hole digger n.
ikinci bir şans/girişim a bite of the cherry n.
ikinci bir şans/girişim a bite at the cherry n.
ikinci bir şans/girişim a second/another bite at the cherry) [uk] n.
ikinci bir şans/girişim a second/another bite of the cherry) [uk] n.
ikinci bir şans a second bite at the cherry n.
ikinci bir şans a second bite of the cherry [uk] n.
çok büyük bir farkla ikinci olmak be a poor second [uk] v.
çok büyük bir farkla ikinci olmak come a poor second [uk] v.
ikinci bir görev daha üstlenmek double in brass v.
ikinci bir şapka daha giymek/taşımak double in brass v.
ikinci bir şans/fırsat daha vermek give (someone) another chance v.
ikinci bir şans yakalamak get a second bite/ two bites at the cherry v.
(birinden veya bir şeyden) sonra ikinci gelmek be second only to (someone or something) v.
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak have a second string to (one's) bow v.
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak have a second string to your bow v.
ikinci/alternatif bir eylem planı olmak have a second string to your bow v.
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek be a poor second [uk] v.
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek come a poor second [uk] v.
birinden/bir şeyden sonra ikinci gelmek be second only to somebody/something v.
birinden/bir şeyden sonra ikinci sırada olmak/gelmek be second only to somebody/something v.
çok büyük bir farkla ikinci, üçüncü olmak/gelmek be/come a poor second, third v.
(birini/bir şeyi) ikinci kez düşünmek/değerlendirmek get second thoughts (about someone or something) v.
(birine) ikinci bir şans vermek give (someone) a second chance v.
(birine) ikinci bir şans daha vermek give (someone) a second chance v.
(bir şeyi) ikinci kez düşünmemek not give (something) a second thought v.
(bir şeyi) ikinci kez düşünmemek not give (something) another thought v.
Speaking
herkes ikinci bir şansı hak eder everybody deserves a second chance expr.
Trade/Economic
bir ana şirkete bağlı ikinci derecede şirket subsidiary n.
bir olay diğerinden önce ortaya çıkıyorsa onu ikinci olayın nedeni olarak gösterme yanlışı post hoc, ergo propter hoc fallacy n.
çifte düşüş (fiyatlarda bir gerileme yaşanırken ikinci bir dalganın vurması) a double-dip plunge n.
halka açık bir şirketin yaptığı ikinci halka arz seasoned equity offering n.
halka açık bir şirketin yaptığı ikinci halka arz secondary equity offering n.
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk double dip n.
ödemenin bir kısmının ikinci el mallarla yapılması part exchange n.
bir donanımın ikinci sürümü g2 (generation 2) abrev.
Law
bir ilanın dizilmesi fakat ikinci bir emre kadar yayınlanmaması konusunda gazete veya dergi yönetimine verilen talimat wait-order n.
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkereden sonra üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere pluries writ n.
ikinci bir zarar double waste n.
ikinci dereceden bir ipotek ile sağlanmış olan alacaklı second mortgagee n.
nypd'de özellikle silahlı bir çatışmada başarılı olmuş polislere verilen ikinci en yüksek onur madalyası combat cross n.
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkere sonrası üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere pluries n.
abd anayasasının ikinci düzenlemesi ile teminat altına alınan bir hak freedom to bear arms n.
Politics
ikinci dünya savaşından sona eski askerlere yardım etmek amacıyla kurulmuş bir rehabilitasyon dairesi rehabilitation department [new zealand] n.
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi tactical voting n.
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gizli bir fransız direniş hareketi maquis n.
Insurance
bir reasürörün üstlendiği rizikonun tamamını veya bir kısmını ikinci bir reasüröre tekrar devretmesi retrosurance n.
Advertising
hazırlanıp ödemesi yapılan bir reklamın ikinci bir onay alana kadar yayınlanmamasına dair reklamcının talebi wo (wait order) abrev.
Technical
bir kişinin diğerinin bacaklarını el arabası gibi tutup ikinci kişinin elleriyle yerde hareket ettiği oyun wheelbarrow n.
atomların bir metalden ikinci bir metal yüzeyine yayılmasını içeren elektrolit işlemle alaşımın kaplanması metalliding n.
Architecture
iyon ve korint düzeninde sütunların altında yer alan ve yatay olarak kaideden daha küçük olan ikinci bir kaide scamillus n.
Construction
güçlendirme elemanında yer alan ikinci bir kapı postern n.
ahşap tekneye ikinci bir kaplama yapmak double v.
Furniture
çağdaş fransız tarzından etkilenen 19. yüzyılın ikinci çeyreğine ait bir mobilya stili american empire n.
Automotive
ikinci el arabaların tahmini değerini gösteren bir liste blue book [us] n.
Aeronautic
ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere'de geliştirilmiş bir navigasyon sistemi gee n.
Medical
mevcut bir hamilelik esnasında ikinci yavruya hamile kalma superfecundation n.
Pharmaceutics
ikinci dünya savaşı'ndan hemen sonra popüler olmuş bir multivitamin ve mineral ilacı hadacol® n.
Optics
atmosferik ışık kırılması nedeniyle bir cismin yanındaki ikinci bir cisme göre görünen yerinin değişmesi differential refraction n.
Math
iki küme arasındaki, ikinci kümenin bir elamanının birinci kümedeki her bir elemanla eşleştiğini ifade eden bağıntı mapping n.
birinci kümenin elemanları arasındaki işlemleri ikinci kümede bulunduran bir kümenin diğerine dönüşümü homomorphic n.
Logic
klasik mantıkta her şekilde sonuç veren modların ikinci şekilde gösterimini temsil eden bir kelime baroco n.
kurallı bir kıyaslamanın ikinci önermesi minor n.
Physics
enerji harcamaksızın sıcak molekülleri soğuk moleküllerden ayıran ve entropide genel bir azalmaya yol açarak termodinamiğin ikinci yasasını ihlal eden hayali bir yaratık maxwell's demon n.
ikinci nesil element fermiyonlarından olan negatif yüklü bir lepton mu lepton n.
(frekans incelemede) referans dalgayı ikinci bir dalga ile birleştirmek beat v.
Chemistry
bileşiklerin ikinci elementi anlamı veren bir son ek -rrhiza suf.
Biology
ikinci bir mutasyon sonucu normal fenotipe dönüş reversion n.
adenozin monofosfat gibi hormonlara yanıt olarak ikinci aracı işlevini gören bir mononükleotid guanosine monophosphate n.
Marine Biology
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad mantis crab n.
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad mantis shrimp n.
Astronomy
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu alpha ursae majoris n.
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu dubhe n.
ikinci bir ayna gerektirmeyen aynalı teleskop off–axis reflector n.
bir takımyıldızdaki en parlak ikinci yıldız beta n.
büyükayı takımyıldızı'nda yer alan ikinci kadirden mavi bir yıldız merak n.
büyükayı takımyıldızı'nda yer alan ikinci kadirden mavi bir yıldız beta ursae majoris n.
Zoology
birçok sürüngende ikinci boyun omurunun diş şeklindeki çıkıntısına benzeyen ayrı bir kemik odontoid bone n.
Agriculture
bir önceki baharda yeni sürülmüş olan çayırı sonbaharda ikinci kez sürmek backset v.
Education
ikinci bir uzmanlık alanında okuyan kimse minor n.
Literature
almaşık kıtalardan oluşan bir şiirde ikinci kıta antistrophe n.
üçlü bir kasidenin ikinci bölümü antistrophe n.
bir dizede anlam tamamlanmadığı zaman onu tamamlayacak kelimelerin ikinci dizeye bırakılması overlapping n.
ikinci ve üçüncünün vurgusuz olduğu üç heceli bir kafiye double rhyme n.
Linguistics
bir dizede anlam tamamlanmadığı zaman onu tamamlayacak kelimelerin ikinci diziye bırakılması enjambment n.
History
antik nemea'da olimpiyatların ikinci ve dördüncü yıllarında olmak üzere iki yılda bir düzenlenen panhellenik oyunlar nemean games n.
ikinci dünya savaşı'nda askeri kuvvetler için eğlenceler düzenleyen bir ingiliz derneği ensa (entertainments national service association) n.
ikinci dünya savaşı'nda pasifik'te gerçekleşen, amerikan kuvvetlerinin japon hava üssünü ele geçirdiği bir amfibi saldırı kwajalein n.
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan windtalker n.
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan codetalker n.
ingiltere'de ikinci dünya savaşı sırasında şifre kırma çalışmalarının yapıldığı bir malikane bletchley park n.
ikinci dünya savaşı sırasında yapılan bir muharebe leyte invasion n.
ikinci dünya savaşı'nda italya'da bulunan bir alman savunma hattı green line n.
ikinci dünya savaşı'ndan sonra kurulup nazi subaylarının almanya'dan kaçmasına yardım ettiğine inanılan bir alman örgütü odesa n.
ikinci dünya savaşı'ndan sonra kurulup nazi subaylarının almanya'dan kaçmasına yardım ettiğine inanılan bir alman örgütü odessa n.
ikinci yüzyılda ortaya çıkmış, yılanlara tapan gnostik bir tarikata mensup kimse ophite n.
ikinci pön savaşları sırasında gerçekleşen bir muharebe battle of the metaurus n.
ikinci dünya savaşında ingiliz ordusunun tasarladığı patlayıcı yüklü bir araba panjandrum n.
ikinci dünya savaşında bir muharebe somme n.
ikinci dünya savaşında bir muharebe somme river n.
Religious
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan, kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi chasidim n.
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi chasidism n.
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi chassidim n.
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi hassidim n.
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi chassidism n.
ikinci evliliğe ve tövbekarların günahların bağışlanmasına karşı olan, montanizm kökenli bir hristiyan doktrin tertullianism n.
ikinci bir mesih alter christus n.
büyücülük yetenekleriyle ün yapan marcus'un ikinci yüzyılda kurduğu gnostik bir tarikat marcosian n.
(ingiltere'de) paskalya'dan sonraki ikinci salı gününde danimarkalıların sınır dışı edilmesinin kutlandığı bir bayram hokeday n.
tanah'ın ikinci bölümünde ve eski ahit'te yer alan bir kitap hosea n.
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda gerçekleştirilen bir yahudi anma töreni yizkor n.
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda ölüler için okunan bir yahudi duası yizkor n.
hamursuz bayramı'nın ikinci gününde ilk arpa hasadından bir bağın rahibe sunulması omer n.
hamursuz bayramı'nın ikinci gününden şavuot'un ilk gününe kadar sürüp bu süre boyunca evliliklerin yasaklandığı ve yas tutulduğu 49 günlük bir dini dönem omer n.
isa'nın bin yıllık dönemde ikinci kez geleceğine dayanan bir inanç türü premillennialism n.
kutsal ruh'un ikinci bir armağanı olarak din değiştirmeden bir süre sonra gelen kutsanma deneyimi second blessing n.
Environment
bir orman yangınını söndürmek için ters yönden başlatılan ikinci bir yangın backfire n.
Geography
büyük bir ırmağa karışan ikinci derecedeki akarsuların her biri leg n.
japonya'nın ikinci dünya savaşı sırasında hava ve deniz üssü olarak kullandığı, marshall adaları'nda bir mercan adası kwajalein n.
Military
abd'de başka bir figürün yanına eklendiğinde aynı madalyadan ikinci kez alındığını belirten askeri nişan oak leaf cluster n.
ikinci dünya savaşında kullanılmış bir cins alman topu füze bataryası moaning minnie n.
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan küçük ve prefabrik bir sığınak tipi anderson shelter [brit] n.
ikinci dünya savaşında ingiliz kıyı şeridindeki devriyeler için kullanılan bir kod ismi jim crow n.
ikinci dünya savaşında ingiliz kıyı şeridindeki devriyeler için kullanılan bir kod ismi jim-crow n.
amerikan ordusundaki piyade sınıfının ikinci dünya savaşı ve kore savaşı'nda kullandıkları yarı otomatik bir tüfek m-1 rifle n.
amerikan ordusundaki piyade sınıfının ikinci dünya savaşı ve kore savaşı'nda kullandıkları yarı otomatik bir tüfek garand rifle n.
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birimin üyesi wac n.
ikinci dünya savaşı'nda birleşik krallık'ın savunması için toplanan gönüllü yarı zamanlı bir askeri birlik home guard n.
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan büyük britanya yapımı bir avcı ve bombardıman uçağı mosquito n.
ikinci dünya savaşında hedef arayan uçakların kullandığı bir kod adı rhubarb n.
ikinci dünya savaşı'nda ingilizler tarafından kullanılan bir savaş uçağı hurricane n.
abd hava kuvvetleri'nin ikinci dünya savaşı sırasında kullandığı dört motorlu ağır bir bombardıman uçağı liberator n.
ikinci dünya savaşı'nda subaylar için kurulmuş bir alman savaş esiri kampı oflag n.
nişana ikinci bir ödülü göstermesi için eklenen amblem bar [uk] n.
madalya kurdelesi üstüne ikinci bir ödülü veya daha yüksek bir sınıfı göstermek için takılan metal nişan cluster [us] n.
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan bir askeri araç dukw n.
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik waaaf (women's auxiliary australian air force) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birim waac (women's army auxiliary corps) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birimin bir üyesi waac (a member of this corps) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik waaf (women's auxiliary air force) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik waaf (women's auxiliary australian air force) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu birliğin bir üyesi waaf (a member of either of these forces) abrev.
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birim wac (women's army corps) abrev.
Sport
büyük bir spor kulübünün sahip olduğu ikinci veya üçüncü lig beysbol takımı farm team n.
büyük bir spor kulübünün sahip olduğu ikinci veya üçüncü lig beysbol takımı farm club n.
spor müsabakalarında eleme turlarını geçemeyen en iyi yarışmacılar için bir üst tura geçebilmeleri adına yapılan ikinci bir eleme repechage n.
(bilardoda) ilk olarak hedef alınan topun beyaz top ve ikinci hedefteki topla bir araya geldiği vuruş drop cannon n.
bireysel sporlarda bir takımın ikinci tercihi olan second-string adj.
Baseball
beysbolda bir dış meydanı oyuncusunun ikinci kaleye dokunmadan sadece yaklaşarak koşucuyu saha dışına/auta çıkmak zorunda bıraktığı oyun neighborhood play n.
birinci ligde bulunan büyük bir spor kulübü ile onun ikinci veya üçüncü ligdeki takımları organization n.
birinci ligde bulunan büyük bir spor kulübü ile onun ikinci veya üçüncü ligdeki takımları organisation n.
Card
briçte herhangi bir löveye teklif verme veya oynama hakkı olan ikinci oyuncu second hand n.
Wagering
yarışı hangisi kazanırsa kazansın bahisçinin kazanmasını sağlayan birinci, ikinci veya üçüncü gelen bir at veya köpek üzerine bahis oynama across the board expr.
Music
bir şarkı ile söylenen ikinci derecedeki ezgi undersong n.
tonları bir adımın perdesinin farkına eşit olan aradaki ikinci ses major second n.
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği mazourka n.
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği mazurka n.
ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı notalar hariç tam seslerle bölünmüş bir diyatonik dizi minor diatonic scale n.
1990'ların ikinci yarısında popüler olup küfür ve cinsel temalar içeren bir rap müzik türü dirty south n.
bir gama ait ikinci derece supertonic n.
bir enstrüman ailesindeki ikinci düşük sesli enstrümana ait baritone adj.
ikinci üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan bir gama dayalı (anahtar) minor adj.
Entomology
ikinci veya arka kanatlarının altında gümüşi benekler bulunan, speyeria cinsi veya akraba cinse mensup bir kelebek silverspot n.
Slang
motor selesinde artçının oturduğu/artçıya ayrılmış/ikinci bir yolcuya ayrılmış kısım pussy pad n.
(atta, bisiklette) ikinci bir kişiyi taşımak dink v.