|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
on, on bir ve on ikinci sınıfların karşılığı olan okul, lise |
senior high school n.
|
|
2 |
General |
bir kimsenin ikinci sahsiyeti |
alter ego n.
|
|
3 |
General |
asıl işten farklı ikinci bir gelir kaynağı olan iş |
sideline n.
|
|
4 |
General |
kendini abartılı bir şekilde önemli gören ikinci derece çalışan |
jack-in-office n.
|
|
5 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
rummage sale n.
|
|
6 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
jumble sale n.
|
|
7 |
General |
ikinci bir tetikçi |
a second gunman n.
|
|
8 |
General |
bir önceki boyaya uygulanan ikinci boya |
counterstain n.
|
|
9 |
General |
bir serinin on ikinci eleman |
L n.
|
|
10 |
General |
ikinci kez bir araya gelme |
reunition n.
|
|
11 |
General |
20. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış bir şair |
georgian n.
|
|
12 |
General |
ikinci sınıf bir grubun üyesi |
second class n.
|
|
13 |
General |
veri noktasından ikinci bir noktaya doğru saat yönünde ölçülen yatay açı |
grid bearing n.
|
|
14 |
General |
ikinci dünya savaşı sırasında almanya'da sinir gazı olarak geliştirilen organofosforlu bir bileşik |
soman n.
|
|
15 |
General |
bisiklet veya motosiklette ikinci bir kişiyi taşımak |
double-bank v.
|
|
16 |
General |
ikinci bir şans vermek |
give a second chance v.
|
|
17 |
General |
ikinci bir şans tanımak |
give a second chance v.
|
|
18 |
General |
ikinci bir görüş almak |
get a second opinion v.
|
|
|
19 |
General |
ikinci bir şans daha vermek |
give a second chance v.
|
|
20 |
General |
ikinci bir işte çalışmak |
double v.
|
|
21 |
General |
ikinci dereceden yasaklı bir maddeyi üzerinde bulundurmaktan ötürü suçlanmak |
be charged with criminal possession of a controlled substance in the second degree v.
|
|
22 |
General |
ikinci bir yanıt vermek |
duply v.
|
|
23 |
General |
ikinci bir varis belirlemek |
superinduce v.
|
|
24 |
General |
abd'li bir ailenin ikinci kuşak üyesi olan |
second-generation adj.
|
|
25 |
General |
ikinci bir emre kadar |
until further notice adv.
|
|
26 |
General |
ikinci bir iş olarak |
on the side adv.
|
|
27 |
General |
ikinci bir emre kadar |
until a further order is made adv.
|
|
28 |
General |
ikinci bir habere kadar |
until further notice adv.
|
|
29 |
General |
ikinci bir duyuruya kadar |
until further notice adv.
|
|
30 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deut- pref.
|
|
31 |
General |
düzenli bir kimyasal bileşik serisinde ikinci olan anlamı veren ön ek |
deuto- pref.
|
|
Phrasals |
|
32 |
Phrasals |
(ikinci el bir kaynaktan) öğrenmek |
glean from (something) v.
|
|
33 |
Phrasals |
hafızadan bazı bölümleri ikinci bir depolama alanına atmak/aktarmak |
page out v.
|
|
Phrases |
|
34 |
Phrases |
bir sonraki/ilk/ikinci vs. seferinde |
(some) time around adv.
|
|
35 |
Phrases |
bir sonraki/ilk/ikinci vs. seferinde |
(some) time round adv.
|
|
Proverb |
|
36 |
Proverb |
her zaman ikinci bir seçeneğin olsun |
mouse that has but one hole is quickly taken
|
|
Colloquial |
|
37 |
Colloquial |
ikinci bir şans |
another chance n.
|
|
38 |
Colloquial |
ikinci bir şans |
a second chance n.
|
|
|
39 |
Colloquial |
yaşam için ikinci bir şans |
new lease on life n.
|
|
40 |
Colloquial |
eski abd başkanı george w.bush'un bir lakabı (ikinci isminin (w.) kendisi tarafından telaffuz edilme şekline istinaden türetilmiş bir lakap) |
dubya n.
|
|
41 |
Colloquial |
ikinci/ek bir işte daha çalışmak |
moonlight n.
|
|
42 |
Colloquial |
özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında abd temsilciler meclisi'nde muhafazakar beyaz bir güneyli demokrat |
boll weevil n.
|
|
43 |
Colloquial |
ikinci bir şans |
break n.
|
|
44 |
Colloquial |
ikinci dünya savaşı'nda almanya'nın ingiltere'ye karşı kullandığı bir robot bomba |
buzz bomb n.
|
|
45 |
Colloquial |
(birine/bir şeye) göre ikinci derecede/geri planda |
subordinate to (someone or something) adj.
|
|
46 |
Colloquial |
herkesin ikinci bir şansı olur |
everybody gets a second chance expr.
|
|
47 |
Colloquial |
herkesin ikinci bir şansı vardır |
everybody gets a second chance expr.
|
|
Idioms |
|
48 |
Idioms |
ikinci bir şans/fırsat |
second bite of the apple n.
|
|
49 |
Idioms |
ikinci bir şans/fırsat |
another bite at the cherry n.
|
|
50 |
Idioms |
ikinci bir şans/fırsat |
second bite of the apple n.
|
|
51 |
Idioms |
ikinci bir şans |
another bite of the cherry n.
|
|
52 |
Idioms |
ikinci bir fırsat |
another bite of the cherry n.
|
|
53 |
Idioms |
ikinci bir şans |
a second bite of the cherry n.
|
|
54 |
Idioms |
ikinci bir fırsat |
a second bite of the cherry n.
|
|
55 |
Idioms |
ikinci sınıf bir işçi |
hole digger n.
|
|
56 |
Idioms |
ikinci bir şans/girişim |
a bite of the cherry n.
|
|
57 |
Idioms |
ikinci bir şans/girişim |
a bite at the cherry n.
|
|
58 |
Idioms |
ikinci bir şans/girişim |
a second/another bite at the cherry) [uk] n.
|
|
59 |
Idioms |
ikinci bir şans/girişim |
a second/another bite of the cherry) [uk] n.
|
|
60 |
Idioms |
ikinci bir şans |
a second bite at the cherry n.
|
|
61 |
Idioms |
ikinci bir şans |
a second bite of the cherry [uk] n.
|
|
62 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci olmak |
be a poor second [uk] v.
|
|
63 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci olmak |
come a poor second [uk] v.
|
|
64 |
Idioms |
ikinci bir görev daha üstlenmek |
double in brass v.
|
|
65 |
Idioms |
ikinci bir şapka daha giymek/taşımak |
double in brass v.
|
|
66 |
Idioms |
ikinci bir şans/fırsat daha vermek |
give (someone) another chance v.
|
|
67 |
Idioms |
ikinci bir şans yakalamak |
get a second bite/ two bites at the cherry v.
|
|
68 |
Idioms |
(birinden veya bir şeyden) sonra ikinci gelmek |
be second only to (someone or something) v.
|
|
69 |
Idioms |
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak |
have a second string to (one's) bow v.
|
|
70 |
Idioms |
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak |
have a second string to your bow v.
|
|
71 |
Idioms |
ikinci/alternatif bir eylem planı olmak |
have a second string to your bow v.
|
|
72 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
be a poor second [uk] v.
|
|
73 |
Idioms |
(birinci ile arasında) çok büyük bir farkla ikinci gelmek |
come a poor second [uk] v.
|
|
74 |
Idioms |
birinden/bir şeyden sonra ikinci gelmek |
be second only to somebody/something v.
|
|
75 |
Idioms |
birinden/bir şeyden sonra ikinci sırada olmak/gelmek |
be second only to somebody/something v.
|
|
76 |
Idioms |
çok büyük bir farkla ikinci, üçüncü olmak/gelmek |
be/come a poor second, third v.
|
|
77 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) ikinci kez düşünmek/değerlendirmek |
get second thoughts (about someone or something) v.
|
|
78 |
Idioms |
(birine) ikinci bir şans vermek |
give (someone) a second chance v.
|
|
|
79 |
Idioms |
(birine) ikinci bir şans daha vermek |
give (someone) a second chance v.
|
|
80 |
Idioms |
(bir şeyi) ikinci kez düşünmemek |
not give (something) a second thought v.
|
|
81 |
Idioms |
(bir şeyi) ikinci kez düşünmemek |
not give (something) another thought v.
|
|
Speaking |
|
82 |
Speaking |
herkes ikinci bir şansı hak eder |
everybody deserves a second chance expr.
|
|
Trade/Economic |
|
83 |
Trade/Economic |
bir ana şirkete bağlı ikinci derecede şirket |
subsidiary n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
bir olay diğerinden önce ortaya çıkıyorsa onu ikinci olayın nedeni olarak gösterme yanlışı |
post hoc, ergo propter hoc fallacy n.
|
|
85 |
Trade/Economic |
çifte düşüş (fiyatlarda bir gerileme yaşanırken ikinci bir dalganın vurması) |
a double-dip plunge n.
|
|
86 |
Trade/Economic |
halka açık bir şirketin yaptığı ikinci halka arz |
seasoned equity offering n.
|
|
87 |
Trade/Economic |
halka açık bir şirketin yaptığı ikinci halka arz |
secondary equity offering n.
|
|
88 |
Trade/Economic |
kısa süreli iyileşme ardından düşük talep nedeniyle ikinci bir düşüş dalgasının yaşandığı durgunluk |
double dip n.
|
|
89 |
Trade/Economic |
ödemenin bir kısmının ikinci el mallarla yapılması |
part exchange n.
|
|
90 |
Trade/Economic |
bir donanımın ikinci sürümü |
g2 (generation 2) abrev.
|
|
Law |
|
91 |
Law |
bir ilanın dizilmesi fakat ikinci bir emre kadar yayınlanmaması konusunda gazete veya dergi yönetimine verilen talimat |
wait-order n.
|
|
92 |
Law |
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkereden sonra üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere |
pluries writ n.
|
|
93 |
Law |
ikinci bir zarar |
double waste n.
|
|
94 |
Law |
ikinci dereceden bir ipotek ile sağlanmış olan alacaklı |
second mortgagee n.
|
|
95 |
Law |
nypd'de özellikle silahlı bir çatışmada başarılı olmuş polislere verilen ikinci en yüksek onur madalyası |
combat cross n.
|
|
96 |
Law |
davacının tebliğ ettirdiği aynı türden ikinci bir müzekkere sonrası üçüncü defa aynı türden tebliğ ettirdiği müzekkere |
pluries n.
|
|
97 |
Law |
abd anayasasının ikinci düzenlemesi ile teminat altına alınan bir hak |
freedom to bear arms n.
|
|
Politics |
|
98 |
Politics |
ikinci dünya savaşından sona eski askerlere yardım etmek amacıyla kurulmuş bir rehabilitasyon dairesi |
rehabilitation department [new zealand] n.
|
|
99 |
Politics |
(bir seçimde) kazanması en muhtemel olan adayı yenilgiye uğratmak amacıyla, tuttulan partiye değil ikinci güçlü partiye oy verilmesi |
tactical voting n.
|
|
100 |
Politics |
ikinci dünya savaşı'nda fransa'nın işgali sırasında nazilere karşı mücadele vermiş olan gizli bir fransız direniş hareketi |
maquis n.
|
|
Insurance |
|
101 |
Insurance |
bir reasürörün üstlendiği rizikonun tamamını veya bir kısmını ikinci bir reasüröre tekrar devretmesi |
retrosurance n.
|
|
Advertising |
|
102 |
Advertising |
hazırlanıp ödemesi yapılan bir reklamın ikinci bir onay alana kadar yayınlanmamasına dair reklamcının talebi |
wo (wait order) abrev.
|
|
Technical |
|
103 |
Technical |
bir kişinin diğerinin bacaklarını el arabası gibi tutup ikinci kişinin elleriyle yerde hareket ettiği oyun |
wheelbarrow n.
|
|
104 |
Technical |
atomların bir metalden ikinci bir metal yüzeyine yayılmasını içeren elektrolit işlemle alaşımın kaplanması |
metalliding n.
|
|
Architecture |
|
105 |
Architecture |
iyon ve korint düzeninde sütunların altında yer alan ve yatay olarak kaideden daha küçük olan ikinci bir kaide |
scamillus n.
|
|
Construction |
|
106 |
Construction |
güçlendirme elemanında yer alan ikinci bir kapı |
postern n.
|
|
107 |
Construction |
ahşap tekneye ikinci bir kaplama yapmak |
double v.
|
|
Furniture |
|
108 |
Furniture |
çağdaş fransız tarzından etkilenen 19. yüzyılın ikinci çeyreğine ait bir mobilya stili |
american empire n.
|
|
Automotive |
|
109 |
Automotive |
ikinci el arabaların tahmini değerini gösteren bir liste |
blue book [us] n.
|
|
Aeronautic |
|
110 |
Aeronautic |
ikinci dünya savaşı sırasında ingiltere'de geliştirilmiş bir navigasyon sistemi |
gee n.
|
|
Medical |
|
111 |
Medical |
mevcut bir hamilelik esnasında ikinci yavruya hamile kalma |
superfecundation n.
|
|
Pharmaceutics |
|
112 |
Pharmaceutics |
ikinci dünya savaşı'ndan hemen sonra popüler olmuş bir multivitamin ve mineral ilacı |
hadacol® n.
|
|
Optics |
|
113 |
Optics |
atmosferik ışık kırılması nedeniyle bir cismin yanındaki ikinci bir cisme göre görünen yerinin değişmesi |
differential refraction n.
|
|
Math |
|
114 |
Math |
iki küme arasındaki, ikinci kümenin bir elamanının birinci kümedeki her bir elemanla eşleştiğini ifade eden bağıntı |
mapping n.
|
|
115 |
Math |
birinci kümenin elemanları arasındaki işlemleri ikinci kümede bulunduran bir kümenin diğerine dönüşümü |
homomorphic n.
|
|
Logic |
|
116 |
Logic |
klasik mantıkta her şekilde sonuç veren modların ikinci şekilde gösterimini temsil eden bir kelime |
baroco n.
|
|
117 |
Logic |
kurallı bir kıyaslamanın ikinci önermesi |
minor n.
|
|
Physics |
|
118 |
Physics |
enerji harcamaksızın sıcak molekülleri soğuk moleküllerden ayıran ve entropide genel bir azalmaya yol açarak termodinamiğin ikinci yasasını ihlal eden hayali bir yaratık |
maxwell's demon n.
|
|
119 |
Physics |
ikinci nesil element fermiyonlarından olan negatif yüklü bir lepton |
mu lepton n.
|
|
120 |
Physics |
(frekans incelemede) referans dalgayı ikinci bir dalga ile birleştirmek |
beat v.
|
|
Chemistry |
|
121 |
Chemistry |
bileşiklerin ikinci elementi anlamı veren bir son ek |
-rrhiza suf.
|
|
Biology |
|
122 |
Biology |
ikinci bir mutasyon sonucu normal fenotipe dönüş |
reversion n.
|
|
123 |
Biology |
adenozin monofosfat gibi hormonlara yanıt olarak ikinci aracı işlevini gören bir mononükleotid |
guanosine monophosphate n.
|
|
Marine Biology |
|
124 |
Marine Biology |
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad |
mantis crab n.
|
|
125 |
Marine Biology |
peygamberdevesini andıran ikinci bir çift büyük önayağa sahip olan, stomatopoda takımına mensup çeşitli karides benzeri kabuklulara verilen ad |
mantis shrimp n.
|
|
Astronomy |
|
126 |
Astronomy |
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu |
alpha ursae majoris n.
|
|
127 |
Astronomy |
büyük ayı takımyıldızının ikinci en parlak bileşeni olan bir yıldız grubu |
dubhe n.
|
|
128 |
Astronomy |
ikinci bir ayna gerektirmeyen aynalı teleskop |
off–axis reflector n.
|
|
129 |
Astronomy |
bir takımyıldızdaki en parlak ikinci yıldız |
beta n.
|
|
130 |
Astronomy |
büyükayı takımyıldızı'nda yer alan ikinci kadirden mavi bir yıldız |
merak n.
|
|
131 |
Astronomy |
büyükayı takımyıldızı'nda yer alan ikinci kadirden mavi bir yıldız |
beta ursae majoris n.
|
|
Zoology |
|
132 |
Zoology |
birçok sürüngende ikinci boyun omurunun diş şeklindeki çıkıntısına benzeyen ayrı bir kemik |
odontoid bone n.
|
|
Agriculture |
|
133 |
Agriculture |
bir önceki baharda yeni sürülmüş olan çayırı sonbaharda ikinci kez sürmek |
backset v.
|
|
Education |
|
134 |
Education |
ikinci bir uzmanlık alanında okuyan kimse |
minor n.
|
|
Literature |
|
135 |
Literature |
almaşık kıtalardan oluşan bir şiirde ikinci kıta |
antistrophe n.
|
|
136 |
Literature |
üçlü bir kasidenin ikinci bölümü |
antistrophe n.
|
|
137 |
Literature |
bir dizede anlam tamamlanmadığı zaman onu tamamlayacak kelimelerin ikinci dizeye bırakılması |
overlapping n.
|
|
138 |
Literature |
ikinci ve üçüncünün vurgusuz olduğu üç heceli bir kafiye |
double rhyme n.
|
|
Linguistics |
|
139 |
Linguistics |
bir dizede anlam tamamlanmadığı zaman onu tamamlayacak kelimelerin ikinci diziye bırakılması |
enjambment n.
|
|
History |
|
140 |
History |
antik nemea'da olimpiyatların ikinci ve dördüncü yıllarında olmak üzere iki yılda bir düzenlenen panhellenik oyunlar |
nemean games n.
|
|
141 |
History |
ikinci dünya savaşı'nda askeri kuvvetler için eğlenceler düzenleyen bir ingiliz derneği |
ensa (entertainments national service association) n.
|
|
142 |
History |
ikinci dünya savaşı'nda pasifik'te gerçekleşen, amerikan kuvvetlerinin japon hava üssünü ele geçirdiği bir amfibi saldırı |
kwajalein n.
|
|
143 |
History |
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan |
windtalker n.
|
|
144 |
History |
(ikinci dünya savaşında) ana dilini temel alarak bir kod tasarlayıp kullanılmış olan navaholu bir gizli ajan |
codetalker n.
|
|
145 |
History |
ingiltere'de ikinci dünya savaşı sırasında şifre kırma çalışmalarının yapıldığı bir malikane |
bletchley park n.
|
|
146 |
History |
ikinci dünya savaşı sırasında yapılan bir muharebe |
leyte invasion n.
|
|
147 |
History |
ikinci dünya savaşı'nda italya'da bulunan bir alman savunma hattı |
green line n.
|
|
148 |
History |
ikinci dünya savaşı'ndan sonra kurulup nazi subaylarının almanya'dan kaçmasına yardım ettiğine inanılan bir alman örgütü |
odesa n.
|
|
149 |
History |
ikinci dünya savaşı'ndan sonra kurulup nazi subaylarının almanya'dan kaçmasına yardım ettiğine inanılan bir alman örgütü |
odessa n.
|
|
150 |
History |
ikinci yüzyılda ortaya çıkmış, yılanlara tapan gnostik bir tarikata mensup kimse |
ophite n.
|
|
151 |
History |
ikinci pön savaşları sırasında gerçekleşen bir muharebe |
battle of the metaurus n.
|
|
152 |
History |
ikinci dünya savaşında ingiliz ordusunun tasarladığı patlayıcı yüklü bir araba |
panjandrum n.
|
|
153 |
History |
ikinci dünya savaşında bir muharebe |
somme n.
|
|
154 |
History |
ikinci dünya savaşında bir muharebe |
somme river n.
|
|
Religious |
|
155 |
Religious |
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan, kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi |
chasidim n.
|
|
156 |
Religious |
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi |
chasidism n.
|
|
157 |
Religious |
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi |
chassidim n.
|
|
158 |
Religious |
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi |
hassidim n.
|
|
159 |
Religious |
18. yüzyılın ikinci yarısında doğu avrupa'da ortaya çıkan ve kalbin temizliğine inanan ve dini kurallara bağlı bir ortodoks yahudi mezhebi |
chassidism n.
|
|
160 |
Religious |
ikinci evliliğe ve tövbekarların günahların bağışlanmasına karşı olan, montanizm kökenli bir hristiyan doktrin |
tertullianism n.
|
|
161 |
Religious |
ikinci bir mesih |
alter christus n.
|
|
162 |
Religious |
büyücülük yetenekleriyle ün yapan marcus'un ikinci yüzyılda kurduğu gnostik bir tarikat |
marcosian n.
|
|
163 |
Religious |
(ingiltere'de) paskalya'dan sonraki ikinci salı gününde danimarkalıların sınır dışı edilmesinin kutlandığı bir bayram |
hokeday n.
|
|
164 |
Religious |
tanah'ın ikinci bölümünde ve eski ahit'te yer alan bir kitap |
hosea n.
|
|
165 |
Religious |
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda gerçekleştirilen bir yahudi anma töreni |
yizkor n.
|
|
166 |
Religious |
kefaret günü'nde ve şavuot'un ikinci gününde sinagogda ölüler için okunan bir yahudi duası |
yizkor n.
|
|
167 |
Religious |
hamursuz bayramı'nın ikinci gününde ilk arpa hasadından bir bağın rahibe sunulması |
omer n.
|
|
168 |
Religious |
hamursuz bayramı'nın ikinci gününden şavuot'un ilk gününe kadar sürüp bu süre boyunca evliliklerin yasaklandığı ve yas tutulduğu 49 günlük bir dini dönem |
omer n.
|
|
169 |
Religious |
isa'nın bin yıllık dönemde ikinci kez geleceğine dayanan bir inanç türü |
premillennialism n.
|
|
170 |
Religious |
kutsal ruh'un ikinci bir armağanı olarak din değiştirmeden bir süre sonra gelen kutsanma deneyimi |
second blessing n.
|
|
Environment |
|
171 |
Environment |
bir orman yangınını söndürmek için ters yönden başlatılan ikinci bir yangın |
backfire n.
|
|
Geography |
|
172 |
Geography |
büyük bir ırmağa karışan ikinci derecedeki akarsuların her biri |
leg n.
|
|
173 |
Geography |
japonya'nın ikinci dünya savaşı sırasında hava ve deniz üssü olarak kullandığı, marshall adaları'nda bir mercan adası |
kwajalein n.
|
|
Military |
|
174 |
Military |
abd'de başka bir figürün yanına eklendiğinde aynı madalyadan ikinci kez alındığını belirten askeri nişan |
oak leaf cluster n.
|
|
175 |
Military |
ikinci dünya savaşında kullanılmış bir cins alman topu füze bataryası |
moaning minnie n.
|
|
176 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan küçük ve prefabrik bir sığınak tipi |
anderson shelter [brit] n.
|
|
177 |
Military |
ikinci dünya savaşında ingiliz kıyı şeridindeki devriyeler için kullanılan bir kod ismi |
jim crow n.
|
|
178 |
Military |
ikinci dünya savaşında ingiliz kıyı şeridindeki devriyeler için kullanılan bir kod ismi |
jim-crow n.
|
|
179 |
Military |
amerikan ordusundaki piyade sınıfının ikinci dünya savaşı ve kore savaşı'nda kullandıkları yarı otomatik bir tüfek |
m-1 rifle n.
|
|
180 |
Military |
amerikan ordusundaki piyade sınıfının ikinci dünya savaşı ve kore savaşı'nda kullandıkları yarı otomatik bir tüfek |
garand rifle n.
|
|
181 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birimin üyesi |
wac n.
|
|
182 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda birleşik krallık'ın savunması için toplanan gönüllü yarı zamanlı bir askeri birlik |
home guard n.
|
|
183 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan büyük britanya yapımı bir avcı ve bombardıman uçağı |
mosquito n.
|
|
184 |
Military |
ikinci dünya savaşında hedef arayan uçakların kullandığı bir kod adı |
rhubarb n.
|
|
185 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda ingilizler tarafından kullanılan bir savaş uçağı |
hurricane n.
|
|
186 |
Military |
abd hava kuvvetleri'nin ikinci dünya savaşı sırasında kullandığı dört motorlu ağır bir bombardıman uçağı |
liberator n.
|
|
187 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda subaylar için kurulmuş bir alman savaş esiri kampı |
oflag n.
|
|
188 |
Military |
nişana ikinci bir ödülü göstermesi için eklenen amblem |
bar [uk] n.
|
|
189 |
Military |
madalya kurdelesi üstüne ikinci bir ödülü veya daha yüksek bir sınıfı göstermek için takılan metal nişan |
cluster [us] n.
|
|
190 |
Military |
ikinci dünya savaşı'nda kullanılan bir askeri araç |
dukw n.
|
|
191 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik |
waaaf (women's auxiliary australian air force) abrev.
|
|
192 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birim |
waac (women's army auxiliary corps) abrev.
|
|
193 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birimin bir üyesi |
waac (a member of this corps) abrev.
|
|
194 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik |
waaf (women's auxiliary air force) abrev.
|
|
195 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu bir birlik |
waaf (women's auxiliary australian air force) abrev.
|
|
196 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) avustralya'da hava kuvvetlerinde görev yapan kadınların oluşturduğu birliğin bir üyesi |
waaf (a member of either of these forces) abrev.
|
|
197 |
Military |
(ikinci dünya savaşı'nda) abd ordusunda kadınların görev yaptığı bir yardımcı birim |
wac (women's army corps) abrev.
|
|
Sport |
|
198 |
Sport |
büyük bir spor kulübünün sahip olduğu ikinci veya üçüncü lig beysbol takımı |
farm team n.
|
|
199 |
Sport |
büyük bir spor kulübünün sahip olduğu ikinci veya üçüncü lig beysbol takımı |
farm club n.
|
|
200 |
Sport |
spor müsabakalarında eleme turlarını geçemeyen en iyi yarışmacılar için bir üst tura geçebilmeleri adına yapılan ikinci bir eleme |
repechage n.
|
|
201 |
Sport |
(bilardoda) ilk olarak hedef alınan topun beyaz top ve ikinci hedefteki topla bir araya geldiği vuruş |
drop cannon n.
|
|
202 |
Sport |
bireysel sporlarda bir takımın ikinci tercihi olan |
second-string adj.
|
|
Baseball |
|
203 |
Baseball |
beysbolda bir dış meydanı oyuncusunun ikinci kaleye dokunmadan sadece yaklaşarak koşucuyu saha dışına/auta çıkmak zorunda bıraktığı oyun |
neighborhood play n.
|
|
204 |
Baseball |
birinci ligde bulunan büyük bir spor kulübü ile onun ikinci veya üçüncü ligdeki takımları |
organization n.
|
|
205 |
Baseball |
birinci ligde bulunan büyük bir spor kulübü ile onun ikinci veya üçüncü ligdeki takımları |
organisation n.
|
|
Card |
|
206 |
Card |
briçte herhangi bir löveye teklif verme veya oynama hakkı olan ikinci oyuncu |
second hand n.
|
|
Wagering |
|
207 |
Wagering |
yarışı hangisi kazanırsa kazansın bahisçinin kazanmasını sağlayan birinci, ikinci veya üçüncü gelen bir at veya köpek üzerine bahis oynama |
across the board expr.
|
|
Music |
|
208 |
Music |
bir şarkı ile söylenen ikinci derecedeki ezgi |
undersong n.
|
|
209 |
Music |
tonları bir adımın perdesinin farkına eşit olan aradaki ikinci ses |
major second n.
|
|
210 |
Music |
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği |
mazourka n.
|
|
211 |
Music |
3-4'lük veya 3-8'lik ölçüye sahip, ikinci ölçüye vurgu yapılan polonya'ya özgü bir dans veya bu dansın müziği |
mazurka n.
|
|
212 |
Music |
ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı notalar hariç tam seslerle bölünmüş bir diyatonik dizi |
minor diatonic scale n.
|
|
213 |
Music |
1990'ların ikinci yarısında popüler olup küfür ve cinsel temalar içeren bir rap müzik türü |
dirty south n.
|
|
214 |
Music |
bir gama ait ikinci derece |
supertonic n.
|
|
215 |
Music |
bir enstrüman ailesindeki ikinci düşük sesli enstrümana ait |
baritone adj.
|
|
216 |
Music |
ikinci üçüncü, beşinci ve altıncı, bazen de yedinci ve sekizinci dereceleri arasında yarım aralık bulunan bir gama dayalı (anahtar) |
minor adj.
|
|
Entomology |
|
217 |
Entomology |
ikinci veya arka kanatlarının altında gümüşi benekler bulunan, speyeria cinsi veya akraba cinse mensup bir kelebek |
silverspot n.
|
|
Slang |
|
218 |
Slang |
motor selesinde artçının oturduğu/artçıya ayrılmış/ikinci bir yolcuya ayrılmış kısım |
pussy pad n.
|
|
219 |
Slang |
(atta, bisiklette) ikinci bir kişiyi taşımak |
dink v.
|
|