Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | ile koymak | place with v. |
Phrasals | ile koymak | put with v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | şamandıra ile işaret koymak | buoy v. |
General | ile arasına mesafe koymak | keep one's distance from v. |
General | olta ile yakalanan balığı nehir kenarına koymak | grass v. |
General | hile ile bir başkasının yerine koymak | suppose v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (birini bir şey ile) aynı kefeye koymak | equate someone with something v. |
Phrasals | ile yan yana koymak | place with v. |
Idioms | ||
Idioms | ile araya mesafe koymak | keep at arm's length from v. |
Idioms | ile araya mesafe koymak | put some distance between v. |
Law | ||
Law | karşılıklı anlaşma ile eski yükümlülüğün yerine yenisini koymak | novate v. |
Dyeing | ||
Dyeing | istenilen renkleri paletin üzerine belirli bir sıra ile koymak | set the palette v. |