Historique

place with

Sens de "place with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 18 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Phrasals
1	Phrasals	place with v.	yanına koymak
2	Phrasals	place with v.	ile koymak
3	Phrasals	place with v.	ile yan yana koymak
4	Phrasals	place with v.	ile görevlendirmek
5	Phrasals	place with v.	yanına vermek
6	Phrasals	place with v.	yanında görevlendirmek
7	Phrasals	place with v.	ile birlikte görevlendirmek
8	Phrasals	place with v.	ile çalışacak bir şirket, grup, kişi bulmak
9	Phrasals	place with v.	yerleşeceği bir şirket, grup bulmak
10	Phrasals	place with v.	çalışacağı bir şirket, grup, kişi bulmak
11	Phrasals	place with v.	bir şirkete, gruba yerleştirmek
12	Phrasals	place with v.	bir şirkete, gruba sokmak
13	Phrasals	place with v.	işe sokmak
14	Phrasals	place with v.	yanına yerleştirecek bir kişi, çift, grup bulmak
15	Phrasals	place with v.	ile ilgilenecek bir kişi, çift, grup bulmak
16	Phrasals	place with v.	'-e bakacak bir kişi, çift, grup bulmak
17	Phrasals	place with v.	bir kişinin, çiftin, grubun yanına yerleştirmek
18	Phrasals	place with v.	bir kişinin, çiftin, grubun yanına/bakımına vermek

Sens de "place with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 43 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	a place where the streets are paved with gold n.	taşı toprağı altın
2	General	place an order with v.	sipariş vermek
3	General	place an order with v.	sipariş etmek
4	General	place an order with v.	ısmarlamak
5	General	place an order with v.	sipariş geçmek
6	General	fill (a place) with the clamor of voices v.	curcunaya vermek
7	General	fill (a place) with the clamor of voices v.	curcunaya çevirmek
8	General	fill (a place) with the clamor of voices v.	curcunaya döndürmek
9	General	enclose (a place) with a rail fence v.	çit çekmek
10	General	enclose (a place) with a picket fence v.	çit çekmek
11	General	enclose (a place) with a brush fence v.	çit çekmek
12	General	enclose (a place) with a barbed-wire fence v.	çit çekmek
Phrasals
13	Phrasals	sleep over (with someone) (some place) v.	başkasında uyumak
14	Phrasals	place someone with someone or something v.	birine bir yerde/birinin yanında iş bulmak
15	Phrasals	place someone with someone or something v.	birini bir şirkette/birinin yanında işe sokmak
16	Phrasals	place something with someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin mesuliyetine bırakmak
17	Phrasals	place something with someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin yanına bırakmak
18	Phrasals	place something with someone or something v.	bir şeyi birine/bir şeye bırakmak
19	Phrasals	place something with someone or something v.	bir şeyi birinin/bir şeyin sorumluluğuna bırakmak
20	Phrasals	saturate (something or some place) with (something) v.	(bir şeyi/yeri) bir şeyle doldurmak
21	Phrasals	saturate (something or some place) with (something) v.	bir şeyi (bir yerin/şeyin) her tarafına yaymak
22	Phrasals	people (something or some place) with (someone) v.	(bir şeyi/yeri birileriyle) doldurmak
23	Phrasals	people (something or some place) with (someone) v.	(bir şeyi/yeri) birileriyle) kalabalıklaştırmak
24	Phrasals	people (something or some place) with (someone) v.	(birileriyle bir yerin/şeyin) nüfusunu artırmak
25	Phrasals	people (something or some place) with (someone) v.	(birileriyle bir yerde/şeyde) bir nüfus yaratmak
26	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) kirletmek
27	Phrasals	pollute (something or some place) with (something else) v.	(bir şeyi/bir yeri bir şeyle) pisletmek
Colloquial
28	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	giyinip kuşanıp ortada kalmak
29	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
30	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
31	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	bir şey için hazırlanıp gidememek
32	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazır şekilde ortada kalmak
33	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
34	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	giyinip kuşanıp ortada kalmak
35	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	giyinip kuşanıp gidecek yeri olmamak
36	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
37	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	bir şey için hazırlanıp gidememek
38	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazır şekilde ortada kalmak
39	Colloquial	be all dressed up with no place to go v.	hazırlandığı etkinlik gerçekleşmemek
Speaking
40	Speaking	the trouble with this place expr.	buranın sorunu
41	Speaking	what's with this place? expr.	bu yerin nesi var?
42	Speaking	the trouble with this place expr.	bu yerin sorunu
Military
43	Military	place designated with special status n.	özel statülü yer