indirimli - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

indirimli



Sens de "indirimli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
General
indirimli deductible adj.
indirimli cut-rate adj.
indirimli cut-price adj.
indirimli bargain-priced adj.
indirimli curtailed adj.
indirimli reduced adj.
indirimli knockdown adj.
indirimli sale adj.
indirimli at a discount adv.
Trade/Economic
indirimli off-price adj.
indirimli reduced adj.
indirimli deductible adj.
indirimli cheap [uk] adj.
indirimli supersaver adj.
indirimli at a discount expr.

Sens de "indirimli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 99 résultat(s)

Turc Anglais
General
indirimli fiyat reduced price n.
indirimli fiyattan eşlik eden kişiye çıkarılan özel tarife partner fare n.
indirimli fiyat the price minus the discount n.
indirimli gidiş dönüş bileti excursion ticket n.
indirimli satış clearance sale n.
indirimli satış bargain sale n.
indirimli oran reduced rate n.
indirimli fiyat bargain price n.
indirimli fiyat cut price n.
indirimli bilet discount ticket n.
indirimli bilet low rate ticket n.
indirimli içki saati happy hour n.
indirimli ürünler reyonu discount bins n.
indirimli ürünler satan dükkan discount store n.
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği early bird dinner n.
abd'de şükran günü'nden sonraki ilk cuma günü kutlanan gün boyunca tüketicilerin hemen hemen tüm ürünleri son derece indirimli fiyatlarla aldıkları gün black friday n.
dar gelirlilerin yararlandığı ücretsiz veya indirimli sağlık hizmeti charity care n.
seçili kitapların indirimli fiyata alınabileceği kitap kulübü bookclub n.
genellikle indirimli fiyatla profesyonel hizmet sunan merkez clinic n.
tanıtım amacıyla bedava veya indirimli deneme paketi satımı sampling n.
teşvik amaçlı ücretsiz veya indirimli sunulan şey premium n.
indirimli mallar supply n.
indirimli hizmetler supply n.
indirimli satmak close out v.
indirimli/kampanyadan alışveriş yapmak get deals v.
indirimli/kampanyalı alışverişin imkanını elde etmek get deals v.
indirimli mal satan cut-price adj.
indirimli mal satan cut-rate adj.
Colloquial
(bir ürünü) indirimli fiyattan bulmak ve almak get a good deal v.
Idioms
indirimli yemek early bird special v.
Trade/Economic
indirimli satış etkinliği sale-a-thon n.
indirimli atış dönemi discount sale period n.
indirimli satış fiyatı discount sale price n.
indirimli satış merkezi discount mall n.
indirimli tarife reduced tariff n.
indirimli havayolu low-cost airline n.
indirimli satış inventory-clearance sale n.
indirimli satış yapan firmanın uyguladığı fiyat sale price n.
indirimli kurumlar vergisi reduced corporate tax n.
indirimli havayolu discount airline n.
indirimli satış sales n.
indirimli ithalat vergisi reduced rate of import duty n.
indirimli satış mağazası wholesale house n.
indirimli taşıma tarifesi uygulanan yük berth cargo n.
indirimli havayolu low-cost carrier n.
indirimli satış mağazası discounter n.
indirimli satış fiyatı sale price n.
indirimli havayolu no-frills carrier n.
indirimli gümrük vergisi reduced customs duty n.
indirimli satışlar discount sales n.
indirimli satış mağazası discount store n.
indirimli işlemler ihtiyatı provision for discounts n.
indirimli satış mağazası discount house n.
indirimli fiyat reduced price n.
indirimli bilet ticket at reduced rate n.
indirimli satış reyonu bargain basement n.
indirimli satış sale n.
indirimli havayolu budget airline n.
indirimli satış clearance sale n.
indirimli satış discounted sale n.
indirimli tarife kargosu berth cargo n.
indirimli eşya tezgahı bargain counter n.
indirimli satış süresi sell-off period n.
indirimli havayolu discount carrier n.
özel indirimli tarifeler corporate rate n.
(müşteri çekmek için) ucuza/indirimli satılan ürün door buster n.
indirimli fiyat bargain rate n.
geniş ürün yelpazesine sahip büyük ve indirimli süpermarket hypermart n.
satıcının müşteri adaylarına göstermek için kullandığı ve indirimli fiyattan sattığı neredeyse yeni olan ürün (araba, çamaşır makinesi) demonstration model n.
özel indirimli fiyatlarla satın alma fırsatı sales event n.
özel indirimli fiyatlarla satın alma fırsatı cut-rate sale n.
yangın sonrası yapılan indirimli ürün satışı fire sale n.
indirimli satılan şey premium n.
indirimli ürün supersaver n.
özel indirimli bilet supersaver n.
indirimli satmak sell with discount v.
indirimli satmak discount v.
indirimli vergi planına dayanan degressive adj.
Insurance
bir yıldan fazla süre için akdedilen hayat poliçesi dışındaki poliçe için geçerli olan indirimli oran term rate n.
indirimli muafiyet deductible franchise n.
Tourism
bir günlüğüne geçerli olan indirimli seyahat tarifesi day return n.
özel indirimli tarife promotional fare n.
indirimli gezi ücreti excursion rate n.
Technical
soğuk indirimli çelik cold reduced steel n.
soğuk indirimli alaşım cold reduced alloy n.
soğuk indirimli cold reduced adj.
Computer
indirimli tarife başlangıç dakikası cheap time begin minute n.
indirimli tarife son saati cheap time end hour n.
indirimli tarife son dakikası cheap time end minute n.
indirimli satışlar sales n.
indirimli tarife başlangıç saati cheap time begin hour n.
Automotive
engelli indirimli araç motability car n.
Transportation
(yedek yolculara yönelik) indirimli tarife standby fare n.
Railway
indirimli sefer excursion n.
indirimli yolculuk excursion n.
Aeronautic
özel indirimli uçak bileti tarifesi apex n.
özellikle programlı uçuş yapan taşıyıcıların indirimli uçak biletlerinin ticaretini yapan kişi veya kurum consolidator n.
Slang
avustralya'da her şeyin indirimli satıldığı gün cheap-arse tuesday n.
indirimli bilet day saver n.