izole - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

izole



Sens de "izole" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
izole isolated adj.
General
izole isolated adj.
izole insulated adj.
izole dielectric adj.
izole off the grid adj.
izole isolate adj.
izole shut-in adj.
izole pocket adj.
Technical
izole insulated adj.
Mechanic
izole insulation n.

Sens de "izole" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 196 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
izole etmek insulate v.
General
izole bant insulate n.
izole bant friction tape n.
izole etme isolation n.
izole kablo insulated cable n.
i̇zole hayat secluded life n.
i̇zole hayat isolated life n.
izole edilmiş tenha yer backwash n.
çevredeki nahoşluklardan izole olmuş durum veya yer oasis n.
kanada'da sosyal ve kültürel olarak birbirinden izole olan ingiliz ve fransız halk için kullanılan bir terim two solitudes [canadian] n.
uzak veya izole yer woods n.
izole üreme organizması topluluğu gamodeme n.
izole bölge demimonde n.
izole bölge demiworld n.
izole edilmiş grup ghetto n.
izole etme closing off n.
izole grup island n.
farklı türden dokunun içindeki küçük izole kütle island n.
parmak izindeki çizgiler arasındaki izole küçük boşluk island n.
parmak izindeki çizgiler arasındaki izole küçük boşluk islet n.
farklı türden dokunun içindeki küçük izole kütle islet n.
çevresinden izole yaşayan kimse isolate n.
korunaklı ve izole çevre cocoon n.
izole etme precision [obsolete] n.
izole edilen kimse shutout n.
izole personelin kurtarılmasında kullanılan araç, taşıt ve personel csar-dedicated assets n.
izole edilmek be isolated v.
önceden izole etmek pre isolate v.
izole etmek insulate v.
bir binayı soğuğa karşı izole etmek weatherise v.
bir binayı soğuğa karşı izole etmek weatherize v.
izole etmek isolate v.
kendini izole etmek isolate oneself v.
bir yerden izole olmak remain isolated from somewhere v.
kendini izole etmek disvouch [obsolete] v.
izole etmek island v.
(saç tellerini) açıcı veya boyadan izole etmek için folyo parçalarına sarmak foil v.
önceden izole etmek preisolate v.
toplumdan izole etmek seclude [obsolete] v.
izole etmek shut off v.
toplumdan izole bir biçimde yaşayan reclusive adj.
izole olmuş seclusive adj.
izole edilen marooned adj.
izole bir şekilde gerçekleşen odd adj.
izole olmuş gibi hisseden set-apart adj.
oldukça izole superinsulated adj.
toplumdan izole bir şekilde yaşayarak reclusively adv.
Phrasals
izole etmek close off v.
izole etmek cut off v.
toplumdan uzaklaştırmak/izole etmek put away somebody v.
toplumdan uzaklaştırmak/izole etmek put somebody away v.
-den izole etmek isolate from v.
-e karşı korumak/izole etmek insulate someone against something v.
-den korumak/izole etmek insulate someone from something v.
(birini bir şeyi birinden/bir şeyden) tamamen izole etmek seal (someone or something) off from (someone or something) v.
izole etmek segregate into (something or some place) v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı izole etmek/yalıtmak insulate (someone or something) against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı izole etmek/yalıtmak insulate (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek/yalıtmak insulate (someone or something) from (someone or something) v.
'-e karşı izole etmek/yalıtmak insulate against v.
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) izole etmek isolate (someone or something) from (someone or something) v.
-den tamamen izole etmek seal off from v.
izole etmek segregate into v.
Colloquial
izole yer the scrub [australia] n.
kendini izole etmek self-isolate v.
izole bir yerde miles from anywhere expr.
izole bir yerde miles from nowhere expr.
Idioms
izole yer backwater n.
dünyada olup bitenlere karşı sınırlı bilgiye sahip olarak izole bir yaşam sürmek live under a rock v.
kendi izole etmek keep oneself to oneself v.
kendini izole etmek/inzivaya çekmek take oneself off v.
izole olmuş şekilde bir şey yapmak do something in a vacuum v.
kendini izole etmek keep yourself to yourself v.
Trade/Economic
izole personelin kurtarılmasında kullanılan araç, taşıt ve personel csar-capable assets n.
Politics
engellilere günlük yaşam deneyimlerini onları toplumdan izole etmeden sunma politikası normalization n.
ihmal edilmiş bölge veya izole bölge backwater n.
Technical
delikli izole plakası plate partition n.
elekt izole bant insulation band n.
izole eldiven insulated gloves n.
izole edilmiş taşıma sandığı insulated container n.
izole edilmiş kiriş isolated beam n.
izole edilmiş veya yalıtılmış tel insulated cable n.
izole edilmiş veya yalıtılmış tel insulated wire n.
izole eden isolator n.
izole bant friction tape n.
izole bandı insulation tape n.
önceden izole edilmiş yeraltı sıcak su boru sistemleri preinsulated bonded pipe systems for underground hot water networks n.
silikat minerallerinin izole edilebildiği ışınlanmış gıdaların belirlenmesi detection of irradiated food isolated from silicate minerals n.
elektrik kablolarını korumaya ve izole etmeye yarayan, genellikle metal olmayan malzemeden yapılan esnek boru tesisatı loom n.
ipek dokuma ile kaplanarak izole edilmiş bakır tel silk wire n.
izole etmek insulating v.
izole etmek insulate v.
izole etmek isolate v.
izole edilmiş insulated adj.
izole edilmemiş nonisolated adj.
Computer
(programı) sanal ortamda çalıştırarak izole etmek sandbox v.
Telecom
herhangi bir program ya da cihazın sanal bir ortamda çalıştırılarak izole edilmesi sandbox n.
Electric
elektronu izole edip sahip olduğu enerjiyi ölçümlemiş amerikalı izikçi millikan n.
şoka karşı izole etmek buffer v.
optik olarak izole edilmiş optoinsulated adj.
optik olarak izole edilmiş optically-isolated adj.
Construction
izole madde insulation n.
izole plakalar insulating panel n.
izole malzeme insulating material n.
izole kaplama koruma folisi insulation coating n.
izole plakası insulating jacket n.
izole boru insulating sleeve n.
izole refrakter tuğla insulating refractory brick n.
izole kaplama insulation panel n.
izole plakası insulating plate n.
izole bant insulating tape n.
çift kat izole edilmiş double-insulated adj.
Automotive
elektrik izole bant electric insulating tape n.
izole bant insulating tape n.
izole etme isolation n.
izole kapılı bipolar transistör insulated gate bipolar transistor n.
kauçuk izole madde anti rattle n.
Aeronautic
izole levhası insulation plate n.
Medical
çölyak arterin izole darlığı isolated stenosis of the celiac artery n.
izole tıkanıklık isolated occlusion n.
izole darlık isolated stenosis n.
izole beyin sapı infarktları isolated subtentorial infarcts n.
izole ön kol tekniği isolated forearm technique n.
izole plevra tutulumu isolated pleural involvement n.
izole el güçsüzlüğü isolated hand weakness n.
izole dalak yaralanması isolated spleen injury n.
izole parotis kitle isolated parotid mass n.
izole hemotoraks isolated hemothorax n.
izole medial menisküs kovasapı yırtıkları isolated medial bucket-handle type meniscal tears n.
izole hipoglossus sinir felci isolated hypoglossal nerve paralysis n.
izole semptomlar isolated symptoms n.
izole mitral kapak prolapsusu isolated mitral valve prolapse n.
izole pnömotoraks isolated pneumothorax n.
izole boyun ağrısı solitary neck pain n.
izole safra kesesi agenezisi isolated gallbladder agenesis n.
izole büyük trokanter tüberkülozu isolated tuberculosis of the greater trochanter n.
izole tek taraflı hipoglossal sinir ve vokal kord paralizisi isolated unilateral hypoglossal nerve and vocal cord paralysis n.
izole dalak tutulumu isolated splenic involvement n.
izole bellek bozukluğu isolated memory impairment n.
izole kalp isolated heart n.
izole stapedial tendon ossifikasyonu isolated stapedius tendon ossification n.
izole sfenoid sinüzit isolated sphenoid sinusitis n.
izole temporal görme kaybı isolated temporal vision loss n.
klinik izole sendrom clinically isolated syndrome n.
pd sıvılarından izole edilen periton makrofajları peritoneal macrophages isolated from the peritoneal dialysis n.
sfenoid sinüsün izole inverted papillomu isolated inverted papilloma of the sphenoid sinus n.
tek taraflı izole hipoglossal sinir paralizisi isolated unilateral hypoglossal nerve paralysis n.
testis tümörünü taklit eden izole testiküler tüberküloz isolated testicular tuberculosis mimicking testicular tumor n.
izole edilmiş bakteriyel etkin maddeler isolated bacterial agents n.
yoğun bakım ünitesinden izole edilen enterokok suşları enterococci isolated from an intensive care unit n.
büyük britanya'da izole edilen ilk penisilin türü penicillin f n.
Anatomy
bazı sinir liflerini sararak izole eden miyelin tabakası medullary sheath n.
bazı sinir liflerini sararak izole eden miyelin tabakası corona n.
Psychology
izole derin infarkt isolated deep infarct n.
izole derin infarktlar isolated deep infarcts n.
klinik izole sendromlar clinically isolated syndromes n.
izole olmak distance v.
Pathology
izole proteinüri isolated proteinuria n.
izole miyokardit isolated myocarditis n.
Math
izole nokta isolated point n.
izole küme isolated set n.
Physics
izole sisteme ait toplam enerjinin iç değişikliklere karşın sabit kaldığını öne süren temel bir fizik yasası first law of thermodynamics n.
Chemistry
izole edilmiş mikroorganizma popülasyonu isolate n.
Biology
doku üzerinde bulunan izole hücre kümesi nest n.
genetik maddenin bir hücre veya virüsten izole edilmiş başka bir hücreye transfer edilmesi transfection n.
izole edilmiş rna isolated rna n.
izole edilmiş dna isolated dna n.
izole olarak kalabilen ya da çoğalarak zoite dönüşebilen hücre veya plastid kolonisi meride n.
çevresel bir numuneden doğrudan izole olan nükleotid sekanslarının yapı ve işlevinin çalışılması metagenomics n.
parçası olduğu büyük gruptan farklı nitelikleri sürdüren izole grup içinde yeniden üreme homogamy n.
alışkanlıkları ile diğerlerinden izole olmuş biyolojik grup gens n.
izole bir bölgede meydana gelen alipatric adj.
izole bir bölgede meydana gelen allopatric adj.
coğrafi olarak birbirinden izole alanlarda meydana gelen allopatric adj.
(organizma) izole yaşayan solitary adj.
(organizma) izole büyüyen solitary adj.
Biochemistry
genç mısır tanelerinden izole edilmiş sitokinin zeatin n.
kalsiferol ve lumisterol içeren ilk izole d vitamini türü vitamin d1 n.
Astronomy
izole gezegen kütleli nesne isolated planetary-mass object n.
izole gezegen kütleli cisim isolated planetary-mass object n.
Agriculture
(karayipler'de) izole şekerkamışı tarlası cane piece n.
Social Sciences
izole etnolojik grup island n.
Linguistics
yalıtık/izole dil language isolate n.
Religious
dine adanmış yaşam için izole yerde yalnız yaşayan hristiyan çileci hermit n.
Geography
venezuela’nın güneydoğu bölgesindeki çok sayıda izole, düz tepeli dağlar tepui n.
dik veya sarp kenarları olan izole tepe butte n.
Meteorology
(yağış) izole isolated adj.
Geology
izole bir buzul kitlesinin erimesiyle büyük buzul birikintisinde oluşan çöküntü kettle n.
buzulda izole kaya çıkıntısı rognon n.
su kolonu aracığıyla tortul kayaçta çökelmiş izole kaya parçası dropstone n.
Sport
(dağcılıkta) 3000 fitten yüksek olan ve tek başına izole şekilde bulunan zirve munro n.
Chess
izole piyon isolated pawn n.
(piyon) izole isolated adj.
Slang
izole alan six-finger country [australia] n.
Anthropology
izole kültüre ait veya ilgili precontact adj.
Star Wars
ruillia'nın izole odaları ruillia's insulated rooms n.