kırılan - Turc Anglais Dictionnaire

kırılan

Sens de "kırılan" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)

Turc Anglais
Technical
kırılan refractive adj.
Optics
kırılan refractile adj.
kırılan refracting adj.

Sens de "kırılan" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 57 résultat(s)

Turc Anglais
General
(kırılan kemiği) alçıya aldırmak wear a cast v.
Tom is wearing a cast on his arm.
Tom kırılan kolunu alçıya aldırıyordu.

More Sentences
kolay kırılan fragile adj.
The model plane they built was fragile.
Yaptıkları model uçak kolayca kırılabilirdi.

More Sentences
kolay kırılan breakable adj.
The delicate porcelain teacups were highly breakable.
Narin porselen çay fincanları kolay kırılan malzemelerdir.

More Sentences
Common Usage
kolayca kırılan brittle adj.
General
kırılan şeylerin tutarı breakage n.
bir şeyin kırılan yeri fracture n.
kıyıda kırılan dalgalar breakers n.
kırılan şey buster n.
kırılan ses doktrini diaphonics n.
gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan cut n.
kolay kırılan kenar featheredge n.
kırılan dalgalar arasındaki sakinlik slatch n.
içinde zehir olduğu için kırılan kap poison cup n.
açlıktan kırılan ahungered adj.
kırılan (ışın vb.) refract [obsolete] adj.
kolay kırılan unhardy adj.
kolay kırılan pindling [dialect] adj.
Proverb
Kırılan kalp onarılmaz once ended cannot be mended
Colloquial
kolayca kırılan kimse sensitive plant n.
üzerinde cam kırılan (kimse) glassed adj.
Idioms
kırılan bardağı onarmak/eski haline getirmek unring a bell v.
kolayca kırılan biri olmak have a thin skin v.
gülmekten kırılan in fits expr.
Technical
kırılan dalga refracted wave n.
kolay kırılan camlar frangible glasses n.
sıcakta kırılan red-short adj.
sıcak işlemlerde kırılan red-short adj.
Marine
çökerek kırılan dalga collapsing breaker n.
kabararak kırılan surging breaker n.
kabararak kırılan dalga surging breaker n.
kırılan dalga basıncı breaking wave pressure n.
kırılan dalga yüksekliği breaking wave height n.
kırılan dalga breaker n.
kırılan dalga kuvveti breaking wave force n.
köpürerek kırılan dalga spilling breaker n.
sıçrayarak kırılan dalga plunging breaker n.
Medical
kırılan yerin ayrılmadığı çok ince çizgi şeklindeki kırık capillary fracture n.
kırılan kemik broken bone n.
kırılan kemiği alçıya almak set the broken bone v.
Physics
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri caustic n.
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri caustic curve n.
ışık ışını bir ortamdan diğerine geçtiğinde kırılan ışının yönü ile gelen ışının yönü arasındaki açı angle of deviation n.
düşük gerilim altında akan, ancak daha yüksek gerilim ve basınçlar altında kırılan newton tipi olmayan bir sıvı flubber n.
kırılan ses dalgalarını inceleyen bir fizik dalı diacoustics n.
kavisli yüzey tarafından yansıtılan ya da kırılan ışınlar ile ilgili caustic adj.
Geography
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri tube n.
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri curl n.
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri tunnel n.
sahilde kırılan dalganın geri çekilmesi rift n.
Meteorology
güçlü rüzgarların etkisiyle açık denizde kırılan küçük dalga white cap n.
Geology
bazı kayaçların belirli yönlerde daha kolay kırılan yapısı cleavage n.
(taş veya kayaç) çekiç veya keski darbesiyle konkoidal şekilde kırılan plucky adj.
Sport
(sörf) kırılan dalganın ucu hook n.
Art
kırılan bir toprak kabın parçalarını altın veya gümüş vernikle yeniden bir araya getirme sanatı kintsukuroi n.
kırılan bir toprak kabın parçalarını altın veya gümüş vernikle yeniden bir araya getirme sanatı kintsugi n.
Theatre
ufak bir baskıyla kırılan sahne aksesuarı breakaway n.
Photography
kırılan ışın refracting ray n.