Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
kırılan
kırılan
Historique
Phrases
Sens de
"kırılan"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 3 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Technical
1
Technical
kırılan
refractive
adj.
Optics
2
Optics
kırılan
refractile
adj.
3
Optics
kırılan
refracting
adj.
Sens de
"kırılan"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 57 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
(kırılan kemiği) alçıya aldırmak
wear a cast
v.
Tom is
wearing a cast
on his arm.
Tom kırılan kolunu
alçıya aldırıyordu.
More Sentences
2
General
kolay kırılan
fragile
adj.
The model plane they built was
fragile.
Yaptıkları model uçak
kolayca kırılabilirdi.
More Sentences
3
General
kolay kırılan
breakable
adj.
The delicate porcelain teacups were highly
breakable.
Narin porselen çay fincanları
kolay kırılan
malzemelerdir.
More Sentences
Common Usage
4
Common Usage
kolayca kırılan
brittle
adj.
General
5
General
kırılan şeylerin tutarı
breakage
n.
6
General
bir şeyin kırılan yeri
fracture
n.
7
General
kıyıda kırılan dalgalar
breakers
n.
8
General
kırılan şey
buster
n.
9
General
kırılan ses doktrini
diaphonics
n.
10
General
gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan
cut
n.
11
General
kolay kırılan kenar
featheredge
n.
12
General
kırılan dalgalar arasındaki sakinlik
slatch
n.
13
General
içinde zehir olduğu için kırılan kap
poison cup
n.
14
General
açlıktan kırılan
ahungered
adj.
15
General
kırılan (ışın vb.)
refract [obsolete]
adj.
16
General
kolay kırılan
unhardy
adj.
17
General
kolay kırılan
pindling [dialect]
adj.
Proverb
18
Proverb
Kırılan kalp onarılmaz
once ended cannot be mended
Colloquial
19
Colloquial
kolayca kırılan kimse
sensitive plant
n.
20
Colloquial
üzerinde cam kırılan (kimse)
glassed
adj.
Idioms
21
Idioms
kırılan bardağı onarmak/eski haline getirmek
unring a bell
v.
22
Idioms
kolayca kırılan biri olmak
have a thin skin
v.
23
Idioms
gülmekten kırılan
in fits
expr.
Technical
24
Technical
kırılan dalga
refracted wave
n.
25
Technical
kolay kırılan camlar
frangible glasses
n.
26
Technical
sıcakta kırılan
red-short
adj.
27
Technical
sıcak işlemlerde kırılan
red-short
adj.
Marine
28
Marine
çökerek kırılan dalga
collapsing breaker
n.
29
Marine
kabararak kırılan
surging breaker
n.
30
Marine
kabararak kırılan dalga
surging breaker
n.
31
Marine
kırılan dalga basıncı
breaking wave pressure
n.
32
Marine
kırılan dalga yüksekliği
breaking wave height
n.
33
Marine
kırılan dalga
breaker
n.
34
Marine
kırılan dalga kuvveti
breaking wave force
n.
35
Marine
köpürerek kırılan dalga
spilling breaker
n.
36
Marine
sıçrayarak kırılan dalga
plunging breaker
n.
Medical
37
Medical
kırılan yerin ayrılmadığı çok ince çizgi şeklindeki kırık
capillary fracture
n.
38
Medical
kırılan kemik
broken bone
n.
39
Medical
kırılan kemiği alçıya almak
set the broken bone
v.
Physics
40
Physics
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri
caustic
n.
41
Physics
eğimli yüzey tarafından yansıtılan veya kırılan ışınların düzlemle kesişmesinden oluşan eğri
caustic curve
n.
42
Physics
ışık ışını bir ortamdan diğerine geçtiğinde kırılan ışının yönü ile gelen ışının yönü arasındaki açı
angle of deviation
n.
43
Physics
düşük gerilim altında akan, ancak daha yüksek gerilim ve basınçlar altında kırılan newton tipi olmayan bir sıvı
flubber
n.
44
Physics
kırılan ses dalgalarını inceleyen bir fizik dalı
diacoustics
n.
45
Physics
kavisli yüzey tarafından yansıtılan ya da kırılan ışınlar ile ilgili
caustic
adj.
Geography
46
Geography
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri
tube
n.
47
Geography
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri
curl
n.
48
Geography
kırılan bir dalganın tepesi öne doğru döküldüğünde oluşan içi boş su kemeri
tunnel
n.
49
Geography
sahilde kırılan dalganın geri çekilmesi
rift
n.
Meteorology
50
Meteorology
güçlü rüzgarların etkisiyle açık denizde kırılan küçük dalga
white cap
n.
Geology
51
Geology
bazı kayaçların belirli yönlerde daha kolay kırılan yapısı
cleavage
n.
52
Geology
(taş veya kayaç) çekiç veya keski darbesiyle konkoidal şekilde kırılan
plucky
adj.
Sport
53
Sport
(sörf) kırılan dalganın ucu
hook
n.
Art
54
Art
kırılan bir toprak kabın parçalarını altın veya gümüş vernikle yeniden bir araya getirme sanatı
kintsukuroi
n.
55
Art
kırılan bir toprak kabın parçalarını altın veya gümüş vernikle yeniden bir araya getirme sanatı
kintsugi
n.
Theatre
56
Theatre
ufak bir baskıyla kırılan sahne aksesuarı
breakaway
n.
Photography
57
Photography
kırılan ışın
refracting ray
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of kırılan
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy