hook - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

hook

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "hook" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 143 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
hook n. kanca
hook n. çengel
General
hook n. dönemeç
hook n. tuzak
hook n. orak
hook n. askı
hook n. kopça
hook n. kroşe
hook n. olta iğnesi
hook n. agraf
hook n. kıvrım
hook n. çengel
hook n. kanca
hook n. (müzik) akılda kalıcı nakarat
hook n. kanca işareti
hook n. düğme kancası
hook n. kapı mandalı
hook n. bir tür bahçıvan beli
hook n. kanca korsan eli
hook n. kopçanın kapatma parçası
hook n. sahnedeki göstericiyi tutup çekmeye yarayan kancalı uzun sopa
hook n. soba maşası
hook n. kancalı itfaiye sopası
hook n. kanca şeklindeki çeşitli tarım aletlerine verilen ad
hook n. okuyucuların veya izleyicilerin ilgisini çekmek için kullanılan kısa ve ilgi çekici giriş
hook n. bir haberi güncel yapan bir olayla bağlantı
hook n. (scrabble kelime oyunu) oyun tahtasındaki kelimelere harf ekleyerek kelime oluşturma
hook n. (bovling) kavisli bir şekilde yuvarlanan bir top
hook n. iki yıl üst üste ekilen bir arazi
hook v. asılmak
hook v. bağlamak
hook v. çengelle tutmak
hook v. çengel ile yakalamak
hook v. kancalamak
hook v. kancayla yakalamak
hook v. olta ile (balık) tutmak
hook v. çalmak
hook v. çengellemek
hook v. bükmek
hook v. çengel şekline sokmak
hook v. tutmak
hook v. çekmek
hook v. takılmak
hook v. takmak
hook v. kancayı takmak
hook v. kroşe vurmak
hook v. aşırmak
hook v. yakalamak
hook v. olta ile tutmak
hook v. kancayla delmek
hook v. sıkıca tutmak
hook v. kanca şekli vermek
hook v. kıvırmak
hook v. cezbederek tuzağa düşürmek
hook v. (dans partnerini) ayakları ve dirseği kenetleyerek tutmak
hook v. (dansta) ayakları ve dirseği birbirine kenetlemek
hook v. boynuzuyla saldırmak
hook v. bağlamak
hook v. (scrabble) oyun tahtasındaki kelimelere harf ekleyerek kelime oluşturmak
hook v. fahişelik yapmak
Colloquial
hook n. c notu
hook n. c notu almak
hook n. c almak
hook n. (gruptan, faaliyetten) uzaklaştırma
hook n. (gruptan, faaliyetten) çıkarma
hook v. kandırmak
hook v. dolandırmak
hook v. kazıklamak
hook v. üçkağıda getirmek
hook v. oyuna getirmek
hook v. araklamak
hook v. çarpmak
hook v. hacılamak
hook v. bağımlılık yaratmak
hook v. bağımlı hale getirmek
Technical
hook n. çengel
hook n. kanca
hook n. kavis
hook n. cihazı çalıştıran manivela
hook n. seyyar yıkım vinci
hook n. araç enkazı
hook n. kancalama
hook n. (çubuk hatası) çengel
Computer
hook n. (programlamada) kanca
hook n. bilgisayar sistemlerinin mesaj işleme mekanizmasında mesaj trafiğinin izlenebildiği alan
hook n. gelecekteki geliştirmelerin daha kolay yapılmasını sağlayan özellik
Textile
hook n. erkek kopça
hook n. kanca
hook v. tığ ile kilim yapmak
hook v. model vermek için ipi tığ ile çekmek
Construction
hook n. bükme
hook n. çengel
Automotive
hook n. kanca
Marine
hook n. çengel biçiminde kıyı barı
hook n. kanca
hook n. çapa
hook n. göğüs paraçolu
hook n. göğüs yatırması
Medical
hook n. cerrahi kanca
Biology
hook n. canlı üzerindeki kıvrımlı veya dikenli çıkıntı
Marine Biology
hook n. iğne
Zoology
hook n. sığır kalça kemiğinin çıkıntı açısı
hook v. (boğa, geyik) boynuzlarıyla yakalamak
hook v. (boğa, geyik) boynuzlarını geçirmek
Agriculture
hook v. (ot) orakla biçmek
Linguistics
hook n. harf üzerinde kısa çizgi
Geography
hook n. kıvrık dil
Hunting
hook n. çiftelerde menteşe pimi gövde ve el kundağı geçiş yuvarlağı
Sport
hook n. boksta bir tür yumruk
hook n. topu atan elin ters yönünde giden topun kıvrımlı seyri
hook n. topu kıvrımlı şekilde elin ters yönünde atma
hook n. topu atan elin ters yönünde kıvrımlı giden bir top
hook n. (sörf) kırılan dalganın ucu
hook n. topu atan elin ters yönünde giden topun seyri
hook v. (boks) kanca şeklinde yumruk atmak
hook v. (golf) kanca şeklinde vuruş yapmak
hook v. (buz hokeyi) rakibin önünü keserek hareketini engellemek
hook v. (ragbi) geriye pas vermek
Basketball
hook n. kıvrımlı atış
hook v. topu kanca şeklinde atmak
Baseball
hook n. kıvrımlı top
hook v. topa kıvrımlı şekilde vurmak
Music
hook n. kroşeden daha kısa zaman değerlerini belirtmek için nota köküne eklenen vuruş
Printery
hook n. parantez
Slang
hook n. ayartıcı
hook n. çekici şey
hook n. dikkat çekici şey
hook n. hırsız
hook n. dolandırıcı
hook n. üçkağıtçı
hook n. (iskambil) vale
hook n. (briç) empas
hook n. el
hook n. parmak
hook n. yankesici
hook n. cepçi
hook v. orospuluk yapmak
hook v. fuhuş yapmak
hook v. cinsel ilişki teklif etmek
hook v. sıvışmak
hook v. çıkmak
hook v. kaçmak
hook v. (briç) empas atmak

Sens de "hook" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
grappling hook n. çengel
reaping hook n. orak
grappling hook n. filika demiri
five pointed fishing hook n. çarpma
pintle hook n. mil kancası
spring hook n. sustalı kanca
big hook n. karmuk
crochet hook n. tığ
boat hook n. çengelli uzun sırık
boat hook n. kayık kancası
coat hook n. pardesü askısı
hook-up n. birkaç radyo istasyonunu birleştirme
hook-up n. birkaç cihaz veya elektrik devresinin birbirine bağlanması
hook-and-loop fastener n. kablo bağlayıcı
crochet-hook n. tığ
hook-up n. ilişki
hook-up n. bağlantı
reaping-hook n. orak
on-hook dial n. ahize kaldırmadan arama
tip-removed hook n. ucu çıkarılmış çengel
hook and eye n. kanca ve gözü
hook and eye n. erkek ve dişi kopça
hook wrench n. eğri cıvata anahtarı
hook 'em horns n. metalci selamı
ear hook microphone n. kulak askılı mikrofon
hook and pile n. cırt cırt
fire hook n. ocak/soba demiri/maşası
cant hook n. kancalı kaldıraç
hook-up n. ittifak
hook-up n. birleşme
hook-up n. anlaşma
hook-up n. bağlantı şeması
captain hook n. kaptan kanca
hook nose n. kemerli burun
hook-and-ladder truck n. merdiven kamyonu
robe hook n. bornoz askılığı
robe hook n. banyo havlu askılığı
towel hook n. havlu askılığı
towel hook n. havlu askısı
check hook n. koşum eyeri üzerindeki kanca
halibut hook n. ilkel tahta kanca
harness hook n. koşum kancası
hay hook n. saman kancası
boot hook n. çizme giyme kancası
hook ladder n. itfaiye merdiveni
hook-and-ladder truck n. merdivenli itfaiye aracı
hook-up n. ekleme
chimney hook n. şömine kancası
curtain hook n. perde kancası
fifi hook n. soru işareti şeklinde bir kancadan oluşan küçük bir tırmanış ekipmanı
fire hook n. yangın kancası
fire hook n. yangın söndürmede kullanılan bir kanca türü
gate hook n. kapıyı kapatmaya yarayan kanca biçimli parça
hook up v. ilişki kurmak
hook it v. kaçmak
hook up v. askıya asmak
hook on v. kancayı takmak
hook up v. birleştirmek
hook up with v. evlenmek
hook up v. kancayla tutturmak
hook up v. kancayla bağlamak
fish with a hook v. olta iğnesi ile balık avlamak
hook on v. bağlamak
hook it v. tüymek
hook up v. bağlamak
hook it v. sıvışmak
hook up with an old flame v. (eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak
get off the hook v. oltadan kurtulmak
get off the hook v. zor bir durumdan kurtulmak
get off the hook v. ağdan kurtulmak
be on the hook v. zor durumda olmak
hook up the back v. (kamyonun vb) arkasını takmak
hook up the back v. (kamyon vb) arkayı takmak
take the phone off the hook v. (ahizeyi yuvasından kaldırarak) telefonu meşgule almak
hook up v. birbirine bağlamak
hook up v. araca yük hayvanı bağlamak
hook up v. (ekip) bir araca bağlanmak
hook up v. eklemek
hook something into something v. bir şeyi bir şeye bağlamak
hook-shaped adj. çengelsi
hook-nosed adj. gaga burunlu
on-hook adj. (telefon) kapalı
off-hook adj. (telefon) açık
hook and eye adj. düğme takmaya karşı dini çekinceleri olan
hook-nosed adj. kemerli burunlu
on the hook adj. zor veya tehlikeli duruma yakalanmış
on the hook adj. borçlu
on the hook adj. ödemekle yükümlü
on the hook adj. tedarikle yükümlü
on the hook adj. mükellef
on the hook adj. mesul
on the hook adj. suçlanmış
on the hook adj. suçlanan
on my own hook adv. kendi kendime
on my own hook adv. kendi başıma
on one's own hook adv. kendi kendine (yapmak)
on one's own hook adv. kendi kendine
on one's own hook adv. kendi başına (yapmak)
on one's own hook adv. bağımsız olarak
hook line and sinker adv. her ayrıntıda
hook line and sinker adv. tamamen
hook line and sinker adv. (inanç, kabul) sorgusuz sualsiz
hook line and sinker adv. (inanç, kabul) saf saf
hook, line, and sinker adv. tereddütsüz bir şekilde
hook, line, and sinker adv. şüphesiz bir şekilde
off the hook adv. sıkıntıdan kurtularak
off the hook adv. dertten kurtularak
off the hook adv. beladan kurtularak
off the hook adv. sorumluluktan kurtularak
Phrasals
hook on v. asmak
hook on v. kanca ile tutturmak
hook up with v. birisiyle takılmak
hook up with v. birisiyle ilişki yaşamaya başlamak
hook up with someone v. biriyle takılmak
hook up with someone v. biriyle buluşmak/görüşüyor olmak
hook something down v. miğdeye indirmek / hızlıca yemek
hook something down v. kancalamak
hook something down v. kancayla tutturmak/bitiştirmek
hook (something) onto (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) kancalamak
hook (something) onto (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) kancayla tutturmak/bağlamak
hook (something) onto (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) kancayla takmak
hook (something) onto (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) çengelle geçirmek/bağlamak
hook (something) onto (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) çengelle tutturmak
hook down v. kancayla/çengelle yerine sabitlemek
hook down v. kancayla/çengelle yerine tutturmak
hook down v. kancayla/çengelle yerine bağlamak
hook down v. yutmak
hook on v. -e bağımlı hale gelmek
hook on v. '-e bağımlı olmak
hook on v. '-e alışmak
hook someone on something v. birini bir şeye bağımlı hale getirmek
hook up v. araca yük hayvanı bağlamak
hook up v. (ekip) bir araca bağlanmak
hook in v. içine çekmek
hook in v. ilgisini çekmek
hook in v. cezbetmek
hook into (something) v. (bir şeye) bağlanmak
hook in (something) v. (bir şeye) bağlanmak
hook into v. -e bağlamak
hook something on (to someone or something) v. bir şeyi (birine/bir şeye) takmak/iliştirmek
hook something on (to someone or something) v. bir şeyi (birine/bir şeye) asmak
hook something on (to someone or something) v. bir şeyi (birine/bir şeye) kancayla takmak/kancalamak
hook something on (to someone or something) v. bir şeyi (birine/bir şeye) çengelle tutmak
hook something up v. bir şeyi bağlayıp çalışır hale getirmek
hook something up v. bir şeyin bağlantısını yapmak/kurmak
hook something up v. bir şeyi kurup çalıştırmak
hook up with v. biriyle tanışıp zaman geçirmeye başlamak
hook on v. benimsemek
hook on v. edinmek
Proverb
you need to bait the hook to catch the fish bir şeyi yapabilmek/bir işi yürütebilmek için önce gereken hazırlıkları yapmalısın
Colloquial
be off the hook v. ferahlamak
hook it v. koşarak kaçmak
be off the hook v. rahatlamak
hook it v. tabanları yağlamak
be off the hook v. (sıkıntıdan) kurtulmak
hook it v. uçarcasına kaçmak
take the telephone off the hook v. ahizeyi kaldırmak
leave the telephone off the hook v. telefonu açık bırakmak
leave the telephone off the hook v. ahizeyi tam kapatmamak
leave the telephone off the hook v. ahizeyi açık bırakmak
hook up v. elektronik bir aleti/sistemi bağlamak
hook up v. bağlantısını yapmak
hook up v. buluşup vakit geçirmek
hook up v. buluşup takılmak
hook up v. çöpçatanlık yapmak
hook up v. iki kişinin arasını yapmak
hook up v. iki kişi için bir buluşma ayarlamak
hook up v. birini birine ayarlamak
hook up v. evlenmek
hook up v. birine duygusal olarak bağlanmak
hook up v. biriyle romantik bir ilişkiye girmek
hook up with someone v. biriyle güçlerini birleştirmek/bir araya getirmek
hook up with someone v. biriyle ortak iş yapmak
hook up with someone v. biriyle ortak olmak/çalışmak
hook up with someone v. biriyle bir araya gelmek
hook it v. otostop çekmek
hook it v. başkasından bırakmasını istemek
hook line and sinker expr. bütünüyle
hook line and sinker expr. en ince ayrıntısına kadar
on one's own hook expr. kendi kendine
on one's own hook expr. kendi girişimiyle
on one's own hook expr. kendi başına
hook line and sinker expr. tamamıyla
on the hook for [uk] expr. -den sorumlu
Idioms
sky hook n. hayali/gerçekte var olmayan vinç
sky hook n. hayali/gerçekte var olmayan bir alet
be given the hook v. işten çıkarılmak/atılmak/alınmak
be given the hook v. görevden alınmak
be given the hook v. ilişiği kesilmek
fall for somebody hook line and sinker v. abayı yakmak
by hook or by crook v. allem edip kallem etmek
let off the hook v. ateşten almak
hook oneself on someone v. birine abayı yakmak
get someone off the hook v. birini ipten almak
hook someone on something v. birini uyuşturucuya veya alkole alıştırmak
let somebody off the hook v. birini (içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak
get somebody off the hook v. birini (içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak
believe one's story hook line and sinker v. birinin hikayesine tamamen inanmak
swallow something hook, line, and sinker v. bir şeye salak gibi inanmak
wriggle off the hook v. bir şeyler yapmaktan kaçınmak
hook oneself on someone v. birine bağlanmak
be on the hook v. başı dertte olmak
get someone off the hook v. birini beladan kurtarmak
believe one's story hook line and sinker v. birinin hikayesine en ince ayrıntısına kadar inanmak
hook someone up with someone v. birini birine ayarlamak
sling one's hook v. basıp gitmek
hook up with someone v. biriyle buluşmak/takılmak
sling one's hook v. çekip gitmek
fall for something hook line and sinker v. gözü kapalı inanmak
be on the hook v. güç durumda olmak
let off the hook v. oltadan kurtarmak
let off the hook v. sorundan kurtarmak
wriggle off the hook v. sorumluluktan kaçmak
fall for somebody hook line and sinker v. tamamen bağlanmak
be on the hook v. zor durumda olmak
ring off the hook v. (telefon) acı acı çalmak
be on the hook v. zor duruma düşmek
hook up with an old flame v. (eski sevgiliyle vb) yeniden görüşmeye başlamak
fall for something hook, line and sinker v. üç kağıda gelmek
swallow something hook, line, and sinker v. zokayı yutmak
let off the hook v. zor durumdan kurtarmak
get the hook [uk] v. bir işten/görevden kurtulmak
get the hook v. uzaklaştırılmak
get the hook v. dışarı alınmak
get the hook v. kenara alınmak
get the hook v. oyundan çıkarılmak
give someone the hook [us] v. birini kovmak
give someone the hook [us] v. birini işten atmak/çıkarmak
give someone the hook [us] v. postalanmak
give someone the hook [us] v. gönderilmek
give someone the hook [us] v. ilişiği kesilmek
give someone the hook [us] v. işine son verilmek
be given the hook v. oyundan alınmak
be given the hook v. gruptan çıkarılmak
be given the hook v. takımdan şutlanmak
get somebody on the hook v. oltaya getirmek
be off the hook v. affedilmiş/bağışlanmış olmak
be off the hook v. aklanmış olmak
be off the hook v. temize çıkmış olmak
be off the hook v. bırakılmış olmak
be off the hook v. salıverilmiş olmak
be off the hook v. suçu/sorumluluğu üstünden atmış olmak
be off the hook v. zorluktan/zorunluluktan kurtulmuş olmak
be off the hook v. telefon açık kalmış olmak
be off the hook v. telefonun ahizesi yerine yerleşmemiş olmak
be off the hook v. telefonun ahizesi yerinden çıkmış olmak
be on the hook v. sürüncemede bırakılmak
be on the hook v. sürekli ertelenmek
be on the hook v. uzun uzadıya tutulmak
be on the hook v. uzatılan/geciktirilen bir durumun içinde olmak
be ringing off the hook v. (telefon) durmadan çalmak
be ringing off the hook v. (telefon) çalıp durmak
be ringing off the hook v. (telefon) çok sık çalmak
be ringing off the hook v. (telefon) deli gibi çalmak
be ringing off the hook v. (telefon) çalıp çalıp durmak
be ringing off the hook v. dakka başı (telefon) çalmak
be ringing off the hook v. (telefon) susmamak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) sırılsıklam aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) körkütük aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) abayı yakmak
fall for (someone) hook, line, and sinker v. (birine) deli gibi aşık olmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeyi) yutmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye aldatmacaya) düşmek
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek
fall for (something) hook, line, and sinker v. (bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker v. zokayı yutmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine sırılsıklam aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine körkütük aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine abayı yakmak
fall for someone hook, line and sinker v. birine deli gibi aşık olmak
get (one) off the hook v. (birini) ipten almak
get (one) off the hook v. (birini) beladan kurtarmak
get (one) off the hook v. (birini) ceza almaktan kurtarmak
get (one) off the hook v. (birini içinde olduğu) zor bir durumdan kurtarmak
get (one) off the hook v. (birini) bir işten/sorumluluktan kurtarmak
hook oneself on v. -e abayı yakmak
hook oneself on v. '-e bağlanmak
let (one) off the hook v. (birini) zor bir durumdan kurtarmak
let (one) off the hook v. (birini) ipten almak
let someone off the hook v. birini zor bir durumdan kurtarmak
let someone off the hook v. birini ipten almak
let someone off the hook v. birini düştüğü beladan kurtarmak
be let off the hook v. rahatlamak
be let off the hook v. affedilmek
be let off the hook v. serbest/rahat bırakılmak
be let off the hook v. suçu, sorumluluğu, zorunluluğu ortadan kalkmak
sink the hook v. oltayla balık yakalamak
sink the hook v. zokayı balığa takmak
sink the hook v. birinin dikkatini çekmek
crooked as a fish hook adj. üçkağıtçı
off the hook adj. aklanmış
off the hook adj. affedilmiş
off the hook adj. salıverilmiş
off the hook adj. serbest bırakılmış
off the hook adj. suçlamadan, sorumluluktan, zorunluluktan, zorluktan kurtulmuş/kurtarmış
off the hook adj. açık kalmış (telefon)
off the hook adj. keyifli
off the hook adj. hoş
off the hook adj. eğlenceli
off the hook adj. bir zorunluluktan kurtulmuş
off the hook adj. bir mecburiyetten kurtulmuş
off the hook adj. bir yükümlülükten kurtulmuş
off the hook adj. suçlamadan kurtulmuş
off the hook adj. mecburiyetten kurtulmuş
off the hook adj. beladan kurtulmuş
off the hook adj. zorluktan kurtulmuş
off the hook adj. (telefon) açık kalmış
by hook or by crook expr. allem edip kallem edip
off the hook expr. al kullan
by hook or by crook expr. ama öyle ama böyle
crooked as a fish hook expr. dürüst olmayan
by hook or by crook expr. her ne pahasına olursa olsun
off the hook expr. ferahlamış
off the hook expr. hazır giyim
hook line and sinker expr. en ince ayrıntısına kadar
as crooked as a fish hook expr. madrabaz
by hook or by crook expr. öyle ya da böyle
crooked as a fish hook expr. madrabaz
by hook or by crook expr. nasıl olursa olsun
crooked as a fish hook expr. namussuz
by hook or by crook expr. ne yap et
on his own hook expr. kendi başına
by hook or by crook expr. ne yapıp edip
as crooked as a fish hook expr. namussuz
off the hook expr. sıyrılmış
by hook or by crook expr. şöyle ya da böyle
ring off the hook expr. telefonun çok çalması
ring off the hook expr. telefonun durmadan çalması
off the hook expr. (beladan vb) kurtulmuş
as crooked as a fish hook expr. üçkağıtçı
by hook or crook expr. ama öyle ama böyle
by hook or crook expr. öyle ya da böyle
by hook or crook expr. bir şekilde
by hook or crook expr. allem edip kallem edip
by hook or crook expr. ne yapıp edip
by hook or crook expr. nasıl olursa olsun
on own hook expr. kendi kendine
on own hook expr. kendi başına
on own hook expr. başkasından yardım görmeden
on own hook expr. tek başına
on own hook expr. bağımsız olarak
on own hook expr. kendi girişimiyle
on your own hook [us] expr. kendi kendine
on your own hook [us] expr. kendi başına
on your own hook [us] expr. bağımsız olarak
on your own hook [us] expr. kendi girişimiyle
Institutes
hook-and-ladder company n. merdivenli itfaiye kamyonu kullanan itfaiye şirketi
hook-and-ladder company n. itfaiye amirliği
hook and ladder n. merdivenli itfaiye aracından oluşan yangın departmanı
Industry
forelock hook n. (halat yapımında) üç ipliği birlikte büken vinç veya makara
Technical
trip hook n. kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca
slip hook n. kolayca veya otomatik çözülebilecek şekilde ayarlanmış kanca
hook strip n. askılık pervazı
bent hook n. aşırı yük sonucu eğilmiş kanca
maximum hook height n. azami kanca yüksekliği
catch hook n. bağlama kancası
hook knife n. bağcı çakısı
connecting hook n. bağlantı çengeli
hook-up n. bağlantı
hook knife n. bahçıvan çakısı
pipe hook n. boru çengeli
hook-up n. birbirine bağlama
hook spanner n. çengel anahtar
hook bolt n. çengelli cıvata
pull hook n. çekme kancası
clip hook n. çifte kanca
coat hook n. çengel
tow hook n. çekme kancası
hook conveyor n. çengelli konveyör
hook-and-eye hinge n. çengelli menteşe
draft hook n. çekme kancası
towing hook n. çekme kancası
fast release hook n. çabuk kurtarma kancası
draw-hook nut n. cer kancası somunu
towing hook mechanism n. çekme kancası mekanizması
towing hook n. çeki kancası
hitch hook n. çeki kancası
hook-and-eye hinge n. çengel menteşe
crochet hook n. dantel tığı
forged steel self-locking hook n. dövme çelik kendinden kilitlemeli kanca
hook swivel n. döner kanca
swivel hook n. döner kanca
forged steel lifting hook n. dövme çelik kaldırma kancası
swirl hook n. döner kanca
clothes hook n. elbise çengeli
safety hook n. emniyet çengeli
hook knife n. eğri çakı
hook and eye n. erkek veya dişi kopça
safety hook n. emniyet kancası
attaching hook n. ekleme kancası
hook spanner n. eğri kollu anahtar
meat hook n. el kancası
safety-hook pin n. emniyet kancası pernosu
hook swivel n. fırdöndü kanca
boat hook n. filika kancası
tensioning hook n. germe kancası
tenter hook n. germe makinesi kancası
chain coupling hook n. gergi çengeli
eye hook n. gözlü kanca
rope hook n. halat kancası
hose hook n. hortum kavisi
ring-hook n. halkalı çivi
pipe hook n. kampin
hook attachment n. kanca bağlantısı
hook pin n. kanca pernosu
hook bolt n. kancalı cıvata
hook conveyor n. kancalı taşıyıcı
shell copy hook n. kabuk kopyalama kancası
hook-nail n. kancalı çivi
hook inserter n. kanca yerleştirici
hook block n. kanca makarası
hook block n. kanca bloku
hook speed n. kanca hızı
hook load pin n. kanca yük kopilyası
hook tier n. kanca bağlayıcı
hook gate n. kanca kapak
hook screw n. kancalı vida
fastening hook bracket n. kapı kilitleme mandalı
coat hook n. kanca
fastening hook n. kapak kancası
snap hook n. kanca
lifting hook n. kaldırma römorkörü kancası
lifting hook n. kaldırma kancası
hook approach n. kanca yanaşması
hook approach n. kanca mesafesi
hook-on type fork arms n. kancalı tip çatal kollar
hook-bar n. kanca mili
fastening hook n. kapı kilitleme mandalı
safety-hook for door lever n. kilit manivelası emniyet kancası
gutter hook n. kepçe
forged steel self-locking hook n. kendinden kilitlemeli dövme çelik kanca
packing hook n. katlama kancası
lock hook n. kilit kancası
on-hook signal n. konuşmanın bitimi sinyali
user hook n. kullanıcı oltası
hook-and-but joint n. kurtağzı geçme
tail hook n. kuyruk kancası
mechanical hook-type connections n. mekanik kancalı tip bağlantılar
mechanical hook-type connection n. mekanik kancalı tip bağlantı
rubber hook n. lastik dirsek
mechanical hook-type connections n. mekanik kanca tipi bağlantılar
mechanical hook-type connection n. mekanik kanca tipi bağlantı
gang hook n. küçük çengelli olta
forged steel hook with latch n. mandallı dövme çelik kanca
forged steel lifting hook with latch n. mandallı dövme çelik kaldırma kancası
articulated hook n. oynak kanca
s-hook n. s -kancası
hook spanner n. s-anahtar
stop hook n. tutma kancası
telephone hook n. telefon kancası
lock hook n. tesbit kancası
crochet hook n. tığ
hook bolt n. tespit kancası
lock hook anchorage n. tesbit kancası bağlantısı
off-hook n. telefon açık
grappling hook n. tutma kancası
screw hook n. vidalı kanca
hook-and-eye n. vidalı çengel
screw hook n. vidalı çengel
height of crane hook n. vinç kanca yüksekliği
lap hook n. vatka kancası
crane hook n. vinç çengeli
hook speed n. vinç kaldırma hızı
crane hook n. vinç kancası
snap hook n. yaylı kanca
gutter hook n. yağmur oluğu kepçesi
towing hook n. yedekte çekme kancası
chain hook n. zincir çengeli
bench hook n. tezgah kancası
v hook n. eksantrik kolun ucundaki v şekilli çentik
wed hook n. tapayı tabancadan çıkarmak için kullanılan ucu vidalı veya kancalı çubuk
hook and ladder n. merdivenli itfaiye aracı
hook-up n. düzenek
hook-up n. düzenek şeması
hook-up n. düzenek planı
hook-up n. (araçtaki mekanizmalar) birbiriyle etkileşim halinde olan parçaların dizilişi veya düzeni
hook-up n. üst satıra aktarılan ve önünde sol açılı ayraç olan bir satır sonu
hook-up n. boru
hook-up n. fiş
hook-up n. hortum
hook-up n. kaynaktan su, elektrik aktaran bağlantı parçası
mousing hook n. asılan şeyin kurtulmasını önlemesi için parça eklenmiş kanca
cup hook n. kupa kanca
shave hook n. keskin kenarlı çelik levha ile saptan oluşan ve metalleri kazımak için kullanılan bir alet
singletree hook and ferrule n. araba falakası kancasına takılı demir başlık
singletree hook and ferrule n. demir kanca başlığı
hook up v. mekanizmanın parçalarını telleri birbirine bağlayarak birleştirmek
hook up v. güç kaynağına bağlanmak
hook up v. sinyal kaynağına bağlanmak
Computer
hook switch n. askı anahtarı
off-hook telephone n. açık telefon
hook type n. kanca türü
shell copy hook n. kabuk kopyalama çengeli
user hook n. kullanıcı oltası
off-hook led n. kurtuluş ışığı
off-hook adj. açık
on hook adj. kapalı
Informatics
off-hook adj. devre dışı
Telecom
switch hook n. anahtar kancası