|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
| Common Usage |
|
| 1 |
Common Usage |
kapı çalmak |
knock v.
|
|
Knock before entering.
Girmeden önce kapıyı çal.
More Sentences
|
| 2 |
Common Usage |
çalmak (telefon/zil) |
ring v.
|
|
This report, though, sets alarm bells ringing.
Ancak bu rapor alarm zillerini çaldırıyor.
More Sentences
|
| 3 |
Common Usage |
ıslık çalmak |
whistle v.
|
|
The hunter whistled to his dog to summon it.
Avcı, köpeğini çağırmak için ıslık çaldı.
More Sentences
|
| 4 |
Common Usage |
düdük çalmak |
whistle v.
|
|
The old steam train whistled when entering the station.
Eski buharlı tren istasyona girerken düdük çaldı.
More Sentences
|
| 5 |
Common Usage |
kalbini çalmak |
steal someone's heart v.
|
|
| General |
|
| 6 |
General |
kapıyı çalmak |
knock v.
|
|
Tom entered the unlocked apartment without knocking.
Tom kapıyı çalmadan açık daireye girdi.
More Sentences
|
| 7 |
General |
çalmak (çalgı/müzik) |
play v.
|
|
She can play the guitar.
Gitar çalabiliyor.
More Sentences
|
| 8 |
General |
çene çalmak |
chinwag v.
|
|
Mary spent a couple of hours chinwagging with her neighbour over the fence.
Mary birkaç saatini çitin üzerinden komşusuyla çene çalarak geçirdi.
More Sentences
|
| 9 |
General |
enstrüman çalmak |
play an instrument v.
|
|
Everyone in my family can play an instrument.
Ailemdeki herkes bir enstrüman çalabilir.
More Sentences
|
| 10 |
General |
alarm çalmak |
sound the alarm v.
|
|
Sound the alarm!
Alarmı çalın!
More Sentences
|
| 11 |
General |
trompet çalmak |
play the trumpet v.
|
|
Tom wants Mary to learn how to play the trumpet.
Tom, Mary'nin trompet çalmayı öğrenmesini istiyor.
More Sentences
|
| 12 |
General |
çene çalmak |
jaw v.
|
|
Stop jawing and focus on your job.
Çene çalmayı bırak ve işine odaklan.
More Sentences
|
| 13 |
General |
korna çalmak |
honk v.
|
|
The driver honked at the bicycle.
Sürücü bisiklete korna çaldı.
More Sentences
|
| 14 |
General |
trompet çalmak |
trumpet v.
|
|
The elephant trumpets.
Fil trompet çalıyor.
More Sentences
|
| 15 |
General |
alet çalmak |
play an instrument v.
|
|
Can you play an instrument?
Bir müzik aleti çalabiliyor musun?
More Sentences
|
| 16 |
General |
alarm çalmak |
(alarm) go off v.
|
|
Stop writing when the alarm goes off.
Alarm çaldığında yazmayı bırakın.
More Sentences
|
| 17 |
General |
araba çalmak |
steal cars v.
|
|
You are a little thief who is earning money by stealing cars.
Sen araba çalarak para kazanan küçük bir hırsızsın.
More Sentences
|
| 18 |
General |
davul çalmak |
beat the drum v.
|
|
We must keep on beating the drum.
Davul çalmaya devam etmeliyiz.
More Sentences
|
| 19 |
General |
keman çalmak |
play the violin v.
|
|
Einstein continued to play the violin until the last few years of his life.
Einstein hayatının son birkaç yılına kadar keman çalmaya devam etti.
More Sentences
|
| 20 |
General |
davul çalmak |
drum v.
|
|
Jason's drumming style is an essential part of the band's sound.
Jason'ın davul çalma tarzı grubun sound'unun önemli bir parçası.
More Sentences
|
| 21 |
General |
çalmak (saat) |
strike v.
|
|
I didn't hear how many times the clock struck.
Saatin kaç kere çaldığını duymadım.
More Sentences
|
| 22 |
General |
flüt çalmak |
flute v.
|
|
She knows how to play the piano and the flute.
Piyano ve flüt çalmayı biliyor.
More Sentences
|
| 23 |
General |
bangır bangır çalmak |
blast v.
|
|
The car radio was blasting out pop music.
Arabanın radyosunda bangır bangır pop müzik çalıyordu.
More Sentences
|
| 24 |
General |
çalmak (davul) |
beat v.
|
|
The drums of war are beating.
Savaş tamtamları çalıyor.
More Sentences
|
| 25 |
General |
çene çalmak |
chatter v.
|
|
We chattered about the work along the way to the subway station.
Metro istasyonuna giderken yol boyunca iş hakkında çene çaldık.
More Sentences
|
| 26 |
General |
çene çalmak |
visit v.
|
|
It was too crowded and noisy to visit with my co-worker.
İş arkadaşımla çene çalmak için fazla kalabalık ve gürültülü bir yerdi.
More Sentences
|
| 27 |
General |
piyano çalmak |
play the piano v.
|
|
He has a beautiful voice and he plays the piano.
Çok güzel bir sesi var ve piyano çalıyor.
More Sentences
|
| 28 |
General |
kapıyı çalmak |
knock the door v.
|
|
Tom walked up to one of the houses and knocked the door.
Tom evlerden birine doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.
More Sentences
|
| 29 |
General |
doğaçtan çalmak |
improvise v.
|
|
The jazz singer improvised, and the crowd went crazy!
Caz şarkıcısı doğaçtan çaldı ve kalabalık çılgına döndü!
More Sentences
|
| 30 |
General |
davul çalmak |
play drums v.
|
|
I want to learn to play drums.
Davul çalmayı öğrenmek istiyorum.
More Sentences
|
| 31 |
General |
araba çalmak |
steal a car v.
|
|
Tom stole a car.
Tom bir araba çaldı.
More Sentences
|
| 32 |
General |
müzik aleti çalmak |
play v.
|
|
Learning to play a musical instrument requires thousands of hours of practice.
Bir müzik aletini çalmayı öğrenmek binlerce saat uygulama gerektirir.
More Sentences
|
| 33 |
General |
çalgı çalmak |
play music v.
|
|
I love playing music with Tom.
Tom'la çalgı çalmayı seviyorum.
More Sentences
|
| 34 |
General |
düdük çalmak |
whistle v.
|
|
The referee whistled to stop the game.
Hakem oyunu durdurmak için düdük çaldı.
More Sentences
|
| 35 |
General |
ıslık çalmak |
whistle v.
|
|
Maybe I'll know how to whistle by then.
Belki o zamana kadar ıslık çalmayı öğrenirim.
More Sentences
|
| 36 |
General |
zili çalmak |
ring the bell v.
|
|
Do you want to ring the bell?
Zili çalmak ister misin?
More Sentences
|
| 37 |
General |
zil çalmak |
ring v.
|
|
It rang.
Zil çaldı.
More Sentences
|
| 38 |
General |
piyano çalmak |
play piano v.
|
|
Adults can learn to play piano too!
Yetişkinler de piyano çalmayı öğrenebilir!
More Sentences
|
| 39 |
General |
gitar çalmak |
play a guitar v.
|
|
Playing a guitar isn’t as hard as you think.
Gitar çalmak sandığınız kadar zor değil.
More Sentences
|
| 40 |
General |
bir şeyi çalmak/aşırmak |
steal something v.
|
|
I can't imagine why anyone would want to steal something like that.
Birinin neden böyle bir şeyi çalmak isteyeceğini hayal bile edemiyorum.
More Sentences
|
| 41 |
General |
kale çalmak |
steal a base v.
|
|
Tom stole a base.
Tom bir kale çaldı.
More Sentences
|
| 42 |
General |
yüksek sesle çalmak |
blare v.
|
|
Sirens blared.
Sirenler yüksek sesle çaldı.
More Sentences
|
| 43 |
General |
cüzdan çalmak |
pickpocket v.
|
|
Some pickpocket stole my wallet on the train.
Bir yankesici trende cüzdanımı çaldı.
More Sentences
|
| 44 |
General |
çene çalmak |
shoot v.
|
|
Bill and John like to get together once a month to shoot the breeze.
Bill ve John, çene çalmak için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.
More Sentences
|
| 45 |
General |
(çalışan, müşteri) çalmak |
poach v.
|
|
They sign an agreement with their employees to prevent poaching.
Çalışan ve müşteri çalma olaylarını önlemek için çalışanlarıyla bir anlaşma imzalıyorlar.
More Sentences
|
| 46 |
General |
galebe çalmak |
triumph v.
|
|
Let your sense of humor triumph over sadness.
Bırakın mizah anlayışınız üzüntülere galebe çalsın.
More Sentences
|
| Phrasals |
|
| 47 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) korna çalmak |
honk at (someone or something) v.
|
|
I honked at Tom.
Tom'a korna çaldım.
More Sentences
|
| 48 |
Phrasals |
(kapıyı) çalmak |
knock at (something) v.
|
|
He knocked at the door again and again, but there was no answer.
Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama cevap veren olmadı.
More Sentences
|
| 49 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
steal from (someone or something) v.
|
|
Tom wouldn't steal from you.
Tom senden çalmaz.
More Sentences
|
| 50 |
Phrasals |
için çalmak |
toll for v.
|
|
The bells of danger toll for them.
Tehlike çanları onlar için çalıyor.
More Sentences
|
| 51 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) ıslık çalmak (beğendiğini göstermek/laf atmak için) |
whistle at (someone or something) v.
|
|
Don't whistle at school.
Okulda ıslık çalma.
More Sentences
|
| Colloquial |
|
| 52 |
Colloquial |
bas çalmak |
play bass v.
|
|
I have been playing bass for many years.
Uzun yıllardır bas çalıyorum.
More Sentences
|
| 53 |
Colloquial |
çene çalmak |
gab v.
|
|
She would gab for hours on end, talking about trivial matters.
Kadın, önemsiz konular hakkında saatlerce çene çalardı.
More Sentences
|
| General |
|
| 54 |
General |
çalmak davul |
beat n.
|
|
| 55 |
General |
(müzik aleti çalmak için kullanılan) iki başlı tokmak |
tampon n.
|
|
| 56 |
General |
yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama |
birds'-nesting n.
|
|
| 57 |
General |
yumurtalarını çalmak için kuş yuvası arama |
bird-nesting n.
|
|
| 58 |
General |
büyükbaş hayvanları çalmak için yapılan baskında elde edilen ganimet |
hership [obsolete] n.
|
|
| 59 |
General |
büyükbaş hayvanları çalmak için yapılan baskın |
hership [obsolete] n.
|
|
| 60 |
General |
kampana çalmak |
ring a bell v.
|
|
| 61 |
General |
boru çalmak |
trumpet v.
|
|
| 62 |
General |
daha iyi çalmak |
outperform v.
|
|
| 63 |
General |
çene çalmak |
prattle v.
|
|
| 64 |
General |
büyük bir gürültüyle çalmak |
crash v.
|
|
| 65 |
General |
yumuşak bir tonda çalmak (flüt) |
tootle v.
|
|
| 66 |
General |
çanları çalmak |
peal v.
|
|
| 67 |
General |
çalmak (maviye vb) |
tend v.
|
|
| 68 |
General |
çalmak (zili/çanı) |
ring v.
|
|
| 69 |
General |
acemice çalmak |
strum v.
|
|
| 70 |
General |
çan çalmak |
peal v.
|
|
| 71 |
General |
korna çalmak |
sound the horn v.
|
|
| 72 |
General |
birine ıslık çalmak |
whistle to v.
|
|
| 73 |
General |
notaları birleştirerek çalmak |
slur v.
|
|
| 74 |
General |
korna çalmak |
toot the horn v.
|
|
| 75 |
General |
korna çalmak |
blow a horn v.
|
|
| 76 |
General |
korna çalmak |
toot v.
|
|
| 77 |
General |
kapıyı çalmak |
beat at the door v.
|
|
| 78 |
General |
doğaçlamadan çalmak |
vamp v.
|
|
| 79 |
General |
davul çalmak |
shout something from the rooftops v.
|
|
| 80 |
General |
ıslık çalmak (birine) |
whistle to v.
|
|
| 81 |
General |
telli çalgı çalmak |
twang v.
|
|
| 82 |
General |
borazan çalmak |
blow a trumpet v.
|
|
| 83 |
General |
sepet havası çalmak |
fire v.
|
|
| 84 |
General |
kara çalmak |
blacken v.
|
|
| 85 |
General |
zili çalmak |
ring v.
|
|
| 86 |
General |
galebe çalmak |
conquer v.
|
|
| 87 |
General |
kapıyı çalmak |
knock on the door v.
|
|
| 88 |
General |
kara çalmak |
smut v.
|
|
| 89 |
General |
kaval çalmak |
pipe v.
|
|
| 90 |
General |
boru çalmak |
pipe v.
|
|
| 91 |
General |
felekten bir gün çalmak |
go on a spree v.
|
|
| 92 |
General |
etekleri zil çalmak |
be elated v.
|
|
| 93 |
General |
caz çalmak |
jazz v.
|
|
| 94 |
General |
galebe çalmak |
overcome v.
|
|
| 95 |
General |
çalmak (korna/düdük/boru vb'ni) |
toot v.
|
|
| 96 |
General |
çene çalmak |
chat v.
|
|
| 97 |
General |
kamçı çalmak |
whip v.
|
|
| 98 |
General |
ıslık çalmak |
give a whistle v.
|
|
| 99 |
General |
prelüt çalmak |
prelude v.
|
|
| 100 |
General |
korna çalmak |
sound one's horn v.
|
|
| 101 |
General |
karnı zil çalmak |
be famished v.
|
|
| 102 |
General |
kamçı çalmak |
lash v.
|
|
| 103 |
General |
bakır çalmak |
be contaminated with verdigris v.
|
|
| 104 |
General |
serenat çalmak |
serenade v.
|
|
| 105 |
General |
çalmak (müzik eserini) |
perform v.
|
|
| 106 |
General |
alarm çalmak |
(alarm) to sound v.
|
|
| 107 |
General |
şifre çalmak |
phish v.
|
|
| 108 |
General |
boru çalmak |
poop v.
|
|
| 109 |
General |
bozuk çalmak |
be angry v.
|
|
| 110 |
General |
para çalmak |
pinch v.
|
|
| 111 |
General |
düdük çalmak |
blow a whistle v.
|
|
| 112 |
General |
kalbini çalmak |
sweep someone off one's feet v.
|
|
| 113 |
General |
kara çalmak |
denigrate v.
|
|
| 114 |
General |
kara çalmak |
slander v.
|
|
| 115 |
General |
boru çalmak |
(a bugle) to blow v.
|
|
| 116 |
General |
klakson çalmak |
honk v.
|
|
| 117 |
General |
boru çalmak |
blow horn v.
|
|
| 118 |
General |
kırağı çalmak |
nip v.
|
|
| 119 |
General |
iflas borusunu çalmak |
crash v.
|
|
| 120 |
General |
çene çalmak |
chitchat v.
|
|
| 121 |
General |
eşya çalmak |
pinch v.
|
|
| 122 |
General |
çalgı çalmak |
play an instrument v.
|
|
| 123 |
General |
kırağı çalmak |
become frostbitten v.
|
|
| 124 |
General |
savurmak pala çalmak |
wield v.
|
|
| 125 |
General |
keman çalmak |
fiddle v.
|
|
| 126 |
General |
çalmak (zil/çan) |
ring v.
|
|
| 127 |
General |
ut çalmak |
lute v.
|
|
| 128 |
General |
etekleri zil çalmak |
walk on air v.
|
|
| 129 |
General |
alarmı çalmak |
sound the alarm v.
|
|
| 130 |
General |
ıslık çalmak |
make a hissing sound v.
|
|
| 131 |
General |
çalmak (hayvan) |
rustle v.
|
|
| 132 |
General |
çalmak (eşya/para vb) |
nick v.
|
|
| 133 |
General |
kamçı çalmak |
scourge v.
|
|
| 134 |
General |
(eser) çalmak |
lift v.
|
|
| 135 |
General |
para çalmak |
rip off v.
|
|
| 136 |
General |
kırağı çalmak |
frost v.
|
|
| 137 |
General |
notasız çalmak |
play something by ear v.
|
|
| 138 |
General |
çalmak (davar/at) |
rustle v.
|
|
| 139 |
General |
fifre çalmak |
fife v.
|
|
| 140 |
General |
bangır bangır çalmak |
blare v.
|
|
| 141 |
General |
çene çalmak |
gossip v.
|
|
| 142 |
General |
bozuk çalmak |
be displeased v.
|
|
| 143 |
General |
parmaklarıyla trampet çalmak |
thrum v.
|
|
| 144 |
General |
eşya çalmak |
rip off v.
|
|
| 145 |
General |
borazan çalmak |
trumpet v.
|
|
| 146 |
General |
çene çalmak |
chew the rag v.
|
|
| 147 |
General |
boru çalmak |
sound the bugle v.
|
|
| 148 |
General |
gürültüyle çalmak |
bang out v.
|
|
| 149 |
General |
korna çalmak |
hoot v.
|
|
| 150 |
General |
ağır ağır çalmak (çanı) |
toll v.
|
|
| 151 |
General |
dümbelek çalmak |
tabour v.
|
|
| 152 |
General |
ahenkle çalmak |
chime v.
|
|
| 153 |
General |
çan çalmak |
toll v.
|
|
| 154 |
General |
kapısını çalmak |
apply to somebody v.
|
|
| 155 |
General |
keman çalmak |
play on the violin v.
|
|
| 156 |
General |
para veya eşya çalmak |
steal v.
|
|
| 157 |
General |
iki enstrüman çalmak |
double v.
|
|
| 158 |
General |
doğaçlama çalmak |
extemporise v.
|
|
| 159 |
General |
bir müzik aletini konuşturmak/çok iyi çalmak |
play a musical instrument very well v.
|
|
| 160 |
General |
kalbini çalmak |
ravish v.
|
|
| 161 |
General |
yanlış kapı çalmak |
bark up the wrong tree v.
|
|
| 162 |
General |
galebe çalmak |
prevail v.
|
|
| 163 |
General |
çalmak (renk) |
verge v.
|
|
| 164 |
General |
ahenkli bir sesle çalmak (saat/zil/çan) |
chime v.
|
|
| 165 |
General |
kara çalmak |
defame v.
|
|
| 166 |
General |
hep aynı telden çalmak |
harp on something v.
|
|
| 167 |
General |
çalmak (kapı) |
rap v.
|
|
| 168 |
General |
gümbür gümbür çalmak |
roll v.
|
|
| 169 |
General |
korna çalmak |
beep v.
|
|
| 170 |
General |
caz çalmak |
jive v.
|
|
| 171 |
General |
para çalmak |
whip v.
|
|
| 172 |
General |
dümbelek çalmak |
tabor v.
|
|
| 173 |
General |
kara çalmak |
calumniate v.
|
|
| 174 |
General |
ıslık çalmak |
pipe v.
|
|
| 175 |
General |
alarm çalmak |
give the alarm v.
|
|
| 176 |
General |
karnı zil çalmak |
be starving v.
|
|
| 177 |
General |
çalmak (saat belirli bir zamanı) |
strike v.
|
|
| 178 |
General |
ağır ağır çalmak (çan) |
toll v.
|
|
| 179 |
General |
çene çalmak |
have a gossip v.
|
|
| 180 |
General |
düdük çalmak |
pipe v.
|
|
| 181 |
General |
çalmak (çan) |
peal v.
|
|
| 182 |
General |
güm güm çalmak |
pulsate v.
|
|
| 183 |
General |
kapıyı çalmak |
knock at the door v.
|
|
| 184 |
General |
sesli çalmak |
clang v.
|
|
| 185 |
General |
çan çalmak |
ring a bell or gong v.
|
|
| 186 |
General |
acemice çalmak |
thrum v.
|
|
| 187 |
General |
elma çalmak |
scrump v.
|
|
| 188 |
General |
ıslık çalmak |
tweedle v.
|
|
| 189 |
General |
çalmak (çalgı) |
tweedle v.
|
|
| 190 |
General |
çalmak (çan) |
chime v.
|
|
| 191 |
General |
ağzına bir parmak bal çalmak |
arouse one's appetite v.
|
|
| 192 |
General |
yeniden çalmak |
playback v.
|
|
| 193 |
General |
müzik aletini hafifçe çalmak |
tweedle v.
|
|
| 194 |
General |
etekleri zil çalmak |
be extremely pleased (about something) v.
|
|
| 195 |
General |
felekten bir gece çalmak |
have a very enjoyable night v.
|
|
| 196 |
General |
etekleri zil çalmak |
be extremely happy v.
|
|
| 197 |
General |
etekleri zil çalmak |
be extremely glad v.
|
|
| 198 |
General |
felekten bir gün çalmak |
have a very enjoyable day v.
|
|
| 199 |
General |
etekleri zil çalmak |
be overjoyed (about something) v.
|
|
| 200 |
General |
cüzdan çalmak |
steal a wallet v.
|
|
| 201 |
General |
cüzdan çalmak |
knock off a wallet v.
|
|
| 202 |
General |
cüzdan çalmak |
nick a wallet v.
|
|
| 203 |
General |
araba çalmak |
highjack v.
|
|
| 204 |
General |
zamanını çalmak |
waste one's time v.
|
|
| 205 |
General |
kapı çalmak |
beat at the door v.
|
|
| 206 |
General |
kapı çalmak |
knock the door v.
|
|
| 207 |
General |
kapı çalmak |
beat on the door v.
|
|
| 208 |
General |
telefon çalmak |
(phone) to ring v.
|
|
| 209 |
General |
rengi çalmak |
have (a specified) cast v.
|
|
| 210 |
General |
zil çalmak |
(the bell) ring v.
|
|
| 211 |
General |
zil çalmak |
ring the bell v.
|
|
| 212 |
General |
saz çalmak |
play saz v.
|
|
| 213 |
General |
bağlama çalmak |
play baglama v.
|
|
| 214 |
General |
gönlünü çalmak |
steal one's heart v.
|
|
| 215 |
General |
kara çalmak |
throw mud at v.
|
|
| 216 |
General |
maviye çalmak |
be tinged with a touch of blue v.
|
|
| 217 |
General |
maviye çalmak |
have a bluish tint v.
|
|
| 218 |
General |
maviye çalmak |
have a blue tinge to it v.
|
|
| 219 |
General |
maviye çalmak |
be touched with blue v.
|
|
| 220 |
General |
notasız çalmak |
play by ear v.
|
|
| 221 |
General |
çan çalmak |
chime v.
|
|
| 222 |
General |
saat çalmak |
chime v.
|
|
| 223 |
General |
-i çalmak |
knock on v.
|
|
| 224 |
General |
-i çalmak |
knock at v.
|
|
| 225 |
General |
bakarak çalmak |
sight-read v.
|
|
| 226 |
General |
-e kara çalmak |
slander v.
|
|
| 227 |
General |
pedal ile çalmak |
soft-pedal v.
|
|
| 228 |
General |
-i çalmak |
run off with v.
|
|
| 229 |
General |
boru çalmak |
bugle v.
|
|
| 230 |
General |
arkasından ıslık çalmak |
whistle at v.
|
|
| 231 |
General |
maçın bitiş düdüğünü çalmak |
blow the final whistle v.
|
|
| 232 |
General |
kaş çalmak |
lour v.
|
|
| 233 |
General |
(plak vb) yeniden çalmak |
play back v.
|
|
| 234 |
General |
parmakla çalmak |
pluck v.
|
|
| 235 |
General |
yanlış kapıyı çalmak |
bark up the wrong tree v.
|
|
| 236 |
General |
(çan) çalmak |
toll v.
|
|
| 237 |
General |
vaktini çalmak |
steal someone's time v.
|
|
| 238 |
General |
vakit çalmak |
steal someone's time v.
|
|
| 239 |
General |
çanları çalmak |
peal out v.
|
|
| 240 |
General |
galebe çalmak |
surmount v.
|
|
| 241 |
General |
birisinin vaktini çalmak |
jerk around v.
|
|
| 242 |
General |
birisinin vaktini çalmak |
jerk someone around v.
|
|
| 243 |
General |
birisinin vaktini çalmak |
jerk someone over v.
|
|
| 244 |
General |
birisinin vaktini çalmak |
jerk over v.
|
|
| 245 |
General |
alnına leke çalmak |
sully v.
|
|
| 246 |
General |
alnına leke çalmak |
slander v.
|
|
| 247 |
General |
alnına leke çalmak |
smirch v.
|
|
| 248 |
General |
alnına leke çalmak |
asperse v.
|
|
| 249 |
General |
alnına leke çalmak |
smear v.
|
|
| 250 |
General |
alnına leke çalmak |
defame v.
|
|
| 251 |
General |
alnına leke çalmak |
besmirch v.
|
|
| 252 |
General |
alnına leke çalmak |
denigrate v.
|
|
| 253 |
General |
alnına leke çalmak |
calumniate v.
|
|
| 254 |
General |
(piyanoda vb.) bir şeyler çalmak |
bang something out v.
|
|
| 255 |
General |
zaman çalmak |
steal time v.
|
|
| 256 |
General |
süt çalmak |
steal milk v.
|
|
| 257 |
General |
rol çalmak |
steal a role v.
|
|
| 258 |
General |
bisküvi çalmak |
steal biscuits v.
|
|
| 259 |
General |
geri çekil borusu çalmak |
sound the retreat v.
|
|
| 260 |
General |
saksafon çalmak |
play saxophone v.
|
|
| 261 |
General |
bir orkestrada çalmak |
play in an orchestra v.
|
|
| 262 |
General |
birinin çantasından para çalmak |
steal money from someone's bag v.
|
|
| 263 |
General |
birinin cebinden para çalmak |
steal money from someone's pocket v.
|
|
| 264 |
General |
piyanoda bir şeyler çalmak |
play something on the piano v.
|
|
| 265 |
General |
alarm çalmak |
raise an alarm v.
|
|
| 266 |
General |
kamçıyı çalmak |
whip v.
|
|
| 267 |
General |
yeniden çalmak |
replay v.
|
|
| 268 |
General |
tekrar çalmak |
replay v.
|
|
| 269 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burgle v.
|
|
| 270 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarize v.
|
|
| 271 |
General |
(çan) birisi için çalmak |
toll for someone v.
|
|
| 272 |
General |
sesli çalmak |
play loud v.
|
|
| 273 |
General |
doğaçlama çalmak |
extemporize v.
|
|
| 274 |
General |
hırsızlık yaparak çalmak |
burglarise v.
|
|
| 275 |
General |
tef çalmak |
play tambourine v.
|
|
| 276 |
General |
kısık sesle çalmak |
duck v.
|
|
| 277 |
General |
bateri çalmak |
play drums v.
|
|
| 278 |
General |
bahçeden meyve çalmak |
steal fruit from a garden v.
|
|
| 279 |
General |
çene çalmak |
claver v.
|
|
| 280 |
General |
bir bilgisayardan (flash bellek aracılığıyla vb) bilgi çalmak |
exfiltrate v.
|
|
| 281 |
General |
bir araç/araba çalmak |
steal a vehicle v.
|
|
| 282 |
General |
zamandan çalmak |
steal time v.
|
|
| 283 |
General |
(saat vs) çalmak |
bong v.
|
|
| 284 |
General |
çene çalmak |
rap v.
|
|
| 285 |
General |
çene çalmak |
chaffer v.
|
|
| 286 |
General |
(kapı) çalmak |
chap [scottish] v.
|
|
| 287 |
General |
çene çalmak |
chelp v.
|
|
| 288 |
General |
başparmakla (enstrümanı) çalmak |
thumb v.
|
|
| 289 |
General |
(tehlike bildirmek için) çanları tersten çalmak |
ring the bells backward v.
|
|
| 290 |
General |
çıngırak çalmak |
spring a rattle v.
|
|
| 291 |
General |
cebinden (bir şey) çalmak |
touch v.
|
|
| 292 |
General |
çene çalmak |
trattle [scottish] v.
|
|
| 293 |
General |
çene çalmak |
twitter v.
|
|
| 294 |
General |
(müzik eserini) çok nadir çalmak |
underperform v.
|
|
| 295 |
General |
çene çalmak |
yatter [scottish] v.
|
|
| 296 |
General |
matem çanı çalmak |
kneel v.
|
|
| 297 |
General |
(birinin) cüzdanını çalmak |
unpurse v.
|
|
| 298 |
General |
cenaze, anma töreni için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) |
knell v.
|
|
| 299 |
General |
keman çalmak |
violin v.
|
|
| 300 |
General |
(ürün/malzeme) çalmak |
lift v.
|
|
| 301 |
General |
borazan çalmak |
wind v.
|
|
| 302 |
General |
(bir talep için) zil çalmak |
bell v.
|
|
| 303 |
General |
çan çalmak |
jow v.
|
|
| 304 |
General |
matemli bir şekilde çalmak (çan) |
knoll v.
|
|
| 305 |
General |
ağır ağır çalmak (çan) |
knoll v.
|
|
| 306 |
General |
özellikle bir cenaze için yavaş ve ciddiyetle çalmak (çan) |
knoll v.
|
|
| 307 |
General |
klavsen çalmak |
virginal [obsolete] v.
|
|
| 308 |
General |
ıslık çalmak |
whew v.
|
|
| 309 |
General |
(biriyle) beraber çalmak |
accompany (one) v.
|
|
| 310 |
General |
(birinin arkasından) ıslık çalmak |
wolf whistle v.
|
|
| 311 |
General |
(ıslık, siren ) üfleyerek çalmak |
blow v.
|
|
| 312 |
General |
ıslık çalmak |
blow v.
|
|
| 313 |
General |
silah zoruyla çalmak |
highjack v.
|
|
| 314 |
General |
silah zoruyla çalmak |
hijack v.
|
|
| 315 |
General |
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak |
highjack v.
|
|
| 316 |
General |
kamyon veya aracı zorla durdurup (kargo, yük) çalmak |
hijack v.
|
|
| 317 |
General |
(birinden) malları zorla çalmak |
highjack v.
|
|
| 318 |
General |
kendisi için çalmak |
hijack v.
|
|
| 319 |
General |
yanlış çalmak |
misplay v.
|
|
| 320 |
General |
acemice çalmak |
misplay v.
|
|
| 321 |
General |
çene çalmak |
chin v.
|
|
| 322 |
General |
çene çalmak |
clack v.
|
|
| 323 |
General |
çan çalmak |
clapper v.
|
|
| 324 |
General |
müzik çalmak |
rock v.
|
|
| 325 |
General |
patırtı şeklinde çalmak (davul) |
ruffle v.
|
|
| 326 |
General |
doğaçlama çalmak |
improvisatise [obsolete] v.
|
|
| 327 |
General |
doğaçlama çalmak |
improvisatize [obsolete] v.
|
|
| 328 |
General |
çene çalmak |
old talk v.
|
|
| 329 |
General |
zil çalmak |
clock v.
|
|
| 330 |
General |
çan çalmak |
clock v.
|
|
| 331 |
General |
çene çalmak |
clutter v.
|
|
| 332 |
General |
(aynı anda haber vermek için) çok sayıda kapı zilini çalmak |
doorbell v.
|
|
| 333 |
General |
para çalmak |
pickpocket v.
|
|
| 334 |
General |
içeriğini çalmak |
pick v.
|
|
| 335 |
General |
korna çalmak |
poop v.
|
|
| 336 |
General |
çene çalmak |
pittle-pattle v.
|
|
| 337 |
General |
tüm çanları aynı anda çalmak |
fire v.
|
|
| 338 |
General |
daha çok çalmak |
outthieve v.
|
|
| 339 |
General |
çok iyi çalmak |
outthieve v.
|
|
| 340 |
General |
fantezi müzik çalmak |
phantasy v.
|
|
| 341 |
General |
giriş müziği olarak çalmak |
prelude v.
|
|
| 342 |
General |
uvertür olarak çalmak |
prelude v.
|
|
| 343 |
General |
ıslık çalmak |
pue v.
|
|
| 344 |
General |
süsleme ve doğaçlamalarla müzik çalmak |
romp v.
|
|
| 345 |
General |
hileyle çalmak |
rook [obsolete] v.
|
|
| 346 |
General |
plak çalmak |
scratch v.
|
|
| 347 |
General |
ıslık çalmak |
siffle v.
|
|
| 348 |
General |
ıslık çalmak |
siss v.
|
|
| 349 |
General |
gayda çalmak |
skirl v.
|
|
| 350 |
General |
(bir şarkıyı) gaydayla çalmak |
skirl v.
|
|
| 351 |
General |
hakkını çalmak |
skunk v.
|
|
| 352 |
General |
kırağı çalmak |
snape v.
|
|
| 353 |
General |
kara çalmak |
snipe v.
|
|
| 354 |
General |
kalbini çalmak |
becharm v.
|
|
| 355 |
General |
ıslık çalmak |
sowth [scotland] v.
|
|
| 356 |
General |
topu yere çalmak |
spike v.
|
|
| 357 |
General |
başına çalmak |
shove v.
|
|
| 358 |
General |
(renk) çalmak |
tinge v.
|
|
| 359 |
General |
(telefon) zır zır çalmak |
trill v.
|
|
| 360 |
General |
düdük çalmak |
hoot v.
|
|
| 361 |
General |
(satmak amacıyla) evcil hayvan çalmak |
petnap v.
|
|
| 362 |
General |
(cesedi) satmak amacıyla mezardan çalmak |
resurrect v.
|
|
| 363 |
General |
(korna) tekrar çalmak |
re-sound v.
|
|
| 364 |
General |
(kaşla göz arasında) öpücük çalmak |
steal v.
|
|
| 365 |
General |
(birinin) zamanını çalmak |
steal v.
|
|
| 366 |
General |
(plak) çalmak |
spin v.
|
|
| 367 |
General |
bir şeyler çalmak |
proll [obsolete] v.
|
|
| 368 |
General |
(enstrümanı) sweep tekniğiyle çalmak |
sweep v.
|
|
| 369 |
General |
kara çalmak |
cast a stone at expr.
|
|
| Phrasals |
|
| 370 |
Phrasals |
bangır bangır bağırmak/çalmak |
blast away v.
|
|
| 371 |
Phrasals |
flüt çalmak |
play flute v.
|
|
| 372 |
Phrasals |
bangır bangır çalmak |
blast away v.
|
|
| 373 |
Phrasals |
yüksek seste çalmak |
blast away v.
|
|
| 374 |
Phrasals |
çene çalmak |
chatter about v.
|
|
| 375 |
Phrasals |
birine korna çalmak |
honk at someone v.
|
|
| 376 |
Phrasals |
birisi hakkında çene çalmak |
jaw about someone v.
|
|
| 377 |
Phrasals |
birinin vaktini çalmak |
jerk someone over v.
|
|
| 378 |
Phrasals |
birinin vaktini çalmak |
jerk someone around v.
|
|
| 379 |
Phrasals |
biri hakkında çene çalmak |
jabber about someone v.
|
|
| 380 |
Phrasals |
(albümü/eseri) baştan sona çalmak |
play something through v.
|
|
| 381 |
Phrasals |
bir şeyde çalmak |
play in something v.
|
|
| 382 |
Phrasals |
birine oynamak/çalmak |
play to someone v.
|
|
| 383 |
Phrasals |
bir şey hakkına çene çalmak |
prattle about something v.
|
|
| 384 |
Phrasals |
bir şey hakkına çene çalmak |
prattle away about something v.
|
|
| 385 |
Phrasals |
bir şeyi piyanoyla yüksek sesle/gürültülü bir şekilde çalmak |
pound something out v.
|
|
| 386 |
Phrasals |
piyanoda bir şeyler çalmak |
hammer something out v.
|
|
| 387 |
Phrasals |
(bir yerden/otelden vb) çalmak/aşırmak |
skip out with something v.
|
|
| 388 |
Phrasals |
birinden bir şey çalmak |
steal something off someone v.
|
|
| 389 |
Phrasals |
birinden bir şey çalmak |
steal something from someone v.
|
|
| 390 |
Phrasals |
birinden çalmak |
steal from someone v.
|
|
| 391 |
Phrasals |
galebe çalmak |
hold up v.
|
|
| 392 |
Phrasals |
piyanoda bir şarkıyı çalmak/çalmaya çalışmak |
beat out v.
|
|
| 393 |
Phrasals |
kapıyı dövmek/yumruklamak/ısrarla çalmak |
beat on someone or something v.
|
|
| 394 |
Phrasals |
piyanoda çalmak |
beat something out v.
|
|
| 395 |
Phrasals |
piyano/bateri çalmak |
beat on (something) v.
|
|
| 396 |
Phrasals |
kapıyı dövmek/yumruklamak/ısrarla çalmak |
beat on (something) v.
|
|
| 397 |
Phrasals |
zili ısrarla çalmak |
beat on (something) v.
|
|
| 398 |
Phrasals |
zili ısrarla çalmak |
beat on someone or something v.
|
|
| 399 |
Phrasals |
piyano/bateri çalmak |
beat on someone or something v.
|
|
| 400 |
Phrasals |
(birinin) zilini çalmak/ziline basmak |
buzz for someone v.
|
|
| 401 |
Phrasals |
(birinin) zilini çalmak/ziline basmak |
buzz for (one) v.
|
|
| 402 |
Phrasals |
(birisinden bir şey) çalmak |
chisel (something) from (one) v.
|
|
| 403 |
Phrasals |
birinden ya da bir şeyden bir şey çalmak |
cop something from someone or something v.
|
|
| 404 |
Phrasals |
(birisi ya da bir şeyden) (bir şey) çalmak |
cop (something) from (someone or something) v.
|
|
| 405 |
Phrasals |
(bir şeyden veya bir yerden) bir şeyi çalmak |
abstract (something) from (something or some place) v.
|
|
| 406 |
Phrasals |
birine bir şarkının ritmini çalmak |
drum out v.
|
|
| 407 |
Phrasals |
birinin bir şeyini çalmak |
relieve (someone or oneself) of (something) v.
|
|
| 408 |
Phrasals |
zor kullanarak birinden bir şey çalmak |
extort something from someone or something v.
|
|
| 409 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
take from (someone or something) v.
|
|
| 410 |
Phrasals |
(bir şeyi) çalmak |
glom (something) v.
|
|
| 411 |
Phrasals |
-i çalmak |
rob of v.
|
|
| 412 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin bir şeyini) çalmak |
rob (someone or something) of (something) v.
|
|
| 413 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin bir şeyini çalmak |
strip someone or something of something v.
|
|
| 414 |
Phrasals |
telli bir çalgıyı çalmak |
strum on (something) v.
|
|
| 415 |
Phrasals |
tellere vurarak/arşeyle çalmak |
strum something on something v.
|
|
| 416 |
Phrasals |
telli bir enstrümanda bir akor, şarkı çalmak |
strum on (something) v.
|
|
| 417 |
Phrasals |
bir şeye çalmak |
verge upon something v.
|
|
| 418 |
Phrasals |
bir şeye çalmak |
verge on something v.
|
|
| 419 |
Phrasals |
biriyle doğaçlama bir şeyler çalmak |
jam with someone v.
|
|
| 420 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeye/yere) çalmak |
knock (someone or something) to (something) v.
|
|
| 421 |
Phrasals |
birinin fikrini/sözlerini çalmak |
rip off v.
|
|
| 422 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) kara çalmak |
blow on (someone or something) [obsolete] v.
|
|
| 423 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) kara çalmak |
blow upon (someone or something) [obsolete] v.
|
|
| 424 |
Phrasals |
'-den çalmak |
abstract from v.
|
|
| 425 |
Phrasals |
birinden/bir şeyden bir şey çalmak |
abstract something from someone or something v.
|
|
| 426 |
Phrasals |
(bir şey için birinin/bir şeyin) kapısını çalmak |
apply (to someone or something) (for something) v.
|
|
| 427 |
Phrasals |
piyanoda bir şeyler çalmak/tıngırdatmak |
bash out v.
|
|
| 428 |
Phrasals |
(kapı vb.) çalmak |
beat on v.
|
|
| 429 |
Phrasals |
ile adına leke çalmak |
besmirch with v.
|
|
| 430 |
Phrasals |
yüksek sesle müzik çalmak |
belt out v.
|
|
| 431 |
Phrasals |
gümbür gümbür çalmak |
blare out v.
|
|
| 432 |
Phrasals |
yüksek sesle çalmak |
blare out v.
|
|
| 433 |
Phrasals |
bir şey çalmak |
borrow something v.
|
|
| 434 |
Phrasals |
zilini çalmak |
buzz for v.
|
|
| 435 |
Phrasals |
bir şeyi çalmak |
carry something off v.
|
|
| 436 |
Phrasals |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak |
chatter about (someone or something) v.
|
|
| 437 |
Phrasals |
çene çalmak |
chat up v.
|
|
| 438 |
Phrasals |
'-den (bir şey) çalmak |
cop from v.
|
|
| 439 |
Phrasals |
yere çalmak |
dash down v.
|
|
| 440 |
Phrasals |
bir şarkının ritmini çalmak |
drum something out v.
|
|
| 441 |
Phrasals |
-e korna çalmak |
honk at v.
|
|
| 442 |
Phrasals |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak/gevezelik etmek |
jabber about (someone or something) v.
|
|
| 443 |
Phrasals |
(biri/bir şey) hakkında çene çalmak |
jaw about (someone or something) v.
|
|
| 444 |
Phrasals |
hakkında çene çalmak |
jaw about v.
|
|
| 445 |
Phrasals |
ile doğaçlama bir şeyler çalmak |
jam with v.
|
|
| 446 |
Phrasals |
(kapıyı) çalıp durmak/ısrarla çalmak/sert şekilde çalmak |
knock away v.
|
|
| 447 |
Phrasals |
'-e çalmak |
knock to v.
|
|
| 448 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
pilfer from (someone or something) v.
|
|
| 449 |
Phrasals |
-den bir şey aşırmak/çalmak |
pinch from v.
|
|
| 450 |
Phrasals |
(biri) için bir şey çalmak/araklamak |
pinch for v.
|
|
| 451 |
Phrasals |
(birinden bir şey) aşırmak/çalmak |
pinch from (one) v.
|
|
| 452 |
Phrasals |
(birinin) vaktini çalmak |
play around (with someone) v.
|
|
| 453 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi/kendini) sertçe bir yere çarpmak/çalmak |
plonk (someone, something, or oneself) down v.
|
|
| 454 |
Phrasals |
piyanonun/klavyenin tuşlarına gelişi güzel basarak çalmak/yazmak |
pound out v.
|
|
| 455 |
Phrasals |
(biri/bir şey) hakkına çene çalmak |
prattle away (about someone or something) v.
|
|
| 456 |
Phrasals |
(biri/bir şey) hakkına çene çalmak |
prattle about (someone or something) v.
|
|
| 457 |
Phrasals |
yalap şap bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out v.
|
|
| 458 |
Phrasals |
baştan savma bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out v.
|
|
| 459 |
Phrasals |
hakkına çene çalmak |
prattle about v.
|
|
| 460 |
Phrasals |
palas pandıras bir şeyler yazmak/çalmak (piyanoda/klavyede) |
pound out v.
|
|
| 461 |
Phrasals |
birinin (bir şeyini) çalmak/almak |
relieve someone of v.
|
|
| 462 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak/çalmak |
rip (someone or something) to shreds v.
|
|
| 463 |
Phrasals |
(bir şeyi) neşeyle çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) v.
|
|
| 464 |
Phrasals |
(bir şeyi) kolayca çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) v.
|
|
| 465 |
Phrasals |
(bir şeyi) hızlıca çalmak/ilerletmek/prova etmek |
romp through (something) v.
|
|
| 466 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/çalmak |
slam (someone or something) down onto (something) v.
|
|
| 467 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/çalmak |
slam (someone or something) down on (something) v.
|
|
| 468 |
Phrasals |
yere çalmak/çarpmak/fırlatmak |
smash down v.
|
|
| 469 |
Phrasals |
çalmak/vurmak |
smack down v.
|
|
| 470 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down on (something) v.
|
|
| 471 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down onto (something) v.
|
|
| 472 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) çalmak |
steal off (someone or something) v.
|
|
| 473 |
Phrasals |
-den çalmak |
steal off v.
|
|
| 474 |
Phrasals |
-den çalmak |
steal from v.
|
|
| 475 |
Phrasals |
çanlar (biri/bir şey) için çalmak |
toll for (someone or something) v.
|
|
| 476 |
Phrasals |
çanlar (birinin/bir şeyin) anısına çalmak |
toll for (someone or something) v.
|
|
| 477 |
Phrasals |
(birini) kandırıp (bir şeyini) çalmak |
trick (one) out of (something) v.
|
|
| 478 |
Phrasals |
(birini) kandırıp (bir şeyini) çalmak |
trick (something) out of (one) v.
|
|
| 479 |
Phrasals |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (one) out of (something) v.
|
|
| 480 |
Phrasals |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (something) away from (one) v.
|
|
| 481 |
Phrasals |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (one) out of (something) v.
|
|
| 482 |
Phrasals |
(birini) kandırıp (bir şeyini) almak/çalmak |
wheedle (something) out of (one) v.
|
|
| 483 |
Phrasals |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (something) away from (one) v.
|
|
| 484 |
Phrasals |
hileyle (birinin bir şeyini) çalmak/elde etmek |
wheedle (something) out of (one) v.
|
|
| 485 |
Phrasals |
melodiyi üflemeli aletle çalmak |
pipe up v.
|
|
| 486 |
Phrasals |
amaçsızca keman çalmak |
fiddle away v.
|
|
| Colloquial |
|
| 487 |
Colloquial |
iflas borusunu çalmak |
go bankrupt v.
|
|
| 488 |
Colloquial |
keman çalmak |
fiddle v.
|
|
| 489 |
Colloquial |
çene çalmak |
shoot the bull v.
|
|
| 490 |
Colloquial |
birisinin tüm parasını çalmak |
steal one’s money all away v.
|
|
| 491 |
Colloquial |
ön kapıyı çalmak |
knock at the front door v.
|
|
| 492 |
Colloquial |
bir şeyi çalmak ya da almak |
bite v.
|
|
| 493 |
Colloquial |
enstrüman/çalgı çalmak (genellikle üflemeli) |
blow v.
|
|
| 494 |
Colloquial |
rock müzik çalmak |
rock v.
|
|
| 495 |
Colloquial |
rock çalmak |
rock v.
|
|
| 496 |
Colloquial |
bir şeyi yürütmek (çalmak) |
gack something v.
|
|
| 497 |
Colloquial |
bir şey çalmak |
gack something v.
|
|
| 498 |
Colloquial |
çalmak (müzik) |
gig v.
|
|
| 499 |
Colloquial |
iflas borusunu çalmak |
be busted v.
|
|
| 500 |
Colloquial |
ödenekten çalmak |
shoe (one's) mule v.
|
|