1 |
knock |
kapı çalmak |
v. |
|
- Thanks to enlargement, we will be getting new neighbours, countries that are also knocking on the doors of the EU.
- Genişleme sayesinde yeni komşularımız, AB'nin kapısını çalan ülkeler olacak.
- Moreover, some of the States who are knocking on the door of the European Union were, until recently, stateless nations.
- Ayrıca Avrupa Birliği'nin kapısını çalan devletlerden bazıları yakın zamana kadar devletsiz uluslardı.
- The candidate countries are knocking at our door.
- Aday ülkeler kapımızı çalıyor.
- Many asylum seekers are knocking on Europe's doors.
- Birçok sığınmacı Avrupa'nın kapısını çalıyor.
- Wait for a knock, step through another door, and you're in.
- Kapının çalmasını bekle, öbür kapıdan gir ve içerdesin.
- Wait for a knock, step through another door, and you're in.
- Kapının çalmasını bekle, diğer kapıdan geç ve içerdesin.
- Knock when going to the bathroom, OK?
- Tuvalete giderken kapıyı çal, tamam mı?
- Knock on the door of happiness.
- Mutluluğun kapısını çalın.
- You should have knocked before you came in.
- İçeri girmeden önce kapıyı çalmalıydınız.
- Tom heard a knock at the door.
- Tom kapının çalındığını duydu.
- Tom opened the door before Mary had a chance to knock.
- Mary kapıyı çalmaya fırsat bulamadan Tom kapıyı açtı.
- Tom and Mary were about to sit down for dinner when John knocked on the door.
- John kapıyı çaldığında Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzerelerdi.
- Tom told me to knock on the door.
- Tom bana kapıyı çalmamı söyledi.
- We knocked at the door for five minutes, but in vain.
- Beş dakika boyunca kapıyı çaldık ama boşunaydı.
- Tom knocked on my door in the middle of the night.
- Tom gecenin bir yarısı kapımı çaldı.
- Tom knocked on my door in the middle of the night.
- Tom gecenin ortasında kapımı çaldı.
- You should always knock before entering Tom's room.
- Tom'un odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın.
- She knocked on the door.
- O kapıyı çaldı.
- Sami is knocking on Layla's door.
- Sami, Layla'nın kapısını çalıyor.
- Someone knocked on the door.
- Birisi kapıyı çaldı.
- I knock on the door – no answer.
- Kapıyı çalıyorum, cevap yok.
- Knock before entering.
- Girmeden önce kapıyı çal.
- I knocked on the door, but there was no answer.
- Kapıyı çaldım ama açan olmadı.
- Nobody knocks on my door.
- Kimse kapımı çalmıyor.
- I knocked on your door to ask for help.
- Ben yardım istemek için kapını çaldım.
- Médus knocks on the door.
- Médus kapıyı çalıyor.
- She was tired of knocking on heaven's door.
- Cennetin kapısını çalmaktan yorulmuştu.
- He knocked on the door.
- O, kapıyı çaldı.
- Tom quietly knocked on the door.
- Tom sessizce kapıyı çaldı.
- We were just about to knock.
- Kapıyı çalmak üzereydik.
- He knocked at the door again and again, but there was no answer.
- O tekrar tekrar kapıyı çaldı, ama cevap yoktu.
- You should always knock before entering his room.
- Onun odasına girmeden önce daima kapısını çalmalısın.
- Tom knocked and Mary answered.
- Tom kapıyı çaldı ve Mary açtı.
- You're supposed to knock before you enter someone's office.
- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalman gerekir.
- I knocked on the door, but nobody answered.
- Kapıyı çaldım ama kimse cevap vermedi.
- Tom didn't bother to knock.
- Tom kapıyı çalmaya zahmet etmedi.
- You could at least knock!
- En azından kapıyı çalabilirdin!
- Tom knocked on Mary's office door.
- Tom Mary'nin ofis kapısını çaldı.
- We were eating when someone knocked on the door.
- Biri kapıyı çaldığında yemek yiyorduk.
- An ugly man knocked on my door.
- Çirkin bir adam kapımı çaldı.
- Somebody knocked on the door.
- Birisi kapıyı çaldı.
- Tom heard a knock on the door.
- Tom kapının çaldığını duydu.
- Tom knocked on Mary's door.
- Tom Mary'nin kapısını çaldı.
- One moment please, someone knocks on the door.
- Bir saniye lütfen, birisi kapıyı çalıyor.
- There is a knock at the door.
- Kapı çalıyor.
- Somebody knocked at the door.
- Biri kapıyı çaldı.
- Why not just knock on the door?
- Neden sadece kapıyı çalmıyoruz?
- Tom knocked on the door and waited.
- Tom kapıyı çaldı ve bekledi.
- Why didn't you answer when I knocked?
- Kapıyı çaldığım zaman neden cevap vermedin?
- I heard a knock on the door and it was Tom.
- Ben kapının çalındığını duydum ve o, Tom'du.
- He knocked at the door.
- Kapıyı çaldı.
- She knocked on the door.
- Kapıyı çaldı.
- He knocked on the door but nobody answered.
- Kapıyı çaldı ama kimse cevap vermedi.
- I didn't hear you knock.
- Kapıyı çaldığını duymadım.
- You should always knock before entering his room.
- Odasına girmeden önce her zaman kapıyı çalmalısın.
- You're supposed to knock before you enter someone's office.
- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalman gerekiyor.
- You're supposed to knock before you enter someone's office.
- Birinin ofisine girmeden önce kapıyı çalmalısın.
- She was about to go to bed when someone knocked on the door.
- Birisi kapıyı çaldığında o, yatmaya gitmek üzereydi.
- He knocked at the door.
- O, kapıyı çaldı.
- Someone knocked on the door.
- Biri kapıyı çaldı.
- I am the one who knocks.
- Kapıyı çalan kişi benim.
- Somebody's knocking at your door.
- Birisi kapınızı çalıyor.
- Tom knocked and Mary answered.
- Tom kapıyı çaldı ve Mary cevapladı.
- Please knock on the door before you enter.
- Lütfen girmeden önce kapıyı çalın.
- We knocked at the door for five minutes, but in vain.
- Biz beş dakika kapıyı çaldık, ama nafile.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
- Biri kapıyı çaldığında kitabı okumaya yeni başlamıştı.
- He knocked on the door.
- Kapıyı çaldı.
- All the wealth in the world is useless when death comes knocking on your door.
- Ölüm kapınızı çaldığında dünyadaki tüm zenginlikler işe yaramaz.
- I knocked, but no one opened the door.
- Kapıyı çaldım ama kimse açmadı.
- I was the one who knocked on the door.
- Kapıyı çalan kişi bendim.
- Tom heard a knock and walked over to the door to open it.
- Tom kapının çalındığını duydu ve açmak için kapıya doğru yürüdü.
- There was a knock at the door.
- Kapı çalındı.
- Tom knocked on the door and Mary opened it.
- Tom kapıyı çaldı ve Mary kapıyı açtı.
- I knocked on your door to ask for help.
- Yardım istemek için kapınızı çaldım.
- He quietly knocked at the door.
- Sessizce kapıyı çaldı.
- I am the one who knocks.
- Kapıyı çalan benim.
- Somebody knocked on the door.
- Biri kapıyı çaldı.
- Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.
- Tom'un ışıkları sönüktü, bu nedenle onun kapısını çalmadım.
- Hold on, someone is knocking at my door.
- Bekle , biri kapımı çalıyor.
- May happiness knock on your door.
- Mutluluk kapınızı çalabilir.
- Knock at the door before entering.
- Girmeden önce kapıyı çalın.
- Don't you ever knock before you enter a room?
- Bir odaya girmeden önce hiç kapıyı çalmaz mısın?
- He quietly knocked on the door.
- O, sessizce kapıyı çaldı.
- She was tired of knocking on heaven's door.
- O, cennetin kapısını çalmaktan bıktı.
- Knock before entering the bathroom.
- Banyoya girmeden önce kapıyı çal.
- A girl opened the door in answer to my knock.
- Kapıyı çaldığımda bir kız açtı.
- Her mother knocked on the door.
- Annesi kapıyı çaldı.
- Somebody's knocking at your door.
- Biri kapını çalıyor.
- Please knock before entering.
- Lütfen girmeden önce kapıyı çalın.
- Please knock before you come in.
- İçeri girmeden önce kapıyı çal, lütfen.
- He knocked on the door, then came in.
- Kapıyı çaldı, sonra içeri girdi.
- Tom knocked on the door.
- Tom kapıyı çaldı.
- I heard a knock on the door and it was Tom.
- Kapının çalındığını duydum ve gelen Tom'du.
- Knock on the door of happiness.
- Mutluluğun kapısını çal.
- Tom told me to knock three times.
- Tom bana üç kez kapıyı çalmamı söyledi.
- I don't want you knocking on my door at two in the morning.
- Sabahın ikisinde kapımı çalmanı istemiyorum.
- All the wealth in the world is useless when death comes knocking on your door.
- Ölüm kapınızı çaldığında dünyadaki tüm servet faydasızdır.
- Please knock before you come in.
- Lütfen içeri girmeden önce kapıyı çalın.
- Tom's lights were out, so I didn't knock on his door.
- Tom'un ışıkları yanmıyordu, o yüzden kapısını çalmadım.
- Tom knocked on the bathroom door.
- Tom banyo kapısını çaldı.
- Did you hear a knock?
- Kapı çaldı mı?
- May happiness knock on your door.
- Mutluluk kapını çalabilir.
- He quietly knocked at the door.
- O sessizce kapıyı çaldı.
- I didn't think Tom would be at home, but I knocked on his door anyway.
- Tom'un evde olacağını düşünmedim, ama yine de onun kapısını çaldım.
- Knock on the door.
- Kapıyı çal.
- I didn't think Tom would be at home, but I knocked on his door anyway.
- Tom'un evde olacağını sanmıyordum ama yine de kapısını çaldım.
- Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı çalın.
- You're the only person I know who doesn't knock before entering my office.
- Ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişi sensin.
- He quietly knocked on the door.
- Sessizce kapıyı çaldı.
- I knocked on the door, but nobody answered.
- Kapıyı çaldım fakat kimse cevap vermedi.
- She'd just begun to read the book when someone knocked on the door.
- Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.
- You should have knocked before you came in.
- İçeri girmeden önce kapıyı çalmalıydın.
- She was about to go to bed when someone knocked on the door.
- Tam yatmak üzereydi ki biri kapıyı çaldı.
- You're the only person I know who doesn't knock before entering my office.
- Sen ofisime girmeden önce kapıyı çalmayan tanıdığım tek kişisin.
- I knock on the door – no answer.
- Kapıyı çaldım, cevap yoktu.
- I knocked, but no one answered.
- Kapıyı çaldım ama kimse cevap vermedi.
- You could've knocked.
- Kapıyı çalabilirdin.
- I don't knock on their door.
- Ben onların kapısını çalmam.
- Tom and Mary were about to sit down for dinner when John knocked on the door.
- Tom ve Mary akşam yemeği için oturmak üzereyken John kapıyı çaldı.
- Knock before you open the door.
- Kapıyı açmadan önce kapıyı çal.
- Knock before entering the bathroom.
- Tuvalete girmeden önce kapıyı çalın.
- Tom knocked at the door.
- Tom kapıyı çaldı.
- He knocked on the door but nobody answered.
- Kapıyı çaldı ama kimse yanıtlamadı.
- I heard a knock at the door.
- Kapının çalındığını duydum.
- She had scarcely started reading the book, when someone knocked at the door.
- Biri kapıyı çaldığında kitabı okumaya yeni başlamıştı.
- Sami knocked on Layla's door.
- Sami, Layla'nın kapısını çaldı.
- Tom knocked on the door, but nobody answered.
- Tom kapıyı çaldı ama kimse cevap vermedi.
- Someone knocked on Tom's door.
- Birisi Tom'un kapısını çaldı.
- When poverty knocks at your frontdoor, loves escapes through the backdoor.
- Yoksulluk ön kapını çaldığında sevgi arka kapıdan kaçar.
- I had no sooner closed the door than somebody started knocking on it.
- Kapıyı kapatır kapatmaz, biri kapıyı çalmaya başladı.
- An ugly man knocked on my door.
- Çirkin bir adam benim kapımı çaldı.
- When poverty knocks at your frontdoor, loves escapes through the backdoor.
- Yoksulluk ön kapını çaldığında, aşk arka kapıdan kaçar.
- Tom knocked on the door, but nobody answered.
- Tom kapıyı çaldı ama kimse açmadı.
- Go knock on Tom's door.
- Git Tom'un kapısını çal.
- She had scarcely started reading the book, when someone knocked at the door.
- Biri kapıyı çaldığında o, kitabı okumaya henüz başlamıştı.
- I knocked, but no one opened the door.
- Kapıyı çaldım ama hiç kimse kapıyı açmadı.
- I knocked on the door.
- Kapıyı çaldım.
- Tom was about to leave when Mary knocked on the door.
- Mary kapıyı çaldığında Tom gitmek üzereydi.
- One moment please, someone knocks on the door.
- Bir dakika lütfen, biri kapıyı çalıyor.
- Knock before coming in.
- İçeri girmeden önce kapıyı çal.
- Tom told me to knock on the door.
- Tom kapıyı çalmamı söyledi.
- Knock at the door before entering.
- Girmeden önce kapıyı çal.
- Tom knocked on Mary's door.
- Tom, Mary'nin kapısını çaldı.
- I was the one who knocked on the door.
- Kapıyı çalan bendim.
- Tom knocked on the door to Mary's room.
- Tom, Mary'nin odasının kapısını çaldı.
- Tom knocked on the door again.
- Tom yine kapıyı çaldı.
- Tom knocked on Mary's office door.
- Tom, Mary'nin ofis kapısını çaldı.
- Tom knocked on the door, but got no response.
- Tom kapıyı çaldı ama cevap alamadı.
- Sami knocked on Layla's door and she didn't answer.
- Sami, Layla'nın kapısını çaldı ama Layla cevap vermedi.
Show More (146)
|
2 |
knock |
çalmak |
v. |
|
- Tom knocked tentatively on the door.
- Tom kapıyı çekinerek çaldı.
- Opportunity seldom knocks twice.
- Fırsat kapıyı nadiren iki kez çalar.
- Tom walked up to the house and knocked on the door.
- Tom eve doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.
- Tom walked up to the house and knocked on the door.
- Tom evine kadar yürüdü ve kapıyı çaldı.
- I knocked on the door again.
- Kapıyı tekrar çaldım.
- Sami went to the door and knocked twice.
- Sami kapıya gitti ve kapıyı iki kez çaldı.
- Who is knocking?
- Kapıyı kim çalıyor?
- Sami heard another knock on his door.
- Sami kapısının bir kez daha çaldığını duydu.
- Tom opened the door before Mary had a chance to knock.
- Mary'nin çalma fırsatı olmadan Tom kapıyı açtı.
- Someone knocked on the front door.
- Biri ön kapıyı çaldı.
- He knocked on the door again and again, but there was no answer.
- Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama cevap veren olmadı.
- Is someone knocking on the door?
- Biri kapıyı mı çalıyor?
- Tom told me to knock three times.
- Tom kapıyı üç kez çalmamı söyledi.
- Tom knocked on the door again.
- Tom kapıyı tekrar çaldı.
- He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.
- Alt katta kürk ceketini çıkardı, yukarı çıktı ve kapıyı hafifçe çaldı.
- Sami heard another knock on the door.
- Sami kapının bir kez daha çalındığını duydu.
- Tom knocked louder.
- Tom daha yüksek sesle çaldı.
- Tom knocked on the front door.
- Tom ön kapıyı çaldı.
- He knocked on the door again and again, but there was no answer.
- Kapıyı tekrar tekrar çaldı ama hiç yanıt yoktu.
- Tom knocked on the closed door.
- Tom kapalı kapıyı çaldı.
- Who is knocking?
- Kim çalıyor?
- Sami went to the door and knocked twice.
- Sami kapıya gitti ve iki kere çaldı.
- Sami heard another knock on his door.
- Sami kapısının bir kez daha çalındığını duydu.
- Opportunity seldom knocks twice.
- Fırsat kapıyı nadiren iki kere çalar.
- Tom knocked loudly.
- Tom yüksek sesle çaldı.
- Tom heard someone knock on the door three times.
- Tom birisinin kapıyı üç kez çaldığını duydu.
- Tom knocked again.
- Tom kapıyı tekrar çaldı.
- Why not just knock on the door?
- Neden kapıyı bir çalmayalım ki?
- He knocked at the closed door.
- O kapalı kapıyı çaldı.
- He lands in a garden and knocks at the door.
- Bir bahçeye iner ve kapıyı çalar.
- Tom heard someone knock on the door three times.
- Tom birinin kapıyı üç kez çaldığını duydu.
- Tom knocked three times on the door.
- Tom kapıyı üç kez çaldı.
- He knocked on the closed door.
- O, kapalı kapıyı çaldı.
- Who is knocking on the door?
- Kapıyı kim çalıyor?
- He lands in a garden and knocks at the door.
- Bir bahçeye iniyor ve kapıyı çalıyor.
- Tom knocked tentatively on the door.
- Tom kapıyı çekingen bir şekilde çaldı.
- I knocked on the front door, but there was no answer.
- Ön kapıyı çaldım ama cevap veren olmadı.
- He knocked at the closed door.
- Kapalı kapıyı çaldı.
- He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.
- O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.
- There was a knock at the front door.
- Ön kapı çalındı.
- Tom knocked on Mary's front door.
- Tom, Mary'nin ön kapısını çaldı.
- If you knock three times, Tom will let you in.
- Kapıyı üç kez çalarsan, Tom içeri girmene izin verecektir.
- I knocked again.
- Kapıyı tekrar çaldım.
- Why didn't you answer the door when I knocked?
- Neden çaldığımda kapıya cevap vermedin?
- He knocked on the closed door.
- Kapalı kapıyı çaldı.
- Tom walked to the front door and knocked.
- Tom ön kapıya doğru yürüdü ve kapıyı çaldı.
- Knock before you open the door.
- Kapıyı açmadan önce çal.
- If you knock three times, Tom will let you in.
- Kapıyı üç kez çalarsan, Tom seni içeri alır.
Show More (45)
|
3 |
knock |
kapıyı çalmak |
v. |
|
- I was about to get in the bath when I heard someone knocking on the door.
- Birinin kapıyı çaldığını duyduğumda banyoya girmek üzereydim.
- Someone is knocking loudly at the door.
- Birisi yüksek sesle kapıyı çalıyor.
- Tom is knocking.
- Tom kapıyı çalıyor.
- I entered Tom's office after knocking on the door.
- Tom'un ofisine kapıyı çaldıktan sonra girdim.
- Don't come in my room without knocking.
- Kapıyı çalmadan odama girme.
- Tom came into my room without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan odama girdi.
- Tom entered the room without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
- Tom kept knocking on the door, but nobody came.
- Tom kapıyı çalıp durdu ama kimse gelmedi.
- Tom entered the unlocked apartment without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan açık daireye girdi.
- I think someone is knocking at the door.
- Sanırım, biri kapıyı çalıyor.
- Somebody's knocking at the door.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- Someone is knocking on the door.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- Someone's knocking at the door.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- Someone is knocking on the door.
- Biri kapıyı çalıyor.
- Please do not enter the room without knocking.
- Lütfen kapıyı çalmadan odaya girmeyin.
- Tom woke up when he heard someone knocking on the door.
- Tom, birinin kapıyı çaldığını duyunca uyandı.
- He tried knocking at the door.
- Kapıyı çalmayı denedi.
- Don't come into my room without knocking.
- Kapıyı çalmadan odama girme.
- I heard someone knocking.
- Birinin kapıyı çaldığını duydum.
- Tom entered without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan girdi.
- I think I just heard someone knocking on the door.
- Sanırım az önce birinin kapıyı çaldığını duydum.
- Tom woke up when he heard somebody knocking on the door.
- Tom birinin kapıyı çaldığını duyunca uyandı.
- Tom woke up when he heard someone knocking on the door.
- Tom birinin kapıyı çaldığını duyunca uyandı.
- Someone's knocking on the door.
- Biri kapıyı çalıyor.
- Someone's knocking at the door.
- Biri kapıyı çalıyor.
- Someone's knocking on the door.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- Tom kept knocking on the door, but nobody came.
- Tom kapıyı çalmaya devam etti ama kimse gelmedi.
- Tom stopped knocking on the door as soon as he realized that Mary wasn't home.
- Tom, Mary'nin evde olmadığını fark eder etmez kapıyı çalmayı bıraktı.
- Tom entered without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan içeri girdi.
- Somebody's knocking at the door.
- Biri kapıyı çalıyor.
- I entered Tom's office after knocking on the door.
- Kapıyı çaldıktan sonra Tom'un ofisine girdim.
- Someone is knocking at the door.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- Tom didn't even bother knocking on the door.
- Tom kapıyı çalma zahmetine bile girmemiş.
- Don't come into my room without knocking.
- Kapıyı çalmadan odama gelmeyin.
- I was about to get in the bath when I heard someone knocking on the door.
- Tam banyoya girmek üzereydim ki birinin kapıyı çaldığını duydum.
- Someone's knocking.
- Birisi kapıyı çalıyor.
- I know it's Tom who's knocking on the door.
- Kapıyı çalanın Tom olduğunu biliyorum.
- I think someone is knocking at the door.
- Sanırım biri kapıyı çalıyor.
- I thought I heard someone knocking on the door.
- Birinin kapıyı çaldığını duyduğumu düşündüm.
- He tried knocking at the door.
- O, kapıyı çalmayı denedi.
- Tom entered Mary's office after knocking.
- Tom kapıyı çaldıktan sonra Mary'nin ofisine girdi.
- Tom came into the room without knocking on the door.
- Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
- Tom entered the unlocked apartment without knocking.
- Tom kilitli olmayan daireye kapıyı çalmadan girdi.
- Médus is knocking on the door.
- Médus kapıyı çalıyor.
Show More (41)
|
4 |
knock |
vurmak |
v. |
|
- Tom knocked lightly.
- Tom hafifçe vurdu.
- The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down.
- Çift tartışıyordu ve Chris Beth'e vurup yere devirdi.
- If the Earth was flat, cats would've knocked everything off by now.
- Eğer dünya düz olsaydı kediler üstündeki her şeyi şimdiye kadar vurup aşağı düşürmüş olurdu.
- He knocked his knee against the chair.
- Dizini sandalyeye vurdu.
- Tom knocked on Mary's bedroom window.
- Tom, Mary'nin yatak odasının penceresine vurdu.
- If the Earth were flat, cats would have knocked everything off it by now.
- Eğer dünya düz olsaydı kediler üstündeki her şeyi şimdiye kadar vurup aşağı düşürmüş olurdu.
- Tom knocked him down.
- Tom, ona vurup yere yıktı.
- The couple was quarrelling and Chris knocked Beth down.
- Çift tartışıyordu ve Chris Beth'i vurarak yere düşürdü.
- Did you hear a knock?
- Bir vurma sesi duydun mu?
- Tom knocked Mary down.
- Tom Mary'ye vurup yere serdi.
- Tom knocked three times on the door.
- Tom kapıya üç kez vurdu.
Show More (8)
|
5 |
knock |
devirmek |
v. |
|
- The vandals smashed all the windows and knocked all the dustbins over.
- Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the garbage cans over.
- Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the garbage cans over.
- Vandallar bütün camları kırdı ve çöp kutularını devirdi.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the dustbins over.
- Vandallar bütün camları kırıp çöp kutularını devirmişler.
- If the Earth was flat, cats would've knocked everything off by now.
- Dünya düz olsaydı, kediler şimdiye kadar her şeyi üzerinden devirmiş olurdu.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the trash cans over.
- Vandallar bütün camları kırdı ve bütün çöp kutularını devirdi.
- The boy knocked the glass over.
- Çocuk bardağı devirdi.
- The vandals smashed all the windows and knocked all the trash cans over.
- Çapulcular bütün camları kırıp çöp konteynerlerini devirdi.
Show More (5)
|
6 |
knock |
çarpmak |
v. |
|
- The boy knocked the glass over.
- Çocuk bardağa çarptı.
- Crossing the street, he was knocked down by a car.
- Karşıdan karşıya geçerken bir araba ona çarptı.
- The poor boy was knocked down by a car.
- Zavallı çocuğa bir araba çarptı.
- He was knocked down by a truck.
- Bir kamyon ona çarptı.
- I saw a man knocked down by a car.
- Bir adama araba çarptığını gördüm.
- He knocked his knee against the chair.
- O, dizini sandalyeye çarptı.
- Have you ever knocked down a dog with your car?
- Hiç arabanla köpeğe çarptın mı?
Show More (4)
|
7 |
knock |
kapıyı vurmak |
v. |
|
- Why didn't you answer the door when I knocked?
- Kapıyı vurduğumda neden cevap vermedin?
- Why didn't you answer when I knocked?
- Kapıyı vurduğumda neden cevap vermedin?
- Hold on, someone is knocking at my door.
- Bekle , biri kapıma vuruyor.
- I thought I heard someone knocking on the door.
- Birinin kapıya vurduğunu duyduğumu sandım.
Show More (1)
|
8 |
knock |
kapı çalınması |
n. |
|
- Wait for a knock, step through another door, and you're in.
- Kapının çalınmasını bekleyin, başka bir kapıdan geçin ve işte içeridesiniz.
Show More (-2)
|
9 |
knock |
eleştirmek |
v. |
|
- Don't knock it unless you try it first.
- Denemeden eleştirmeyin.
Show More (-2)
|