grind - Turc Anglais Dictionnaire

grind

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "grind" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 91 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
grind v. öğütmek
Where did you grind them?
Onları nerede öğüttün?

More Sentences
General
grind n. inek
He was a grind back when we were in college.
O zamanlar biz üniversitedeyken o çok inekti.

More Sentences
grind n. angarya
He was fed up with the grind of corporate life.
Kurumsal hayatın angaryalarından bıkmıştı.

More Sentences
grind n. (kaykayda) grind hareketi
She showed me how to do a layback grind.
Bana nasıl sırt üstü grind hareketi yapılacağını gösterdi.

More Sentences
grind v. ezilmek
Our farmers have been ground down, and we must help them.
Çiftçilerimiz ezilmiş durumda ve onlara yardım etmeliyiz.

More Sentences
grind v. bilemek (bıçağı)
He used a diamond stone to grind his knives.
Bıçaklarını bilemek için elmas bir taş kullanırdı.

More Sentences
grind v. çekmek (mutfak robotunda sebze vb'ni)
She cooked the ground beef with onions and salt.
Kıyma makinesinde çekilmiş bifteği soğan ve tuzla pişirdi.

More Sentences
grind v. gıcırdatmak (dişlerini/vitesi)
He grinds his teeth in his sleep.
Uykusunda dişlerini gıcırdatıyor.

More Sentences
grind v. gıcırdamak
What causes teeth grinding?
Diş gıcırdatmaya ne sebep olur?

More Sentences
grind v. sertçe bastırmak
He ground out his cigar and glared at his watch.
Purosunu sertçe bastırarak söndürdü ve gözlerini saatine dikti.

More Sentences
grind v. (kaykayda) grind hareketi yapmak
Tony taught me how to grind a rail on a skateboard.
Tony bana kaykay üzerinde nasıl grind hareketi yapacağımı öğretti.

More Sentences
Technical
grind v. öğütmek
We grind our coffee by hand.
Kahvemizi elle öğütüyoruz.

More Sentences
Food Engineering
grind v. öğütmek
Mame uses a coffee mill to grind coffee beans.
Mame kahve çekirdeklerini öğütmek için kahve değirmeni kullanıyor.

More Sentences
General
grind n. ezme
grind n. öğütme
grind n. eziyet
grind n. inek öğrenci
grind n. yorucu iş
grind n. hafız
grind n. inekleme
grind n. sıkıcı iş
grind n. silme
grind n. aşındırma
grind n. uzun ve zor iş
grind n. sürtme sesi
grind n. yoğun ve yorucu çalışma
grind n. öğretmenin verdiği ödev
grind n. öğütülmüş parçacıklar
grind n. kalçaları striptiz yaparmış gibi döndürme
grind n. öğütülmüş kahve parçaları
grind n. kaykay veya kar kayağında yapılan bir hareket
grind v. rodaj yapmak
grind v. dövmek (değirmen/dibek vb'nde)
grind v. kolunu çevirerek çalıştırmak
grind v. sıkıştırmak
grind v. gıcırdatmak
grind v. üzmek
grind v. ineklemek
grind v. çalmak
grind v. zımparalamak
grind v. öğütmek (değirmen/dibek vb'nde)
grind v. çektirmek
grind v. hafızlamak
grind v. ezmek
grind v. çekmek (değirmen/dibek vb'nde)
grind v. çekmek (kıyma makinesinde eti)
grind v. döndürmek
grind v. zımparayla düzeltmek
grind v. ufalamak
grind v. taşa tutmak
grind v. bilemek
grind v. taşlamak
grind v. sertçe ovalamak
grind v. zorla bastırmak
grind v. taciz etmek
grind v. aşama aşama zayıflatmak
grind v. aşama aşama yok etmek
grind v. sürtünme ile ovalanmak
grind v. sürtünme ile toz haline gelmek
grind v. kalçaları striptiz yaparmış gibi döndürmek
grind v. sürekli tekrarla öğretmek
grind v. sürekli tekrar ederek içine işlemek
grind v. kaykay, kar kayağı, kayak gibi sporlarda bir tür tahtaya binmek
grind v. (video oyunlarında) kademe atlamak veya bir şey kazanmak için görevi tekrar yapmak
grind adj. (sinema) belirli saat aralıklarıyla sürekli gösterimde olan
Irregular Verb
grind v. ground - ground
Technical
grind n. kum perdahı
grind v. bilemek
grind v. toz haline koymak
grind v. taşa tutmak
grind v. taşlamak
grind v. taşla torna etmek
grind v. yontmak
grind v. ufalamak
Automotive
grind n. dayanıklılık yarışı
grind n. eksantrik tasarımı
grind n. taşlama
Gastronomy
grind v. çekmek
grind v. eti kıymak
Marine Biology
grind n. (özellikle faroe adaları'nda) pilot balina
Music
grind n. heavy metal müziğin bir alt türü
Slang
grind n. inek (öğrenci)
grind v. uyuşturucu satmak
grind v. (hawai adaları'nda) yemek yemek
grind v. sinirlendirmek
grind v. kızdırmak
grind v. canını sıkmak
British Slang
grind n. seks
grind v. düzmek
grind v. götürmek
grind v. seks yapmak

Sens de "grind" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 297 résultat(s)

Anglais Turc
General
an axe to grind n. çözülmesi gereken sorun
an axe to grind n. şikayete sebep olan durum
axe to grind n. şikayeti olan
axe to grind n. şikayetçi olan
grind [scotland] n. ızgaralı yatay kapı
grind down v. eziyet etmek
grind out v. çalmak
grind down v. çektirmek
grind to a halt v. durmak
grind out v. eziyet etmek
grind out v. kaleme almak
grind coffee v. kahve çekmek
grind down v. kuvvetle bastırmak
grind out v. çektirmek
grind down v. üzmek
grind out v. yazmak
have an axe to grind v. şikayeti olmak
have an axe to grind v. şikayetçi olmak
grind barley v. arpa öğütmek
grind coffee v. kahve öğütmek
grind down v. zorbalık etmek
grind down v. zalimce yönetmek
grind the meat v. kıyma yapmak
grind one's teeth v. dişini gıcırdatmak
grind one's teeth v. dişlerini gıcırdatmak
grind sugar cane v. şeker kamışı preslemek
grind sugar cane v. şeker kamışı sıkmak
grind until smooth v. pürüzsüz olana dek dövmek/ezmek
grind the grain into flour v. tahılı öğütüp un haline getirmek
Phrasals
grind away v. öğüterek çıkarmak
grind something away v. öğüterek çıkarmak
grind away at v. öğütmek
grind away v. ineklemek
grind away v. sınava çalışmak
grind away v. çok çalışmak
grind on v. (zaman) uzayıp gitmek
grind out v. kalitesine bakmaksızın çok sayıda üretmek
grind up v. öğütmek
grind someone down v. dırdır edip bezdirmek
grind down v. törpülemek
grind down v. törpüleyerek şekillendirmek
grind down v. bezdirmek
grind down v. hayal kırıklığına uğratmak
grind down v. bıkkınlık vermek
grind down v. usandırmak
grind down v. sıkıntı vermek
grind down v. bıktırmak
grind down v. ezerek eşitlemek
grind down v. (birini) sıkmak
grind down v. törpüleyerek eşitlemek
grind down v. yavaşlamak (makine)
grind someone down v. usandırmak
grind down v. (birini) kırmak
grind someone down v. bıktırmak
grind down v. törpüleyerek şekil vermek
grind someone down v. sıkıntı vermek
grind someone down v. birini sıkmak
grind down v. bunaltmak
grind someone down v. bıkkınlık vermek
grind someone down v. bunaltmak
grind someone down v. bezdirmek
grind on v. bıktırana kadar uzamak
grind on v. uzayıp gitmek
grind on v. bitmeyecekmiş/sonu gelmeyecekmiş gibi uzamak
grind on v. bitmek bilmemek
grind on v. bir türlü sonu gelmemek
grind on v. sonsuza kadar sürmek
grind (something) into (something) v. (bir şeyi) kafasına sokmaya çalışmak
grind something down v. bir şeyi törpülemek
grind something together v. birbirine sürterek gıcırdatmak
grind something into something v. bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek
grind away v. sürekli kötülemek/küçümsemek
grind something into something v. bir şeyi bir şeyin içine sindirmek
grind away v. toz haline getirip yok etmek
grind something together v. gıcırdatmak
grind (something) into (something) v. (bir şeyi) iyice öğrenmek için çaba sarf etmek
grind away v. kusur bulup durmak
grind into v. bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek
grind away v. sürekli küçük/hor görmek
grind together v. birbirine sürterek aşındırmak
grind something to something v. bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek
grind away v. bir şeye kendini iyice vermek
grind away v. sürterek düzeltmek
grind into v. bir şeyi kafasına sokmak/işlemek
grind away at (someone or something) v. (birini) durmadan şikayet etmek
grind something into something v. bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek
grind away at (someone or something) v. (bir şeyi) ufalamak
grind into v. bir şeyi sürekli tekrar ederek iyice öğretmek
grind away at (someone or something) v. (bir şeye) kafa yormak
grind away v. sürekli sataşmak
grind into v. bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek
grind something in v. bir şeyi bir şeyin içine sindirmek
grind together v. gıcırdatmak
grind together v. birbirine sürtmek
grind away v. iğneleyip durmak
grind away v. sürekli eleştirmek
grind away at (someone or something) v. (birine) sürekli sataşmak
grind something down v. bir şeyi törpüleyerek düzeltmek
grind into v. bir şeyi aşılamak
grind something to something v. bir şeyi öğütüp başka bir şey haline getirmek
grind away at (someone or something) v. (birine) vır vır etmek
grind something into something v. bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek
grind away at (someone or something) v. (bir şeye) kendini adamak
grind away at (someone or something) v. (birine) dırdır etmek
grind away at (someone or something) v. (birini) iğneleyip durmak
grind away at (someone or something) v. (bir şeyi) öğütmek
grind something down v. bir şeyi pürüzsüz hale getirmek
grind something into something v. bir şeyi ezip toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek
grind something into something v. bir şeyi öğütüp toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek
grind away at (someone or something) v. (bir şeye) kendini iyice vermek
grind away at (someone or something) v. (birini) sürekli eleştirmek
grind away v. kafa ütülemek
grind away v. söylenip durmak
grind away at (someone or something) v. (birinin) kafasını ütülemek
grind something into something v. bir şeyi ufalayıp toz, kum, küçük parçacıklar haline getirmek
grind away at (someone or something) v. (birini) sürekli kötülemek/küçümsemek
grind away at (someone or something) v. (birine) söylenip durmak
grind something into something v. bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek
grind away at (someone or something) v. (birini) sürekli küçük/hor görmek
grind (something) into (something) v. (bir şeyi) beynine/kafasına kazımak
grind away at (someone or something) v. (bir şeyi) ezmek
grind away v. dırdır etmek
grind (something) into (something) v. (bir şeyi) iyice öğrenmeye/ezberlemeye çalışmak
grind away v. bir şeye kendini adamak
grind away at (someone or something) v. (bir şeye) çok çalışmak
grind something together v. birbirine sürtmek
grind something into something v. bir şeyi ezip başka bir şey haline getirmek
grind away at (someone or something) v. (birine) kusur bulup durmak
grind something into something v. bir şeyi sürterek bir şeyin içine yedirmek
grind something in v. bir şeyi bir şeyin içine itmek/yürütmek
grind away v. törpüleyerek/ezerek gidermek
grind away v. durmadan şikayet etmek
grind away v. bir şeye çok çalışmak
grind together v. birbirine sürterek gıcırdatmak
grind something in v. bir şeyi iyice bir şeyin içine işletmek
grind something in v. bir şeyi sürterek bir şeyin içine yedirmek
grind something to something v. bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek
grind together v. birbirine sürtünmek
grind away v. bir şeye kafa yormak
grind away v. vır vır etmek
grind together v. birbirini aşındırmak
grind into v. bir şeyi ufalayıp başka bir şey haline getirmek
grind in v. (konik vanayı) aşındırıcı macunla birlikte sürterek oturtmak
grind away (at something) v. (bir şeyi9 ezmek
grind something out v. seri halde üretmek
grind away (at something) v. (bir şeyi) öğütmek
grind something out v. öğüterek bir şey yapmak
grind to v. ufalayıp başka bir şey haline getirmek
grind something out v. ezerek bir şey yapmak
grind something up v. bir şeyi toz haline getirmek
grind something up v. bir şeyi ufalamak
grind to v. ezip başka bir şey haline getirmek
grind something out v. mekanik olarak üretmek
grind to v. öğütüp başka bir şey haline getirmek
grind something up v. bir şeyi toz yapmak
grind something up v. bir şeyi öğütmek
grind something up v. bir şeyi ezmek
grind something up v. bir şeyi un ufak etmek
grind something out v. fabrikasyon olarak üretmek
grind away (at something) v. (bir şeyi) öğüterek çıkarmak
Proverb
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small kötülük eninde sonunda cezasını bulur
mills of god grind slowly yet they grind exceeding small kötülük cezasız kalmaz
mills of god grind slowly, yet they grind exceeding small allahın değirmeni yavaş döner ama ince öğütür
mill cannot grind with water that is past fırsatın varken yap sonra üzülürsün
mill cannot grind with water that is past fırsat her vakit ele geçmez
mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur
mills of the gods grind slowly haksızlık er geç ortaya çıkar/önünde sonunda cezasını bulur
mills of the gods grind slowly biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz
mills of the gods grind slowly, but they grind exceedingly fine biraz uzun zaman alsa da hak yerini bulur/hak yerde kalmaz
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine) er ya da geç adalet yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) ilahi adalet er ya da geç yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) er ya da geç adalet yerini bulur
the mills of god grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak eden hak ettiğini alır
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine) tanrının adaleti er ya da geç doğru/adaletli bir sonuç getirir
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine) geç de olsa hak eden hak ettiğini alır
mills of the gods grind slowly(, but they grind exceedingly fine) ilahi adalet er ya da geç yerini bulur
a mill cannot grind with water that is past eline geçen fırsatı zamanında değerlendirmezsen elinden kayıp gider
a mill cannot grind with water that is past fırsatın varken yap sonra üzülürsün
a mill cannot grind with water that is past fırsat her vakit ele geçmez
Colloquial
day to day grind n. günlük angarya
grind it out v. zor bir iş üzerinde ısrarlı bir şekilde çalışmak
grind it out v. ısrarla üstüne gitmek
grind it out v. zor bir iş üzerinde sürekli çalışmak
grind it out v. ıcığını cıcığını araştırmak
grind it out v. zor bir görev üzerinde durmadan çalışmak
grind it out v. ısrarcı olmak
Idioms
the daily grind n. günlük iş rutini
the daily grind n. günlük çalışma rutini
an axe to grind n. diş bileyen kimse
grind stone n. uğraş
grind stone n. meşgale
grind stone n.
grind stone n. iş güç
bump and grind n. popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle yapılan dans
bump and grind n. bir dizi/seri ani, sarsıcı hareket
bump and grind n. ani, sarsıcı hareketler dizisi/serisi
bump and grind n. sert vuruş ve sarsıntı
bump and grind n. iniş çıkışlarda yaşanan ani vuruş ve sarsıntılar
bump and grind n. (akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta yaşanan sarsıcı darbeler
an axe to grind n. bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi
an ax to grind n. bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi
an axe to grind n. kişisel gerekçe
an ax to grind n. kişisel gerekçe
an axe to grind n. bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi
an ax to grind n. kişisel gerekçe
an ax to grind n. bir şeyi yapma motivasyonu/sebebi
an axe to grind n. kişisel gerekçe
an ax to grind n. kişisel bir amaç
ax to grind n. kişisel amaç
axe to grind n. kişisel/gizli amaç
ax to grind n. kişisel gerekçe
axe to grind n. kişisel/gizli gerekçe
an ax to grind n. kişisel bir gerekçe
an ax to grind n. kişisel bir neden
ax to grind n. kişisel neden
axe to grind n. kişisel/gizli neden
daily grind n. günlük iş rutini
daily grind n. günlük angarya
daily grind n. rutin angarya
daily grind n. günlük yorucu işler
daily grind n. günlük çalışma rutini
grind to a halt v. stop etmek
grind to a halt v. gıcırdayarak yavaş yavaş stop etmek
grind to a halt v. sonuçlanmak
grind away (at) v. ineklemek
grind to a halt v. bitmek
grind to a halt v. durma noktasına gelmek
grind to a halt v. daha fazla ilerleyememek
grind to a halt v. sona ulaşmak
grind away (at) v. çok sıkı çalışmak
grind to a halt v. yavaşlamak
have an ax to grind v. bir şikayeti olmak
have an axe to grind v. bir şikayeti olmak
have an axe to grind v. kişisel çıkarı olmak
have an axe to grind v. şikayetçi olmak
have an ax to grind v. şikayetçi olmak
grind to a standstill v. durma noktasına gelmek
grind to a standstill v. durmak
grind to a standstill v. stop etmek
grind someone's gears v. birini sinirlendirmek
grind someone's gears v. birini kızdırmak
back to the grind v. işe güce geri dönmek
back to the grind v. işe geri dönmek
back to the grind v. işe/okula geri dönmek
bump and grind v. bir dizi/seri ani, sarsıcı hareket yapmak
bump and grind v. popoyu çıkartıp sürtünüyormuş benzeri hareketlerle dans etmek
bump and grind v. ani, sarsıcı hareketler yapmak
grind (one's) teeth v. dişini sıkmak
grind (one's) teeth v. öfkesini belli etmemek için dişini sıkmak
bump and grind v. sert vuruşlar yapmak
bump and grind v. (akarsu kanosu veya arazi yarışı gibi sporlarda) araçta sarsıcı darbeler almak
bump and grind v. ani sarsıntı yaşamak
grind your teeth v. dişlerini gıcırdatmak
grind to a halt/standstill v. durmak
grind to a halt/standstill v. stop etmek
grind your teeth v. dişlerini sıkmak
grind to a halt/standstill v. durma noktasına gelmek
back to the grind expr. (tatil sonrası) işe dönüş
no ax to grind expr. hiçbir tartışma gerekçesi
no axe to grind expr. hiçbir itiraz
no ax to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe
no axe to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir kişisel gerekçe
no axe to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe
no axe to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden
no ax to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir neden
no axe to grind expr. hiçbir tartışma gerekçesi
no ax to grind expr. hiçbir şikayet
no axe to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken
no ax to grind expr. hiçbir itiraz
no axe to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon
no axe to grind expr. hiçbir şikayet
no ax to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir gerekçe
no ax to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir etken
no ax to grind expr. (bir şeyi yapmak/söylemek için) hiçbir motivasyon
Speaking
do you grind your teeth? expr. dişlerini gıcırdatıyor musun?
Technical
taper-grind procedure n. eğik taşlama yöntemi
step-grind procedure n. basamaklı taşlama yöntemi
polish grind n. parlatma silmesi
polish grind n. son perdah
rough grind n. kaba silme
assessment from the change in fineness of grind n. öğütme inceliğindeki değişiklikten değerlendirme
wet-grind v. ıslak öğütmek
Automotive
undersize grind n. alt çapa taşlama
cam grind n. fren pabucu
street-grind cam n. cadde eksantriği
Marine Biology
grind whale n. (özellikle faroe adaları'nda kullanılır) pilot balina
Sport
belly grind n. kalça dönüşü
grind rail n. kaykay, kar kayağı, kayak tahtasında özel hareket yapmak için kullanılan ince bir platform
Music
grind organ n. (sokaklarda çalınan) mekanik kollu müzik kutusu
Painting
fineness of grind of paints n. boyaların incelik derecesi
Slang
grind on v. dansta seksi hareketlerle birine sürtünmek
grind on v. poposuyla birine sürtünerek seksi dans etmek
grind on v. dans ederken birine sürtünmek
on the grind expr. iş üstünde/çalışıyor