yakalamak - Turc Anglais Dictionnaire

yakalamak

Sens de "yakalamak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 129 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yakalamak grab v.
He grabbed the opportunity to go backpacking in Europe.
Sırt çantasıyla Avrupa'ya gitme fırsatını yakaladı.

More Sentences
yakalamak catch v.
His novel really catches the flavor of Tokyo.
Romanı Tokyo'nun havasını gerçekten yakalıyor.

More Sentences
General
yakalamak intercept v.
Tom intercepted a pass.
Tom bir pas yakaladı.

More Sentences
yakalamak snatch v.
The police snatched the suspicious man from the park.
Polis şüpheli şahsı parkta yakaladı.

More Sentences
yakalamak hook v.
I got several bites, but could not hook a fish.
Birkaç ısırık geldi, ama bir balık yakalayamadım.

More Sentences
yakalamak nab v.
The robber was nabbed this morning.
Hırsız bu sabah yakalandı.

More Sentences
yakalamak catch hold of v.
The man tried to catch hold of me by the collar.
Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

More Sentences
yakalamak collar v.
I was trying to avoid him, but he collared me in the kitchen.
Ondan kaçmaya çalışıyordum ama mutfakta yakama yapıştı.

More Sentences
yakalamak grasp v.
The drowning man grasped at the rope.
Boğulan adam ipi yakaladı.

More Sentences
yakalamak acquire v.
It is a chronic health issue and has considerable effects on the quality of life of those who acquire this disease.
Kronik bir sağlık sorunudur ve bu hastalığa yakalananların yaşam kalitesi üzerinde önemli etkileri vardır.

More Sentences
yakalamak catch up v.
They have moved at tremendous speed in order to catch up, and it has been very difficult for them.
Yakalamak için muazzam bir hızla hareket ettiler ve bu onlar için çok zor oldu.

More Sentences
yakalamak catch up on v.
We must catch up on America, or overtake them, if we want to achieve the Lisbon objectives in this area.
Bu alanda Lizbon hedeflerine ulaşmak istiyorsak Amerika'yı yakalamalı ya da geçmeliyiz.

More Sentences
yakalamak arrest v.
Everyone was waiting for the criminals to be arrested.
Herkes suçluların yakalanmasını bekliyordu.

More Sentences
yakalamak take v.
Take the chance to talk to your baby.
Bebeğinizle konuşma şansını yakalayın.

More Sentences
yakalamak apprehend v.
The police successfully apprehended the gang members.
Polis çete üyelerini başarıyla yakalamıştır.

More Sentences
yakalamak get v.
They will eventually get him.
Eninde sonunda onu yakalayacaklar.

More Sentences
yakalamak tackle v.
The police tackled the burglar.
Polis hırsızı yakaladı.

More Sentences
yakalamak corral v.
NASA wants to corral an asteroid.
NASA bir asteroidi yakalamak istiyor.

More Sentences
yakalamak catch v.
Jimmy threw the ball, and I caught it.
Jimmy topu fırlattı, ben de yakaladım.

More Sentences
yakalamak seize v.
Our motive must be serious action against terrorism, not just seizing an opportunity to extend EU competencies.
Amacımız sadece AB yetkilerini genişletmek için bir fırsat yakalamak değil, terörizme karşı ciddi bir eylem olmalıdır.

More Sentences
yakalamak capture v.
The shark was captured after the beach was evacuated for safety.
Köpekbalığı, plajın güvenlik için boşaltılmasının ardından yakalanmıştır.

More Sentences
yakalamak catch up with v.
Greece and Spain are rapidly catching up with the EU average, while starting from a relatively low base.
Yunanistan ve İspanya, nispeten düşük bir temelden başlamalarına rağmen hızla AB ortalamasını yakalamaktadır.

More Sentences
yakalamak strike v.
Parliament was represented, I was present, and I think you struck exactly the right note for Parliament.
Parlamento temsil edildi, ben de oradaydım ve bence Parlamento için tam olarak doğru notu yakaladınız.

More Sentences
yakalamak achieved v.
Mr. Roy has achieved perfection in his project.
Bay Roy projesinde mükemmeliyeti yakaladı.

More Sentences
Phrasals
yakalamak catch up to v.
Experts say that it catches up to ten times more mistakes than your word processor.
Uzmanlar, kelime işlemcinizden on kat daha fazla hata yakaladığını söylüyor.

More Sentences
yakalamak catch in v.
Seven hundred thousand tonnes of cod were caught in the Northeast Atlantic last year.
Geçen yıl Kuzeydoğu Atlantik'te yedi yüz bin ton morina balığı yakalanmıştır.

More Sentences
yakalamak catch with v.
Fishing for haddock and whiting should also be suspended because too many cod are caught with them.
Mezgit ve mezgit avcılığı da askıya alınmalıdır çünkü bunlarla çok fazla morina balığı yakalanmaktadır.

More Sentences
Idioms
yakalamak catch hold of v.
Tom caught hold of the rope.
Tom ipi yakaladı.

More Sentences
Law
yakalamak seize v.
This directive provides us with an additional opportunity to seize the big players.
Bu yönerge bize büyük oyuncuları yakalamak için ek bir fırsat sunmaktadır.

More Sentences
yakalamak apprehend v.
Police were able to apprehend the man soon after.
Polis kısa sürede adamı yakalamayı başardı.

More Sentences
Technical
yakalamak grab v.
They grabbed him with no explanation whatsoever and they let him go with no explanation whatsoever.
Hiçbir açıklama yapmadan onu yakaladılar ve yine hiçbir açıklama yapmadan bıraktılar.

More Sentences
yakalamak snag v.
I was able to snag a seat on the bus.
Otobüste bir koltuk yakalamayı başardım.

More Sentences
yakalamak seize v.
This directive provides us with an additional opportunity to seize the big players.
Bu direktif bize büyük oyuncuları yakalamak için ek bir fırsat sunuyor.

More Sentences
yakalamak trap v.
This greenhouse effect traps radiation from the sun and warms the planet's surface.
Bu sera etkisi güneşten gelen radyasyonu yakalar ve gezegenin yüzeyini ısıtır.

More Sentences
yakalamak catch v.
He shouted 'Catch me if you can!' as he ran away.
"Sıkıysa yakala beni!" diye bağırdı kaçarken.

More Sentences
Military
yakalamak seize v.
There you made a clear plea to the institutions to seize that moment and act.
Burada kurumlara o anı yakalamaları ve harekete geçmeleri için açık bir çağrıda bulundunuz.

More Sentences
Card
yakalamak make v.
Moreover, at this rate, we will not make 1 January with the notification in the Official Journal practically speaking.
Ayrıca, bu gidişle Resmi Gazete'deki tebliğ ile 1 Ocak'ı pratikte yakalayamayacağız.

More Sentences
General
yakalamak kep [uk] n.
yakalamak entoil v.
yakalamak overtake v.
yakalamak clutch v.
yakalamak gripe v.
yakalamak claw hold of v.
yakalamak grapple v.
yakalamak lay v.
yakalamak grip v.
yakalamak nail v.
yakalamak get hold of v.
yakalamak take hold of v.
yakalamak nobble v.
yakalamak lay hands on v.
yakalamak take up v.
yakalamak snap up v.
yakalamak entrap v.
yakalamak hand v.
yakalamak bag v.
yakalamak embrace v.
yakalamak pull up to v.
yakalamak pinch v.
yakalamak cop v.
yakalamak get one's hands on v.
yakalamak seize on v.
yakalamak become up-to-date v.
yakalamak pick up v.
yakalamak get one's hooks into v.
yakalamak seise v.
yakalamak hent v.
yakalamak nap [dialect] v.
yakalamak nip v.
yakalamak atake [obsolete] v.
yakalamak attain [obsolete] v.
yakalamak attrap [obsolete] v.
yakalamak engrasp [obsolete] v.
yakalamak upcatch v.
yakalamak kep [uk] v.
yakalamak knab [obsolete] v.
yakalamak lime-twig v.
yakalamak lumber [australia] v.
yakalamak glaum [dialect] [uk] v.
yakalamak clam [dialect] [uk] v.
yakalamak claucht [scotland] v.
yakalamak claught [scotland] v.
yakalamak claw v.
yakalamak deprehend [obsolete] v.
yakalamak gripple [obsolete] v.
yakalamak hitch v.
yakalamak overcatch v.
yakalamak overhent [obsolete] v.
yakalamak pop v.
yakalamak cleek [scotland] v.
yakalamak click [dialect] [uk] v.
yakalamak pounce v.
yakalamak save v.
yakalamak shake v.
yakalamak sic v.
yakalamak foul v.
yakalamak smittle [dialect] [uk] v.
yakalamak beclap v.
yakalamak span v.
yakalamak sue [obsolete] v.
Phrasals
yakalamak lay hold on v.
yakalamak clutch at v.
yakalamak head off v.
yakalamak glaum at v.
yakalamak fetch up v.
yakalamak bail up [australia] v.
yakalamak hold back v.
yakalamak ensnare in v.
yakalamak latch onto v.
yakalamak latch on to v.
Colloquial
yakalamak collar v.
yakalamak crack [australia] v.
yakalamak freeze onto v.
Idioms
yakalamak come up with v.
yakalamak cop hold of [uk] v.
yakalamak put salt on the tail of v.
yakalamak take ahold v.
yakalamak take hold v.
Law
yakalamak seise v.
Technical
yakalamak seise v.
Military
yakalamak seise v.
Sport
yakalamak receive v.
yakalamak choke v.
Archaic
yakalamak fathom v.
yakalamak beclip v.
Slang
yakalamak run in v.
yakalamak glom v.
yakalamak roust v.
British Slang
yakalamak do v.

Sens de "yakalamak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
General
yakalamak (konuşmak/konuşturmak için) corner v.
It seems useless to corner her when she acts like that.
Böyle davrandığı sürece onu yakalamaya çalışmak nafileydi.

More Sentences
tuzakla yakalamak snare v.
The boy snared a rabbit on his own.
Çocuk bir tavşanı kendi başına tuzakla yakalamış.

More Sentences
kıskıvrak yakalamak collar v.
He tried to escape, but the police collared him.
Kaçmaya çalışıyordu ama polis onu kıskıvrak yakaladı.

More Sentences
balık yakalamak catch fish v.
But the aim we all have is to prevent over-fishing, and it is effort that catches fish, not capacity.
Ancak hepimizin amacı aşırı avlanmayı önlemektir ve balıkları yakalayan kapasite değil çabadır.

More Sentences
fırsat yakalamak take the opportunity v.
In his report, he takes the opportunity to himself express what the Council omits to say.
Raporunda, Konsey'in söylemeyi atladığı şeyi kendisi ifade etme fırsatını yakalıyor.

More Sentences
şansını yakalamak get the chance v.
Tom is going to get the chance to do that.
Tom bunu yapma şansını yakalayacak.

More Sentences
şans yakalamak get a chance v.
Tom will get a chance to help.
Tom yardım etmek için bir şans yakalayacak.

More Sentences
topu yakalamak catch the ball v.
Tom didn't catch the ball.
Tom topu yakalamadı.

More Sentences
yeniden yakalamak recapture v.
The prisoner was recaptured a week after her escape.
Mahkûm kaçışından bir hafta sonra yeniden yakalanmıştır.

More Sentences
fare yakalamak catch a mouse v.
I caught a mouse.
Bir fare yakaladım.

More Sentences
kuş yakalamak catch a bird v.
No need to be able to fly to catch a bird.
Kuş yakalamak için uçmaya gerek yok.

More Sentences
anı yakalamak seize the moment v.
Sami seized the moment.
Sami anı yakaladı.

More Sentences
suçluları yakalamak catch the criminals v.
Police caught the criminals.
Polis suçluları yakaladı.

More Sentences
balık yakalamak catch a fish v.
When was the last time you caught a fish?
En son ne zaman bir balık yakaladın?

More Sentences
hırsızı yakalamak catch the thief v.
The policeman tries to catch the thief.
Polis hırsızı yakalamaya çalışır.

More Sentences
topu yakalamak catch the ball v.
You caught the ball, didn't you?
Topu yakaladın, değil mi?

More Sentences
(gazeteci/ röportaj, fotoğraf yakalamak için) kapıda beklemek doorstep v.
He complained about being constantly doorstepped by the press.
Basın mensuplarının sürekli kapısında beklediğinden şikayet ediyordu.

More Sentences
tuzakla yakalamak trap v.
He survived in the forest by trapping and eating small animals.
Ormanda ufak tefek hayvanları tuzakla yakalayıp yiyerek hayatta kalmıştır.

More Sentences
beklenmedik bir anda yakalamak surprise v.
The teacher surprised the students who were cheating in the exam.
Öğretmen sınavda kopya çeken öğrencileri beklenmedik bir anda yakaladı.

More Sentences
(karbondioksit) yakalamak scrub v.
They discovered a better way to scrub carbon dioxide from vehicles emissions.
Araç emisyonlarında karbondioksiti yakalamanın daha iyi bir yolunu keşfettiler.

More Sentences
Idioms
hazırlıksız yakalamak catch off-guard v.
Tom was caught off-guard.
Tom hazırlıksız yakalanmıştı.

More Sentences
suçüstü yakalamak catch red-handed v.
Some European countries have been caught red-handed.
Bazı Avrupa ülkeleri suçüstü yakalanmıştır.

More Sentences
General
rüzgardan vs korunup özellikle güneş ışınlarını yakalamak üzere tasarlanmış yer suntrap n.
avcıların kuşları yakalamak için çıkardıkları ses call note n.
ses ve müzik kayıtlarında mükemmelliği yakalamak için yüksek kaliteli ekipmanla dinleme hali audiophilia n.
kaçak birini yakalamak için düzenlenen organize arama manhunt n.
kuş yakalamak için kullanılan bir çeşit ağ hallier n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime twig n.
kuş yakalamak için üzerine ökse sürülmüş ince dal lime rod n.
hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak live trap n.
hayvanları canlı yakalamak için kullanılan tuzak livetrap n.
(ingiltere'de) ormanlardaki açıklıklarda çulluk gibi kuşları yakalamak için kullanılan ağ glade net n.
hayvan yakalamak için kullanılan uzun ilmekli ip riata n.
av yakalamak üzere eğitilmiş köpek seizer n.
açığını yakalamak circumvent v.
yolunu kesip yakalamak intercept v.
ensesinden yakalamak seize by the neck v.
birden inip/çıkıp yakalamak (birini) swoop down on v.
kıskıvrak yakalamak catch tightly v.
kapanla yakalamak trap v.
avantaj yakalamak catch an advantage v.
hazırlıksız yakalamak catch unawares v.
kementle yakalamak lasso v.
zıpkın ile balık yakalamak gig v.
ağ ile yakalamak net v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay hands on v.
açığını yakalamak uncover one's fraud v.
kementle yakalamak rope v.
frikik yakalamak happen to see naked legs v.
yakalamak (suçluları) round up v.
çengel ile yakalamak hook v.
birini suçüstü yakalamak catch someone in the act v.
kancayla yakalamak hook v.
sıkıca yakalamak clench v.
hata yakalamak debug v.
kapanla yakalamak ensnare v.
kementle yakalamak rope in v.
kıskıvrak yakalamak hold tightly v.
yakalamak (cezalandırmak/dövmek için) lay one's hands on v.
yalanını yakalamak trip up v.
suçüstü yakalamak find somebody out v.
sezdirmeden yaklaşıp yakalamak stalk v.
arkasından koşup yakalamak run down v.
sıkıca yakalamak tackle v.
baskın yaparak birini yakalamak take someone by surprise v.
hazırlıksız yakalamak blindside v.
kapan ile yakalamak trap v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone napping v.
trend yakalamak catch the trend of v.
büyük ikramiyeyi yakalamak hit the jackpot v.
gagasından yakalamak have someone by the short and curlies v.
gagasından yakalamak have (someone) at one's mercy v.
ağ ile yakalamak nett v.
birini yanlış bir şey yaparken yakalamak nab v.
elle balık yakalamak guddle v.
çağı yakalamak catch the era v.
başarısını yakalamak achieve the success of v.
ünü yakalamak find fame v.
ünü yakalamak win fame v.
ünü yakalamak rise to fame v.
ünü yakalamak shoot to fame v.
ivme yakalamak be on increase v.
ivme yakalamak gather speed v.
ünü yakalamak gain fame v.
ivme yakalamak gain speed v.
ivme yakalamak gain acceleration v.
kaliteyi yakalamak attain the quality v.
şans yakalamak grab a chance v.
şans yakalamak seize a chance v.
şans yakalamak take a chance v.
şans yakalamak jump at a chance v.
şans yakalamak grasp a chance v.
şansını yakalamak have the chance v.
bakışlarını yakalamak catch someone's eyes v.
ipucu yakalamak find a clue v.
bakışları yakalamak catch the glances v.
ağla (balık vb) yakalamak mesh v.
suçüstü yakalamak catch somebody red-handed v.
birini suçüstü yakalamak catch someone red-handed v.
-in izlerini takip edip yakalamak track down v.
hazırlıksız yakalamak wrong-foot v.
zamanı yakalamak get up to date v.
suçluyu yakalamak pick up v.
yakalamak (av) account v.
ansızın yakalamak overtake v.
büyük bir başarı yakalamak go from strength to strength v.
suçüstü yakalamak catch out v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch out v.
uygunsuz bir biçimde yakalamak catch out v.
tanıma fırsatı yakalamak get the chance to know somebody v.
tanıma fırsatı yakalamak have the chance to meet someone v.
şans yakalamak grab the chance v.
tanıma fırsatı yakalamak have the chance to know someone v.
tanıma fırsatı yakalamak get the chance to meet somebody v.
şüphelileri yakalamak arrest the suspects v.
sorumluları yakalamak arrest the alleged offenders v.
sorumluları yakalamak arrest the suspects v.
şüphelileri yakalamak arrest the alleged offenders v.
şöhreti yakalamak become popular v.
şöhreti yakalamak become famous v.
çocuk yaşta şöhreti yakalamak become famous at a young age v.
küçük yaşta şöhreti yakalamak become famous at a young age v.
dengeyi yakalamak achieve the balance v.
eski gücünü yakalamak regain one's strength v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak find her husband in bed with another woman v.
kocasını yatakta başka bir kadınla yakalamak catch her husband in bed with another woman v.
büyük fırsat yakalamak take a great opportunity v.
(çocuğu vb) kaçıran kişiyi kaçırdığı gün yakalamak catch the abductor by day one v.
birini sigara içerken yakalamak catch someone smoking v.
arkasından yakalamak grope after someone v.
denizanası yakalamak catch a jellyfish v.
gelinin buketini yakalamak catch the bride's bouquet v.
uçuşu/uçağı yakalamak catch the plane v.
uçuşu/uçağı yakalamak catch a flight v.
başarıyı yakalamak achieve success v.
başarıyı yakalamak be successful v.
mutluluğu bulmak/yakalamak achieve/find happiness v.
bileğinden tutmak/yakalamak grip someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak catch someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak clasp someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak take someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak seize someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak grasp someone by v.
bileğinden tutmak/yakalamak grab someone by v.
birini saatte yüz mil hız yaparken yakalamak clock someone at speeds of up to one hundred miles per hour v.
diğerlerini yakalamak catch up with the others v.
önemli noktaları yakalamak catch the main points v.
otobüsü yakalamak catch a bus v.
başarı yakalamak attain success v.
başarı yakalamak succeed v.
okul otobüsünü yakalamak catch the school bus v.
suçlu yakalamak catch a criminal v.
suçlu yakalamak capture a criminal v.
top yakalamak catch a ball v.
tavşan yakalamak rabbit v.
trend yakalamak keep up with trend v.
tekrar yakalamak recatch v.
yeniden yakalamak recatch v.
tam zamanında yakalamak nick v.
kementle yakalamak noose v.
ayna kullanarak şahin yakalamak dare larks v.
kapanla yakalamak trepan v.
kuşları gözlerini ışıkla kamaştırarak yakalamak batfowl v.
dişlerle yakalamak knab [obsolete] v.
ökseyle yakalamak belime [obsolete] v.
kementle yakalamak lariat v.
yakalamak (şahin) mail v.
gagasıyla yakalamak bill v.
ökse ile yakalamak birdlime v.
(bir şeyi) yakalamak wheech v.
(oyunda veya yarışta) yakalamak hang v.
yakalamak veya öldürmek için kovalamak hont v.
(birini) boynundan yakalamak horse-collar v.
(birini) boynundan yakalamak horse collar v.
kapanla yakalamak lime-twig v.
ökse ile yakalamak lime v.
ökseye bulamışçasına yakalamak lime v.
(yabani hayvanı) öldürmeyen tuzakla yakalamak livetrap v.
tuzakla yakalamak girn [scotland] v.
ağız ile yakalamak chop [obsolete] v.
(ayna gibi objelerle korkutarak) tarla kuşu yakalamak dare v.
elle balık yakalamak gump [scotland] v.
çok sayıda yakalamak overcatch v.
şüpheliyi yakalamak için çok çabalamak dragnet v.
yapışkan maddeyle yakalamak inviscate v.
(atı) ön ayaklarını bağlayarak yakalamak forefoot v.
günceli yakalamak follow v.
(beyzbol topunu) sekmeden yakalamak gather v.
belirli bir trendi yakalamak set v.
karides yakalamak shrimp v.
(köpek) yakalamak skitch [new zealand] v.
hızlıca yakalamak snag v.
(balığı veya yaban domuzunu) mızrak ile yakalamak stick v.
iskandil salvosu ile yakalamak strike v.
ağ ile balık yakalamak net v.
(beyzbol topunu) yere değmeden yakalamak catch v.
(topu) yakalamak catch v.
daha fazla yakalamak outcatch v.
daha fazla balık yakalamak outfish v.
(balığı) oltayla yakalamak otter v.
(avı) pençeleriyle yakalamak strain [obsolete] v.
Suçları yakalamak arrest criminals v.
Phrasals
fırsat yakalamak get around v.
hazırlıksız yakalamak come upon v.
suçluyu yakalamak pick up v.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone at something v.
birini bir şey yaparken/iş üzerinde yakalamak catch someone doing something v.
izini bulup yakalamak chase someone down v.
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak seize someone with something v.
bir şey ile (kol vb) birini tutmak/yakalamak grab someone with something v.
(krikette) topu yere düşmeden yakalamak catch out v.
(kendini) yanlış iş yaparken yakalamak catch oneself on v.
aniden yakalamak gobble up v.
bol miktarda yakalamak gobble up v.
(topu) yakalamak pull down v.
(fırsatı) yakalamak pick up v.
çevredeki/etraftaki fareleri yakalamak rat around v.
(birini) çalıntı vs. bir şeyle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) bir yöntemle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) biriyle yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch (someone or something) in (something) v.
(birini) biriyle beraberken yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) çalıntı vs. bir şey üstündeyken yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) bir şey yardımıyla yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
(birini) köpeklerle peşine düşerek vs. yakalamak catch (someone) with (someone or something) v.
tuzakla yakalamak catch (someone or something) in (something) v.
takip edip yakalamak chase down v.
izini bulup yakalamak chase down v.
peşine düşüp yakalamak chase down v.
kovalayarak yakalamak chase down v.
birini veya bir şeyi yakalamak force someone or something down v.
birini veya bir hayvanı at sürerek yakalamak ride (someone or an animal) down v.
at sürerek yakalamak ride down v.
kovalayıp yakalamak run down v.
arkasından/peşinden koşup yakalamak run down v.
birini veya bir hayvanı atla kovalayıp yakalamak ride (someone or an animal) down v.
arkasından/peşinden koşup yakalamak run down v.
kovalayıp yakalamak run down v.
atla kovalayıp yakalamak ride down v.
birinin hızını yakalamak fall in v.
birinin hızını yakalamak fall into v.
diğerlerinin adımlarını yakalamak fall in (to step) v.
birinin/bir şeyin seviyesini yakalamak fare up v.
seviyesini, durumunu yakalamak fetch up v.
seviyesini, durumunu yakalamak fetch up v.
birinin bir açığını yakalamak get something on someone v.
soygun amacıyla kıskıvrak yakalamak/tutmak bail up [australia] v.
(birini) yakalamak glom (someone) v.
(birini başka biriyle) iş üstünde yakalamak/basmak catch (one) with (someone) v.
(birini biriyle/bir şeyle) yakalamak catch (one) with (someone or something) v.
birini çalıntı/yasadışı bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
(birini) belli bir yöntemle/araçla yakalamak catch (one) with (someone or something) v.
birini bir şey yardımıyla yakalamak/tutuklamak catch someone with something v.
birini bir şeyle yakalamak catch someone with something v.
(birini başka biriyle) yakalamak catch (one) with (someone) v.
(birini) savunmasız yakalamak jump on (someone) v.
(birini) zayıf anında yakalamak jump on (someone) v.
(birini) korunmasız/savunmasız yakalamak jump on (someone) v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket into something v.
bir anda bir şeyi (ünü, başarıyı) yakalamak rocket to something v.
bir şeyi yakalamak snatch something up v.
izini sürüp indirmek/yakalamak hound down v.
takip edip yakalamak hound down v.
kovalayıp yakalamak hound down v.
birini/bir hayvanı takip edip yakalamak hound someone or an animal down v.
birini/bir hayvanı kovalayıp yakalamak hound someone or an animal down v.
peşine düşüp yakalamak/avlamak hound down v.
birinin/bir hayvanın peşine düşüp yakalamak/avlamak hound someone or an animal down v.
birinin/bir hayvanın izini sürüp indirmek/yakalamak hound someone or an animal down v.
(birini) savunmasız yakalamak catch one off v.
(birini) boş bir anında yakalamak catch one off v.
(birini) suçüstü yakalamak catch at (something) v.
(birini) iş üstünde yakalamak catch at (something) v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch one off v.
(birini) yakalamak catch up with (someone) v.
gündemi yakalamak catch up on (something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak catch up to (something or someone) v.
uzun süredir aranan (birini) yakalamak catch up with (someone) v.
bir şeyi kapanla/ağ atarak yakalamak catch something up in something v.
birini/bir şeyi izini bulup yakalamak chase someone or something down v.
birini /bir şeyi kovalayarak yakalamak chase someone or something down v.
birini/bir şeyi peşine düşüp yakalamak chase someone or something down v.
birini/bir şeyi takip edip yakalamak chase someone or something down v.
(birini/bir şeyi) yakalamak clutch at (someone or something) v.
(birini) yakalamak click with (one) v.
(birini) yakalamak için gelmek come for (someone) v.
aynı standardı, ölçüyü, değeri yakalamak come up v.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial in v.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial into v.
(birini/bir şeyi) bir şeyle yakalamak ensnare (someone or something) in (something) v.
(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak grab for (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) tutmak/yakalamak için hamle yapmak grab at (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) arkasından yakalamak grope after (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak/tutmak grope after (someone or something) v.
(birini/bir şeyi bir yerinden) yakalamak grasp (someone or something) by (something) v.
arkasından yakalamak grope after v.
-'den tutmak/yakalamak grasp by v.
-den yakalamak have by v.
(bir yerinden) tutmak/yakalamak hold by (something) v.
(bir şeyi) kavramak/yakalamak hold onto (something) v.
(birini/bir şeyi) yakalamak keep up with (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak keep up with (someone or something) v.
(bir suçtan) dolayı birini yakalamak/tutuklamak pinch for v.
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek rocket into v.
hızla (bir şeyi) yakalamak/elde etmek rocket to v.
ile tutmak/yakalamak seize with v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize onto (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize upon (something) v.
(bir şeyi) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize on (something) v.
(birini/bir şeyi bir şeyle) sıkıca yakalamak/tutmak/kavramak seize (someone or something) with (something) v.
bir şekilde yakalamak/avlamak take by v.
-den tutmak/yakalamak take by v.
(birini/bir şeyi) bir yerinden tutmak/yakalamak take (someone or something) by (something) v.
(bir hayvanı kapanla) yakalamak trap (something) into (something) v.
(yakalamak için) gizlice yaklaşmak close upon v.
suçüstü yakalamak find out v.
hırsızlık yaparken yakalamak find out v.
Colloquial
hazırlıksız yakalamak catch napping v.
uykuda yakalamak catch napping v.
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak hit big v.
çok büyük ya da olağanüstü başarı yakalamak hit it big v.
(birini) yakalamak turn (someone's) crank v.
beyzbolda yerden giden topu eldivenle yakalamak/durdurmak field a grounder v.
başarıyı yakalamak get untracked v.
habersiz yakalamak catch flat-footed v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
birini bir yerinden yakalamak have someone by something v.
ritmi yakalamak play yourself in v.
ritmi yakalamak play (oneself) in v.
büyük başarı yakalamak be riding high v.
(birini bir şey yaparken) yakalamak catch (one) (doing something) v.
(birini) yakalamak gaffle (someone) v.
Idioms
bir şey yakalamak için elleri birleştirerek açmak cup one's hands together n.
fırsat yakalamak get one's foot in the door v.
hatasını yakalamak trip someone up v.
donsuz yakalamak catch someone with his pants down v.
yanlış anında yakalamak catch on the wrong foot v.
hazırlıksız yakalamak catch on the wrong foot v.
suçüstü yakalamak catch in the act v.
iş üstünde yakalamak catch in the act v.
suçüstü yakalamak catch someone in the act v.
aniden yakalamak lay violent hands on v.
ışığı yakalamak see the light v.
kötü bir şey yaparken yakalamak catch on the hop v.
boş anında yakalamak catch on the hop v.
hazırlıksız yakalamak catch on the hop v.
suçüstü yakalamak catch on the hop v.
kötü yakalamak catch with pants down v.
kötü yakalamak catch with trousers down v.
kötü bir biçimde yakalamak catch with pants down v.
kötü bir biçimde yakalamak catch with trousers down v.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with pants down v.
uygunsuz biçimde yakalamak catch with trousers down v.
hazırlıksız yakalamak wrongfoot someone v.
suçüstü yakalamak catch flat-footed v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
sonraki dalgayı yakalamak catch the next wave v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch somebody on the hop v.
başarı serisi yakalamak be on the crest of a wave v.
boş bir anında yakalamak catch one off one's guard v.
boş bir anında yakalamak catch someone on the hop v.
boş bir anında yakalamak catch someone off guard v.
hazırlıksız yakalamak catch someone on the hop v.
hazırlıksız yakalamak catch someone off guard v.
hazırlıksız yakalamak catch one off one's guard v.
birini suçüstü yakalamak catch somebody red-handed v.
ikinci bir şans yakalamak get a second bite/ two bites at the cherry v.
iş üstünde yakalamak catch someone in the act v.
kötü bir zamanda yakalamak catch someone at a bad time v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone off balance v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone up short v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak catch somebody dead to rights v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone off guard v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak catch somebody bang to rights v.
birini hazırlıksız yakalamak catch off guard v.
suçüstü yakalamak have somebody dead to rights v.
suçüstü yakalamak catch somebody dead to rights v.
suçüstü yakalamak have someone dead to rights v.
birisini kötü bir zamanda yakalamak catch someone at a bad time v.
birini hazırlıksız yakalamak catch one off one's guard v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak have somebody bang to rights v.
rezil bir durumda/halde yakalamak catch one with one's pants down v.
(radar/kamera vb) (birisini bir suç vb işlerken) uluorta yakalamak have somebody dead to rights v.
birini hazırlıksız yakalamak catch someone napping v.
savunmasız yakalamak catch one with one's pants down v.
iş üstünde yakalamak have somebody dead to rights v.
hazırlıksız yakalamak catch somebody off guard v.
hazırlıksız yakalamak catch one with one's pants down v.
iş üstünde yakalamak catch somebody dead to rights v.
hazırlıksız yakalamak take somebody off guard v.
iş üstünde yakalamak have someone dead to rights v.
suçüstü yakalamak catch one with one's pants down v.
dalgayı yakalamak catch the wave v.
ensesinden yakalamak grab someone by the nape of the neck v.
savunmasız yakalamak catch someone with one’s pants down v.
birini suçüstü yakalamak catch someone flat-footed v.
birini iş üstünde yakalamak catch someone flat-footed v.
birini iş üstünde yakalamak catch someone red-handed v.
birini suçüstü yakalamak catch someone red-handed v.
birini yakalamak gain on someone v.
tutmak/yakalamak için hamle yapmak make a grab at someone v.
birini sımsıkı yakalamak/tutmak/kavramak take a firm grip on someone v.
şöhreti yakalamak have one's name in lights v.
şöhreti yakalamak see one's name in lights v.
bir şeyi bulmak/yakalamak üzere olmak be hot on the trail of something v.
çağı yakalamak catch up with the times v.
birini hazırlıksız yakalamak catch somebody cold v.
iş üzerinde yakalamak catch in the act v.
bir şans yakalamak catch a break v.
yalanını yakalamak spot a lie v.
birini suç üstü yakalamak catch someone with his hand in the cookie jar v.
birini suç üstü yakalamak catch someone with his pants down v.
birini yakalamak put salt on someone's tail v.
seri yakalamak be on a tear v.
(birini) hazırlıksız yakalamak catch (one) flatfooted v.
(birini) beklemediği bir anda yakalamak catch (one) flatfooted v.
onun gibi bir tilkiyi hazırlıksız yakalamak catch a weasel asleep v.
havayı yakalamak catch big air v.
habersiz yakalamak catch flat-footed v.
hazırlıksız yakalamak catch flat-footed v.
beklenmedik bir anda yakalamak catch flat-footed v.
umulmadık bir anda yakalamak catch flat-footed v.
zayıf/hassas noktasından yakalamak make (one's) beard v.
sakalından yakalamak make (one's) beard v.
fırsat/şans yakalamak catch a break v.
bir rahatlama yakalamak catch a break v.
özel/iyi bir indirim almak/yakalamak catch a break v.
özel/iyi bir indirim almak/yakalamak get a break v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak catch a break v.
ipucu yakalamak catch a break v.
bir sorunu çözme fırsatı yakalamak get a break v.
ipucu yakalamak get a break v.
bir rahatlama yakalamak get a break v.
fırsat/şans yakalamak get a break v.
kurdu kulaklarından yakalamak/tutmak catch a tiger by the tail v.
(birini) ensesinden yakalamak get someone by the short and curlies v.
(birini) ensesinden yakalamak get (one) by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak get someone by the short hairs v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak hold a wolf by the ears v.
(birini) paçasından yakalamak get (one) by the short and curlies v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have the wolf by the ear v.
(birini) ensesinden yakalamak have someone by the short hairs v.
(birini) paçasından yakalamak have someone by the short hairs v.
aslanı kuyruğundan yakalamak/tutmak have a wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have a wolf by the ear v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have the wolf by the ears v.
aslanı kuyruğundan yakalamak/tutmak catch a tiger by the tail v.
(birini) ensesinden yakalamak get someone by the short hairs v.
kurdu kulaklarından tutmak/yakalamak have a wolf by the ears v.
kurdu kulaklarından yakalamak/tutmak have a wolf by the ears v.
(birini) ensesinden yakalamak have someone by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak get someone by the short and curlies v.
(birini) paçasından yakalamak have someone by the short and curlies v.
ayıyı ağzından/dişinden yakalamak/tutmak take the bear by the tooth v.
damalı bayrağı yakalamak take the checkered flag [us] v.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak see (one's) way (clear) to (doing something) v.
... şansını yakalamak see one's way to v.
... (bir şey yapma) şansını yakalamak see your way clear to do (or doing) something v.
(birini) yakalamak collar (someone) v.
(sörfte) içinden geçilen bir dalga yakalamak cop a tube v.
(birini ya da bir şeyi) yakalamak cop hold of (someone or something) v.
(sörfte) tünel gibi bir dalga yakalamak cop a tube v.
birini yakalamak be up with someone v.
suçüstü yakalamak have one's fingers in the till v.
suçüstü yakalamak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
para çalarken yakalamak have one's fingers in the till v.
para çalarken yakalamak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak get the advantage over (someone or something) v.
(birine veya bir şeye karşı) üstünlük yakalamak have the advantage over (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi) kontrol altına almak/yakalamak have ahold of (someone or something) v.
(birini veya bir şeyi) kontrol altına almak/yakalamak have hold of (someone or something) v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak get the first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak have (the) first crack at (something) v.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak want the first crack at (something) v.
(bir şeyin) özünü yakalamak fathom the depths of (something) v.
birbiriyle karşılıklı uyum yakalamak strike sparks off each other v.
doğruyu yakalamak get hold of the right end of the stick v.
(birini) suçüstü yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) suçüstü yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) suçüstü yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak/enselemek catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak/enselemek catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak/basmak catch (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) para çalarken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş üstünde yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak find (one) with (one's) hand in the till v.
(birini) iş yerinden para sızdırırken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
(birini) iş yerinden para çalarken yakalamak find (one) with (one's) fingers in the till v.
birini/bir şeyi yakalamak get ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak take ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak catch ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak take hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak grab ahold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak get hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak catch hold of somebody/something v.
birini/bir şeyi yakalamak grab hold of somebody/something v.