arrest - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

arrest

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "arrest" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 49 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
arrest v. tutuklamak
General
arrest n. hapis
arrest n. tevkif
arrest n. kesme
arrest n. mevkuf
arrest n. durdurma
arrest n. önleme
arrest n. tutuklama
arrest n. yakalama
arrest n. zorla alıkonma
arrest n. yavaşlatma
arrest n. zorla alıkoyma
arrest v. tutuklamak
arrest v. çekmek
arrest v. önlemek
arrest v. yakalamak
arrest v. el koymak
arrest v. götürmek
arrest v. tevkif etmek
arrest v. kesmek
arrest v. bloke etmek
arrest v. durdurmak
arrest v. duraklatmak
arrest v. dikkatini çekmek
arrest v. derdest etmek
Trade/Economic
arrest v. el koymak
Law
arrest n. durum
arrest n. el koyma
arrest n. geminin alıkonulması
arrest n. müsadere
arrest n. tevkif
arrest n. tutukluluk
arrest n. tutuklanma
arrest n. tutuklama
arrest n. tutuklama ve tutuklama yerine geçen koruma tedbirleri
arrest n. tutuklama
arrest n. yakalama
arrest n. geminin ihtiyati haczi
arrest v. haciz koymak
arrest v. tutuklamak
arrest v. tevkif etmek
Technical
arrest v. durdurmak
arrest v. tutmak
Mechanic
arrest n. makine durdurma düzeneği
Marine
arrest v. (gemiyi) yetkili makamlarca alıkoymak
Medical
arrest n. arest
arrest v. (kalp) durmak
arrest v. (hastalık vb.) ilerlemesini engellemek
Psychology
arrest n. durma

Sens de "arrest" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 179 résultat(s)

Anglais Turc
General
house arrest n. gözaltı
freedom from arrest n. yasama dokunulmazlığı
arrest point n. duraksama noktası
deep transverse arrest n. derinde transvers duruş
provisional arrest n. geçici tutuklama
epiphysial arrest n. epifiz aresti
arrest of ships n. seferden men
warrant of arrest n. tutuklama emri
house arrest n. evde göz hapsi
citizen's arrest n. vatandaş tutuklaması
citizen's arrest n. bir kişinin vatandaşlık hakkına dayanarak yaptığı tutuklama
be under arrest v. tutuklu olmak
place someone under arrest v. birini tutuklamak
arrest someone's attention v. birinin dikkatini çekmek
be under house arrest v. göz hapsi altında olmak
put someone under arrest v. birini tutuklamak
arrest for v. tutuklanmak
be put under house arrest v. ev hapsine alınmak
place someone under arrest v. gözaltına almak
arrest the alleged offenders v. sorumluları yakalamak
arrest the alleged offenders v. sorumluları tutuklamak
arrest the alleged offenders v. şüphelileri tutuklamak
arrest the suspect v. şüpheliyi tutuklamak
arrest the suspects v. şüphelileri tutuklamak
arrest the suspects v. sorumluları tutuklamak
arrest the suspects v. şüphelileri yakalamak
arrest the suspects v. sorumluları yakalamak
arrest the alleged offenders v. şüphelileri yakalamak
issue an arrest warrant for v. hakkında tutuklama kararı vermek
have the police arrest someone v. birini polise tutuklattırmak
arrest a suspect v. şüpheliyi/zanlıyı tutuklamak
be sent to the court for arrest v. tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmek
send someone to the court for arrest v. tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk etmek
arrest someone for something v. birini -den dolayı tutuklamak
issue a warrant for the arrest of someone v. yakalama emri çıkartmak
issue a warrant for the arrest of someone v. tutuklama emri çıkartmak
put (somebody) under house arrest v. birine ev hapsi vermek
put somebody under house arrest v. birine ev hapsi vermek
under arrest adj. tutuklu
Colloquial
an arrest warrant was issued expr. bir yakalama emri çıkarıldı
arrest these men expr. bu adamları tutuklayın
am I under arrest? expr. tutuklu muyum?
am I under arrest? expr. tutuklanacak mıyım?
am I under arrest? expr. beni tutuklayacak mısınız?
am I under arrest? expr. tutuklu muyum?
am I under arrest? expr. tutuklanacak mıyım?
am I under arrest? expr. beni tutuklayacak mısınız?
Speaking
is this man under arrest? expr. bu adam gözaltında mı?
we have a warrant for your arrest expr. hakkınızda tutuklama emri var
we will arrest you expr. seni tutuklayacağız
I'm placing you under arrest expr. seni gözaltına alıyorum
I'm placing you under arrest expr. sizi gözaltına alıyorum
six hours after his arrest expr. tutuklanmasından altı saat sonra
you are under arrest! expr. tutuklusun!
after his arrest expr. tutuklandıktan sonra
you're under arrest expr. tutuklusunuz
Trade/Economic
arrest of ship cargo n. gemiyi tutuklama
arrest of ship cargo n. gemiye ya da yüke el koyma
Law
wholesale arrest n. toptan tutuklama
arrest under legal process n. adli işlemle tutuklama
the highest arrest rate n. en yüksek tutuklama oranı
request for provisional arrest n. geçici tutuklama talebi
house arrest n. evde göz hapsi
domiciliary arrest n. evde gözaltı
house arrest n. ev hapsi
arrest warrant in default n. gıyabında tutuklama kararı
arrest warrant in default n. gıyabi tutuklama kararı
arrest in absentia n. gıyabi tevkif
arrest of judgment n. hükmün tecili
spiteful arrest n. haksız tevkif
malicious arrest n. haksız tevkif
arrest warrant n. ihzar müzekkeresi
arrest of judgment n. kararın tecili
arrest of judgment n. kararın sonraya bırakılması
arrest of judgment n. kararın ertelenmesi
spiteful arrest n. kötü niyetle tutuklama
malicious arrest n. kötü niyetle tutuklama
arrest warrant n. mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
preventive arrest n. önleyici tutuklama
arrest of suspect n. sanığın tutuklanması
arrest of suspect n. şüphelinin tutuklanması
arrest warrant n. tutuklama müzekkeresi
warrant of arrest n. tevkif müzekkeresi
notice of arrest n. tutuklamanın bildirilmesi
privilege from arrest n. tutuklanmama imtiyazı
expiration of warrant of arrest n. tutuklama müzekkeresinin hükmünün son bulması
reason of arrest n. tutuklanma nedeni
mass arrest n. toplu gözaltı
reason of arrest n. tutuklama nedeni
arrest clause n. tutuklanma hükmü
arrest warrant n. tutuklama emri
resisting arrest n. tutuklanmaya mukavemet
being under arrest n. tutuklu olma
reason for arrest n. tutuklanma nedeni
order of arrest n. tutuklama emri
reason of arrest n. tutuklama gerekçesi
reason of arrest n. tutuklanma gerekçesi
resisting arrest n. tutuklanmaya direnme
warrant of arrest n. tutuklama müzekkeresi
warrant for arrest n. tutuklama müzekkeresi
questioning without arrest n. tutuksuz sorgulama
arrest warrant n. tutuklama kararı
privilege from arrest n. tutuklanma dokunulmazlığı
withdrawal of warrant of arrest n. tutuklama müzekkeresinin geri alınması
arrest warrant n. tutuklanma emri
arrest order n. tutuklama emri
arrest warrant n. tutuklama müzekkeresi
arrest convention n. tutuklama konvansiyonu
attachment where warrant of arrest is needed n. tutuklama müzekkeresini mucip halde haciz
warrant of arrest n. yakalama emri
parol arrest n. yazılı bir şikayet olmaksızın sulh hakiminin sözlü emri doğrultusunda yapılan tutuklama
arrest judgement v. hükmü tecil etmek
issue an arrest warrant in absentia v. gıyabında tutuklama kararı vermek
arrest judgement v. kararı ertelemek
resistance to arrest v. tutuklamaya mukavemet göstermek
be released on conditions of trial without arrest v. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak
make an arrest v. tevkif etmek
make an arrest v. tutuklamak
make an arrest v. tutuklama yapmak
arrest judgment v. (mevcut veya muhtemel hata nedeniyle) yargıyı durdurmak
a warrant has been issued for one's arrest expr. hakkında tutuklama kararı çıktı
under arrest expr. göz hapsinde
under arrest expr. mevkuf
under arrest expr. nezaret altında
without arrest expr. tutuksuz olarak
under arrest expr. tutuklu olarak
Politics
european arrest warrant n. avrupa tutuklama emri
open arrest n. göz hapsi
arbitrary arrest n. keyfi tutuklama
Technical
growth arrest n. büyümenin gecikmesi/durması/durdurulması/engellenmesi
crack arrest n. çatlak durdurma
arrest temperature n. duraksama sıcaklığı
fall arrest harness n. düşmeyi önleyici emniyet kemeri sistemi
fall arrest equipment n. düşme önleyici donanım
fall arrest harness n. düşmeyi önleyici emniyet kemeri
arrest point n. duraksama noktası
fall arrest system n. düşmeyi önleme sistemi
arrest lines n. duraksama çizgileri
fall arrest equipment n. düşme önleyici ekipman
thermal arrest n. ısıl duraksama
arrest point n. kesilme noktası
eutectic arrest n. ötektik duraksama
arrest or propagation of a crack initiated in a thermoplastics pipe n. termoplastik bir boruda başlatılan çatlağın durdurulması veya ilerlemesi
fall-arrest lanyard n. düşmeyi önleyici halat
Construction
fall arrest system n. düşme önleyici sistem
personal fall arrest system n. düşmeyi durduran kilit sistemi
fall arrest system n. düşmeyi önleyici sistem
Medical
sudden cardiac arrest n. ani kalp durması
circulatory arrest n. ani kalp durması
cardiac arrest n. ani kalp durması
cardiopulmonary arrest n. ani kalp durması
cardiorespiratory arrest n. ani kalp durması
unexpected cardiac arrest n. ani gelişen kardiyak arrest
deep circulatory arrest n. derin sirkülatuar arrest
deep hypothermic circulatory arrest n. derin hipotermik sirkülatuar arrest
cardiac arrest during pregnancy n. gebelikte kardiyak arrest
cell cycle arrest n. hücre siklusunda arrest
cell cycle arrest n. hücre siklusu arresti
cardiopulmonary arrest n. kardiyopulmoner arrest dolaşım durması
cardioplegic cardiac arrest method n. kardiyoplejik kardiyak arest yöntemi
cardioplegic cardiac arrest technique n. kardiyoplejik kardiyak arest tekniği
cardiac arrest n. kalp durması
cardiac arrest n. kardiyak arest
cardiorespiratory arrest n. kardiyak arrest
cardiac arrest n. kardiyopulmoner arrest dolaşım durması
circulatory arrest n. kardiyak arrest
circulatory arrest n. kardiyopulmoner arrest dolaşım durması
cardiopulmonary arrest n. kardiyak arrest
cardiac arrest n. kardiyak arrest
heart arrest n. kalp durması
pelvic arrest n. pelvik arrest
respiratory arrest n. solunum arresti/durması
Psychology
locomotor arrest n. lokomotor tutulma
Biology
meiotic arrest n. mayoz kilitlenmesi
Military
arrest in quarter n. oda hapsi
arrest in quarter n. odada göz hapsi
warrant of arrest n. tevkif müzekkeresi
warrant of arrest n. tutuklama müzekkeresi
Sport
self-arrest n. kendi kendini durdurma (dağcılık)