kısıtlayıcı - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kısıtlayıcı



Sens de "kısıtlayıcı" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

Turc Anglais
General
kısıtlayıcı limiter n.
kısıtlayıcı restrictor n.
kısıtlayıcı holdback n.
kısıtlayıcı girdle n.
kısıtlayıcı cramper n.
kısıtlayıcı curber n.
kısıtlayıcı inhibitory adj.
kısıtlayıcı delimitative adj.
kısıtlayıcı inhibitive adj.
kısıtlayıcı restricting adj.
kısıtlayıcı limiting adj.
kısıtlayıcı restrictive adj.
kısıtlayıcı narrowing adj.
kısıtlayıcı limitative adj.
kısıtlayıcı imperative adj.
kısıtlayıcı coactive adj.
kısıtlayıcı compulsatory adj.
kısıtlayıcı continent [obsolete] adj.
kısıtlayıcı cohibitive adj.
Trade/Economic
kısıtlayıcı restrictive adj.
kısıtlayıcı restraining adj.
Politics
kısıtlayıcı proscriptive adj.
Technical
kısıtlayıcı restraint adj.
Electric
kısıtlayıcı limiter n.
Automotive
kısıtlayıcı restrictor n.
Medical
kısıtlayıcı catastaltic adj.
Geology
kısıtlayıcı constraint n.
Archaic
kısıtlayıcı limitary adj.
kısıtlayıcı imperatory adj.

Sens de "kısıtlayıcı" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 47 résultat(s)

Turc Anglais
General
kısıtlayıcı bağlantı membranı kıvrımı frenum n.
kısıtlayıcı şekilde sımsıkı tutma hug n.
baskıcı veya kısıtlayıcı bir politikayla elde edilen sonuç containment n.
kısıtlayıcı ortam prison house n.
kısıtlayıcı kimse stifler n.
kısıtlayıcı şartları kaldırmak deregulate v.
kısıtlayıcı bir biçimde restrictively adv.
Trade/Economic
bir hakkı kısıtlayıcı sözleşme onerous contract n.
kısıtlayıcı vergiler sumptuary taxes n.
kısıtlayıcı ticari uygulamalar restrictive business practices n.
kısıtlayıcı kuvvetler restraining forces n.
kısıtlayıcı politika restrictive policy n.
kısıtlayıcı madde taahhüdü deed of restrictive covenant n.
kısıtlayıcı ciro qualified endorsement n.
kısıtlayıcı etki restrictive effect n.
kısıtlayıcı kloz restrictive clause n.
kısıtlayıcı şart restrictive condition n.
kısıtlayıcı gümrük tarifesi restrictive tariff n.
rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar restrictive trade practices n.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlem porcupine provision n.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler porcupine provisions n.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler shark repellents n.
Law
kısıtlayıcı mahkeme emri restrictive injunction n.
kısıtlayıcı tedbir restrictive measure n.
kolonilere uygulanan kişisel özgürlüğü kısıtlayıcı sıkı kanunlar puritanical laws n.
kolonilere uygulanan kişisel özgürlüğü kısıtlayıcı sıkı kanunlar blue laws n.
Politics
ticaret ve yatırım kısıtlayıcı tedbirler trade and investment restrictive measures n.
Technical
basınç kısıtlayıcı açıklık pressure-limiting aperture n.
etkin kısıtlayıcı binding constraint n.
hız kısıtlayıcı aşama rate-limiting step n.
kısıtlayıcı sürünme gerilimi limiting creep stress n.
kısıtlayıcı küre limiting sphere n.
kısıtlayıcı oksijen imleci deneyi limiting oxygen index test n.
kısıtlayıcı akım yoğunluğu limiting current density n.
yoğunluk kısıtlayıcı bölgeleme density zoning n.
Construction
yükseklik kısıtlayıcı bölgeleme height zoning n.
Automotive
doldurma ağzı kısıtlayıcı filler neck restrictor n.
doldurma ağzı kısıtlayıcı testi fill pipe restrictor test n.
kısıtlayıcı plaka restrictor plate n.
kısıtlayıcı parçaların hareketini kısıtlamak üzere kullanılan parça snubber n.
yakıt tabancası kısıtlayıcı fuel nozzle restrictor n.
Medical
hız kısıtlayıcı enzim rate-limiting enzyme n.
kısıtlayıcı kardiyak defekt restrictive cardiac defect n.
Pathology
dirsek, kalça ve diz eklemleri başta olmak üzere eklemleri etkileyen ağrılı ve hareketi kısıtlayıcı bir rahatsızlık chondromatosis n.
Biochemistry
hız kısıtlayıcı basamak rate limiting step n.
hız kısıtlayıcı basamak rate determining step n.
çoğunlukla iskelet kasında bulunan ve kasların büyümesini kısıtlayıcı işlevi olan bir protein myostatin n.