restrictive - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

restrictive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "restrictive" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

Anglais Turc
General
restrictive adj. sınırlayıcı
restrictive adj. tanımlayıcı
restrictive adj. kısıtlı
restrictive adj. kısıtlayıcı
restrictive adj. kısıtlayan
Trade/Economic
restrictive adj. kısıtlayıcı
Linguistics
restrictive adj. sınırlayıcı

Sens de "restrictive" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

Anglais Turc
General
non-restrictive adj. kısıtlamayan
Trade/Economic
restrictive business practices n. kısıtlayıcı ticari uygulamalar
restrictive policy n. kısıtlayıcı politika
deed of restrictive covenant n. kısıtlayıcı madde taahhüdü
restrictive effect n. kısıtlayıcı etki
restrictive clause n. kısıtlayıcı kloz
restrictive condition n. kısıtlayıcı şart
restrictive condition n. kısıtlayan şart
restrictive tariff n. kısıtlayıcı gümrük tarifesi
restrictive trade practices n. rekabeti kısıtlayıcı anlaşmalar
restrictive endorsement n. sınırlı ciro
restrictive endorsement n. senedin başkasına devrini yasaklayan ciro
restrictive indorsement n. sınırlayıcı ciro
restrictive provisions n. sınırlayıcı hükümler
restrictive indorsement n. senedin ciro ile devredilmesini yasaklayan ciro
Law
restrictive injunction n. birinin bir şey yapmamasını emreden mahkeme kararı
restrictive injunction n. kısıtlayıcı mahkeme emri
restrictive injunction n. kati mahkeme kararı
restrictive measure n. kısıtlayıcı tedbir
restrictive injunction n. kesin mahkeme emri
restrictive condition n. tahdidi şart
Politics
advisory committee on restrictive n. sınırlayıcı uygulamalar ve hakim durumlar
advisory committee on restrictive practices and dominant positions n. sınırlayıcı uygulamalar ve hakim durumlar danışma kurulu
trade and investment restrictive measures n. ticaret ve yatırım kısıtlayıcı tedbirler
Technical
restrictive requirement quality bars n. kısıt istemli nitelikli çubuklar
restrictive requirement quality n. kısıt istemli nitelik
restrictive sight distance n. yetersiz görüş uzaklığı
Medical
restrictive cardiac defect n. kısıtlayıcı kardiyak defekt
restrictive pulmonary function abnormality n. restriktif solunum fonksiyon bozukluğu
restrictive disorder n. restriktif tipte bozukluk
restrictive cardiomyopathy n. Restriktif Kardiyomiyopati
restrictive enzyme n. restriksiyon enzimi
restrictive pulmonary syndrome n. restriktif respiratuar sendrom
restrictive-type respiratory dysfunction n. restriktif tipte solunum fonksiyon bozukluğu
Agriculture
restrictive feeding n. sınırlı yemleme
Education
least restrictive environment n. en az sınırlayıcı ortam
least restrictive environment n. özel gereksinimli çocukların, akranlarıyla en sınırlandırılmış ortamlarda bulunduğu eğitim ortamı
Linguistics
non-restrictive adj. geniş
non-restrictive adj. sınırlamasız
Military
restrictive assignment n. ihtisas atanması
restrictive fire plan n. sınırlayıcı atış planı
Star Wars
chancellor's special council on restrictive enterprise n. şansölye'nin sınırlayıcı girişim için özel konseyi