Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Synonymes
A propos de nous
Outils
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
A propos de nous
Ressources
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais
Espagnol - Anglais
Historique
karşısına
Sens de
"karşısına"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Colloquial
1
Colloquial
karşısına
in someone's face
expr.
Sens de
"karşısına"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 167 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
kamuoyunun karşısına çıkma
public appearance
n.
2
General
belirli bir miktarın alındığını göstermek için listedeki öğenin karşısına yazılmış t harfi
tot
n.
3
General
karşısına yerleştiren kimse
apposer
n.
4
General
bir kimsenin karşısına çıkan en büyük fırsat
main chance
n.
5
General
bitişik mülkteki başka bir petrol kuyusunun karşısına açılan petrol kuyusu
offset
n.
6
General
karşısına çıkma
confront [obsolete]
n.
7
General
karşısına koymak
oppose
v.
8
General
hakim karşısına çıkmak
appear before judge
v.
9
General
hakim karşısına çıkmak
appear in court
v.
10
General
birden karşısına çıkmak
overtake
v.
11
General
karşısına çıkmak
confront
v.
12
General
hakim karşısına çıkarılmak
bring somebody to justice
v.
13
General
hakim karşısına çıkmak
appear before magistrates
v.
14
General
hakim karşısına çıkmak
go on trial
v.
15
General
karşısına fırsat çıkmak
get an opportunity
v.
16
General
karşısına fırsat çıkmak
find an opportunity
v.
17
General
karşısına fırsat çıkmak
have an opportunity
v.
18
General
karşısına dikilmek
stand against someone
v.
19
General
karşısına dikilmek
take a stand against
v.
20
General
objektifler karşısına çıkmak
pose for a camera
v.
21
General
objektif karşısına geçmek
pose for a camera
v.
22
General
objektifler karşısına geçmek
pose for a camera
v.
23
General
birinin karşısına dikilmek
plant oneself in front of someone
v.
24
General
birisini (mahkeme/kurul vb.) karşısına çıkarmak
bring someone before someone or something
v.
25
General
birisini (hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul someone (up) before someone
v.
26
General
sokağın karşısına geçmek
go across the street
v.
27
General
yolun karşısına geçmek
cross the road
v.
28
General
sorumluları adaletin karşısına çıkarmak
bring those responsible to justice
v.
29
General
adaletin karşısına çıkarmak
bring to justice
v.
30
General
tv karşısına geçmek
sit in front of the tv
v.
31
General
televizyon karşısına geçmek
sit in front of the tv
v.
32
General
televizyon karşısına geçmek
settle in front of the television
v.
33
General
tv karşısına geçmek
settle in front of the television
v.
34
General
kameraların karşısına geçmek
go before the cameras
v.
35
General
kameraların karşısına çıkmak
appear before the cameras
v.
36
General
kameraların karşısına geçmek
appear before the cameras
v.
37
General
kameraların karşısına çıkmak
go before the cameras
v.
38
General
(müzisyen vb) ilk defa halkın karşısına çıkmak
debut
v.
39
General
nehrin karşısına geçmek
cross the river
v.
40
General
topluluk karşısına çıkmak
face an audience
v.
41
General
birden karşısına çıkmak
catch
v.
42
General
karşısına çıkmak
regard [obsolete]
v.
43
General
(bir şeyi başka bir şeyin) yanına veya karşısına yerleştirmek
appose
v.
44
General
(birinin) bir anda karşısına çıkmak
hit
v.
45
General
karşısına çıkmak
overfront [obsolete]
v.
46
General
hakim karşısına çıkmak
compear [obsolete]
v.
47
General
hayvanı jüri karşısına çıkarmak
show
v.
48
General
karşısına geçmek
span
v.
49
General
ırmağın karşısına geçişin olmadığı (yer)
fordless
adj.
50
General
bir şeyin karşısına getirilebilir
opposable
adj.
51
General
bir şeyin karşısına konulabilir
opposable
adj.
52
General
engel olarak karşısına çıkan
in someone's way
adv.
Phrasals
53
Phrasals
sözleşmeyle (hakim karşısına çıkmak, sulhu bozmamak gibi) bir işi yapmaya mecbur tutmak
bind over
v.
54
Phrasals
rakip aday olarak karşısına çıkmak
start against
v.
55
Phrasals
(yarışmada) birinin karşısına çıkmak
go up
v.
56
Phrasals
birini bir şeyin karşısına geçirmek
take someone across something
v.
57
Phrasals
birini bir şeyin karşısına göndermek/yollamak
send someone across something
v.
58
Phrasals
birini bir şeyin karşısına itmek
push someone across something
v.
59
Phrasals
karşısına geçmek/yürümek
walk across something
v.
60
Phrasals
karşısına kadar refakat etmek
see someone across something
v.
61
Phrasals
karşısına atlamak
jump across
v.
62
Phrasals
(nehrin vb) karşısına atmak
throw across
v.
63
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
face up (to someone or something)
v.
64
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
go before (someone or something)
v.
65
Phrasals
rakip karşısına çıkmak
go up
v.
66
Phrasals
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek
go up
v.
67
Phrasals
rakip karşısına çıkmak
go up against
v.
68
Phrasals
rakibin/bir zorluğun karşısına dikilmek
go up against
v.
69
Phrasals
(bir şeyin) tam karşısına geçmek
square up with (something)
v.
70
Phrasals
biri/bir şey adına (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
intercede with (someone or something)
v.
71
Phrasals
(biri adına birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
intercede (for someone) (with someone or something)
v.
72
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına (bir şeyi) engel olarak çıkarmak
stack (something) against (someone or something)
v.
73
Phrasals
kendinden emin bir şekilde (birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/yanına gitmek
breeze up to (someone or something)
v.
74
Phrasals
birini (hakim/adli makam) karşısına çıkarmak
bind someone over (to someone or something)
v.
75
Phrasals
suçluyu adli makamın karşısına çıkarmak
bind over
v.
76
Phrasals
kendinden emin bir şekilde yanına gitmek/karşısına çıkmak
breeze up
v.
77
Phrasals
karşısına çıkarmak
bring before
v.
78
Phrasals
karşısına çıkmak/gelmek
come before
v.
79
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak/gelmek
come before (someone or something)
v.
80
Phrasals
karşısına çıkmak
come your way
v.
81
Phrasals
(bir şeyin) karşısına geçmek
cross over something
v.
82
Phrasals
(bir şeyin) karşısına geçmek
get across (something)
v.
83
Phrasals
(bir şeyin) karşısına geçmek
go across (something)
v.
84
Phrasals
(bir şeyin) karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across (something) to (someone or something)
v.
85
Phrasals
karşısına geçip (birine/bir şeye) ulaşmak/varmak
go across to
v.
86
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkmak
go up against (someone or something)
v.
87
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
go up against (someone or something)
v.
88
Phrasals
birine/bir şeye (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide someone or something across (something)
v.
89
Phrasals
(birine/bir şeye) (bir şeyin) karşısına kadar eşlik etmek
guide (someone or something) across
v.
90
Phrasals
(hakim) önüne/karşısına çıkarmak
haul before
v.
91
Phrasals
'-in karşısına dizmek/çıkarmak
line up against
v.
92
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) (up) with (someone or something else)
v.
93
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match (someone or something) against (someone or something else)
v.
94
Phrasals
(birinin/bir şeyin) karşısına çıkabilecek kimse
match for (someone or something)
v.
95
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
match up (someone or something) with (someone or something else)
v.
96
Phrasals
'-in karşısına çıkarmak
match with
v.
97
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına koymak/dizmek/yerleştirmek
place (someone or something) before (someone or something)
v.
98
Phrasals
karşısına koymak/dizmek/yerleştirmek
place before
v.
99
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) karşısına itmek
push (someone or something) across (something)
v.
100
Phrasals
karşısına itmek
push across
v.
101
Phrasals
(birini birinin) karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
put (one) up against (someone)
v.
102
Phrasals
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
put (one) up against (someone)
v.
103
Phrasals
karşısına rakip olarak çıkarmak
put up against
v.
104
Phrasals
aceleyle (bir şeyin) karşısına kaçmak
scuttle across (something)
v.
105
Phrasals
hızla (bir şeyin) karşısına kaçmak
scuttle across (something)
v.
106
Phrasals
hızla (bir şeyin) karşısına yürümek
scuttle across (something)
v.
107
Phrasals
hızla (bir şeyin) karşısına ilerlemek
scuttle across (something)
v.
108
Phrasals
koştur koştur (bir şeyin) karşısına geçmek
scuttle across (something)
v.
109
Phrasals
karşısına kadar refakat etmek
see across
v.
110
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) karşısına çıkarmak
take (someone or something) before (someone or something)
v.
111
Phrasals
karşıya/karşısına geçirmek/taşımak
take across
v.
Proverb
112
Proverb
herkesin karşısına bir fırsat çıkar
opportunity knocks at every man's door
Colloquial
113
Colloquial
birini karşısına almak
front
v.
114
Colloquial
senin (bir şeyinin) karşısına daha fazla (bir şeyle) çıkıyorum
I'll see your (something) and raise you (something else)
expr.
115
Colloquial
tam karşısına
in face
expr.
Idioms
116
Idioms
birinin karşısına çıkmak
come one's way
v.
117
Idioms
karşısına/huzuruna çıkmak
appear before
v.
118
Idioms
aniden/birden karşısına çıkmak
appear before
v.
119
Idioms
karşısına dikilmek
bare (one's) breast
v.
120
Idioms
karşısına çıkmak
bare (one's) breast
v.
121
Idioms
karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast
v.
122
Idioms
karşısına çıkmak
bare (one's) breast
v.
123
Idioms
karşısına çıkmaktan korkmamak
bare (one's) breast
v.
124
Idioms
karşısına çıkmak
come knocking at (one's) door
v.
125
Idioms
karşısına çıkmak
come knocking on (one's) door
v.
126
Idioms
birini diğerinin karşısına (rakip olarak) çıkarmak/koymak
put someone up against someone
v.
127
Idioms
hakim karşısına çıkmak
appear before
v.
128
Idioms
karşısına/meydana çıkmak
show your face
v.
129
Idioms
(hasım olarak) birini karşısına almak
take someone on
v.
130
Idioms
(bir müsabakada) (birini) (başka birisinin) karşısına çıkarmak
put someone up against someone
v.
131
Idioms
(sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak
come back to haunt one
v.
132
Idioms
(sorun olarak) sonradan karşısına çıkmak
return to haunt one
v.
133
Idioms
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking at (one's) door
v.
134
Idioms
gidip (birinin) karşısına çıkmak
beard (one) in (one's) den
v.
135
Idioms
karşısına çıkmak
come knocking at the door
v.
136
Idioms
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking at the door
v.
137
Idioms
karşısına çıkmak
come knocking on the door
v.
138
Idioms
(fırsat) karşısına çıkmak
come knocking on the door
v.
139
Idioms
karşısına çıkmak
come way
v.
140
Idioms
önüne/karşısına fırsat çıkmak
opportunity knocks
v.
141
Idioms
sonradan karşısına çıkmak
return to haunt
v.
142
Idioms
(birinin/bir şeyin) karşısına dikilmek
take a stand against (someone or something)
v.
Speaking
143
Speaking
hakimin karşısına çıktığında
when you go up in front of the judge
expr.
144
Speaking
hakimin karşısına çıkman gerekiyor
you have to go before a judge
expr.
145
Speaking
tüm arkadaşlarını karşısına almak pahasına o toplantıya katıldı
he attended the meeting despite the risk of facing opposition of all his friends
expr.
146
Speaking
yarın hakim karşısına çıkarılması planlanıyor
he's scheduled to be arraigned tomorrow
expr.
Law
147
Law
hakim karşısına çıkma
compearance [scotland]
n.
148
Law
hakim karşısına çıkan kimse
compearant
n.
149
Law
(suçlanan kişinin) hakim karşısına çıkmasını sağlamak
chalan
v.
150
Law
hakimin karşısına çıkmak
to appear in court
v.
151
Law
hakim karşısına çıkmak
stand trial
v.
152
Law
karşısına çıkmak
front
v.
153
Law
(roma hukukunda) hakim karşısına çıkma öncesine ait
pre-judicial
adj.
Media
154
Media
tv programlarında karakterlerin tek başlarına kamera karşısına geçip duygu ve düşüncelerini aktardıkları kısım
confessional
n.
155
Media
ilk kez medya karşısına çıkmak
bow
v.
156
Media
(makale) gazetelerde baş yazı sayfasının karşısına konulmaya uygun
op-ed
adj.
Marine
157
Marine
(denizin, nehrin) karşısına yüzme
transnatation
n.
Anatomy
158
Anatomy
bulunduğu elin diğer parmaklarının karşısına gelebilen başparmak
opposable thumb
n.
159
Anatomy
baş parmağın kök kısmını ikinci parmağınkinin karşısına getirmek
oppose
v.
160
Anatomy
(organın vb.) tam karşısına denk düşen
apposable
adj.
161
Anatomy
(organın vb.) tam karşısına denk düşen
opposable
adj.
162
Anatomy
sinir ekseninin karşısına doğru
haemad
adv.
Botanic
163
Botanic
bitkide belirli bir kısmın karşısına denk gelen konum
anteposition
n.
Sport
164
Sport
antrenman veya hazırlık yarışında şampiyonun karşısına çıkarılan at
trial horse
n.
Archaic
165
Archaic
kalabalık karşısına çıkmak
come abroad
v.
Slang
166
Slang
(birinin) tam karşısına
in (one's) face
adj.
Modern Slang
167
Modern Slang
bürokrasinin karşısına monarşiyi koyan bir politik ideoloji
anarcho-monarchism
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of karşısına
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy