keep with - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

keep with



Sens de "keep with" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
Phrasals
keep with v. -i takip etmek
keep with v. '-e uymak
keep with v. ile görüşmeye devam etmek
keep with v. ile birlikteliğini/arkadaşlığını devam ettirmek

Sens de "keep with" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 224 résultat(s)

Anglais Turc
General
keep up with v. yetişmek
keep up with v. izleyerek bilgi sahibi olmak
keep company with v. ile arkadaşlık etmek
keep touch with v. ile ilişkiyi sürdürmek
keep up with v. ayak uydurmak (çağa/zamana)
keep up with the times v. çağa ayak uydurmak
keep up with the times v. çağın gerisinde kalmamak
keep in with v. anlaşmak
keep up with something v. başa çıkmak
keep up with the times v. zamana ayak uydurmak
keep pace with v. ayak uydurmak
keep up with v. takip etmek
keep in step with v. ayak uydurmak
keep in with v. ile dost kalmak
keep up with v. ile aşık atmak
keep step with v. ayak uydurmak
keep up with the times v. çağa uymak
keep up with v. ile aynı hızda gitmek
keep up with something v. uymak
keep company with v. çıkmak
keep up with v. ayak uydurmak
keep up with v. ile yarışmak
keep company with v. birlikte takılmak
keep company with v. flört etmek
keep up with the times v. zamana uymak
keep in touch with v. ile teması sürdürmek
keep in touch with v. ile ilişkiyi koparmamak
keep in touch with v. bağlantıyı koparmamak
keep up with v. ayak uydurmak (zamana)
keep in step (with) v. ayak uydurmak
keep pace with the fashion v. modayı takip etmek
keep up with the fashion v. modayı takip etmek
keep with the fashion v. modayı takip etmek
keep pace with technology v. teknolojiye ayak uydurmak
keep up with v. -i takip etmek
keep up with v. -e ayak uydurmak
keep up with v. ile aynı tempoda gitmek
keep up with v. -den geri kalmamak
keep up with v. -i izleyerek bilgi sahibi olmak
keep up with v. aynı düzeyde kalmak
keep up with the joneses v. diğer insanlarla çekişmek
keep in touch with v. bilgi almak
keep in touch with v. sürekli temasta olmak
keep up with the times v. modaya uymak
keep up with the times v. çağdaş olmak
keep up with v. hızına yetişmek
keep pace with the technology v. teknolojiyi takip etmek
keep oneself up-to-date with the latest developments v. yenilikleri takip etmek
keep oneself up-to-date with the latest developments v. son gelişmeleri takip etmek
keep up pace with the technology v. teknolojiyi takip etmek
keep up with the technology v. teknolojiyi izlemek
keep up pace with the technology v. teknolojiyi izlemek
keep pace with the technology v. teknolojiyi izlemek
keep up with the technology v. teknolojiyi takip etmek
keep on talking with someone v. görüşmeye devam etmek
keep in communication with v. iletişimde kalmak
keep in touch with v. iletişimde kalmak
can't keep up with the times v. zamanın gerisinde kalmak
keep up with technology v. teknolojiyi takip etmek
keep up with v. ittiba etmek
be/keep in contact with v. iletişim içerisinde olmak
be/keep in contact with v. iletişim içinde olmak
keep up with trend v. trend yakalamak
keep pace with v. uyum içinde olmak
keep up pace with the technology v. teknolojiye ayak uydurmak
Phrasals
keep in with v. iyi ilişkiler tutmak
keep in with (someone) v. (biriyle) arkadaş kalmak
keep in with (someone) v. (biriyle) ilişkileri devam ettirmek/iyi tutmak
keep in with (someone) v. (biriyle) arasını iyi tutmak
keep in with (someone) v. (biriyle) birlikte bir yerde tutmak
keep in with (someone) v. (birinin) yanında bir yerde tutmak
keep in with (someone) v. (birinin) yanından ayırmamak/dışarı çıkarmamak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle tutmak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle beraber tutmak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanında tutmak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle yan yana koymak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle aynı yere koymak
keep someone or something in with someone or something v. birini/bir şeyi birinin/bir şeyin yanına yerleştirmek
keep with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) yanında durmaya devam etmek
keep with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) görüşmek
keep with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) görüşmeye devam etmek
keep with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) birlikteliğini/arkadaşlığını devam ettirmek
keep with (something) v. (bir şeye) devam etmek
keep with (something) v. (bir işte, görevde, eylemde) devam etmek
keep with (something) v. (bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek
keep with (something) v. (bir işi, görevi, eylemi) sürdürmek
keep with (something) v. (bir işi, görevi, eylemi) yapmaya devam etmek
keep with (something) v. (bir işi, görevi, eylemi) bırakmamak
keep with (something) v. (bir şeye) uymak
keep with (something) v. (bir şeyle) uyumlu olmak
keep with (something) v. (bir şeye) uygun olmak
keep with (something) v. (bir şeye) riayet etmek
keep with (something) v. (bir şeyle) mutabık kalmak
keep with (someone) v. (birine) emanet etmek
keep with (someone) v. (birine) bırakmak
keep with (someone) v. (birinin) yanında/yanına bırakmak
keep with (someone) v. (birinin) gözetimine/bakımına bırakmak
keep something with someone v. bir şeyi birine bırakmak
keep something with someone v. bir şeyi birine emanet etmek
keep something with someone v. bir şeyi birinin gözetimine/bakımına bırakmak
keep something with someone v. bir şeyi birinin yanına/yanında bırakmak
keep on with v. -e devam etmek
keep on with v. '-i devam ettirmek
keep on with v. '-i sürdürmek
keep on with v. '-i azimle/ısrarla devam ettirmek
keep on with v. '-de azimli/kararlı olmak
keep on with (something) v. (bir şeye) devam etmek
keep on with (something) v. (bir şeyi) devam ettirmek
keep on with (something) v. (bir şeyi) sürdürmek
keep on with (something) v. (bir şeyi) azimle/ısrarla devam ettirmek
keep on with (something) v. (bir şeyde) azimli/kararlı olmak
keep up with (someone or something) v. (birine/bir şeye) yetişmek
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yakalamak
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesine yetişmek
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesini yakalamak
keep up with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) seviyesine çıkmak
keep up with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı seviyede/hızda ilerlemek
keep up with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) haberdar olmak
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) takip etmek
keep up with (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında güncel kalmak
keep up with (someone or something) v. (birini/bir şeyi) anlamak
keep up with (someone) v. (birinden) haber almak
keep up with (someone) v. (biriyle) haberleşmek
keep up with (someone) v. (biriyle) temas halinde olmak/temas kurmak
keep up with (something) v. (bir şeye) uymak/uyum sağlamak
keep up with (something) v. (bir şeye) göre kendini güncellemek/yenilemek
keep up with (something) v. (yenilikleri, trendleri, modayı) takip etmek
keep up with (something) v. (bir şeye) ayak uydurmak
keep up with (something) v. (bir şeye) göre ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeye) uyarak ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeye) bağlı kalarak ilerlemek
keep up with (something) v. (bir şeyi) geliştirmek
keep up with (something) v. (bir şeyi) ilerletmek
keep up with (something) v. (bir şeyde) pratik yapmak
Colloquial
keep in with somebody v. biriyle dostça/arkadaşça ilişkiler içerisinde olmak
keep in with somebody v. biriyle anlaşmak
keep in with somebody v. biriyle ilişkisini/arasını iyi tutmak
keep in with somebody v. biriyle iyi ilişkiler içerisinde olmak
keep (well) in with somebody v. biriyle dostça/arkadaşça ilişkiler içerisinde olmak
keep (well) in with somebody v. biriyle iyi anlaşmak
keep (well) in with somebody v. biriyle ilişkisini/arasını iyi tutmak
keep (well) in with somebody v. biriyle iyi ilişkiler içerisinde olmak
Idioms
keep company with v. seyahatte arkadaşlık etmek
keep company with v. bir arada olmak
keep in step with someone v. adım uydurmak
keep pace with v. ayak uydurmak
keep up with v. ayak uydurmak
keep company with v. birlikte yaşamak
keep in touch with someone v. birisi ile temas halinde olmak
keep in good with someone v. birinin gözüne girmek
keep company with v. birlikte hareket etmek
keep in good with someone v. birinin gözünde iyi olmak
keep company with v. birlikte takılmak
keep in touch with someone v. birisi ile bağlantıda olmak
keep in good with someone v. biriyle iyi geçinmek
keep up with the times v. çağa ayak uymak
keep in tune with times v. çağa uymak
keep up with the times v. çağa uydurmak
keep company with v. evlilik yaşamı sürmek
keep company with v. ilişki yaşamak
keep company with v. ilişkide olmak
keep up with the joneses v. komşusuyla aşık atmak
keep faith with promises made v. sözlerine/vaatlerine sadık kalmak
keep faith with v. sadık olmak
keep company with v. uyum sağlamak
keep up with the times v. zamana ayak uymak
keep in step with the times v. çağa ayak uydurmak
keep in step with the times v. çağa uyum sağlamak
keep in step with the times v. çağın gerisinde kalmamak
keep in step with the times v. zamana uymak
keep in step with the times v. zamana uyum sağlamak
keep in step with the times v. zamana ayak uydurmak
keep in step with the times v. modaya uymak
keep in step with the times v. çağdaş olmak/olmaya çalışmak
keep in step with the times v. modern olmak/olmaya çalışmak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) zamanına uymak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini yakalamak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ritmini tutturmak
keep in time (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturmak
keep in touch (with somebody) v. (biriyle) temas halinde olmak
keep in touch (with somebody) v. (biriyle) iletişim halinde olmak
keep in touch (with somebody) v. (biriyle) bağlantıda olmak
keep faith with somebody v. sözünü tutmak
keep faith with somebody v. sözüne sadık kalmak
keep faith with somebody v. güvenini boşa çıkarmak
keep faith with somebody v. sözünde durmak
keep faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) sadık olmak
keep faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) sadık kalmak
keep faith with (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı sadakatini korumak/sözünü tutmak
keep in good with v. -in gözüne girmek
keep in good with v. '-in gözünde iyi olmak
keep in good with v. ile iyi geçinmek
keep in good with v. ile arayı iyi tutmak
keep in good with (one) v. (birinin) gözüne girmek
keep in good with (one) v. (birinin) gözünde iyi olmak
keep in good with (one) v. (biriyle) iyi geçinmek
keep in good with (one) v. (biriyle) arayı iyi tutmak
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) adımlarını uydurmak
keep in step (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) aynı ritimde hareket etmek
keep in step (with someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) senkronize hareket etmek
keep in step (with someone or something) v. (birini/bir şeyi) takip etmek
keep in step (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ardından gitmek
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) ayak uydurmak
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uygun hareket etmek
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uymak
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uygun hareket etmesini sağlamak
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) uydurmak
keep in step (with someone or something) v. (birine/bir şeye) ayak uydurmasını sağlamak
keep your temper (with somebody) v. (birine karşı) sinirine hakim olmak
keep your temper (with somebody) v. (birine karşı) öfkesini yenmek
keep your temper (with somebody) v. (biri karşısında) kendine hakim olmak
keep your temper (with somebody) v. (birine karşı) soğukkanlılığını korumak
Speaking
keep that with you at all times expr. bunu her zaman yanında taşı
don't keep up with the joneses expr. (benimle) sidik yarıştırma
Trade/Economic
keep pace with demand v. talebe ayak uydurmak
Computer
keep with next expr. sonraki ile birlikte tut
keep with next expr. sonraki ile birlikte
Slang
keep up with the joneses v. her zaman en yeni ve iyi ürünlere sahip olmayı istemek
keep up with the joneses v. komşusuyla sidik yarıştırmak
keep up with the joneses v. sidik yarıştırmak
keep up with the joneses v. sidik yarışı yapmak
keep up with the joneses v. sidik yarışına girmek
keep up with the joneses v. sidik yarışına çıkmak