knot - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

knot

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "knot" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 51 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
knot n. ilmik
knot n. ilmek
knot n. düğüm
General
knot n. topluluk
knot n. topuz (saç)
knot n. bağ
knot n. büyük kumkuşu
knot n. budak
knot n. güçlük
knot n. hız ölçüsü olarak deniz mili (20 knot yaklaşık saatte 23 millik hız)
knot n. zorluk
knot n. nat
knot n. yumru
knot n. fiyonk
knot n. gemi sürat ölçüsü
knot n. topuz
knot n. sorun
knot n. rabıta
knot n. küme
knot n. boğum
knot n. düğüm
knot n. şiş
knot n. bağlılık
knot n. kurdelenin süslü ilmeği
knot n. örgünün ilmeği
knot n. kokart
knot n. apolet
knot v. budaklanmak
knot v. bağlamak
knot v. karmakarışık etmek
knot v. dolaştırmak
knot v. düğüm olmak
knot v. düğüm atmak
knot v. düğümlenmek
knot v. dolaşmak
knot v. karıştırmak
knot v. boğum boğum olmak (kaslar)
knot v. düğümle bağlamak
knot v. düğümlemek
knot v. ilmek atmak
knot v. düğmek
Trade/Economic
knot n. deniz mili
Technical
knot n. düğüm
knot n. hız birimi
knot n. saatte bir deniz mili
knot n. 1852m/saat
Woodworking
knot n. budak yeri
Marine
knot n. deniz mili
knot n. gemi sürat ölçü birimi
knot n. not
Zoology
knot n. kızılbacak

Sens de "knot" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 256 résultat(s)

Anglais Turc
General
tying a knot n. düğüm atma
large knot n. büyük budak
running knot   n. ilmik  
shroud knot n. çarmık cevizi
knot theory n. düğüm teorisi
loop knot n. ilmek düğümü
knot cluster n. budak kümesi
gordian knot n. kördüğüm
running knot n. ilmik
balloon knot n. balon ucu
bowline knot n. ızbarço
balloon knot n. anüs
knot that can't be untied n. kördüğüm
loose knot n. gevşek budak
thumb knot n. ilmek
granny knot n. acemice düğüm
cat's paw knot n. kedi pençesi budak
dead knot n. ayrık budak
dead knot n. ölü budak
knot-tying n. bağlama
intergrown knot n. özlü budak
rotten knot n. çıkar budak
rotten knot n. çürük budak
four-in-hand knot n. bir kravat bağlama yöntemi
shoulder knot n. omuz apoleti
shoulder knot n. apolet
non slip knot n. balıkçı bağı
non slip knot n. gemici bağı
hitch knot n. (dağcılık) tam kazık düğümü
inextricable knot n. kör düğüm
top knot n. üst düğüm
tom fool knot n. aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
tom fool's knot n. aynı anda çekildiğinde kaybolan iki halkadan oluşan hokkabaz düğümü
hangman's knot n. idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm
true lover's knot n. aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm
true lover's knot n. aşk düğümü
love knot n. aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm
love knot n. aşk düğümü
lover's knot n. aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm
lover's knot n. aşk düğümü
lovers' knot n. aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm
lovers' knot n. aşk düğümü
true lovers' knot n. aşkı temsil eden dekoratif bir düğüm
true lovers' knot n. aşk düğümü
matthew walker knot n. halat bükümlerinin uçlarını sonraki iki halat gövdesi boyunca birbirine tutturarak yapılan boşa cevizi düğümü
windsor knot n. bir kravatı bağlarken ekstra döndürmeler yapılarak elde edilen geniş ve üçgen bir düğüm
blood knot n. kan düğümü
blood knot n. kırbaç düğümü
hangman's knot n. yağlı urgan
granny's knot n. sağlam olmayan düğüm
granny's knot n. acemice düğüm
overhand knot n. ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm
overhand knot n. adi düğüm
single knot n. ilmek yapılan ipin ucunu ilmeğin içinden geçirerek atılan düğüm
single knot n. adi düğüm
clytie knot n. bir tür saç topuzu
rose knot n. çiçekli rozet
rose knot n. çiçeksi rozet
rose knot n. güle benzeyecek şekilde örülen kurdele
boating knot n. gemici düğümü
slide knot n. kayan düğüm
cut the gordian knot v. paçayı sıyırmak
untie a knot v. düğüm açmak
cut the gordian knot v. yırtmak
tie the knot v. evlenmek
tie a knot v. düğüm atmak
untie a knot v. düğüm çözmek
knot something together v. birbirine düğümlemek
Phrasals
knot together v. birbirine bağlamak/düğümlemek
knot together v. birbirine girmek
knot together v. düğüm olmak
knot together v. düğümlenmek
knot together v. birbirine dolanmak/dolaşmak
knot together v. birbirine karışmak
knot together v. birbirine dolamak/dolaştırmak
knot together v. düğüm olmasına neden olmak
knot together v. birbirine düğümlenmesine neden olmak
knot together v. birbirine bağlı olmak
Colloquial
knot up v. bağlamak
knot up v. düğümlemek
knot up v. bağlanmak
knot up v. düğümlenmek
knot up v. germek
knot up v. acılı hale getirmek
knot up v. ıstıraplı hale getirmek
knot up v. skoru berabere yapmak
knot up v. skoru eşitlemek
Idioms
gordian knot n. büyük İskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm
gordion knot n. büyük İskender'in çözemeyip kılıcı ile kestiği düğüm
gordian knot n. kördüğüm
gordion knot n. kördüğüm
cut the gordian knot v. bir sorunu çözmek
cut the gordian knot v. bir çıkmazı çözmek
get one's knickers in a knot v. boş yere kendini üzmek
cut the gordian knot v. düğümü çözmek
tie something in a knot v. düğüm atmak
get one's knickers in a knot v. canını sıkmak
get one's knickers in a knot v. canı sıkılmak
tie the knot v. dünya evine girmek
tie the knot v. dünya evine girmek
tie the knot v. evlenmek
get one's knickers in a knot v. sinirlenmek
cut the gordian knot v. sorunu çözmek
cut the gordian knot v. problemi ustalıkla çözmek
get one's knickers in a knot v. (önemsiz bir şey için) canını sıkmak
get one's knickers in a knot v. (önemsiz bir şeye) kafasını takmak
tie the knot v. (din görevlisi) bir çifti evlendirmek
tie the knot v. (papaz) eşleri evlendirmek
get (one's) panties in a knot v. boş yere kendini üzmek
get (one's) panties in a knot v. önemsiz bir şey için canını sıkmak
get (one's) panties in a knot v. incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek
get (one's) panties in a knot v. boşuna canını sıkmak
get (one's) panties in a knot v. önemsiz bir şeye kafayı takmak
get (one's) shorts in a knot v. boş yere kendini üzmek
get (one's) shorts in a knot v. önemsiz bir şey için canını sıkmak
get (one's) shorts in a knot v. incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek
get (one's) shorts in a knot v. boşuna canını sıkmak
get (one's) shorts in a knot v. önemsiz bir şeye kafayı takmak
untie the gordian knot v. düğümü çözmek
untie the gordian knot v. sorunu çözmek
untie the gordian knot v. bir çıkmazı çözmek
seek a knot in a bulrush v. öküz altında buzağı aramak
seek a knot in a bulrush v. olmayacak bir işe kalkışmak
seek a knot in a bulrush v. olmayacak bir işle uğraşmak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birinin/kendi) aklını karıştırmak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birinin/kendi) zihnini bulandırmak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birinin/kendi) aklını karman çorman etmek
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birini/kendini) tedirgin etmek
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birini/kendini) çıkmaza sokmak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birini/kendini) alt üst etmek
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birinin/kendinin) elini kolunu bağlamak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birini/kendini) eli kolu bağlı bırakmak
tie (someone or oneself) (up) in(to) a knot v. (birini/kendini) bir şeyin içinde kaybetmek
cut/untie the gordian knot v. sorunu çözmek
cut/untie the gordian knot v. bir çıkmazı çözmek
cut/untie the gordian knot v. düğümü çözmek
cut/untie the gordian knot v. problemi ustalıkla çözmek
tie in a knot v. düğüm atmak
tie in a knot v. düğümlemek
cut the knot v. (doğaçlama davranarak) sorunun üstesinden gelmek
Trade/Economic
nautical knot n. deniz mili
Technical
bowyer's knot n. çifte ilmek
bowyer's knot n. ayarlanabilir kirişin alt kısmını oluşturan ahşap benzeri düğüm
adjustment knot n. ayar butonu
square knot n. camadan bağı
loose knot n. çıkar budak
branched knot n. dallanmış budak
unsound knot n. çürük budak
weaver's knot n. dokumacı düğümü
knot cord n. düğümlü halat
knot cord n. düğümlü ip
loose knot n. gevşek budak
loop knot n. ilmek düğümü
running knot n. kanar budak
pin knot n. kedigözü budak
black knot n. kördüğüm
stringy knot n. kuyruklu düğme
pin knot n. küçük budak
prusik knot n. prusik düğümü
prussic knot n. prusik düğümü
prolonge knot n. üç gözlü ilmik
round knot n. yuvarlak budak
prusik knot n. (dağcılık) pusik düğümü
weaver's knot n. bir ipi geçici olarak başka bir ipin ortasına bağlamak için kullanılan bir düğüm
Textile
turkish knot n. halı ve kilim yapımında kullanılan bir düğüm
ghiordes knot n. halı ve kilim yapımında kullanılan bir düğüm
knot and loop strength n. düğüm ve halka kopma mukavemeti
knot breaking load n. düğüm kopma mukavemeti
weavers knot n. dokumacı düğümü
weaver's knot n. dokumacı düğümü
french knot n. tohum işi
detached chain with bullion knot n. zincirli rokoko düğümü
slip knot n. hareketli düğüm
Architecture
knot garden n. genelde geometrik ve simetrik girift motifli yüzeylerden oluşan bahçe tasarımı
Construction
encased knot n. kabuklu budak
Woodworking
spike knot n. (tahta zemin üzerindeki) sivri budak
Marine
fisherman's knot n. balıkçı düğümü
fisherman knot n. balıkçı düğümü
stopper knot n. bosa cevizi
reef knot n. camadan
reef knot n. camadan bağı
square knot n. camadan bağı
reef knot n. camadan düğümü
boating knot n. denizci bağı
sailor's knot n. denizci bağı
sailor's knot n. deniz bağı
boating knot n. deniz bağı
french knot n. fransız düğümü
boating knot n. gemici bağı
sailor's knot n. gemici bağı
sailor's knot n. gemici düğümü
figure-of-eight knot n. kropi bağı
eyelet knot n. matafyon bağı
water knot n. perlon düğümü
water knot n. perlon birleştirme düğümü
englishman's knot n. balıkçı düğümü
kn. (knot) n. deniz mili
barrel knot n. olta iplerini birbirine bağlamak için kullanılan bir düğüm
clinch knot n. rigavo düğümü
figure-of-eight knot n. sekiz rakamı şeklinde bir düğüm
fisherman's knot n. çifte balıkçı düğümü
fisherman's knot n. iki ayrı ucu birbirine bağlamak için atılan düğüm
flat knot n. camadan halatıyla yapılan bir bağ
cuckold's knot n. (denizcilik) kuruz kasa
cuckold's knot n. halatın kazığa sabitlenmesi için kullanılan bağ
stevedores knot n. kropi bağı
stevedore's knot n. kropi bağı
crown a knot v. halattaki ipliklerin uçlarını bükmek
crown a knot v. halattaki ipliklerin uçlarını örmek
Medical
ileocaecal knot n. bağırsak düğümlenmesi
intestinal knot syndrome n. bağırsak düğümlenmesi
intestinal knot n. bağırsak düğümlenmesi
root-knot nematodes n. kök-ur nematodları
surgeons knot n. cerrah bağı
surgeons knot n. camadan bağına benzer bağ
surgeon's knot n. cerrah bağı
surgeon's knot n. camadan bağına benzer bağ
Pathology
milk knot n. emziren kadının memesinde süt akışının engellenmesi ve meme bezlerinin tıkanmasıyla oluşan sert yumru
Parasitology
root knot nematode n. kök boğum solucanı
black knot n. erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan apiosproina morbosa mantarı hastalığı
black knot n. erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan dibotryon morbosum mantarı hastalığı
black knot n. erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah yumrulara neden olan tahrip edici bir dibotryon morbosum mantarı hastalığı
black knot n. bektaşiüzümü dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan tahrip edici bir dibotryon ribesia mantarı hastalığı
black knot n. fındık ağacı kabuğunda siyah yumrulara neden olan bir mantar hastalığı
black knot n. üzüm bitkisinde görülen bakteriyel bir hastalık
Marine Biology
knot net n. düğümlü ağ
knot disease n. düğüm hasatalığı
fisherman's knot n. olta bağı
Astronomy
cometary knot n. kuyruklu yıldız düğümü
Zoology
red knot n. büyük kumkuşu
Botanic
pith knot n. delikli budak
black knot n. kara mantar
pith knot n. özlü budak
root knot n. köklerde yumrulara sebep olan bir bitki hastalığı
Forestry
knot cluster n. budak kümesi
knot hole n. budak deliği
large knot n. büyük budak
lighter knot n. çıra
pine knot n. çıra
large knot n. geniş budak
large knot n. iri budak
knot-free adj. budaksız
without knot expr. budaksız
Fishery
truelove knot n. balıkçı düğümü
truelove knot n. olta bağı
true lover's knot n. balıkçı düğümü
true lover's knot n. olta bağı
turle knot n. çeşitli ilmik teknikleri ile yapılan ve olta balıkçılığında kullanılan bir düğüm
turtle knot n. çeşitli ilmik teknikleri ile yapılan ve olta balıkçılığında kullanılan bir düğüm
Military
sword knot n. kılıç püskülü
Ornithology
japanese knot (calidris tenuirostris) n. kuzeydoğu asya'ya özgü kahverengi ve beyaz tüylü bir kumkuşu
Slang
don't get your bloomers in a knot n. dur hemen heyecan yapma
don't get your bloomers in a knot expr. dur hemen tribe girme
British Slang
balloon knot n. göt
balloon knot n. kıç
Star Wars
knot holes n. budak delikleri