maddi - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

maddi



Sens de "maddi" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
maddi material adj.
maddi tangible adj.
General
maddi earthbound n.
maddi concrete adj.
maddi temporal adj.
maddi earthly adj.
maddi worldly adj.
maddi corporeal adj.
maddi earthy adj.
maddi substantial adj.
maddi materialistic adj.
maddi pecuniary adj.
maddi matter-of-fact adj.
maddi physical adj.
maddi bodily adj.
maddi real adj.
maddi substantive adj.
maddi banausic adj.
maddi banausian adj.
maddi earthly adj.
maddi factual adj.
maddi glandular adj.
maddi gross adj.
maddi dry adj.
maddi fanciless adj.
maddi pecunial [obsolete] adj.
maddi corporate [obsolete] adj.
maddi outward adj.
maddi public adj.
Trade/Economic
maddi substantial adj.
maddi pecuniary adj.
maddi tangible adj.
Law
maddi corporal adj.
maddi corporeal adj.
maddi carnal adj.
maddi tangible adj.
maddi pecuniary adj.
Technical
maddi physical adj.

Sens de "maddi" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
maddi olmayan intangible adj.
maddi olmayan immaterial adj.
General
maddi hasar material damage n.
maddi aktifler tangible assets n.
maddi destek sağlayan kimse sponsor n.
destek (maddi/manevi) support n.
maddi ve manevi destek material aid and spiritual support n.
hırslı ve maddi şeylere aşırı önem veren meslek sahibi genç yuppy n.
maddi gereksinim material need n.
maddi kültür material culture n.
maddi kayıp financial damage n.
maddi hasar financial damage n.
maddi hasar financial loss n.
maddi kayıp financial loss n.
maddi durum financial situation n.
maddi destek monetary backing n.
maddi destek monetary assistance n.
maddi destek financial support n.
maddi sorun financial trouble n.
maddi sıkıntı financial problem n.
maddi sıkıntı financial difficulty n.
maddi sorun financial difficulty n.
maddi sıkıntı financial trouble n.
maddi sorun financial problem n.
maddi manevi hasar financial and emotional damage n.
maddi manevi tazminat material and moral indemnities n.
maddi rahatlık financial comfort n.
maddi rahatlık financial security n.
maddi rahatlık prosperity n.
maddi olanak financial potential n.
maddi olanak financial possibility n.
maddi geçimsizlik financial incompatibility n.
maddi talep financial demand n.
maddi talep financial request n.
maddi hasarlı kaza accident resulting in material damage n.
maddi refah material well-being n.
maddi risk material risk n.
maddi ve kültürel ihtiyaçlar material and cultural wants n.
maddi zarar physical injury n.
maddi imkansızlık financial impossibility n.
maddi/fiziksel imkansızlık physical impossibility n.
maddi ve manevi destek moral and material support n.
maddi manevi destek moral and material support n.
maddi imkan financial possibility n.
maddi birikim savings n.
maddi kaygı financial worries n.
maddi kaygı financial worry n.
maddi olanağı kısıtlı one with limited finances n.
maddi olanağı kısıtlı one with limited financial means n.
maddi zorluk financial difficulty n.
maddi beklenti materialistic expectation n.
maddi varlık tangible asset n.
diğer insanlara maddi veya manevi kişisel çıkar gözetmeksizin yararlı olmaya çalışma altruism n.
sanatsal etkinliklere maddi olarak destek olan kimse patron of arts n.
somut/maddi hal tangible form n.
maddi yetersizlik financial incapability n.
maddi yetersizlik financial difficulty n.
maddi altyapı tangible infrastructure n.
maddi konu financial matter n.
maddi yaşam material life n.
dini nedenlerden çok maddi menfaatler için kendisini hıristiyan olarak gösteren kimse rice christian n.
ısının maddi bir madde olduğuna inanan kimse calorist [old-fashioned] n.
maddi varlık tangible n.
maddi mal tangible n.
maddi mülk tangible n.
maddi varlık tangible possession n.
maddi mal tangible possession n.
maddi mülk tangible possession n.
maddi şeylerle ilgili olmama nonattachment n.
maddi durumu iyi olan kimse nonpoor n.
maddi durumu yetersiz kimse needy n.
maddi olan şey temporal n.
maddi olma temporariness n.
maddi olma terreity [obsolete] n.
maddi olma thinginess n.
maddi ve manevi dönüşümlere neden olabilen simya özelliği tincture [obsolete] n.
maddi başlangıç ancestry n.
maddi yardımda bulunma bail-out n.
maddi yardımda bulunma bailout n.
(maddi olmayan bir şey) temel underpinning n.
maddi durumu iyi olan aileler affluent families n.
maddi olmama untangibility n.
yatırım veya ticaret başarısızlıkla sonuçlandığında ödenmesi gereken maddi bedel malus n.
maddi hasar haircut n.
maddi kayıp haircut n.
ruhani boyutla maddi dünya arasında aracılık yapma sanatı veya faaliyeti mediumism n.
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç mess of pottage n.
fikir, kültürel standart veya benzeri maddi olmayan şeyleri ileten kimse middleman n.
kişilere veya kurumlara özellikle maddi yardımda bulunan kimse helper n.
maddi kazanç money n.
maddi gerçeklik objectivity n.
maddi zenginlik arayışı golden calf n.
maddi veya görsel temsil image n.
gayri maddi şey impersonal n.
gayri maddi şey impersonality n.
maddi rahatlığın olmaması improsperity [obsolete] n.
asli değeri bulunan, taşınabilir ve maddi kişisel servet good n.
bireyin kültürel ve maddi gelişimini destekleyen uyumlu yaşam good life n.
maddi olmama incorporality [obsolete] n.
maddi olmayan şey incorporeal n.
(hak, nitelik) maddi olmayan unsur incorporeality n.
maddi olmayan varlık incorporeity n.
maddi olmayan özellik incorporeity n.
güç veya maddi avantaj arzusuyla gelen manevi veya entelektüel tatminsizlik faustianism n.
maddi var oluş corporature n.
maddi dünya outward n.
maddi destek pudding n.
maddi kazanç pudding n.
maddi rahatlık secundation n.
maddi olarak zenginleşme self-enrichment n.
okulun maddi destek amacıyla öğrenciye sunduğu yarı zamanlı çalışma programı self-help n.
parasal veya maddi kaynaklar sinew n.
maddi açıdan güvenilirlik solidness n.
maddi yardım sportula n.
maddi yardım sportule n.
(erkek için) maddi getiri sağlayan mal stock [obsolete] n.
maddi yardım subsidisation [uk] n.
maddi sponsor subsidiser [uk] n.
maddi açıdan destekleyen kimse subsidiser [uk] n.
maddi destek sunan kimse subsidiser [uk] n.
maddi olarak destekleme subsidization [us] n.
maddi sponsor subsidizer [us] n.
maddi açıdan destekleyen kimse subsidizer [us] n.
maddi destek sunan kimse subsidizer [us] n.
maddi destek symbol n.
maddi zarar vermek damage financially v.
maddi olarak gücü yetmek afford v.
maddi olarak daha iyi bir duruma gelmek get ahead v.
maddi yardımda bulunmak aid financially v.
maddi yardımda bulunmak help financially v.
sıkıntıda olmak (maddi yönden) be financially straitened v.
sıkıntı çekmek (maddi yönden) be financially straitened v.
sıkıntısı olmak (maddi yönden) be financially straitened v.
maddi sıkıntı içinde olmak be in financial difficulties v.
maddi sıkıntı çekmek be in financial difficulties v.
maddi sıkıntılarla yüzyüze olmak hard put v.
maddi sıkıntı içinde olmak hard put v.
(moral ya da maddi açıdan) destek sağlamak gather round v.
maddi yönden desteklemek patronize v.
maddi imkan sağlamak provide financial opportunity v.
maddi destekte bulunmak provide financial support v.
maddi destek vermek provide financial support v.
maddi yönden desteklemek support financially v.
maddi destekte bulunmak give financial support v.
maddi destek vermek give financial support v.
maddi açıdan yardımcı olmak support financially v.
maddi açıdan yardımcı olmak help financially v.
maddi tazminat almak receive material compensation v.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak bail out somebody v.
maddi olarak destekleyerek kurtarmak/rahatlatmak bail somebody out v.
desteklemek (maddi olarak) support financially v.
maddi olarak desteklemek support financially v.
birine maddi destek vermek help someone out financially v.
(maddi) gücü yetmemek can't afford v.
maddi gücü yetmek afford v.
maddi sıkıntı çekmek be in financial difficulty v.
maddi yönden desteklemek patronise v.
maddi açıdan parası yetmek can afford to v.
maddi gücü yetmek affoord [obsolete] v.
maddi destekte bulunmak aid v.
maddi sıkıntı yaşamak be ill off v.
maddi destek vemek sponsor v.
maddi değer biçmek monetise v.
maddi boyut eklemek corporealize v.
maddi boyut eklemek corporealise v.
(birinin yeteneğinden) maddi başarı elde etmek için istifade etmek parlay v.
maddi zorluk yaşamak scuffle v.
maddi destek sağlamak subvention v.
maddi destek sağlamak subventionize v.
(maddi olarak) desteklemek support v.
maddi olmayan nonmaterial adj.
gayrı maddi nonmaterial adj.
maddi olmayan nonmaterialistic adj.
maddi yönden güçlü financially powerful adj.
maddi olmayan non-material adj.
gayrı maddi non-material adj.
maddi olmayan non-pecuniary adj.
maddi olanağı kısıtlı impoverished adj.
maddi olanağı kısıtlı destitute adj.
maddi olanağı kısıtlı of/having limited means adj.
maddi olanakları olan able adj.
maddi olanaklara sahip able adj.
maddi olarak yıkıma uğratan (hastalık) catastrophic adj.
maddi şeylerle ilgili olmayan nonattached adj.
sadece maddi olayların anlaşılabileceğini ve manevi meselelerin veya onların nihai sebeplerinin bilinmesinin imkansız olduğunu düşünen nescient adj.
maddi olmayan unbodied adj.
maddi olmayan uncorporal adj.
maddi hale getirilmemiş unmaterialized adj.
maddi sorun teşkil eden yükümlülükleri olmayan unmortgaged adj.
maddi olmayan unworldly adj.
maddi olmayan bodyless adj.
maddi olmayan bodyless adj.
maddi bir şekilde worldly adj.
maddi olmayan incarnate adj.
maddi refaha ait circumstantial adj.
maddi olmayan incorporal [obsolete] adj.
maddi olmayan incorporall adj.
maddi kazançlar için manevi değerlerini kurban eden faustian adj.
maddi sıkıntıda olan disadvantaged adj.
maddi olmayan discorporate adj.
maddi olarak desteklenen fixed adj.
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan semiamateur adj.
maddi olmayan separate adj.
maddi olarak güvende solid adj.
maddi destek alan sponsored adj.
maddi olarak gücü yeter bir biçimde affordably adv.
maddi olarak concretely adv.
maddi olarak earthily adv.
maddi ve manevi olarak materially and spiritually adv.
maddi ve manevi olarak materially and morally adv.
maddi olarak materially adv.
maddi yönden materially adv.
maddi olmadan untangibly adv.
maddi olarak concretively [obsolete] adv.
maddi olarak pecuniarily adv.
maddi açıdan daha iyi bir duruma girmek get ahead v.
Phrasals
maddi destekte bulunmak see through v.
maddi destek vermek dig up v.
Phrases
maddi ve manevi material and nonmaterial expr.
Proverb
saygın bir isme sahip olmak maddi miras kadar önemlidir a good name is a second inheritance
iyi bir itibar/isim bırakmak maddi miras kadar önemlidir a good name is a second inheritance
maddi anlaşmazlıklar önlenirse arkadaşlıklar bozulmaz good accounting makes good friends
Colloquial
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
1970'ten sonra doğup ailelerine kıyasla daha az maddi güvenceye sahip yetişkinlerin oluşturduğu kuşak ipod generation n.
maddi destek vermek angel v.
maddi açıdan fakir poor in money adj.
maddi sıkıntıda in the hole adj.
maddi zorluğa düşmüş in the hole adj.
Idioms
maddi olarak rahatlık comfortable circumstances n.
maddi olarak rahatlık comfortable circumstances n.
maddi arzular/istekler earthly desires n.
maddi arzular/istekler worldly desires n.
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
çok çalışarak herkesin maddi başarı elde edebileceği düşüncesi/inancı the american dream n.
maddi durum bankbook n.
maddi değerinin dışında bir değeri olmayan yazı/kitap pot boiler n.
kültür-sanata maddi çıkarlarla yaklaşan kimse culture-vulture n.
maddi kaynakları tüketmiş olmak be on her beam ends v.
maddi olarak zor bir dönemden geçmek be bleeding red ink v.
(toplumsal, siyasi ve/veya maddi durum) yükselmek get on in the company v.
bir hedefi gerçekleştirmek uğruna maddi riske girmek skin in the game v.
birisine maddi yönden bağımlı olmak live in someone's pocket v.
maddi yönden ömür boyu rahat olmak/hiç sorun yaşamamak set for life v.
maddi/finansal olarak karşılamak put money up (for something) v.
maddi desteği kesmek cut the umbilical cord v.
(maddi olarak) dara düşmek have a thin time of it v.
(maddi olarak) dara düşmek have a thin time v.
(maddi olarak) dara düşmek become pressed for cash v.
(maddi olarak) dara düşmek be pushed for money v.
(maddi olarak) dara düşmek get pressed for cash v.
(maddi olarak) dara düşmek get pressed for money v.
(maddi olarak) dara düşmek become pushed for cash v.
(maddi olarak) dara düşmek be pushed for cash v.
(maddi anlamda) rahatı yerinde olmak be sitting pretty v.
(maddi olarak) dara düşmek be pressed for cash v.
(maddi olarak) dara düşmek become pressed for money v.
(maddi olarak) dara düşmek become pushed for money v.
(maddi olarak) dara düşmek get pushed for cash v.
(maddi olarak) dara düşmek get pushed for money v.
(maddi olarak) dara düşmek be pressed for money v.
bir amaca yönelik maddi katkı sağlamak kick the tin [australia] v.
maddi durumu iyi olmak eat high off the hog v.
maddi olarak çatırdamak feel the crunch v.
maddi açıdan zorlanmak feel the crunch v.
maddi olarak gerilmek feel the crunch v.
maddi çıkmaza girmek feel the crunch v.
maddi darlığa düşmek feel the crunch v.
maddi sıkıntıya girmek feel the crunch v.
maddi krize girmek feel the crunch v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek go cap in hand (to someone) [uk] v.
maddi zorluğa düşmek go on the rocks v.
maddi durumu birden bozulmak go on the rocks v.
maddi durumunu iyileştirmek go up in the world v.
maddi durumu iyileşmek come up in the world v.
maddi durumu kötüleşmek go down in the world v.
maddi sorunları zar zor aşmaya çalışmak get (one's) head above water v.
maddi sıkıntıları bertaraf etmeye çalışmak get (one's) head above water v.
maddi sorunları zar zor aşmaya çalışmak get one's head above water and have one's head above water v.
maddi sıkıntıları bertaraf etmeye çalışmak get one's head above water and have one's head above water v.
maddi sorunları zar zor aşmaya çalışmak have (one's) head above water v.
maddi sıkıntıları bertaraf etmeye çalışmak have (one's) head above water v.
maddi sorunları zar zor aşmaya çalışmak keep (one's) head above water v.
maddi sıkıntıları bertaraf etmeye çalışmak keep (one's) head above water v.
maddi olarak zar zor idare etmek keep one's head above water v.
maddi/parasal yönden hiçbir sıkıntısı olmamak be not short of a penny (or two) v.
(ihtiyaç veya fakirlikten dolayı) maddi yardım almak be on relief v.
maddi/sosyal başarı yolunda ilerlemek be on the make v.
maddi/sosyal başarısı artmak be on the make v.
maddi/sosyal başarısı yükselişte olmak be on the make v.
birden maddi sıkıntıya/darlığa düşmek be on the rocks v.
maddi durumu kötüleşmiş olmak be down on your luck v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek go cap in hand (to somebody) [uk] v.
utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek go hat in hand (to somebody) [us] v.
birinden utana sıkıla yardım/maddi estek istemek go hat in hand to someone [us] v.
birinden başı önde yardım/maddi destek istemek go hat in hand to someone [us] v.
maddi olarak zar zor idare etmek keep your head above water v.
birisine maddi yönden bağımlı olmak live in (one's) pocket v.
maddi/finansal olarak karşılamak put money up v.
maddi kayba uğramak take a haircut v.
maddi açıdan iyileştirmek sweeten (up) the pot v.
maddi durumu kötü on the town adj.
maddi durumu kötü upon the town adj.
maddi sıkıntı içerisinde financially embarrassed adj.
maddi durumu iyi high off the hog adj.
maddi açıdan rahat made in the shade adj.
maddi durumu kötü bir halde living hand to mouth adj.
maddi durumu kötü bir halde on the town adv.
maddi durumu kötü bir halde upon the town adv.
maddi olarak karlı duruma into the black expr.
(birinin) maddi olanaklarının ötesinde/üstünde beyond (one's) means expr.
maddi olanaklarının ötesinde/üstünde beyond means expr.
(birini) maddi olarak aşan out of (one's) league expr.
Speaking
(maddi olarak) buna gücüm yetmez I can't afford it expr.
Trade/Economic
asıl ve maddi delil corpus delicti n.
ayrılabilir maddi duran varlıklar separable assets n.
büyük maddi ceza serious capital punishment n.
bilançodaki maddi duran varlıkların gösterimi cost model n.
cari dönemdeki maddi duran varlık hareketleri movements of fixed assets in current period n.
diğer maddi duran varlıklar other tangible fixed assets n.
diğer maddi duran varlıklar other fixed assets n.
diğer maddi olmayan duran varlıklar other non-current assets n.
diğer maddi duran varlıklar other tangible assets n.
diğer maddi varlıklar other tangible assets n.
diğer maddi olmayan duran varlıklar other intangible fixed assets n.
diğer maddi olmayan duran varlıklar other intangible assets n.
diğer maddi duran varlıklar other tangible fix assets n.
elden çıkarılacak stoklar ve maddi duran varlıklar inventories and tangible fixed assets to be sold n.
elden çıkarılacak stok maddi duran fixed assets and inventories which are obsolete or damaged n.
elden çıkarılacak stoklar ve maddi duran varlıklar fixed assets and inventories to be sold n.
gayri maddi duran varlıkların amortismanı depreciation of intangible fixed assets n.
gayri maddi sabit varlık intangible fixed asset n.
gayri maddi aktif intangible assets n.
gayri maddi kıymet intangible value n.
gayrı maddi haklar nonmaterial rights n.
gayri maddi duran varlıklardan düşülen miktarlar amounts written off intangible fixed assets n.
gayri maddi sermaye intangible capital n.
gayri maddi intangible n.
gayri maddi duran varlıkların yeniden değerlendirilmesinden kaynaklanan fazlalık surplus arising on revaluation of intangible fixed assets n.
gayri maddi mülkiyet intangible property n.
gerekli maddi veya manevi donanım wherewithal n.
işin normal seyri sırasında maddi duran varlıkların tasfiyesinden haynaklanan kazançlar gains on disposal of tangible fixed assets in the ordinary course of business n.
maddi olmayan duran varlık intangible asset n.
maddi duran varlıklar tangible long lived assets n.
maddi amortisman physical depreciation n.
maddi denetim physical check n.
maddi hayat physical life n.
maddi duran varlık real asset n.
maddi varlıklar corporeal goods n.
maddi duran varlıklar real assets n.
maddi güç financial power n.
maddi hata error of fact n.
marka gibi maddi olmayan malların şirketteki değeri goodwill n.
maddi zarar tangible damage n.
maddi tazminat monetary damages n.
maddi zarar pecuniary injury n.
maddi değer şartı material value clause n.
maddi duran varlıklar grubu class of property n.
maddi borç pecuniary debt n.
maddi olmayan duran varlıklar için birikmiş amortisman accumulated amortization n.
maddi olmayan mallardan kaynaklanan ek değer goodwill n.
maddi hasar material damage n.
maddi duran varlıklar property plant and equipment n.
maddi eşya değeri tangible value n.
maddi kazanç financial gain n.
maddi sorumluluk pecuniary liability n.
maddi olmayan şeylere ilişkin haklar incorporeal hereditaments n.
maddi duran varlıklara yapılan ek yatırım harcamaları capital expenditure n.
maddi olmayan zarar non-pecuniary injury n.
maddi temerrüt material default n.
maddi tasarruf hard saving n.
maddi değeri olmayan varlıklar fictitious assets n.
maddi varlıkların hurda değeri salvage value of tangible assets n.
maddi duran varlıklar tangible-fixed assets n.
maddi ölçüt material measure n.
maddi olmayan duran varlıklar intangible fixed assets n.
maddi duran varlıklar plant and equipment property n.
maddi duran varlıklar tangible fixed assets n.
maddi hasar ve giderleri kapsayan sigorta average insurance n.
maddi aşınma physical depreciation n.
maddi olmayan haklar nonmaterial rights n.
maddi varlıklar physical assets n.
maddi duran varlıkların işin normal seyrinde kullanımından kaynaklanan zararlar losses on disposal of tangible fixed assets in the ordinary course of business n.
maddi duran varlık yeniden değerleme artış fonu revaluation fund n.
maddi olmayan sermaye intangible capital n.
maddi bütçe physical budget n.
maddi duran varlıklar grubu class of property plant and equipment n.
maddi hasar tazminatı fee damages n.
maddi mallar tangible goods n.
maddi olumsuz etki material adverse effect n.
maddi olmayan tasarruf soft saving n.
maddi güç financial capability n.
maddi destek pecuniary support n.
maddi eşyanın değeri tangible value n.
maddi menfaati olmayan bir kimse lehine yapılan hayat sigortası gambling policy n.
maddi kusur substance defect n.
maddi olmayan hasar non-pecuniary damage n.
maddi haklar material rights n.
maddi fedakarlık pecuniary sacrifice n.
maddi duran varlık property plant and equipment n.
maddi olmayan aktifler intangibles n.
maddi kıymet tangible asset n.
maddi kazanç monetary gain n.
maddi duran varlıkların yeniden değerlendirilmesinden kaynaklanan fazlalık surplus arising on revaluation of tangible fixed assets n.
maddi sorumluluklar financial responsibilities n.
maddi zarar physical injury n.
maddi olmayan duran varlıklar intangible long lived assets n.
maddi zarar real injury n.
maddi bolluk material abundance n.
maddi hasar real injury n.
maddi duran varlık hard asset n.
maddi refah material wellbeing n.
maddi olmayan duran varlıklar intangible assets n.
maddi bilanço financial loss n.
maddi mallar corporal goods n.
maddi olmayan haklar intangible assets n.
maddi zarar pecuniary loss n.
maddi sabit varlıklar defteri plant ledger n.
maddi sermaye tangible capital n.
maddi hata mistake in fact n.
maddi gelirlerin bir kısmının toplumsal duyarlılık kapsamında bağışlanmasını içeren pazarlama cause marketing n.
maddi duran varlıklardan düşülen miktarlar amounts written off tangible fixed assets n.
maddi yükümlülük pecuniary obligation n.
maddi sözleşme material contract n.
maddi envanter kontrolü physical inventory control n.
maddi olmayan varlıklar intangible assets n.
maddi olmayan sermaye intangible property n.
maddi duran varlık tangible asset n.
maddi olmayan aktifler intangible assets n.
maddi varlık physical asset n.
maddi denge material balance n.
maddi teminat collateral n.
maddi kıymetler tangible assets n.
maddi olmayan duran varlıklar birikmiş amortismanı accumulated amortization n.
maddi olmayan mallar intangible goods n.
maddi avarya damage n.
maddi duran varlıkların amortismanı depreciation of tangible fixed assets n.
maddi olmayan uzun ömürlü varlıklar intangible long lived assets n.
maddi özkaynak tangible common equity n.
maddi değerlerin toplamı tangible value n.
maddi aktifler tangible assets n.
maddi zarar material damage n.
maddi gelirlerin bir kısmının toplumsal duyarlılık kapsamında bağışlanmasını içeren pazarlama cause-related marketing n.
maddi kusur material defect n.
maddi teminat karşılığı ikrazat loan on collateral n.
maddi olmayan zarar nonpecuniary injury n.
maddi alacak pecuniary claim n.
maddi mallar tangible property n.
maddi gerektirme material implication n.
maddi noksanlık substance defect n.
maddi kaynak pecuniary resource n.
maddi kaynaklar physical resources n.
maddi varlıklar tangible assets n.
maddi servet material wealth n.
maddi doğruluk testi substantive test n.
maddi mallara ilişkin brüt yatırım gross investment in tangible goods n.
maddi hata error in fact n.
maddi duran varlık satış karı veya zararı gain or loss on sale of assets n.
maddi aktif tangible asset n.
maddi olmayan varlıklar intangible assets n.
maddi duran varlıklar tangible assets n.
satın alınan, imal veya inşa edilen maddi duran varlıkların maliyeti cost of fixed assets purchased, produced or constructed n.
üretime yardımcı olan herhangi bir maddi sabit varlık facility n.
yatırım konusu maddi duran varlıklar investment property n.
maddi ve maddi olmayan bütün mal varlığı assets n.
maddi mal varlığı material resource n.
özellikle fakir veya gelişmekte olan ülkelerde maddi olanağı kısıtlı olanlara girişimler için sağlanan düşük miktarlı kredi microloan n.
maddi sıkıntılar nedeniyle daha az önemli faturaları ödemeyi erteleme load-shedding n.
patent gibi gayri maddi haklardan elde edilen gelirlere vergi indirimleri uygulanması patent box regime n.
(hisse senedi, gayri maddi kıymette) keskin düşüş dive n.
maddi kaynaklar finance n.
maddi destek sağlama finance n.
maddi yardım economic aid n.
maddi durum financial condition n.
maddi yükümlülük financial obligation n.
uzun vadeli maddi varlıklar fixed assets n.
maddi değer physical value n.
(yeterince temsilcisi olmayan bir grup için) belirli bir maddi imkan oranını gerekli kılan program türü set-aside n.
maddi yardımda bulunmak provide financial assistance v.
maddi değer taşıyan varlıkları koruma altına almak impound v.
maddi olmayan intangible adj.
maddi olmayan immaterial adj.
maddi olmayan incorporeal adj.
maddi açıdan uygun dependable adj.
başka milletten maddi yardım alan bir milletin kurduğu (fon) counterpart adj.
maddi yönden financially adv.
maddi olmayan duran varlıklara ilişkin on intangible fixed assets expr.
maddi duran (sabit) varlıklara ilişkin on tangible fixed assets expr.
Law
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup da mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse amicus curiae n.
davanın maddi unsurları fact n.
dava ile ilgili olmadığı halde duruşmada hazır olup ta mahkemenin dikkatini maddi veya hukuki bir meseleye celbeden kimse friend of the court n.
gayri maddi mal incorporeal property n.
gayri maddi hak intangible right n.
gayri maddi hakların korunması protection of intellectual property rights n.
gayri maddi haklar intangible rights n.
kocası tarafından terkedilen eşin maddi çıkarlarının korunması amacıyla çıkarılan mahkeme kararı protection order n.
maddi olgu material fact n.
maddi ve manevi tazminat pecuniary and non-pecuniary damages n.
maddi menfaat material benefit n.
maddi hukuk substantive law n.
maddi teminat collateral n.