muzzle - Turc Anglais Dictionnaire

muzzle

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "muzzle" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 37 résultat(s)

Anglais Turc
General
muzzle n. ağız
The mother dog raised her muzzle when she perceived the smell of the meat.
Anne köpek etin kokusunu algıladığında ağzını yukarı kaldırdı.

More Sentences
muzzle n. ağızlık
She shouldn't have kept the muzzle on her dog the whole day.
Köpeğinin ağızlığını bütün gün takmaması gerekirdi.

More Sentences
muzzle v. ağızlık takmak
Casey couldn't muzzle Rocket as he headed for the hills.
Casey, tepelere doğru ilerleyen Roket'e ağızlık takamamış.

More Sentences
muzzle v. susturmak
There cannot be a better way of muzzling representatives of the public.
Halkın temsilcilerini susturmanın daha iyi bir yolu olamaz.

More Sentences
muzzle n. hayvan burnu
muzzle n. burunsalık
muzzle n. tüfek ağzı
muzzle n. hayvanın ağız ve burnu
muzzle n. ağızlık (köpek vb)
muzzle n. top/tüfek ağzı
muzzle n. burunluk (hayvan)
muzzle n. insan yüzü
muzzle n. insan ağzı
muzzle n. sansür
muzzle n. baskı
muzzle n. ifadeyi sınırlandıran şey
muzzle v. çanına ot tıkamak
muzzle v. burunsalık takmak
muzzle v. ağzını bağlamak
muzzle v. burunla eşmek
muzzle v. burunla eşelemek
muzzle v. burunla dürtmek
muzzle v. burnunu sürtmek
muzzle v. (yelkeni) dolamak
muzzle v. (yelkeni) toplamak
muzzle v. susturmak
muzzle v. sansürlemek
Technical
muzzle n. namlu ağzı
Physics
muzzle n. tüfek
Military
muzzle n. namlu ağzı
Hunting
muzzle n. alev gizleyen
muzzle n. namlunun ön ucu
muzzle n. namlu ucu
muzzle n. top ağzı
muzzle v. silahı doğrultmak
Archaic
muzzle n. saban halkası
muzzle n. pulluk halkası

Sens de "muzzle" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 43 résultat(s)

Anglais Turc
General
muzzle (gun) n. ağız
Tom stroked the horse's muzzle.
Tom atın ağzını okşadı.

More Sentences
dog muzzle n. köpek ağızlığı
put a muzzle on v. ağızlık takmak(hayvan vb.'ye)
Technical
muzzle velocity n. ilk hız
standard muzzle velocity n. standart ilk hız
muzzle wave n. ağız basınç dalgası
muzzle flash n. ağız alevi
Computer
muzzle youtube v. youtube'yi susturmak
Military
muzzle blast n. namlu ağzı basıncı
muzzle boresight n. namlu nişan hattı kontrol diski
muzzle pressure n. namlu ağzı basıncı
muzzle-loading gun n. namludan doldurulan silah
muzzle compensator n. namlu ağzı dengeleme cihazı
muzzle wave n. namlu ağzı basınç dalgası
muzzle velocity n. namlu ilk hızı
muzzle flash n. namlu alevi
muzzle burst n. namlu ağzı paralanması
muzzle brake n. namlu ağız baskısı
muzzle velocity n. namlu çıkış hızı
muzzle boresight n. namlu ağzı nişan hattı kontrol kovanı
multi-slotted muzzle n. çok delikli namlu ağız baskısı
double baffle muzzle n. çift kademeli namlu ağız baskısı
developed muzzle velocity n. fiili ilk hız
muzzle velocity n. ilk hız
muzzle velocity error n. ilk hız hatası
muzzle velocity n. ilk hız (silahta)
muzzle loading n. ağızdan yüklemeli
muzzle loading n. ağızdan yükleme
firing table muzzle velocity n. atış cetveli ilk hızı
muzzle bell n. alev gizleyen huni
muzzle sight n. arpacık
Hunting
muzzle loading n. namludan dolma silah
muzzle velocity n. ilk hızı
muzzle velocity n. mermi veya saçmanın namludan çıkış hızı
muzzle crown n. namlu ağzı şevi
gun muzzle n. namlu ağzı
muzzle energy n. mermi veya saçmanın namludan çıkış enerjisi
muzzle device n. sürgünün öne arkaya hareketi
muzzle-loader n. ağızdan dolma silah
muzzle loader n. ağızdan dolma eski bir tür silah
muzzle up v. silahı kaldırarak hedefe doğrultmak
muzzle down v. silahı indirerek hedefe doğrultmak
muzzle-loading adj. ağızdan dolan (silah)