silence

Sens de "silence" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 45 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	silence n.	sessizlik
The silence fell upon the room by midnight. Gece yarısına doğru odaya sessizlik çöktü. More Sentences
2	Common Usage	silence v.	susturmak
Opponents have been silenced. Rakipleri susturulmuşlardı. More Sentences
3	Common Usage	silence n.	suskunluk
General
4	General	silence n.	sükut
Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold. Bazıları sözün gümüş, sükutun ise altın olduğunu söyler. More Sentences
5	General	silence n.	iki satır yazmama
Her silence hurts me deeply. Onun iki satır yazmaması beni derinden yaralıyor. More Sentences
6	General	silence interj.	sessiz ol!
Silence, you fool! Sessiz ol, seni aptal! More Sentences
Technical
7	Technical	silence n.	sessizlik
They sat in silence for a while. Bir süre sessizlik içerisinde oturdular. More Sentences
8	Technical	silence n.	sükut
Some say that speech is worth silver, but silence is worth gold. Bazıları söz gümüşse sükut altındır diyorlar. More Sentences
General
9	General	silence n.	susku
10	General	silence n.	susma
11	General	silence n.	sır tutma
12	General	silence n.	ketumiyet
13	General	silence n.	huzur
14	General	silence n.	kayıtsızlık
15	General	silence n.	akıldan silinip gitme
16	General	silence n.	unutma
17	General	silence n.	az tanınmışlık
18	General	silence n.	bilinmezlik
19	General	silence n.	bir şeyi bilinir kılamama
20	General	silence n.	üstü kapalı ihmal
21	General	silence n.	gizlilik
22	General	silence n.	sessizlik dönemi
23	General	silence n.	merasimlerde sessizlik aralığı
24	General	silence n.	ölüm sonrası hal
25	General	silence n.	ölüm
26	General	silence n.	(damıtılmış alkollü içeceklerde) yavanlık
27	General	silence n.	açıkça söyleyememe
28	General	silence n.	dile getirmeyi reddetme
29	General	silence v.	bastırmak
30	General	silence v.	fikir beyanından alıkoymak
31	General	silence v.	(birinin) vaaz vermesini engellemek
32	General	silence v.	suskunlaşmak
33	General	silence v.	susmak
34	General	silence v.	(şüpheleri, korkuları) yatıştırmak
35	General	silence interj.	sus!
Technical
36	Technical	silence n.	ses çıkarmama
37	Technical	silence v.	sessizleştirmek
Biology
38	Biology	silence v.	genetik ifadesini engellemek
Religious
39	Religious	silence n.	kuveykırların meditasyona yönelik ibadet etme biçimi
40	Religious	silence n.	kuveykırların ibadet için toplanması
Military
41	Military	silence v.	karşı ateşle veya bombalamayla düşman ateşini durdurmak
Music
42	Music	silence n.	durak
43	Music	silence n.	es
44	Music	silence n.	ritmik sessizlik
45	Music	silence n.	müzik notasyonunda esleri bildiren karakter

Sens de "silence" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 175 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	in silence adv.	sessizce
There is another element which I would not like to pass over in silence. Sessizce geçiştirmek istemediğim bir başka unsur daha var. More Sentences
General
2	General	dead silence n.	ölüm sessizliği
There was dead silence on the train. Trende ölüm sessizliği vardı. More Sentences
3	General	break the silence v.	sessizliği bozmak
Breaking the silence is the first step. Sessizliği bozmak ilk adımdır. More Sentences
Proverb
4	Proverb	silence is golden	sükut altındır
Speech is silver, but silence is golden. Söz gümüşse sükût altındır. More Sentences
Idioms
5	Idioms	break the silence v.	sessizliği bozmak
I turn on the radio to break the silence. Sessizliği bozmak için radyoyu açtım. More Sentences
Speaking
6	Speaking	enjoy the silence expr.	sessizliğin tadını çıkart
Sometimes, it's just better to enjoy the silence. Bazen sessizliğin tadını çıkarmak daha iyidir. More Sentences
General
7	General	code of silence n.	suskunluk kodu
8	General	stand in silence n.	saygı duruşu
9	General	deathly silence n.	ölümsü bir sessizlik
10	General	deathly silence n.	ceset sessizliği
11	General	deathly silence n.	ölümcül sessizlik
12	General	code of silence n.	ispiyon etmeme yemini
13	General	code of silence n.	gamazlamama yemini
14	General	code of silence n.	sessizlik yemini
15	General	dead silence n.	ceset sessizliği
16	General	the sound of silence n.	sessizliğin sesi
17	General	conspiracy of silence n.	bir olay karşısında birlikte sessiz kalma
18	General	deathly silence n.	ölüm sessizliği
19	General	the great silence n.	büyük sessizlik
20	General	reduce someone to silence v.	birinin sesini kestirmek
21	General	observe a minute’s silence v.	bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak
22	General	break one’s silence v.	sessizliğini bozmak
23	General	endure in silence v.	acısını içine atmak
24	General	endure in silence v.	içine atmak
25	General	break one's silence v.	suskunluğunu bozmak
26	General	reduce someone to silence v.	birini susturmak
27	General	lapse into silence v.	sessizliğe gömülmek
28	General	keep silence minute v.	saygı duruşunda bulunmak
29	General	keep minute of silence v.	saygı duruşunda bulunmak
30	General	keep one's silence v.	sessizliğini korumak
31	General	fall into silence v.	sessizliğe bürünmek
32	General	maintain one's silence v.	sessizliğini korumak
33	General	break one's vow of silence v.	sessizliğini bozmak
34	General	keep one's silence v.	sessizliğini bozmamak
35	General	maintain one's silence v.	sessizliğini bozmamak
36	General	break the silence v.	sesizliği bozmak
37	General	breach the silence v.	sesizliği bozmak
38	General	subside into silence v.	sessizliğe bürünmek
39	General	relapse into silence v.	sessizliğe bürünmek
40	General	trail into silence v.	sessizliğe bürünmek
41	General	retreat into silence v.	sessizliğe bürünmek
42	General	lapse into silence v.	sessizliğe bürünmek
43	General	subside into silence v.	sessizliğe gömülmek
44	General	relapse into silence v.	sessizliğe gömülmek
45	General	trail into silence v.	sessizliğe gömülmek
46	General	retreat into silence v.	sessizliğe gömülmek
47	General	reduce to silence v.	çanına ot tıkamak
48	General	lapse into silence v.	sessizliğe dalmak
49	General	lapse into silence v.	sükuta dalmak
50	General	use the right to remain in silence v.	susma hakkını kullanmak
51	General	use the right to remain in silence v.	konuşmama hakkını kullanmak
52	General	maintain silence about v.	hakkında sessizliğini korumak
53	General	maintain silence about v.	hakkındaki sessizliğini korumak
54	General	call for a moment of silence v.	saygı duruşuna davet etmek
55	General	call for a moment of silence v.	saygı duruşuna çağırmak
56	General	break one's silence over match-fixing allegations against him/her v.	hakkındaki şike iddialarına karşı sessizliğini bozmak
57	General	observe a moment of silence v.	saygı duruşunda bulunmak
58	General	in silence adv.	ses çıkarmadan
Proverb
59	Proverb	speech is silver, but silence is gold	söz gümüşse sükut altındır
60	Proverb	speech is silver, but silence is gold	söz gümüş ise sükut altındır
61	Proverb	silence speaks louder than words	söz gümüşse sükut altındır
62	Proverb	silence means consent	susmak kabul etmek demektir
63	Proverb	silence means consent	sessiz kalmak kabul etmektir
64	Proverb	silence means consent	sükut ikrardan gelir
65	Proverb	silence means consent	bir şeye itiraz etmezsen onu desteklediğin zannedilir
66	Proverb	speech is silver, but silence is golden	söz gümüşse sükut altındır
67	Proverb	speech is silver, silence is golden	söz gümüşse sükut altındır
Colloquial
68	Colloquial	uncomfortable silence n.	rahatsız edici sessizlik
69	Colloquial	uncomfortable silence n.	rahatsız eden sessizlik
70	Colloquial	blue code of silence [us/south africa] n.	mavi sessizlik yasası
71	Colloquial	blue code of silence [us/south africa] n.	polislerin birbirini koruması
72	Colloquial	blue wall of silence n.	mavi sessizlik duvarı
73	Colloquial	blue wall of silence n.	polislerin birbirini koruması
74	Colloquial	blue wall of silence n.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
75	Colloquial	blue code of silence [us/south africa] n.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
76	Colloquial	radio silence n.	uzun süre aramalara veya mesajlara cevap vermeme
77	Colloquial	share silence v.	sessizliği paylaşmak
Idioms
78	Idioms	a conspiracy of silence n.	sessizlik yemini
79	Idioms	heavy silence n.	gergin sessizlik
80	Idioms	conspiracy of silence n.	sessizlik yemini
81	Idioms	a pregnant silence n.	manalı/anlamlı duraksama
82	Idioms	heavy silence n.	fırtına öncesi sessizliği
83	Idioms	conspiracy of silence n.	sessizlik anlaşması
84	Idioms	a conspiracy of silence n.	sessizlik anlaşması
85	Idioms	a conspiracy of silence n.	suskun kalma kararı
86	Idioms	conspiracy of silence n.	suskun kalma kararı
87	Idioms	a pregnant silence n.	birçok şey yüklü sessizlik
88	Idioms	heavy silence n.	rahatsız edici sessizlik
89	Idioms	blue code of silence [us/south africa] n.	polislerin birbirini koruması
90	Idioms	blue code of silence [us/south africa] n.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
91	Idioms	deafening silence n.	tek çıt çıkmadığı durum
92	Idioms	deafening silence n.	ölüm sessizliği
93	Idioms	deafening silence n.	sağır edici sessizlik
94	Idioms	heavy silence n.	sıkıntılı bir sessizlik
95	Idioms	heavy silence n.	ağır bir sessizlik
96	Idioms	an eloquent silence n.	susmanın erdemi
97	Idioms	an eloquent silence n.	dokunaklı suskunluk
98	Idioms	an eloquent silence n.	konuşmaktan daha etkili suskunluk
99	Idioms	an eloquent silence n.	çok şey anlatan suskunluk
100	Idioms	an eloquent silence n.	kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
101	Idioms	a heavy silence n.	rahatsız edici bir sessizlik/ortam
102	Idioms	a heavy silence n.	gergin bir sessizlik/ortam
103	Idioms	a heavy silence n.	sıkıntılı bir sessizlik/ortam
104	Idioms	a pregnant silence n.	bir şeylere gebe bir sessizlik/duraksama
105	Idioms	a pregnant silence n.	manalı/anlamlı sessizlik
106	Idioms	a pregnant silence n.	manalı duraksama
107	Idioms	a pregnant silence n.	birçok şey yüklü sessizlik
108	Idioms	a pregnant silence n.	anlamlı duraksama
109	Idioms	eloquent silence n.	susmanın erdemi
110	Idioms	eloquent silence n.	dokunaklı suskunluk
111	Idioms	eloquent silence n.	anlamlı sessizlik
112	Idioms	eloquent silence n.	çok şey anlatan suskunluk
113	Idioms	eloquent silence n.	kelimelerden daha çok şey anlatan/daha etkili olan suskunluk
114	Idioms	eloquent silence n.	konuşmaktan daha etkili suskunluk
115	Idioms	stunned silence n.	ölüm sessizliği
116	Idioms	wall of silence n.	polisler arasında memurların kanunsuz davranışlarının saklanması/dile getirilmemesi
117	Idioms	wall of silence n.	polisler arasındaki yazılı olmayan sessizlik kanunu
118	Idioms	wall of silence n.	duvar gibi olma
119	Idioms	wall of silence n.	sessizliğini koruma
120	Idioms	wall of silence n.	ağzını bıçak açmama
121	Idioms	wall of silence n.	sessiz kalma
122	Idioms	lapse into silence v.	sessizliğe gömülmek
123	Idioms	lapse into silence v.	sessizliğe bürünmek
124	Idioms	break the silence v.	gizli tutulan bir şeyi dile getirmek
125	Idioms	break the silence v.	bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
126	Idioms	break silence v.	sessizliğini bozmak
127	Idioms	break the silence v.	duyurmak
128	Idioms	break the silence v.	gizli bir şeyi açıklamak
129	Idioms	break silence v.	bir konuyu açıklığa kavuşturmak/açığa çıkarmak
130	Idioms	break silence v.	bir konudaki sessizliği bozmak
131	Idioms	break the silence v.	gizliliğini bozmak
132	Idioms	break silence v.	duyurmak
133	Idioms	reduce (one) to silence v.	(birinin) sesini kestirmek
134	Idioms	reduce (one) to silence v.	(birini) susturmak
135	Idioms	reduce (one) to silence v.	(birinin) çanına ot tıkamak
136	Idioms	speech is silver, silence is gold expr.	söz gümüşse sükut altındır
137	Idioms	silence gives consent expr.	sükut ikrardan gelir
138	Idioms	silence gives consent expr.	sükut ikrardan sayılır
Speaking
139	Speaking	you have the right to remain in silence expr.	konuşmama hakkına sahipsin
Law
140	Law	right to silence n.	konuşmama hakkı
141	Law	right to silence n.	susma hakkı
142	Law	silence fast n.	susma orucu
Politics
143	Politics	a moment of silence n.	bir dakikalık saygı duruşu
144	Politics	one minute's silence n.	bir dakikalık saygı duruşu
145	Politics	administrative silence n.	idari makamların sükutu
146	Politics	pre-election silence n.	seçim yasağı
147	Politics	campaign silence n.	seçim yasağı
148	Politics	election silence n.	seçim yasağı
149	Politics	electoral silence n.	seçim yasağı
150	Politics	code of silence n.	sessiz kalma hakkı
151	Politics	election silence n.	seçim yasakları
Technical
152	Technical	cone of silence n.	aydınlatılmamış koni
153	Technical	cone of silence n.	sessizlik konisi
154	Technical	cone of silence n.	(radar) sessizlik konisi
Computer
155	Computer	monitor silence expr.	sessizliği izle
Telecom
156	Telecom	zone of silence n.	ölü bölge
Aeronautic
157	Aeronautic	cone of silence n.	sükunet konisi
158	Aeronautic	cone of silence n.	sağır koni
159	Aeronautic	cone of silence n.	sessiz koni
160	Aeronautic	cone of silence n.	sessizlik konisi
Physics
161	Physics	zone of silence n.	sessizlik bölgesi
Social Sciences
162	Social Sciences	pro-social silence n.	korumacı sessizlik
163	Social Sciences	pro-social silence n.	örgüt yararına sessizlik
Archaeology
164	Archaeology	tower of silence n.	zerdüşt mezarlarında kullanılan yükseltilmiş dairesel yapı
Religious
165	Religious	vow of silence n.	sessizlik yemini
Military
166	Military	wireless silence n.	telsiz susması
167	Military	radio silence n.	telsiz susması
168	Military	cone of silence n.	sessizlik konisi
169	Military	radar silence n.	radar susması
170	Military	silence procedure n.	sessizlik yöntemi
171	Military	cone of silence n.	ölü koni radyofarı
172	Military	listening silence n.	dinlemeli telsiz susması
173	Military	radio listening silence n.	dinlemeli telsiz susması
174	Military	silence (a gun/person) v.	etkisiz hale getirmek
Latin
175	Latin	silentium est aureum (silence is golden) expr.	sükut altındır