durak - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

durak



Sens de "durak" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 42 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
durak stop n.
General
durak bus stop n.
durak pause n.
durak stopping place n.
durak depot n.
durak break n.
durak full point n.
durak caesura n.
durak halt n.
durak station n.
durak stand n.
durak rest n.
durak full-stop n.
durak lay-by n.
durak cesura n.
durak blind n.
durak stagehouse n.
durak stall [obsolete] n.
durak stance n.
durak standage [uk] n.
durak rank n.
durak destination n.
Idioms
durak a port of call n.
Technical
durak station n.
Computer
durak hop n.
Automotive
durak stop n.
Linguistics
durak pause n.
durak stop n.
durak break n.
durak hold n.
durak juncture n.
durak junction n.
durak plosive n.
Music
durak fermata n.
durak hold n.
durak birdseye n.
durak grand pause n.
durak rest n.
durak pause n.
durak cyclops eye n.
durak caesura n.
durak silence n.

Sens de "durak" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 107 résultat(s)

Turc Anglais
General
teknik durak technical stop n.
bir taşıtın yolcu veya potansiyel bir yolcunun isteği üzerine durduğu durak request stop n.
otoyol kenarlarındaki acil durak yerleri hard shoulder n.
son durak terminal n.
ihtiyari durak request stop n.
son durak last stop n.
son durak terminus n.
dur durak bilmeden konuşma blue streak n.
ara durak way station n.
akıllı durak smart stop n.
(ingiliz borulu orgunda) durak principal n.
dur durak bilmeden çalışmak plug away v.
dur durak bilmemek know no limit v.
dur durak tanımamak know no boundaries v.
dur durak bilmemek know no boundaries v.
dur durak tanımamak know no limit v.
dur durak bilmeyen unslackened adj.
durak ile ilgili caesural adj.
dur durak bilmez never-failing adj.
dur durak bilmeden without ceasing adv.
Phrasals
dur durak bilmeden çalışmak peg away at v.
üzerinde dur durak bilmeden çalışmak peg away at something v.
üzerinde dur durak bilmeden çalışmak plug away at something v.
dur durak bilmeden çalışmak peg away v.
Phrases
durak durak hop-by-hop expr.
Colloquial
son durak the end n.
dur durak bilmeden/durmadan (konuşmak, bağırmak, gülmek) (one's) head off expr.
Idioms
dur durak bilmeden akıp giden/geçen zaman the marching time n.
zamanın dur durak bilmeden ilerleyişi the march of time n.
dur durak bilmeden çalışmak put one's nose to the grindstone v.
dur durak bilmemek not let the grass grow beneath (one's) feet v.
dur durak bilmeden çalışmak burn the candle at both ends v.
dur durak bilmeden çalışmak keep one's shoulder to the wheel v.
dur durak bilmeden çalışmak keep one's nose to the grindstone v.
dur durak bilmemek stop at nothing v.
dur durak bilmeden çalışmak hold the rope at both ends v.
dur durak bilmeden çalışmak have one's nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden çalışmak burn one's candle at both ends v.
dur durak bilmeden çalışmak keep nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden çalışmak keep your nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden çalışmak put nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden konuşmak shoot one's mouth off v.
dur durak bilmeden around/round the clock adv.
dur durak bilmeden on end expr.
dur durak bilmeden around the clock expr.
dur durak bilmeden round the clock expr.
dur durak bilmeden konuşmakta in (full) spate [uk] expr.
Speaking
bütün gün bana dur durak yok I am on my legs all day expr.
bana dur durak yok I am on my legs all day expr.
Trade/Economic
tek durak noktası one-stop-shop n.
tek durak noktası one stop shop n.
tek durak bankacılık one stop banking n.
Tourism
yolcu almak veya indirmek amacıyla yapılmayan planlı durak technical stop n.
Computer
dikey durak karakteri vertical tabulation character n.
durak günlüğü station log n.
sonraki durak next hop n.
yatay durak karakteri horizontal tabulation character n.
Automotive
isteğe bağlı durak request stop n.
Railway
durak (metroya ait) station n.
Aeronautic
bir uçuşun programlı iki ardışık durak noktası arasındaki yolculuğu için kullanılan resmi iata terim leg n.
Marine
bir geminin güzergahı üzerinde bulunan durak noktası port of call n.
durak istasyonu decompression habitat n.
durak tüpü decompression bottles n.
durak tankı decompression bottle n.
Breeding
serbest durak free-stall n.
bağlı durak tie-stall n.
Literature
üçüncü yarım uyaktan sonra meydana gelen durak trithemimeral caesura n.
dizeleri hece ve durak bakımından denk olmayan (şiir) unmetrical adj.
(durak) üçüncü ayağın ortasında penthemimeral adj.
Linguistics
alçalan durak double cross juncture n.
tam durak full stop n.
yunancada sessiz durak ünsüzleri aspirata n.
yunancada sessiz durak ünsüzleri rough stop n.
ötümlü durak sesi voiced stop n.
yunanca'daki ötümlü durak sesleri olan β, ƍ ve γ'dan biri media n.
ötümlü üflemesiz durak media n.
üflemesiz durak media n.
yumuşak durak media n.
yunanca'daki ötümlü durak sesleri olan β, ƍ ve γ'dan biri medial n.
ötümlü üflemesiz durak medial n.
üflemesiz durak medial n.
yumuşak durak medial n.
yunanca'daki ötümlü durak sesleri olan β, ƍ ve γ'dan biri soft mute n.
ötümlü üflemesiz durak soft mute n.
üflemesiz durak soft mute n.
yumuşak durak soft mute n.
Religious
misyonerlik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği durak station n.
Music
otuz saniyelik bir nota zamanına karşılık gelen müzikal durak thirty-second rest n.
orgda 4, 8 veya 16 perdeli durak tolkaan n.
orgda 4, 8 veya 16 perdeli durak dolcan n.
orgda bir oktav artı oktavın beşte birine denk gelen durak twelfth n.
orgda bir perdelik durak twenty-second n.
durak noktası organ point n.
durak işareti hold n.
yarım durak (iki ses arasında) demitone n.
(es veya nota için) porte üzerindeki durak noktası fermata n.
ötümsüz durak sesi voiceless stop n.
durak notası corona n.
borulu orgda tiz sesli bir durak fife n.
(borulu orgda) temel durak düğmesi foundation n.
durak ile ilgili cesural adj.
Theatre
durak zamanı halt n.
durak zamanı pause n.
turneye çıkan tiyatro ekibinin oyun sergilediği durak stand n.
Archaic
müzikte durak numbers n.
Slang
yılmadan/dur durak demeden çalışan ball-busting adj.
(romantik anlamda) son durak (someone) is endgame expr.