neighbor

Sens de "neighbor" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 23 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	neighbor n.	komşu
One of our neighbors complained about the noise from the dog. Komşularımızdan biri köpeğin çıkardığı gürültüden şikayet etti. More Sentences
General
2	General	neighbor n.	birbirine sınırı olan ülke
Russia and Greece are not neighbors. Rusya ve Yunanistan birbirine sınırı olan ülkeler değildir. More Sentences
3	General	neighbor n.	yanındaki kişi
Can you pass the salad to your neighbor? Salatayı yanındakine uzatır mısın? More Sentences
4	General	neighbor adj.	komşu
My neighbor and I get along well. Komşum ve ben iyi anlaşıyoruz. More Sentences
Biochemistry
5	Biochemistry	neighbor n.	komşu
My neighbor is planting new grass in his yard. Komşum bahçesine yeni çim ekiyor. More Sentences
General
6	General	neighbor n.	yakında olan şey veya kimse
7	General	neighbor n.	yoldaş
8	General	neighbor n.	iyilik ve yardımda bulunan kimse
9	General	neighbor n.	dert ortağı
10	General	neighbor n.	çift olan şeyin her biri
11	General	neighbor n.	dert ortağı
12	General	neighbor n.	yakın konuma yerleştirmek
13	General	neighbor n.	dostluk etmek
14	General	neighbor n.	ahbaplık etmek
15	General	neighbor n.	yandaki kişi
16	General	neighbor v.	yanında olmak
17	General	neighbor v.	bitişik olmak
18	General	neighbor v.	komşu olmak
19	General	neighbor v.	yaklaşmak
20	General	neighbor adj.	bitişik
Phrases
21	Phrases	neighbor interj.	dostum
22	Phrases	neighbor interj.	ahbap
Politics
23	Politics	neighbor adj.	sınırdan bitişik olan (ülke, eyalet)

Sens de "neighbor" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 49 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
General
1	General	next door neighbor n.	kapı komşu
Tom is our next door neighbor. Tom bizim kapı komşumuz. More Sentences
2	General	bad neighbor n.	kötü komşu
Having bad neighbors is a nightmare that nobody wants. Kötü komşulara sahip olmak kimsenin istemeyeceği bir kabustur. More Sentences
3	General	noisy neighbor (us) n.	gürültücü komşu
I have some noisy neighbors. Gürültücü komşularım var. More Sentences
Colloquial
4	Colloquial	next-door neighbor n.	yan komşu
The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons. Yan komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafir. More Sentences
Computer
5	Computer	nearest neighbor n.	en yakın komşu
We will keep working for our nearest neighbor. En yakın komşumuz için çalışmaya devam edeceğiz. More Sentences
General
6	General	neighbor across n.	karşı komşu
7	General	opposite neighbor n.	karşıdaki komşu
8	General	neighbor across n.	karşıdaki komşu
9	General	opposite neighbor n.	karşı komşu
10	General	downstairs neighbor n.	alt komşu
11	General	upstairs neighbor n.	üst komşu
12	General	neighbor community n.	çevre halk
13	General	neighbor community n.	civar halk
14	General	neighbor downstairs n.	alt komşu
15	General	neighbor upstairs n.	üst komşu
16	General	visiting a neighbor n.	komşuyu ziyaret etme
17	General	visiting a neighbor n.	komşu gezmesi
18	General	visiting a neighbor n.	komşuya gitme
19	General	visiting a neighbor n.	komşu ziyareti
20	General	beggar-my-neighbor n.	bir kağıt oyunu
21	General	immediate neighbor n.	yakın komşu
22	General	kill the next-door neighbor v.	yan komşuyu öldürmek
Phrasals
23	Phrasals	neighbor on v.	-e komşu olmak
24	Phrasals	neighbor on v.	'-e sınırı olmak
25	Phrasals	neighbor on v.	'-in hemen yanında/bitişiğinde/dibinde olmak
26	Phrasals	neighbor on v.	ile yan yana olmak
Phrases
27	Phrases	danger is next neighbor to security expr.	denizi öv, fakat sahilde kal
Colloquial
28	Colloquial	one's next-door neighbor n.	kapı komşusu
29	Colloquial	one's next-door neighbor expr.	bitişik komşu
Idioms
30	Idioms	neighbor on something v.	bir şeye/yere komşu olmak
31	Idioms	neighbor on something v.	hemen yanında/bitişiğinde/yan yana/dibinde olmak
32	Idioms	beggar thy neighbor expr.	başka ülkelerin zararı pahasına kendi ülke ekonomisini kalkındırma politikası
Speaking
33	Speaking	hello neighbor expr.	merhaba komşu
Trade/Economic
34	Trade/Economic	beggar-thy-neighbor policy n.	komşuyu zarara sokma politikası
35	Trade/Economic	beggar-my-neighbor n.	komşuyu dilendirme politikası
36	Trade/Economic	beggar-my-neighbor policy n.	başkalarını zarara sokma pahasına kendi çıkarlarını gözetme politikası
37	Trade/Economic	beggar-my-neighbor strategy n.	başkalarını zarara sokma pahasına kendi çıkarlarını gözetme politikası
Politics
38	Politics	beggar-thy-neighbor n.	komşuyu zarara sokma politikası
39	Politics	good neighbor policy n.	iyi komşu politikası
40	Politics	good neighbor policy n.	iyi komşu siyaseti
41	Politics	good neighbor policy n.	abd'nin batı yarı küredeki ülkelerle ılımlı ilişkiler geliştirmesi için roosevelt'in ortaya koyduğu müdahale etmeme politikası
Technical
42	Technical	virtual neighbor router n.	sanal komşu ağ yönlendiricisi
43	Technical	neighbor-list n.	komşu listesi
Computer
44	Computer	neighbor node n.	komşu düğüm
45	Computer	neighbor id n.	komşu kimliği
Informatics
46	Informatics	neighbor learning n.	doğrudan bağlı bağlantıyı öğrenme
Forestry
47	Forestry	neighbor-joining trees n.	yakın bağlantı ağaçları
Music
48	Music	neighbor note n.	komşu nota
Slang
49	Slang	nabe (neighbor) n.	komşu