oblique - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

oblique

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "oblique" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 60 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
oblique adj. eğik
General
oblique n. eğilim
oblique n. eğri şey
oblique n. eğik şey
oblique v. meyletmek
oblique v. sapmak
oblique v. eğik yönde gitmek
oblique v. eğik yönlü olmak
oblique adj. dolaylı
oblique adj. yamuk
oblique adj. yoldan çıkmış
oblique adj. mail
oblique adj. dolambaçlı
oblique adj. eğri
oblique adj. verev
oblique adj. imalı
oblique adj. meyilli
oblique adj. oblik
oblique adj. yatık
oblique adj. şevli
oblique adj. yansı
oblique adj. yanıltıcı
oblique adj. yalancı
oblique adj. hileli
oblique adj. açılı
oblique adj. dolaylı ifade edilen
oblique adj. dolaylı şekilde belirtilen
oblique adj. dolaylı şekilde hedeflenen
oblique adj. dolaylı yoldan ulaşılan
oblique adj. dolaylı
oblique adj. kavaliyer perspektife ilişkin
Technical
oblique adj. eğimli
oblique adj. yatık
Marine
oblique n. rotayı 90 dereceden daha az değiştirme
Medical
oblique n. bir düzlemden sapan
oblique adj. eğik
oblique adj. eğimli olan
oblique adj. enine veya boyuna olmayan
Anatomy
oblique n. yan karın kası
oblique n. yan karın kası
oblique n. göz küresinin üst kısmında bulunup gözü aşağı ve yana hareket ettiren uzun ve ince bir kas
oblique n. göz küresinin üst kısmında bulunup gözü yukarı ve yana hareket ettiren kısa bir kas
Geometry
oblique n. eğik doğru
oblique n. yatık doğru
oblique adj. dik açılı olmayan
oblique adj. dik açı içermeyen
Botanic
oblique adj. orta damarının bir tarafındaki parçası diğer taraftakinden farklı boyut veya şekilde olan (yaprak)
Linguistics
oblique n. yalın olmayan gramatik hal
oblique n. ismin hal eki
oblique n. yalın dışı durumun çekim eki
oblique adj. yalın hal veya seslenme hali dışındaki (isim hali)
Geography
oblique adj. ekvator ve kutuplar arasındaki noktadaki izdüşüm düzleminin yeryüzüne teğet olduğu (harita izdüşümü)
Military
oblique v. açıyla ilerlemek (askeri birlik)
oblique v. yana doğru yön değiştirmek
oblique adv. 45 derecelik açıyla
Photography
oblique n. eğik açıyla çekilmiş hava fotoğrafı
oblique adj. kamera ekseni yatay veya aşağı yönlendirilip dikey olarak yönlendirilmemiş bir uçaktan çekilen (fotoğraf)
Printery
oblique n. (virgül, taksim işareti) yatık çizgi
oblique n. italik gibi biçimli ve eğik harf
oblique adj. hafif sağa doğru yatık (harf)

Sens de "oblique" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 129 résultat(s)

Anglais Turc
General
oblique case n. ismin yalın halinden başka herhangi bir hali
oblique view n. eğik görüş
oblique-angled adj. eğik açılı
oblique-angled adj. yatık açılı
Technical
oblique machining n. açılı işleme
oblique impact n. açılı çarpma
oblique cutting n. açılı kesme
oblique section n. çapraz kesit
low oblique n. dik çekim
oblique throat n. eğik boğaz
oblique machining n. eğik işleme
oblique section n. eğik kesit
oblique load n. eğik yük
oblique cutting n. eğik kesme
oblique illumination n. eğik aydınlatma
oblique cone n. eğik koni
oblique evaporation shadowing n. eğik buharlaştırma gölgelemesi
oblique view n. eğik görüş
oblique projection n. kavaliyer perspektif
oblique axis n. verev aks
oblique weir n. verev savak
oblique throat n. verev boğaz
oblique axis n. verev eksen
oblique section n. verev kesit
oblique wind n. yan rüzgar
oblique roll pass n. yatık paso
oblique roll pass n. yatık geçi
oblique blade position n. yatık kanat pozisyonu
high-oblique adj. yüksek eğimli
Computer
bold oblique n. kalın oblik
Mechanic
oblique cutting n. eğik kesme
Architecture
oblique arch n. pervazları yüzeyiyle dik açı yapmadığı için iç kısmı eğik olan kemer
oblique bridge n. verev köprü
Construction
oblique scarf joint n. kamalı bağlama
Automotive
oblique crash test n. açılı darbe testi
oblique windshield n. eğimli ön cam
Aeronautic
oblique junction n. eğri kavşak
oblique by-pass n. eğri tali yollar
high oblique n. hava fotoğrafı
high oblique n. ufuk çizgisi görülecek şekilde bir eğim vererek çekilen hava fotoğrafı
oblique flight n. yatık uçuş
Marine
oblique incident wave n. açılı olarak gelen
oblique waves n. oblik
oblique sailing n. geminin dört ana yön haricinde bir rotada hareket etmesi
Medical
abdominal external oblique muscle n. gövdenin her iki tarafında çapraz olarak bulunan karın kası
abdominal external oblique muscle n. gövdenin her iki yanında çaprazlama bulunan karın kası
lao (left anterior oblique) n. sol ön oblik
oblique bandage n. uzuvdan yukarı veya aşağı doğru eğik bağlanan bir bandaj
Anatomy
abdominal external oblique muscle n. yan karın kası
external oblique muscle n. yan karın kası
oblique vein of the left atrium n. koroner sinüsün bir kolu
oblique muscle n. vücudun orta hattına eğik yönde hareket eden bir kas
oblique muscle n. vücudun orta hattındaki kaslara eğik yönde hareket eden bir kas
oblique vein of the left atrium n. koroner sinüsün bir kolu
Pathology
transverse and oblique lie n. transvers ve oblik pozisyon
Math
oblique triangle n. basit küresel üçgen
oblique line n. eğik doğru
oblique pyramid n. eğik piramit
oblique asymptote n. eğik asimptot
oblique circular cone n. eğik dairesel koni
oblique prism n. eğik biçme
oblique coordinate system n. eğik koordinat sistemi
oblique triangle n. eğik üçgen
oblique prism n. eğik prizma
oblique angle n. eğik açı
oblique cylinder n. eğik silindir
oblique cone n. eğik koni
oblique circular cylinder n. eğik dairesel silindir
oblique asymptote n. eğik kavuşmaz
oblique cone n. yatık koni
oblique cylinder n. yatık silindir
oblique cylinder n. yatık yuvak
oblique prism n. yatık prizma
oblique prism n. yatık biçme
oblique angle n. yatık açı
oblique coordinates n. yatık koordinatlar
oblique coordinates n. yatık konaçlar
oblique pyramid n. yatık piramit
oblique triangle n. yatık üçgen
oblique line n. yatık doğru
oblique cylinder n. yansı silindir
oblique asymptote n. eğik asimptot
Geometry
oblique hexagonal n. eğik altıgen piramit
oblique pentagonal n. eğik beşgen piramit
oblique rectangular n. eğik prizma
oblique angle n. yatık açı
oblique circle n. düzlemi ilkel düzlemin eksenine eğik olan daire
oblique planes n. zirveden aşağıya doğru eğimli düzlemler
oblique planes n. ufka doğru eğimli düzlemler
oblique system of coordinates n. koordinat eksenlerinin birbirine eğik olduğu sistem
Statistics
oblique factor n. eğik etken
Biology
oblique section n. eğik kesi
Astronomy
oblique ascension n. ekvatorun koç takımyıldızı ile doğan bir yıldız arasında kalan yayı
oblique ascension n. ekvatorun koç takımyıldızının ilk noktası ile ufka yükselen yıldız arasındaki kalan yayı
oblique descension n. ekvatorun bir gök cisminin altına inen derecesi
oblique descension n. gök cisminin altına inen ekvator yayı
oblique sphere n. gök küresinin ekseni yer ufkuna eğik olduğundaki hali
oblique sphere n. yer kürenin ekseni yer ufkuna eğik olduğundaki hali
Botanic
oblique leaf n. normal konumuna göre bükülmüş yaprak
Literature
oblique narration n. dolaylı olarak alıntılanan konuşma
oblique narration n. asıl konuşmacı haricindeki biri tarafından alıntılanan konuşma
oblique speech n. dolaylı olarak alıntılanan konuşma
oblique speech n. asıl konuşmacı haricindeki biri tarafından alıntılanan konuşma
Linguistics
oblique case n. yalın dışı durum
oblique case n. yalındışı durum
oblique case n. yalın ve seslenme olmayan gramatik hal
Meteorology
oblique visibility n. eğik rüyet
Geology
oblique fault n. çapraz kırık
oblique fault n. diyagonal kırık
oblique fault n. etkilenen kayaların doğrultusuna paralel veya dik olmayıp eğik olarak uzanan bir fay
oblique-slip fault n. hareketin hem doğrultu hem de eğim boyunca ilerlediği fay
Military
low oblique n. düşük eğimli hava fotoğrafı
low oblique photograph n. düşey hava fotoğrafı
oblique photograph n. eğik fotoğraf
oblique line overlap n. eğik fotoğraf bindirmesi
oblique compartment n. eğik kompartıman
oblique air photograph n. eğik hava fotoğrafı
oblique air photograph strip n. eğik hava fotoğrafı şeridi
forward oblique air photograph n. ileri yatay hava fotoğrafı
mil-gridded oblique photograph n. milyem gridli eğik hava fotoğrafı
oblique fire n. yan ateş
side oblique air photograph n. yana eğik hava fotoğrafı
oblique flank n. perdede karşı burcun ateşinin görülebileceği bölüm
oblique step n. askerin ilerlerken yaklaşık 25 derecelik bir açıyla sağa veya sola hareket ettiği eski bir askeri yürüyüş
left oblique march! expr. yarım sola dön marş!
right oblique march expr. yarım sağa dön marş!
Hunting
oblique fire n. yönü ateşlenen hatta dik olmayan atış
Music
oblique motion n. bir parça yükselip alçalırken diğerinin aynı tonu uzatması veya tekrarlaması
Cinema
oblique travelling n. eğik kaydırma