on the go - Turc Anglais Dictionnaire

on the go

Sens de "on the go" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 146 résultat(s)

Anglais Turc
General
be on the go v. birtakım işlerle meşgul olmak
go on the dole v. işsizlik yardımı almak
go on the booze v. alem yapmak
go on the loose v. çapkınlık yapmak
go on the lam v. sıvışmak
go on the stump v. seçim propagandası yapmak
go on the road v. tiyatro topluluğu turneye çıkmak
go on the stage v. tiyatro oyuncusu olmak
go on the rampage v. kıyameti koparmak
go on the booze v. içki içmek
go on the stage v. oyuncu olmak
go on the black market v. karaborsaya düşmek
go on the rampage v. kasıp kavurmak
go on the stage v. tiyatrocu olmak
go back on the agreement v. anlaşmayı ihlal etmek
go back on the contract v. sözleşmeyi ihlal etmek
go back on the agreement v. anlaşmaya sadık kalmamak
go back on the contract v. sözleşmeye sadık kalmamak
go back on the agreement v. anlaşma bozmak
go out on the balcony v. balkona çıkmak
go on the internet v. internete girmek
go back on the agreement v. anlaşmaya uymamak
go on the razzle-dazzle v. alem yapmak
go to someone's house on the pretense of buying their car v. arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
go on the left side of something v. bir şeyin solundan gitmek
be/go out on the town v. şehre eğlenmeye gitmek
go on the roller coaster v. (lunapark) hız trenine/eğlence trenine binmek
go a little heavy on the eye makeup v. göz makyajını biraz abartmak
on the go adj. faal
on the go adj. gittikçe kötüleşmekte
on-the-go adj. çok meşgul
on-the-go adj. hareket halinde
on the go adv. harekette
on the go adv. iş başında
on the go adv. faaliyette
on the go adv. gittikçe
Colloquial
on the go expr. koşturmaca içinde
Idioms
go out on the town v. içip eğlenmek
go on the blink v. (makine vb) arıza yapmak
go on the blink v. (makine vb) bozulmak
go out on the town v. felekten bir gece çalmak
go out on the town v. alem yapmak
go on the rampage v. siniri tepesinde olmak
go on the rampage v. cinleri tepesinde olmak
go on the rampage v. kıyameti koparmak
go on the rampage v. dağıtmak
go on the rampage v. çığırından çıkmak
go on the rampage v. zıvanadan çıkmak
go on the block v. müzayedeye çıkmak
go on the block v. açık artırmaya çıkmak
be on the go v. (bir) koşturmaca/hay huy içinde olmak/geçmek
go on the defensive v. savunmaya çekilmek
go out on the razzle v. alem yapmak
go out on the tiles v. alemlere/ortamlara akmak
go back on the deal v. anlaşmadan caymak
go back on the deal v. anlaşmada geri adım atmak
go on the stage v. oyunculuk kariyerine başlamak
go on the stage v. sahneye çıkmak
go on the offensive v. hücuma geçmek
be/go on the prowl v. ava çıkmak
go on the rocks v. geçim sıkıntısına düşmek
go on the prowl v. bir şeyi/birini aramaya başlamak
go on the prowl v. birini düşürmeye çalışmak (bardan kadın/adam düşürmek)
be/go on the prowl v. kol gezmek
go on the sick list v. rahatsızlanmak
go on the prowl v. (özellikle seks için bir partner) arayışında olmak
go on the rocks v. maddi zorluğa düşmek
be/go on the prowl v. sinsice dolaşmak
go on the rocks v. dara düşmek
be/go on the prowl v. sinsice yiyecek avına çıkmak (hayvan)
go on the prowl v. yatağa atacak birini aramak
go on the sick list v. sağlığı bozulmak
go on the rocks v. maddi durumu birden bozulmak
be/go on the prowl v. sinsi sinsi dolaşmak
go on the prowl v. bir şeyin/birinin arayışına girmek
go on the sick list v. hastalanmak
have something on the go [uk/australia] v. devam etmekte olan bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. üzerinde çalışılmaya devam edilen bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. yapım aşamasında olan bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. sürmekte olan bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. yapımı devam eden bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. halen/şu an devam etmekte olan bir şeyi olmak
have something on the go [uk/australia] v. üzerinde uğraşmaya devam edilen bir şeyi olmak
go on the block v. satışa çıkmak
go on the warpath v. küplere binmek
go on the warpath v. burnundan solumak
go on the warpath v. cinleri/heyheyleri tepesinde olmak
go on the warpath v. savaş riskine sahip olmak
go on the warpath v. patlamaya hazır olmak
go on the scrounge (for something) v. karşılıksız (bir şey) istemek
go on the scrounge (for something) v. karşılıksız (bir şey) arayışında olmak
go on the scrounge (for something) v. karşılıksız para, yiyecek istemek
go on the scrounge (for something) v. (bir şeye) ortakçılık yapmak
go on the scrounge (for something) v. (bir şey) otlanmak
go on the stage v. oyuncu olmak
go on the warpath v. her an kavga edebilecek/tartışabilecek durumda olmak
be/go on the rampage v. sokaklarda sağa sola saldırmak
go on the stage v. sahneye çıkmak
go on the wagon v. (bir süreliğine veya temelli) içkiyi bırakmak/kesmek
go on the warpath v. kavga etmeye/tartışmaya hazır olmak
be/go on the rampage v. zıvanadan çıkmak
go on the warpath v. küplere binmek
be/go on the rampage v. çığırından çıkmak
go on the scrounge v. otlakçılık yapmak
be/go on the rampage v. etrafı yağmalamak
be/go on the rampage v. ortalığı kasıp kavurmak
go on the warpath v. burnundan solumak
be/go on the rampage v. etrafa zarar vermek
go on the warpath v. patlamaya hazır olmak
go on the warpath v. cinleri/heyheyleri tepesinde olmak
go out on the razzle [uk] v. içip eğlenmeye çıkmak
go out on the razzle [uk] v. alem yapmak
go out on the razzle [uk] v. içki alemi yapmak
go out on the razzle [uk] v. içip dans etmeye çıkmak
go on the offensive v. önce saldırmak
go on the offensive v. önce hücuma geçmek
go on the account [dated] v. korsana dönüşmek
go on the offensive v. hücuma geçmek
go on the offensive v. taarruza/saldırıya geçmek
on the go adv. sürekli meşgul
on the go adv. sürekli dolu
Speaking
don't go out on the balcony in bare feet expr. çıplak ayakla balkona çıkmayın
don't go out on the balcony in bare feet expr. yalınayak balkona çıkma/çıkmayın
don't go out on the balcony in bare feet expr. çıplak ayakla balkona çıkma
I go to school on the weekdays expr. hafta içleri okula giderim
I go to school on the weekdays expr. hafta içi okula giderim
Trade/Economic
go on the dole v. işsizlik tazminatı almak
Slang
go on the dole v. işsizlik sigortasından para almak
go on the streets v. sokağa düşmek
go on the wagon v. (bir süre için) içkiyi kesmek
go on the dole v. işsizlik parası almak
go on the streets v. fahişelik yapmak
go on the game v. fahişelik yapmak
go on the game v. fuhuş yapmak
go (or be) on the fritz [us] v. (makine) düzgün çalışmamak
go (or be) on the fritz [us] v. (makine) bozulmak
go on the fritz v. (makine) arıza yapmak
go (or be) on the fritz [us] v. (makine) bozuk olmak
go (or be) on the fritz [us] v. (makine) arızalanmak
go on the fritz v. (makine) arızalanmak
go (or be) on the fritz [us] v. (makine) arızalanmak
go on the fritz v. (makine) bozulmak
go on the razzle v. içip eğlenmeye çıkmak
go on the razzle v. alem yapmak
go on the razzle v. içip dans etmeye çıkmak
go on the razzle v. içki alemi yapmak