out (of something) - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

out (of something)



Sens de "out (of something)" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 8 résultat(s)

Anglais Turc
Colloquial
out (of something) adj. gitmiş
out (of something) adj. çıkıp gitmiş
out (of something) adj. terk edip gitmiş
out (of something) adj. yok
out (of something) adj. kaçmış
out (of something) adj. sorumluluğundan kaçmış
out (of something) adj. '-den muaf
out (of something) adj. yapmaktan kaçınan

Sens de "out (of something)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
General
make something out of nothing v. yoktan var etmek
talk somebody out of something v. caydırmak
chuck somebody out of something v. yaka paça dışarı atmak
get a kick out of something v. keyif almak
say something out of spite v. nispet yapmak
say something out of spite v. nispet vermek
take something out of v. bir şeyi bir yerden çıkarmak
be out of something v. bitmek
rule something out of order v. kabul etmemek
clean somebody out of something v. soyup soğana çevirmek
wheedle something out of someone v. dil dökerek birinden bir şey koparmak
strain something out of v. bir sıvıyı süzgeçten geçirip ondan bir şey çıkarmak
be out of keeping with something v. bir şeye uygun olmamak
talk somebody out of something v. vazgeçirmek
get something out of one's system v. çok arzuladığı bir şeyi arzulamaz olmak
boot somebody out of something v. pasaportunu eline vermek
get something out of one's system v. vücudu bir şeyi atmak
run out of something v. bitmek
place something out of someone 's reach v. bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
chisel somebody out of something v. zokayı yutturmak
coax something out of someone v. birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek
get something out of the way v. bir şeyi kenara çekmek
chisel somebody out of something v. madik atmak
place something out of someone 's reach v. bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
chisel somebody out of something v. mandepsiye bastırmak
argue someone out of something v. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
chisel somebody out of something v. mantarlamak
lie one's way out of something v. yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
run out of something v. tükenmek
boot somebody out of something v. pabucunu eline vermek
get something out of the way v. bir şeyi bitirmek
be out of something v. yoksun olmak
keep something out of v. uzak tutmak
work something out of v. bir şeyi bir yerden çıkarmak
put something out of one's mind v. aklından çıkarmak
snap out of something v. üzülmemek için kendini zorlamak
get something out of one's system v. bir şeyden hevesini almak
argue somebody out of something v. caydırmak
argue somebody out of something v. vazgeçirmek
leave something out of assessment v. değerlendirme dışı bırakmak
take something out of the country v. ülke dışına çıkarmak
make a big deal out of something v. sorun haline getirmek
make a big deal out of something v. problem haline getirmek
get something/someone out of the country v. yurt dışına çıkarmak
take something/someone out of the country v. yurt dışına çıkarmak
get the utmost enjoyment out of (something) v. tadını çıkarmak
take something out of v. dışına çıkarmak
make a story out of something v. hikayeleştirmek
drop something out of use (word etc.) v. kullanımdan kaldırmak
take something out of circulation (coin etc) v. kullanımdan kaldırmak
weasel out of something v. yan çizmek
take something out of the box v. kutudan çıkarmak
draw a meaning (out of something) v. mana çıkarmak
work out the meaning of something v. mana çıkarmak
make out the meaning of something v. mana çıkarmak
argue one's way out of something v. tartışarak kendini aklamak
argue one's way out of something v. sorunu tartışarak çözmek
talk someone out of doing something v. birisini bir şeyi yapmaması konusunda ikna etmek
talk someone out of doing something v. birisini (kararında vb) vazgeçirmek
fling something out of something v. bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak
fake someone out of something v. birinden bir şeyi kandırarak almak
spout out of something v. (kan) (yaradan vb) fışkırmak
gush forth out of something v. (kan) (yaradan vb) fışkırmak
hack something out of something v. keserek/doğrayarak ayırmak
gouge something out of someone v. birinden bir şey çarpmak
tap out the rhythm of something v. ritim tutmak
bend something out of shape v. eğip bükerek bir şeyin şeklini bozmak
flex something out of shape v. eğip bükerek bir şeyin şeklini bozmak
argue someone out of something v. caydırmak
argue someone out of something v. vazgeçirmek
do something out of desperation v. çaresizlikten yapmak
sweat something out of the body v. (ter yoluyla) vücuttan atmak
Phrasals
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkışını yapmak
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) çıkış kaydını yapmak
check someone or something out (of something) n. birinin/bir şeyin (bir yerden) hesabını keserek ayrılmasını sağlamak
read someone out of something v. birini (siyasi parti vb. gibi) bir kuruluştan çıkarmak
bilk (one) out of (something) v. bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak
bilk (one) out of (something) v. iç etmeye çalışmak
bilk (one) out of (something) v. üstüne konmaya/yatmaya çalışmak
bilk someone out of something v. bir şeyi birisinden usulsüz bir biçimde ve kişisel çıkarları için almak
bilk someone out of something v. iç etmeye çalışmak
bilk someone out of something v. üstüne konmaya/yatmaya çalışmak
bluff (someone) out of (something) v. kafalamak
bluff (someone) out of (something) v. kandırmak
bluff (someone) out of (something) v. istediğini yaptırmak
bluff (someone) out of (something) v. oyuna getirmek
bluff (someone) out of (something) v. aklını çelmek
bluff (someone) out of (something) v. uyutmak (kandırmak)
boil (something) out of (something) v. (bir şeyi başka bir şeyden) kaynatarak çıkarmak
boil something out of something v. bir şeyi başka bir şeyden kaynatarak çıkarma
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve ağzından laf almak
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve söyletmek
beat (something) out of (someone or something) v. zorla/döve döve elinden almak
beat (something) out of (someone or something) v. tozunu silkmek
beat (something) out of (someone or something) v. silkelemek
beat (something) out of (someone or something) v. tokaçlamak
beat (something) out of (someone or something) v. temizlemek/lekesini çıkarmak için çok/defalarca uğraşmak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
beguile (someone) out of (something) v. (birinden) para/eşya/takı koparmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaktan vazgeçirmek
beguile someone out of something v. (birini bir şey) caydırmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaması için kandırmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmaması için ayartmak
beguile someone out of something v. (birini bir şey) yapmamaya ikna etmek
beguile someone out of something v. allem etmek kallem etmek
beguile someone out of something v. (birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak
beguile someone out of something v. (birini) kandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birini) üçkağıda getirerek elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birini) dolandırarak elinden (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinin) elinden hileyle (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinin) üçkağıt ile (bir şeyini) almak
beguile someone out of something v. (birinden) para/eşya/takı koparmak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. konuşturmak
bring (someone or something) out of (somewhere or someone) v. söyletmek
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) çıkmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. (bir yerden/durumdan) ortaya çıkmasını/kurtulmasını sağlamak
bring someone or something out of something v. sokağa/balkonlara dökmek
bring something out of someone v. ağzından laf almak
bring something out of someone v. ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak
bring something out of someone v. konuşturmak
bring something out of someone v. söyletmek
build out of (something) v. (bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek
build something out of something v. (bir şeyi) belli bir malzemeyle inşa etmek
burn (one) out of (something) v. bir yeri yakarak (birini) dışarı çıkmaya zorlamak
burn (one) out of (something) v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda kalmak
burn someone out of something v. yangın nedeniyle bulunduğu yeri terk etmek zorunda bıraktırmak
burst out (of something) v. fırlamak
burst out (of something) v. hızla dışarı çıkmak
burst out (of something) v. aniden bulunduğu yerden ayrılmak
burst out (of something) v. (giysi) küçük gelmek
burst out (of something) v. içine sığmamak
burst out (of something) v. karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
put (one) out of (something or some place) v. (birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
put (one) out of (something or some place) v. (birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
clip something out of something v. kesmek
clip something out of something v. kesip almak
clip something out of something v. koparmak
clip something out of something v. makasla kesmek
clip something out of something v. (gazete, dergi) kupür kesmek
con (someone) out of (something) v. birini yolmak
con (someone) out of (something) v. para söğüşlemek
con (someone) out of (something) v. (para, mal) çarpmak
con (someone) out of (something) v. (para, takı) çökmek
con someone out of something v. birini yolmak
con someone out of something v. para söğüşlemek
con someone out of something v. (para, mal) çarpmak
con someone out of something v. (para, takı) çökmek
conduct (someone or something) out of (some place) v. (birini ya da bir şeyi bir yerden) çıkarmak
conduct (someone or something) out of (some place) v. (birini ya da bir şeyi bir yerden) dışarı götürmek
conduct someone out of something v. birini bir yerden ya da bir şeyden dışarı çıkarmak
conduct someone out of something v. dışarı çıkarmak
conduct someone out of something v. götürmek
conduct someone out of something v. dışarıya kadar eşlik etmek
phase someone or something out of something v. aşamalı olarak devre dışı bırakmak
jolt someone out of something v. ayıltmak
roust someone out of something v. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
pluck something out of something v. birinden bir şeyi kapmak
muscle someone out of something v. birini zorla birşeyin dışında bırakmak/ekarte etmek
pitch someone out of something v. birini bir yerden atmak
trickle out (of something) v. bir şeyin dışına damlamak
steam something out of something v. bir şeyi bir yerden buhar tutarak çıkarmak
poke something out of something v. bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
scrape something out of something v. bir şeyi kazıyarak çıkarmak
close someone out of something v. birinin bir yere girmesini engellemek
press something out of something v. bir şeyden basarak/baskı uygulayarak bir şey çıkarmak
root someone or something out of something v. birinden tümüyle kurtulmak
ladle something out of something v. bir şeyi kepçe/kaşık ile çıkarmak/almak
root someone or something out of something v. bir şeyi kökünden söküp çıkarmak/atmak
throw someone out of something v. birini bir yerden atmak
want out (of something) v. bir ilişkiden vb) çıkmak istemek
hoodwink someone out of something v. birini dolandırmak
force someone out of something v. birini bir yerden zorla/ite kaka çıkarmak
toss someone out of something v. birini bir yerden dışarıya atmak
usher someone or something out of some place v. birine (bir yerden çıkarken) eşlik etmek
pile out (of something) v. bir şeyden inmek/çıkmak
close someone out of something v. birisine bir yerin kapılarını kapamak
hoodwink someone out of something v. birini üç kağıda getirerek bir şeyini almak/çarpmak
draw something out of some place v. bir yerden bir şeyi çekip çıkarmak
construct something out of something v. bir şeyi (ağaç/taş vb'den) inşa etmek
separate something out of something v. bir şeyi bir şeyden ayırmak
roust someone out of something v. birini bir yerden karga tulumba çıkarmak
trickle out (of something) v. bir yerden çıkmak
nose something out of something v. burnunun ucuna/yönünde giderek çıkmak
drum someone out of something v. birisini bir gruptan/üyelikten çıkarmak
crawl out of something v. bir yerden sürünerek çıkmak
permit someone out (of something) v. çıkmasına izin vermek
twist something out of something v. çevirerek/bükerek çıkartmak
pester someone out of something v. çileden çıkarmak
diddle something out of someone v. dolandırarak almak
put (someone or an animal) out of something v. dışarıya çıkarmak/atmak
wheedle something out of someone v. dil dökerek edinmek
include someone out of something v. dahil etmemek
slop out (of something) v. dışına dökülüp saçılmak
pump something out of v. emerek vs. çıkarmak
creep out (of something) v. gizlice çıkmak/sıvışmak
sift something out of something v. elekten geçirerek temizlemek/çıkarmak
defraud someone out of something v. hileyle/kandırarak bir şeyi iç etmek/götürmek
bow out of something v. emekli olmak
bow out of something v. emekliye ayrılmak
soak something out of something v. ıslatarak çıkarmak
grow out of something v. içine sığamayacak kadar büyümek
bow out of something v. istifa etmek
carve something out of something v. keserek/oyarak çıkarmak
dig something out of something v. kazarak çıkarmak
scrub something out of something v. ovarak çıkarmak
include someone out of something v. kapsamdan çıkarmak
hound someone out (of something or some place) v. kovalayarak atmak/kovmak
diddle someone out of something v. kandırmak
jolt someone out of something v. kendine getirmek
bomb out of something v. sınıfta kalmak/çakmak
throng out of something v. sürü/kalabalık halinde bir yerden çıkmak
squeeze something out of something v. sıkıp çıkarmak
squeeze something out of something v. sıkarak çıkarmak
luck out of something v. şans eseri çıkmak/yapmak
quiz out of something v. sınavı başarıyla vererek bir dersten muaf olmak/geçmek
leach something out of v. süzerek gidermek/çıkarmak
rake something out of something v. tırmıkla dışarıya süpürmek
kick something out of something v. tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
read someone out of something v. (birini) (bir örgütten vb) ihraç etmek
pop out (of something) v. (bir yerden) fırlamak
swindle someone out of something v. (birinden bir şey) dolandırmak
want out (of something) v. (bir sorumluluktan vb) kurtulmak istemek
hew something out of something v. (tahtadan) (bir şey) yontmak
jump out of something v. -den zıplamak
scour something out of something v. (bir yerden) (lekeyi/kiri) ovarak çıkartmak
leach out of something v. (bir şeyden dışarıya doğru) sızmak/sızdırmak
spring out of something v. -den zıplamak
construct something out of something v. -den inşa etmek
diddle someone out of something v. yutturmak
whittle something out of something v. yontarak bir şeyden bir şey yapmak
swindle something out of someone v. (birinden bir şey) dolandırmak
leak out of something v. -den sızmak
squirt something out of something v. (şırıngadan vb) püskürterek çıkartmak
pick someone out of something v. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
seep out (of something) v. (su vb) (bir yerde) sızmak
poke out of something v. (topraktan/tarladan vb) çıkmak
pry something out (of something) v. (bir şeyi) bir yerden kaldıraç/levye ile kaldırmak/çekmek
comb something out of something v. (saçına yapışan sakızı vb) tarayarak çıkarmak
squeeze something out of something v. (tüpten vb) sıkarak çıkartmak
wheedle something out of someone v. yalvararak almak
fish something up out of something v. (özellikle arayıp) bir yerden bir şey çıkarmak/çekmek
mold something out of something v. (bir şeyden) kalıbını yapmak/çıkarmak
spill out (of something) v. (bir şeyden) etrafa dökülmek/saçılmak
mulct something out of someone v. (kandırarak/dolandırarak) elinden almak/çarpmak
turn (someone or an animal) out of something v. (bir yerden) çıkartmak
pilot something out of something v. (uçak/gemi vb. kullanarak) bir yerden çıkarmak
pop something out of something v. (şişe kapağı vb) çıkartmak
maneuver someone out of something v. (hile/kandırarak) birini bir şeyi yapmaktan caydırmak
want out (of something) v. (bir yerden) dışarı çıkmak istemek
squint out of something v. (kapı aralığı gibi bir yerden) bir gözünü kısmen kısarak bakmak
thrash something out of someone v. (zor kullanarak) konuşturmak
yank (someone or something) out of (something) v. çekip çıkarmak
yank (someone or something) out of (something) v. çekip almak
yank (someone or something) out of (something) v. zorla çıkarmak
yank someone or something out of something v. koparmak
yank someone or something out of something v. koparıp almak
yank someone or something out of something v. söküp çıkarmak
yank someone or something out of something v. sökmek
cut (something) out of (something) v. (bir şeyden bir şey) kesmek
cut (something) out of (something) v. (kağıt, kumaş) belli bir şekil kesmek
cut something out of something v. bir şeyden bir şey kesmek
cut something out of something v. (kağıt, kumaş) belli bir şekil kesmek
deal someone out of something v. kart oyunlarında kart dağıtırken birini es geçmek
deal someone out of something v. birini bir şeyden çıkarmak
drop out of (something) v. birini/bir şeyi dışarı atmak
drop out of (something) v. birini/bir şeyi bir yerden atmak
drop out of (something) v. yarıda bırakmak
drop out of (something) v. bitirmeden bırakmak
drop out of (something) v. bitirmeden terk etmek (aktivite, program, eğitim)
drop (someone or something) out of v. (birini/bir şeyi) dışarı atmak
drop (someone or something) out of v. (birini/bir şeyi) bir yerden atmak
edit (something) out of (something) v. (bir şeyi) düzenlemek
edit (something) out of (something) v. (bir şeyden) gereksiz yerleri çıkarmak
edit (something) out of (something) v. (bir şeyi) kısaltmak
edit (something) out of (something) v. bir şeyleri çıkararak düzeltme/düzenleme yapmak
edit something out of something v. yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları çıkarmak
edit something out of something v. yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri çıkarmak
edit something out of something v. yayınlanacak bir şeyden bazı kısımları atmak
edit something out of something v. yayınlanacak bir şeyden bazı kelimeleri/cümleleri atmak
edit something out of something v. yazıyı kısaltmak
edit something out of something v. kısaltarak düzenlemek/düzeltmek
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyi başka bir şey kullanarak yapmak
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyi başka bir şey kullanarak tasarlamak/oluşturmak
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyi bir şablon/model üzerinden şekillendirmek
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyi bir örnek/kalıp üzerinden şekillendirmek
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyi bir örnek kullanarak yapmak
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyden başka bir şey üretmek
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyden başka bir şey tasarlamak/geliştirmek
fashion (something) out of (something else) v. bir şeyden başka bir şey yaratmak
fashion something out of something v. bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek/çevirmek
fashion something out of something v. bir şeyi başka bir şey haline getirmek
fashion something out of something v. bir şeyden başka bir şey yapmak
scoop (something) out of (something else) v. (bir şeyi bir şeyin içinden) çıkarmak
scoop (something) out of (something else) v. (bir şeyi bir şeyin içinden) kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop (something) out of (something else) v. (bir şeyi bir şeyin içinden) çekip çıkarmak
scoop something out of something v. bir şeyi bir şeyin içinden çıkarmak
scoop something out of something v. bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyle/kaşıkla çıkarmak
scoop something out of something v. bir şeyi bir şeyin içinden çekip çıkarmak
scoop something out of something v. bir şeyi bir şeyin içinden kepçeyi/kaşığı daldırıp çıkarmak
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak
get/put something out of perspective v. bazı şeylerin anlamını yitirmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri anlamsızlaştırmak/anlamsız görmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyler anlamsız gelmek
get (something) out of perspective v. (bir şeyi) önemsiz algılamak
get (something) out of perspective v. (bir şeyin) anlamını yitirmek
get (something) out of perspective v. (bir şeyi) anlamsızlaştırmak
get (something) out of perspective v. (bir şeyi) anlamsız görmek
get (something) out of perspective v. (bir şeyi) önemsizleştirmek
exorcise (something) out of (one) v. (birinin) içinden (bir şey, ruh, cin, şeytan) çıkarmak
exorcise something out of someone v. birinin içinden şeytan çıkartmak
expect something (out) of someone or something v. birinden/bir şeyden bir şey beklemek
expect something (out) of someone or something v. birinden/bir şeyden bir şey beklentisi içinde olmak
expect something (out) of someone or something v. birinin/bir şeyin kendinden bir şey katmasını beklemek
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) araklamak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) çarpmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinden bir şey) sızdırmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) dolandırmak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) hile ile almak
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) söğüşlemek
fiddle (someone) out of (something) v. (birinin bir şeyini) üçkağıtla elinden almak
file out of (something) v. (bir yerden) tek sıra halinde çıkmak
file out of (something) v. (bir yerden) sırayla çıkmak
form something out of something v. bir şeyden başka bir şey yaratmak
form something out of something v. bir şeyden başka bir şey yapmak
form something out of something v. bir şeyden başka bir form şekillendirmek
wring something out of something v. bir şeyi burarak/döndürerek sıkmak
wring something out of something v. bir şeyi sıkıp suyunu çıkarmak
wring something out of something v. bir şeyi sıkıp fazla suyunu akıtmak
cheat somebody out of something v. birini bir şeyden mahrum etmek
slip out (of something) v. (pim, çivi) sessizce yerinden çıkmak
slip out (of something) v. (balık, kuş) ellerinden kayıp kaçmak
slip out (of something) v. (hırsız) gizlice çıkmak
back out (of something) v. (seçimlerden, kampanyadan) çekilmek
back out (of something) v. sözünden dönmek
back out (of something) v. kararını değiştirmek
back out (of something) v. (evlenmekten, nişanlanmaktan) vazgeçmek/caymak
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmaktan kurtulmak
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmaktan paçayı kurtarmak
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmak konusunda yan çizmek
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmaktan kaçınmak
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmaktan kaytarmak
get out of doing (something) v. (bir şey) yapmaktan kaçmak
get out of doing (something) v. (bir şey yapmayı) geçiştirmek
get out of the way of something/of doing something v. bir alışkanlığı bırakmak
get out of the way of something/of doing something v. bir alışkanlıktan kurtulmak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyin) dışında tutmak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) korumak
hold (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) uzak tutmak
beguile someone out of something v. birini bir şeyden caydırmak
beguile someone out of something v. birini kandırıp bir şeyini almak
beguile someone out of something v. birini bir şeyinden etmek
gouge (something) out of (something) v. (bir şeyden bir şeyi) kazıyarak çıkarmak/temizlemek
gouge (something) out of (something) v. (bir şeyden bir şeyi) oyarak/kazarak çıkarmak
punch out of (something) v. (bir şey) yüzünden yumruklamak
punch out of (something) v. (bir şey) nedeniyle yumruk atmak
punch out of (something) v. yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak
punch out of (something) v. yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek
punch out of (something) v. bastırarak (bir şeyin) içinden/yerinden çıkarmak
punch something out of something v. bir şeyi bastırarak bir şeyin içinden/yerinden çıkarmak
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) iyileştirmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) geliştirmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) düzeltmek
raise (someone or something) out of (some state) v. (birinin/bir şeyin içinde bulunduğu bir durumu) yükseltmek
roust (one) out of (something) v. (birini bir şeyden) kendine getirmek
roust (one) out of (something) v. (birini bir şeyden) ayıltmak
roust (one) out of (something) v. (birini bir şeyden) uyandırmak
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) sıvışmak
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) çıkıvermek
slide out of (something or some place) v. kayarak (bir şeyden/yerden) çıkmak
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) belli etmeden/görünmeden çıkmak
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) tüymek
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) sıyırmak
slide out of (something or some place) v. (bir şeyden/yerden) dışarı kaydırmak
slide something out of something v. sıyırmak
slide something out of something v. kaydırmak
slide something out of something v. dışarı kaydırmak
slide out of something v. bir şeyden sıyrılmak
slide out of something v. bir şeyden sıvışmak
slide out of something v. bir şeyden kayarak çıkmak
slide out of something v. bir şeyden görünmeden/belli etmeden çıkmak
slide out of something v. bir şeyden tüymek
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) çekip almak
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) kapmak
snatch (someone or something) out of (something) v. (birini/bir şeyi bir şeyden) zorla almak
snatch something out of something v. bir şeyi bir şeyden çekip almak
snatch something out of something v. bir şeyi bir şeyden kapmak
snatch something out of something v. bir şeyi bir şeyden zorla almak
squeeze (something) out of (something) v. bir şeyi sıkıp bir şey çıkarmak
squeeze (something) out of (something) v. bir şeyi sıkıp içindekini çıkarmak
squeeze (something) out of (someone) v. (birinden bir şey) sızdırmak
squeeze (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
squeeze (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapmaya/vermeye zorlamak
squeeze out (of something) v. (bir şeyi) sıkıp içinden çıkarmak
squeeze out (of something) v. (bir şeyi) sıkıp/sıkarak çıkarmak
squeeze out (of something) v. (bir yerden/görevden) baskıyla çıkarmaya çalışmak
squeeze out (of something) v. (bir yerden/görevden) zorla çıkarmaya çalışmak
squeeze out (of something) v. bilgi almak için sıkıştırmak
squeeze out (of something) v. bilgi almak için baskı yapmak
squeeze out (of something) v. bilgi vermesi için zorlamak
squeeze out (of something) v. zorla elde etmek
squeeze out (of something) v. zorla/baskıyla bilgi almak
squeeze out (of something) v. (bir şeyden/yerden/kalabalığın arasından) büzüşerek çıkmak
squeeze out (of something) v. (bir şeyden/yerden) kıvrılarak geçmek
squeeze out (of something) v. (bir şeyden/dar bir yerden yerden) eğilerek çıkmak
take someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir şeyden çıkarmak
take someone or something out of something v. birini/bir şeyi bir yerden dışarı çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden almak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip çıkarmak
take something out of someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin içinden çekip almak
tease out of (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) ağzından laf almak
tease out of (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yavaş yavaş bilgi sızdırmak
tease out of (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yavaş yavaş deşifre etmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için cezbetmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak
tease out of (someone or something) v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak
tease out of (someone or something) v. (birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek
tease out of (something) v. karışmış/dolaşmış (bir şeyi) açmak
tease out of (something) v. karışmış/dolaşık (bir şeyi) ayırmak
tease something out of something v. (bir şeyi) bir yerden çıkması için cezbetmek
tease something out of something v. (birini/bir hayvanı) bir yerden dışarı çekmek
tease something out of something v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkmak için baştan çıkarmak
tease something out of something v. (birini/bir hayvanı) bir yerden çıkması için kandırmak
tease something out of something v. (birinin/bir hayvanın) bir yerden çıkması için aklını çelmek
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) korkutup (bir şeyden/yerden) kaçırmak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) zorla (bir yerden/şeyden) çıkarmak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) tehditle (bir şeyden/yerden) çıkarmak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini bir şeyden/yerden) çıkmaya zorlamak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini bir şeyi/yeri) terk etmek zorunda bırakmak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini bir şeyi/yeri) terk etmeye zorlamak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) korkuyla (bir şeyi) yapmaktan vazgeçirmek
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek
terrify (one) out of (something or some place) v. (birini bir şey) yapmaktan caydırmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini) dehşetle/korkuyla (bir şeyden) kaçırmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini) zorla (bir şeyden) çıkarmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini) tehditle (bir şeyden) çıkarmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini bir şeyden) çıkmaya zorlamak
terrorize (one) out of (something) v. (birini bir şeyi) terk etmek zorunda bırakmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini bir şeyi) terk etmeye zorlamak
terrorize (one) out of (something) v. (birini) korkudan (bir şeyi) yapmamaya itmek
terrorize (one) out of (something) v. (birini) korkuyla (bir şeyi) yapmaktan vazgeçirmek
terrorize (one) out of (something) v. (birini) korkutup (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak
terrorize (one) out of (something) v. (birini) dehşetle (bir şeyi) yapmaktan uzaklaştırmak/vazgeçirmek
terrorize (one) out of (something) v. (birini bir şey) yapmaktan caydırmak
wiggle (one's) way out (of something) v. kıvrılarak (bir şeyden) çıkmak
wiggle (one's) way out (of something) v. dar bir yerden kıvrılarak/bükülerek çıkmak
wiggle (one's) way out (of something) v. eğilip bükülerek dar bir yerden kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir şeyden) sıyrılarak çıkmak/kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir şeyden) zar zor çıkmak/kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir işten, görevden, durumdan) sıvışmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir işten, görevden, durumdan) kaçmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir işten, görevden, durumdan) kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) v. (bir işi, görevi, durumu) savuşturmak
wiggle (one's) way out (of something) v. bir yolunu bulup (bir şeyden) kaçmak/sıvışmak
wring (something) out of (someone) v. (birine) baskıyla (bir şey) yaptırmak
wring (something) out of (someone) v. (birini) sıkıştırıp (bir şey) yapmasını sağlamak
wring (something) out of (someone) v. (birini bir şey) yapmaya ikna/razı etmek
wring something out of someone v. birine zorla bir şey söyletmek
wring something out of someone v. birinin ağzından zorla laf almak
wring something out of someone v. birinden zorla bilgi sızdırmak
inveigle someone out of something v. birini kandırıp bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birinin aklını çelip bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birini hileyle/üçkağıtla bir şeyinden etmek
inveigle someone out of something v. birinin bir şeyini dolandırmak
inveigle something out of someone v. birini kandırıp bir şeyini almak/ele geçirmek
inveigle something out of someone v. birinin aklını çelip bir şeyini almak/ele geçirmek
inveigle something out of someone v. birinden hileyle/üçkağıtla bir şeyini elinden almak
inveigle something out of someone v. birinin bir şeyini dolandırmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) dışarı dökülmek
pour out (of something) v. (bir şeyden) dışarı akmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) dışarı dökmek
pour out (of something) v. (bir şeyden) dışarı akıtmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) toplu halde/topluca çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) akın akın çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) insan seli halinde çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) kalabalık bir şekilde çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) güruh halinde çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) izdiham yaratarak çıkmak
pour out (of something) v. (bir şeyden) sökün etmek
snap (one) out of (something) v. (birini) bir duygu durumundan çıkarmak/kurtarmak
snap (one) out of (something) v. (birinin bir şeyini) geçirmek
snap something out of something v. bir şeyi bir şeyden pat diye çıkarmak
snap out of something v. bir şeyden aniden kurtulmak
snap out of something v. bir durumdan aniden çıkmak/kurtulmak
snap out of something v. bir durumdan bir anda çıkmak
snap out of something v. bir şeyden hemen iyileşmek
snap out of something v. bir şeyden iyileşmek