yok - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

yok



Sens de "yok" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 5 résultat(s)

Anglais Turc
General
yok n. gülme
yok n. gülüş
yok n. şaka
yok v. gülmek
yok v. şaka yapmak

Sens de "yok" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 46 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yok absent adj.
General
yok nonexistence n.
yok nothing n.
yok non-existence n.
yok nonexistent adj.
yok out of stock adj.
yok away adj.
yok lacking adj.
yok no adj.
yok absent adj.
yok off adj.
yok none available adj.
yok absentaneous adj.
yok inexistant [obsolete] adj.
yok nix adv.
yok not adv.
yok none pron.
yok nope interj.
yok nay interj.
Phrases
yok there is not expr.
yok there are not expr.
yok not just yet expr.
Colloquial
yok out (of something) adj.
yok nah, bro interj.
yok short of something expr.
yok nothin expr.
Law
yok absent adj.
Computer
yok absent adj.
yok does not exist expr.
yok missing expr.
yok not available expr.
yok unavailable expr.
yok na expr.
yok it doesn't exist expr.
yok omit expr.
yok not set expr.
yok do not exist expr.
yok not present expr.
yok n a abrev.
yok n/a abrev.
Medical
yok yoke n.
Archaic
yok nil n.
Slang
yok not interj.
Modern Slang
yok ain't got it exclam.
yok ain't got no exclam.
yok ain't got exclam.

Sens de "yok" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
yok olmak disappear v.
etkisini yok etmek counteract v.
General
asit niteliğini yok etme neutralization n.
yok edici kimse destroyer n.
yok olma extinction n.
yok etme extincting n.
yok edici annihilator n.
yok olma destruction n.
acı ve üzüntüyü yok eden ilaç nepenthe n.
yok edici destroyer n.
yok etme eradication n.
yok etme disposal n.
yok etme extermination n.
yok etme extinction n.
yok etme elimination n.
yok etme obliteration n.
yok edilemezlik indestructibleness n.
bitkileri yok eden madde herbicide n.
ortadan yok olma vanishing n.
yok etme wipeout n.
yok etme wracking n.
yavaş yavaş yok olma fading away n.
yok etme effacement n.
işlem yok komutu no operation instruction n.
yok etme extirpation n.
zararlı bir hayvanın yok edilmesi veya bir suçlunun yakalanması için devletçe verilen para bounty n.
kendini yok eden program self destructing program n.
yok edilme destruction n.
yok olma evanescence n.
yok eden eradicator n.
yok etme extirpating n.
yok olma depletion n.
yok olma deperdition n.
tek bir merkeze yoğunlaşıp diğer yönleri yok sayma centration n.
herhangi bir şeyin yok olacağı haberi knell n.
yok etme ve tekrar inşa destruction and reconstruction n.
yok etme exterminating n.
yok etme eradicating n.
içi yok olmuş bir şeyin dışı shell n.
yok etme effacing n.
yok edici devourer n.
atık yok etme bölgesi rubbish tip n.
etkisini yok etme counteraction n.
radyoaktif atıkların yok edilmesi radioactive waste disposal n.
yok etme destruction n.
yok olma disappearance n.
yok etme suppression n.
işlem yok no op n.
yok pahasına satılan şey bargain n.
büyük bir kısmını yok etme decimation n.
nükleer silahların yok edilmesi denuclearization n.
büyük bir kısmı yok olma decimation n.
yok olma dissolution n.
yok edici rekabet destructive competition n.
yapacak bir şey yok nothing to do n.
acımadan yıkıp yok etme wanton destruction n.
ıstırabı yok eden herhangi bir şey nepenthe n.
yok denecek kadar minute amount n.
yok denecek kadar az minute amount n.
kişinin bedenini veya bir eşyayı bulunduğu mekanda yok edip bir anda başka bir mekanda ortaya çıkarması teleportation n.
kanıtları yok etme spoliation n.
yok etme annihilation n.
yok oluş annihilation n.
yok edim annihilation n.
çöp yok etme tesisi garbage disposal plant n.
çöp yok etme garbage disposal n.
kendi kendini yok etme self-destruction n.
yok etme demolition n.
kendi kendini yok etme self destruct n.
hedef gözeterek yok etme targeted killing n.
beklenen yok satma miktarı expected sell-out rate n.
yok olma wreck n.
yapılacak bir şey yok nothing to do n.
kendi kendini yok etme autodestruction n.
ambalajların yok edilmesi disposal of packaging n.
yok eden destructor n.
bir fark yok same difference n.
yok denecek kadar az şans a slight chance n.
yok edici terminator n.
yok edici blaster n.
cinsiyetini yok etme desexualization n.
cinsiyetini yok etme desexualisation n.
yok etme blotting n.
bakterileri yok etme bacteriolysis n.
bakterileri yok edici madde bactericide n.
bakterileri yok eden küçücük cisimler bacteriophage n.
yok edici şey destroyer n.
ağaçları yok etme deforestation n.
yok etme wipe-out n.
nükleer silahların yok edilmesi denuclearisation n.
asit niteliğini yok etme neutralisation n.
kitlesel yok oluş mass extinction n.
kitlesel yok oluş biotic crisis n.
kitlesel yok oluş extinction-level event (ele) n.
kitlesel yok oluş extinction event n.
yok olma tehlikesi danger of extinction n.
ormanı yok etme deforestati̇on n.
(ileri yıllarda yok olacak olan) bebeğin vücundaki yağ baby fat n.
gezegen yok eden (nükleer silah vb) planet buster n.
yavaş yavaş yok etme absumption [obsolete] n.
yok oluş perishment n.
yok olma perishment n.
direktuvar sistemini yok etmek ve komünist düzeni kurmak için komplo düzenleyen fakat başarısız olan fransız politik provokatör babeuf n.
doğum oranının ölüm oranına eşit olması sebebiyle bir ırkın zamanla yok olması race suicide n.
ırkın yok olması race suicide n.
bir ırkın zamanla yok olması race suicide n.
büyük antiller ve bahamalar'da yaşamış olup, kültürleri soykırım, asimilasyon ve salgın hastalıklar sebebiyle yok edilmiş arawak soyundan olan kimse taíno n.
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri nassella tussock board n.
yok farz edilen kimse nonperson n.
yok hükmünde kimse nonperson n.
yok hükmünde kimse non-person n.
yok hükmünde kimse nullity n.
yok sayılma neglectedness n.
yok sayma neglection n.
yok sayılabilir olma negligibility n.
yok olma eclipse n.
yok olma end n.
yok olmaya yüz tutmuş fikirler embers n.
yok olma unessence n.
yok hükmünde olan şey zilch n.
yok pahasına satma sacrifice n.
yok etme erasement n.
düşman hava araçları, gemileri ve füzelerine saldırarak yok etme kill n.
yok eden kimse uprooter n.
yok eden kimse undoer n.
yok eden kimse ruiner n.
yok edici hareketler uprootings n.
ortadan yok olma evanishment [rare] n.
ortadan yok olma evanition n.
yanıp yok olma exustion n.
yavaş yavaş yok olma fadeout n.
giderek yok olma fadeout n.
yavaş yavaş yok olma fade-out n.
giderek yok olma fade-out n.
mesleki sorumluluğu yok sayma malepractice n.
günümüzde yemen'in güneybatısında konuşulan yok olmuş eski güney arapçası qatabanian n.
silip yok etme wipe-out n.
silip yok etme wipeout n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margent n.
ötesinde veya altındayken bir şeyin yok olduğu veya mümkün olmadığı sınır margin n.
yok denecek kadar az haet [scotland] n.
yok eden şey wind n.
zekayı yok eden şey witworm [obsolete] n.
alevlerin tamamen yok ettiği adak holocaust n.
hayatın pervasızca yok edilmesi holocaust n.
yok edici güç monster n.
yok olmaya yakın olma moribundity n.
yok etme peşinde olan düşman mortal foe n.
büyük ve yok edici yangın burnout n.
yok edici mutilator n.
yok olma obliteration n.
tüm izleri yok eden şey obliterator n.
tamamen yok olma oblivion n.
kriptografik olarak yok etme decimation n.
kriptografik yok etmeden kaynaklanan yeni dizi decimation n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decolorizer [uk] n.
camdaki safsızlığın neden olduğu yeşilimsi kahverengini yok eden madde decoloriser [uk] n.
yok etme decreation n.
albenisini yok etme deglamorization [us] n.
cazibesini yok etme deglamorization [us] n.
albenisini yok etme deglamorisation [uk] n.
cazibesini yok etme deglamorisation [uk] n.
tanrı'yı yok eden kimse deicide n.
yok olma deliquium n.
yok olan şey deperdit n.
yok edilen şey deperdit n.
gücü, itibarı veya değeri yok etme derogation n.
düşmanlarını yok etmek için şiddete başvuran gizli bir mormon örgütüne mensup kimse destroying angel n.
yok edilebilme destructibleness n.
kafirleri yok etmeye yemin etmiş fanatiklerin faaliyetleri ghazism n.
buzun yok olması ice-out n.
yok sayma ignoration n.
yok denecek kadar az miktar one-tenth n.
askeri gücün düşmanı yok etmek için gerekenden daha fazlasını kullanma overkill n.
hayvan popülasyonunun avcılıkla veya öldürerek yok edilmesi veya önemli oranda azaltılması overkill n.
haşereleri yok etmekle görevli memur rodent operative [uk] n.
yok edilemez olma imperdibility n.
yok olmazlık imperishability n.
yok etme devouring n.
yok olma disparition [obsolete] n.
rütbe veya makam farklılıklarını geçici olarak yok sayarak aşağı seviyedekilere gösterilen nezaket condescendingness n.
kederi yok eden şey dolorifuge n.
(anket yanıtlarında) fikri yok don't-know n.
(anket yanıtlarında) fikri yok don't-know n.
küresel yok oluşa kalan süreyi gösteren bir saat doomsday clock n.
yok etme downcast n.
yok edilemez olma irrefrangibility n.
yok edilme cleanout n.
istenmeyen şeyleri yok etme cleanup n.
tılsımı yok edebilen şey countercharm n.
yok edilemez şey invincible n.
arkeolojik alanı yok ederek tarihi eser toplayan kimse pothunter n.
(siyasi muhalefeti) kademeli olarak yok etme salami tactics n.
sinsice yok etme sap n.
yok eden şey corrosive n.
yakarak yok etme fire n.
kalp monitöründe gösterilen ritmik pik değerlerin yok olması flatline n.
kendini yok eden kimse self-destroyer n.
basılı eserlerin yok edilmesi libricide n.
yok edici preyer n.
acımadan yıkıp yok etme slaughter n.
tamamen yok oluş slaughter n.
külli yok oluş total annihilation n.
döngüsel yok oluş cyclical apocalypse n.
nükleer yok oluş nuclear apocalypse n.
toplu yok oluş total annihilation n.
yok olmayan şey survival n.
yok olmayan hayvan survivor n.
yok etmek extirpate v.
yok olmak go v.
yok etmek extinguish v.
yok etmek make away with v.
burmalarını yok etmek (vidanın) strip v.
yok olmak go up in smoke v.
yok olmak clear away v.
yok etmek blot out v.
yok etmek shatter v.
yok olmak dissipate v.
manyetikliğini yok etmek demagnetize v.
yok etmek charm away v.
yok etmek kill v.
yok olmak evanish v.
yok etmek melt away v.
yok etmek end v.
yok etmek uproot v.
bir şeyi yok etmek swallow something up v.
yok etmek dissolve something away v.
nükleer silahları yok etmek denuclearise v.
ormanı yok etmek disforest v.
ortadan yok olmak vanish v.
yok etmek clear off v.
yok satmak go like hot cakes v.
silerek yok etmek wipe up v.
yok etmek sweep away v.
bir şeydeki (bir şeyi) yok etmek rid something of v.
yok etmek eradicate v.
yok satmak have nothing for sale v.
etkisini yok etmek neutralize v.
yok etmek eliminate v.
yok etmek suppress v.
yok olmak evaporate v.
yok etmek sponge out v.
yavaş yavaş yok etmek (şevk/inisiyatif vb'ni) stultify v.
yok etmek devour v.
yok etmek cut someone up v.
yok etmek wipe something out v.
yok etmek liquidate v.
ormanı yok etmek disafforest v.
yok etmek stamp v.
yok etmek dispose of v.
yavaşça yok olmak peter out v.
yok etmek annihilate v.
kazıyarak yok etmek scratch out v.
yok etmek deaden v.
bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak regard something as good riddance v.
yok etmek (duygu/umut vb'ni) quash v.
yok etmek dissolve something v.
kaynayarak buharlaşıp yok olmak boil away v.
yok etmek cut off v.
yakıp yok etmek burn up v.
yok olmak melt v.
yok etmek cut somebody up v.
yok etmek wipe off v.
yok etmek wipe out v.
yok etmek demolish v.
yok olmak ooze away v.
yanıp yok olmak burn up v.
yok etmek cut up v.
yok etmek spirit off v.
yok etmek spirit away v.
yok olmak evanesce v.
yok etmek efface v.
yok etmek consume v.
yok etmek (bir şeyi bir yerden) be in the clear v.
doğada yok olmak decompose v.
büyük bir kısmını yok etmek decimate v.
yok etmek dispel v.
yok olmak be destroyed v.
yok olmak die out v.
yakıp yok etmek consume v.
yok olmak be annihilated v.
yok etmek erase v.
yok etmek do away with v.
silerek yok etmek wipe away v.
yok etmek exterminate v.
ağaçları yok etmek deforest v.
yok saymak ignore v.
iyi şeyler yok olmak go by the board v.
yavaş yavaş yok olmak fade away v.
yok etmek wipe away v.
yok olmak dissolve v.
havada yok olup gitmek evanish into thin air v.
yakıp yok etmek burn out v.
yok satmak sell like hot cakes v.
yok etmek dissipate v.
yok etmek get rid of v.
yok etmek dissolve v.
yok sayılmak be ignored v.
yok etmek (duygu/umut vb'ni) quench v.
yanıp yok olmak consume by fire v.
yok etmek root something out v.
zamanla yok olmak wear off v.
silip yok etmek wipe out v.
tamamen yok etmek wipe off the map v.
yok etmek destroy v.
yok pahasına satılmak go for a song v.
yok etmek obliterate v.
yok satmak sell out (of merchandise) quickly v.
tesirini yok etmek neutralise v.
tesirini yok etmek neutralize v.
nesli yok olmak be extinct v.
nesli yok olmak go extinct v.
yok sayılmak fall on deaf ear v.
yok edilmek be exterminated v.
yok edilmek be eradicated v.
yok edilmek be devoured v.
yok edilmek be destroyed v.
yok edilmek be obliterated v.
yok edilmek be demolished v.
yok edilmek be deadened v.
yok edilmek be dissipated v.
yok edilmek be annihilated v.
toptan yok etmek eradicate v.
toptan yok etmek exterminate v.
ormanı yok etmek deforest v.
tamamen yok olmak die out v.
yok olmak fade away v.
büyük kısmını yok etmek decimate v.
yakıp yok etmek devour v.
yok etmek knock down v.
yok olmak melt away v.
yok olmak perish v.
yok etmek work off v.
yok etmek wreck v.
tehlikeyi yok etmek remove the danger v.
yok etmek break up v.
yok saymak think nothing of v.
bir buluşu yok saymak disinvent v.
yok saymak overleap v.
yok yazmak mark someone absent v.
yok pahasına elden çıkarmak barter something away v.
kurutmak/yok etmek (suyunu-sıvısını) wick v.
yok pahasına satmak barter something away v.
hafta sonları yok satmak sell out at weekends v.
doğayı yok etmek destroy the nature v.
(soyları/soyu) yok olma tehdidi altında olmak be under the threat of extinction v.
yok saymak disregard v.
tüylerini yok etmek depilate v.
nükleer silahları yok etmek denuclearize v.
manyetikliğini yok etmek demagnetise v.
etkisini yok etmek neutralise v.
yok olmak die v.
(okula/derse) yok yazılmak be recorded as absent v.
sivilceleri yok etmek remove acnes v.
hedefi yok etmek destroy target v.
yok yazılmak be marked absent v.
bir atom altı parçacığını yok ederek enerjiye veya yüksek enerjili parçacıklara dönüştürmek annihilate v.
yok etmek destroy v.
yok olmak perish v.
yok etmek abscise v.
yavaş yavaş yok etmek absume [obsolete] v.
yakıp yok etmek adure v.
yok etmek acrase v.
yok etmek rase v.
yok olmak cease [obsolete] v.
yok etmek null v.
etkisini yok etmek nullify v.
yok olmak relinquish [obsolete] v.
yok etmek efface v.
yok etmek zap v.
yok etmek end v.
yok etmek unbeget v.
etkililiğini yok etmek undercut v.
yok etmek meat–ax v.
yok etmek unessence v.
yok etmek ortadan kaldırmak unget v.
yok etmek bag v.
yok etmek unknit v.
yok etmek unload v.
ahlak kurallarını yok etmek unprinciple v.
yok pahasına satmak sacrifice v.
kılları yok etmek epilate v.
tüyleri yok etmek epilate v.
(bir şeyin) kolayca yok olmasına neden olmak erase v.
yavaş yavaş yok etmek erode v.
ortadan yok olmak escape v.
benmerkezciliğini yok etmek unself v.
gölgeyi yok etmek unshadow v.
(bir şeyin) yok olmasını dilemek unwish [obsolete] v.
espritüelliğini yok etmek unwit [obsolete] v.
yok etmek zap v.
dışlamak için sistematik olarak yok saymak knife v.
usulca yok etmek beguile v.
yok etmek extermine [obsolete] v.
yok olmak lapse v.
yok etmek melt v.
azalarak yok olmak blank v.
ateş ederek yok etmek blast v.
yok etmek wipe (out) v.
kademeli olarak yok etmek whittle v.
yok etmek blitz v.
yok etmek blot v.
kaşla göz arasında yok etmek harlequin v.
yok olmak fail v.
yok etmek brain v.
yok etmek hew off v.
yok saymak misken [scotland] v.
(birinin) performansını yok saymak miss v.
(birinin) katılımını yok saymak miss v.
yok etmek mortify [obsolete] v.
(bir şeyin) gücünü, canlılığını veya işlevini yok etmek mortify [obsolete] v.
(define avı oyununda) koordinatları yok etmek muggle v.
tutuşup yok olana kadar yanmak burn up v.
yakarak yok etmek burn up v.
önemini yok ederek değersiz kılmak bury v.
yok etmek ribbon v.
yok etmek obviate v.
yok etmek decapitate v.
cazibesini yok etmek deglamorize [us] v.
cazibesini yok etmek deglamorise [uk] v.
cazibesini yok etmek deglamourize v.
izlerini yok etmek delete v.
yok etmek deliquate v.
(varlık) yok olmak demise v.
kötü kokuyu yok etmek deodourise [uk] v.
manyetikliğini yok etmek depolarise [uk] v.
parlaklığını yok etmek depolish v.
yok etmek deprive [obsolete] v.
ırksal özellikleri yok etmek deracialize [us] v.
ırksal özellikleri yok etmek deracialise [uk] v.
(hayatı) yok etmek dispatch [obsolete] [us] v.
(hayatı) yok etmek despatch [obsolete] [uk] v.
etkisini yok etmek destroy v.
(bir şeyin) belirli özelliklerini veya ters gelen yapısını yok etmek detoxify v.
aşama aşama yok etmek grind v.
temelini yok etmek gut v.
yavaşça yok olmak ooze v.
(düşmanı) aşırı güç kullanarak yok etmek overkill v.
yok saymak overthrow v.
yok etmek overturn v.
(bilgisayar programı veya veri) diğer verileri depolayarak yok etmek overwrite v.
(verilmek istenen asıl mesajı yok etmek için) gerekenden fazlasını yazmak overwrite v.
yok etmek rogue v.
yok etmek rubble v.
tümüyle yok etmek ruinate [obsolete] v.
canlılığını yok etmek run down v.
yok etmek abolish v.
yok etmek immolate v.
yangınla yok etmek immolate v.
insani özelliklerini yok etmek impersonalize v.
insani özelliklerini yok etmek impersonalise v.
gelişim sonucu yok olmak improve v.
yok olmak improve v.
yok etmek improve v.
yok saymak by-pass v.
yok etmek graunch [new zealand] v.
kutsamayı yok etmek unsanctify v.
(birinin) bir şeyi yapma inancını yok etmek disempower v.
güvenini yok etmek disgallant v.
gerçek özünü yok etmek disincarnate v.
şevkini yok etmek disinflame v.
uzuvlarını yok etmek dislimb v.
yok etmek dismantle v.
yok etmek disperse v.
itibarını yok etmek displume v.
yok etmek infringe [obsolete] v.
yavaş yavaş yok etmek dwine v.
gizlice yok etmek condiddle [dialect] [uk] v.
yok etmek crack v.
yok etmek crater v.
(soyut bir şeyi) dağıtarak yok etmek drive v.
yok olmak drop v.
yok etmek paralyse v.
yok etmek paralyze v.
tüm izlerini yok etmek clear v.
yok olmak clear v.
üstündeki tılsım etkisini yok etmek countercharm v.
etkisini yok etmek countervail v.
mürekkeple kapatıp yok etmek ink v.
yok yere kusur bulmak pounce v.
yok etmek satisfy v.
birbiriyle ilişkili fikir ve inançlar bütününü yok etmek devastate v.
güzelliğini yok etmek devenustate [obsolete] v.
müstehcenliğini yok etmek devulgarize v.
yok etmek dead [dialect] v.
titrini yok etmek disannul [obsolete] v.
(görev, yükümlülük) yok ederek kurtulmak discharge [obsolete] v.
yok etmek finish v.
yok olmak fleet v.
yok olmak fly v.
hızla azalıp yok olmak fly v.
yok etmek foredo v.
yok etmek outraze v.
yok etmek scrub v.
az az yok olmak seep v.
kendini yok etmek self-destroy v.
kendini yok etmek self-destruct v.
yok etmek shift v.
(vurarak) yok etmek shoot v.
dayanıklılığını yok etmek crumple v.