kill - Turc Anglais Dictionnaire

kill

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "kill" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 82 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
kill n. öldürme
He pulled his gun for the kill.
Öldürmek için silahını çekti.

More Sentences
kill v. katletmek
Sami killed his pregnant mother.
Sami hamile annesini katletti.

More Sentences
kill v. öldürmek
Kody's immune system is so weak that even a simple virus could kill him.
Kody'nin bağışıklık sistemi o kadar zayıf ki, basit bir virüs bile onu öldürebilir.

More Sentences
General
kill n. av
Leopard was carrying his kill up a tree.
Leopar avını ağaca taşıyordu.

More Sentences
kill v. kesmek
Don't kill the goose that lays the golden eggs.
Altın yumurtlayan tavuğu kesmeyin.

More Sentences
kill v. yok etmek
More expensive gas will kill one-fourth of the country's agriculture.
Daha pahalı benzin, ülke tarımının dörtte birini yok edecek.

More Sentences
kill v. mahvetmek
And what kills you is that I'll make a great president.
Ve seni mahveden şey, benim harika bir başkan olacak olmam.

More Sentences
kill v. gebertmek
I'll kill you right here!
Gebertirim seni burada!

More Sentences
kill v. cinayet işlemek
I've watched him kill more than once and done nothing.
Onu birden fazla kez cinayet işlerken izledim ve hiçbir şey yapmadım.

More Sentences
kill v. canına kıymak
Osamu Dazai killed himself at the age of thirty-nine.
Osamu Dazai otuz dokuz yaşında canına kıydı.

More Sentences
kill v. bitirmek
Tom killed his drink.
Tom içkisini bitirdi.

More Sentences
kill v. dindirmek
I need some medicine to kill the pain.
Ağrıyı dindirmek için biraz ilaca ihtiyacım var.

More Sentences
kill v. ortadan kaldırmak
You are proposing the atypical workers' directive which, instead of promoting job flexibility, will help to kill it off.
İş esnekliğini teşvik etmek yerine onu ortadan kaldırmaya yardımcı olacak atipik işçi yönergesini öneriyorsunuz.

More Sentences
kill v. harcamak
She killed an hour looking around the stores.
Mağazalara bakarak bir saat harcadı.

More Sentences
kill v. canına okumak
She has been jumpy all day, expecting her boyfriend to kill her.
Erkek arkadaşının canına okuyacağını düşündüğü için gün boyunca huzursuzdu.

More Sentences
kill v. kahretmek
It killed us to hear that there won't be any pay rise.
Maaşlarımızda artış olmayacağını öğrenince kahrolduk.

More Sentences
kill v. kahkahalara boğmak
The latest video clip of the influencer just killed me.
Fenomenin son video klibi beni kahkahalara boğdu.

More Sentences
Colloquial
kill v. durdurmak
I killed the engine.
Motoru durdurdum.

More Sentences
General
kill n. avda öldürülmüş hayvan
kill n. tahrip etme
kill n. avlama
kill n. çok sayıda insanın öldürüldüğü olay
kill n. katliam
kill n. düşman hava araçları, gemileri ve füzelerine saldırarak yok etme
kill v. yalanlamak
kill v. boşa geçirmek (zamanı)
kill v. kıymak
kill v. çıkarmak
kill v. icabına bakmak
kill v. boğazlamak
kill v. defterini dürmek
kill v. elini kana bulamak
kill v. ahrete göndermek
kill v. hesabını görmek
kill v. söndürmek
kill v. yakmak
kill v. itlaf etmek
kill v. etkisiz hale getirmek
kill v. zımbalamak
kill v. reddetmek
kill v. can almak
kill v. işini bitirmek
kill v. canlıyı vurmak
kill v. avlamak
kill v. veto etmek
kill v. canını almak
kill v. kırmak
kill v. helak etmek
kill v. temizlemek
kill v. canına kastetmek
kill v. kesmek (ses/ağrı vb)
kill v. ahirete göndermek
Phrasals
kill v. içki yuvarlamak
kill v. içki içmek
Colloquial
kill v. seyirciyi kırıp geçirmek
kill v. çok iyi bir performans sergilemek
kill v. seyirciye son darbeyi vurmak
kill v. yiyip/içip bitirmek
kill v. mideye gömmek
kill v. mideye indirmek
kill v. ışığı söndürmek
kill v. söndürmek
kill v. sonlandırmak
kill v. sona erdirmek
kill v. iptal etmek
kill v. bir hikayenin basımını iptal etmek
kill v. bir yazının gazetede basılmasını iptal etmek
kill v. neşe ile dolup taşmak
kill v. zevk ile dolup taşmak
kill v. hayranlık ile dolup taşmak
Computer
kill expr. kes
Geography
kill n. dere
kill n. su kütlesi
kill n. denizin karaya girinti yapmış kolu
Sport
kill v. oyun süresi bitene kadar topu/buz hokeyi topunu elinde tutmak
kill v. (topa) tüm gücüyle vurmak
kill v. rakibin karşılayamayacağı kadar kuvvetle (topa) vurmak
Volleyball
kill n. hücum sayısı
Slang
kill v. otuzbir çekmek
kill v. döktürmek
kill v. bir işi çok iyi yapmak
kill v. hakkını vermek

Sens de "kill" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 389 résultat(s)

Anglais Turc
General
kill time v. vakit öldürmek
I read books to kill time.
Vakit öldürmek için kitap okurum.

More Sentences
kill off v. öldürmek
Tea tree oil has powerful antimicrobial properties and can kill off bad bacteria in your home.
Çay ağacı yağı güçlü antimikrobiyal özelliklere sahiptir ve evinizdeki kötü bakterileri öldürebilir.

More Sentences
kill time v. vakit geçirmek
We played cards to kill time.
Vakit geçirmek için kart oynadık.

More Sentences
kill the pain v. ağrıyı kesmek
I'll give you something to kill the pain.
Ağrıyı kesmek için sana bir şey vereceğim.

More Sentences
kill time v. zaman geçirmek
There are people who read books to kill time.
Zaman geçirmek için kitap okuyan kişiler var.

More Sentences
kill time v. zaman öldürmek
I’m not living; I’m just killing time.
Ben yaşamıyorum; Sadece zaman öldürüyorum.

More Sentences
kill animals v. hayvanları öldürmek
Stop killing animals, people.
Hayvanları öldürmeyi bırakın, ey insanlar.

More Sentences
kill oneself v. kendini öldürmek
Harris and Klebold killed themselves in the library.
Harris ve Klebold kütüphanede kendilerini öldürdüler.

More Sentences
kill oneself v. kendini öldürmek
People who are happy will not kill themselves.
Mutlu insanlar kendilerini öldürmezler.

More Sentences
Phrasals
kill off v. ortadan kaldırmak
Adobe is finally planning to kill off Flash once and for all.
Adobe sonunda Flash'ı tamamen ortadan kaldırmayı planlıyor.

More Sentences
Colloquial
kill (an amount of time) v. (belirli bir) zamanı öldürmek
Let's take a walk to kill some time.
Biraz zaman öldürmek için yürüyüşe çıkalım.

More Sentences
kill (an amount of time) v. (belirli bir) zamanı geçirmek
Let's take a walk to kill some time.
Zaman geçirmek için yürüyüşe çıkalım.

More Sentences
kill them all exclam. hepsini öldürün
Murugan kills them all and saves Balaraman.
Murugan hepsini öldürür ve Balaraman'ı kurtarır.

More Sentences
Idioms
kill time v. vakit öldürmek
Tom and Mary killed time playing chess.
Tom ve Mary satranç oynayarak vakit öldürdüler.

More Sentences
kill time v. zaman öldürmek
I am gardening these days just to kill time.
Bugünlerde sadece zaman öldürmek için bahçeyle uğraşıyorum.

More Sentences
General
kill-time n. oyalayıcı
kill-joy n. neşe bozan kimse
license to kill n. öldürme yetkisi
road-kill n. taşıtların çarptığı/ezdiği hayvanların ölüsü/leşi/kalıntıları
kill one another v. kırışmak
conspire to kill v. suikastta bulunmak
kill off v. canına okumak
kill off v. kökünü kazımak
kill off v. kılıçtan geçirmek
be dressed up fit to kill v. iki dirhem bir çekirdek olmak
kill off v. tırpan atmak
kill two birds with one stone v. iki işi birden görmek
kill the goose that lays the golden eggs v. işini kendi eliyle bozmak
kill the goose that lays the golden eggs v. altın yumurtlayan kazı kesmek
be dressed up fit to kill v. çok süslenmiş olmak
kill off v. hepsini öldürmek
kill without pity v. canına kıymak
kill without pity v. gözünün yaşına bakmadan canına kıymak
kill time v. sinek avlamak
shoot to kill v. ateş ederek öldürmek
shoot to kill v. vurarak öldürmek
kill intentionally v. kasten adam öldürmek
intend to kill v. kasten adam öldürmek
kill one's pain v. acısını dindirmek
kill ones's pains v. ağrılarını dindirmek
kill the pain v. ağrıyı gidermek
intend to kill v. canına kastetmek
kill the infection v. enfeksiyon gidermek
kill slowly v. yavaş yavaş öldürmek
kill the headache v. baş ağrısını dindirmek
kill someone compunction v. hiç acımadan öldürmek
kill (off) the hopes v. umutları boşa çıkarmak
kill with a gun v. tabanca ile öldürmek
kill with a gun v. ateşli bir silahla öldürmek
kill with a firearm v. tabanca ile öldürmek
kill with a pistol v. tabanca ile öldürmek
kill with a pistol v. ateşli bir silahla öldürmek
kill with a firearm v. ateşli bir silahla öldürmek
threaten to kill someone v. öldürmekle tehdit etmek
kill thousands of people v. binlerce kişiyi öldürmek
kill thousands of people v. binlerce insanı öldürmek
instantly kill the driver v. şoförün olay yerinde ölmesine sebep olmak
kill the next-door neighbor v. yan komşuyu öldürmek
kill with a knife v. bıçakla öldürmek
kill with a knife v. bıçaklayarak öldürmek
kill an innocent man v. masum bir adamı öldürmek
kill oneself v. kendi canına kıymak
kill oneself v. intihar etmek
kill each other over race v. birbirlerini ırk uğruna/yüzünden öldürmek
send someone to kill someone v. birini öldürmek için birini yollamak
threaten to kill them both v. ikisini de öldürmekle tehdit etmek
kill himself in one's car v. kendini arabasında öldürmek
kill three prisoners inside v. içeride üç mahkumu öldürmek
kill oneself v. canına kıymak
team-kill v. bilerek veya kazayla takım arkadaşını vurmak/öldürmek
kill to live v. yaşamak için öldürmek
intend to kill v. cana kastetmek
kill oneself v. kendi hayatına son vermek
kill oneself v. intihar etmek
dressed up to kill adj. iki dirhem bir çekirdek
dressed up fit to kill adj. iki dirhem bir çekirdek
hard to kill adj. öldürülmesi veya yok edilmesi zor olan
shoot-to-kill adj. suçluyu indirme amaçlı yapılan (atış)
shoot-to-kill adj. öldürme amaçlı (atış)
Phrasals
kill off v. önüne geçmek
kill off v. bitirmek
kill off v. bir kurmaca hikayede bir karakteri öldürmek
kill off v. engel olmak
kill off v. dizide, filmde, kitapta bir karakteri öldürmek
Phrases
what does not kill me, makes me stronger expr. beni öldürmeyen şey beni güçlendirir
Proverb
what doesn't kill you makes you stronger seni öldürmeyen şey, güçlendirir
Colloquial
drill-and-kill math n. sadece testlere hazırlayan matematik eğitimi
be in at the kill v. olay yerinde olmak
be in at the kill v. olay yerinde bulunmak
be in at the kill v. kötü bir olay olurken orada olmak
be in at the kill v. bir olayın tanıklığını etmek
go on a kill-crazy rampage v. katliam yapmak
kill someone's buzz v. birinin keyfini kaçırmak
kill yourself doing something v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak
kill yourself (laughing) [uk] v. (gülmekten) ölmek
kill yourself (laughing) [uk] v. (gülmekten) yerlere yatmak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yaparken/yapmak için kendi) canını çıkarmak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yaparken/yapmak için kendini) helak etmek
kill yourself doing something v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi) canını çıkarmak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için) ölümüne uğraşmak
kill yourself doing something v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini) helak etmek
kill the market v. piyasayı öldürmek
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için) aşırı çaba/efor sarf etmek
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için) aşırı çabalamak
kill oneself v. ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill oneself v. kendi sonunu getirmek
kill oneself v. kendini yırtmak
kill oneself v. aşırı çaba/efor sarf etmek
kill oneself v. bir tarafını yırtmak
kill oneself v. kendi sonunu hazırlamak
kill oneself v. canını dişine takmak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) bir tarafını yırtmak
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill oneself v. aşırı çabalamak
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için aşırı çabalamak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) kendini yırtmak
kill (oneself) (doing something) v. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) canını dişine takmak
kill (oneself) laughing v. gülmekten kırılmak
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için aşırı çaba/efor sarf etmek
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini yırtmak
kill (oneself) laughing v. gülmekten ölmek
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye canını dişine takmak
kill yourself doing something v. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye bir tarafını yırtmak
kill (oneself) laughing v. gülmekten yerlere yatmak
kill outright v. oracıkta öldürmek
kill outright v. anında öldürmek
kill outright v. hemen öldürmek
kill (an amount of time) v. (bir süreyi) geçirmek
kill (an amount of time) v. (bir süre) öldürmek
kill the hype v. heyecanı yok etmek
kill the hype v. modunu düşürmek
kill the hype v. heyecanı öldürmek
dressed to kill adj. süslenip püslenmiş
dressed to kill adj. cicilerini giymiş
dressed to kill adj. dikkat çekecek şekilde giyinmiş
dressed to kill expr. özenle giyinmiş
dressed to kill expr. bayramlıklarını giymiş
dressed to kill expr. giyinip kuşanmış
kill or cure expr. ya öldürür ya diriltir
dressed to kill expr. baştan çıkarıcı şekilde giyinmiş
men kill animals and eat their flesh expr. insanlar hayvanları öldürüp etlerini yiyor
mom will kill you if she finds out you broke her antique vase expr. antika vazosunu kırdığını anlarsa annem seni paramparça eder
mom will kill you if she finds out you broke her antique vase expr. antika vazosunu kırdığını anlarsa annem seni öldürür
I could tell you but then I’d have to kill you expr. söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir
I could tell you, but then I'd have to kill you expr. söyleyemem, yoksa seni öldürmem gerekir
I could tell you but then I’d have to kill you expr. (şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek
I could tell you but then I’d have to kill you expr. (şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
I could tell you, but then I'd have to kill you expr. (şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerek
I could tell you, but then I'd have to kill you expr. (şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
(one) is going to kill (someone) expr. (biri birine) aşırı kızacak
(one) is going to kill (someone) expr. (biri birini) sinirden öldürecek
(one) is going to kill (someone) expr. (bir birinin) canına okuyacak
(one) is going to kill (someone) expr. (biri birine) aşırı sinirlenecek
fill or kill expr. ya al ya da sat
fill or kill expr. derhal karşıla ya da iptal et
ictybtihtky (I could tell you, but then I'd have to kill you) expr. (şaka yollu) söylerim/söylerdim ama sonra seni öldürmem gerekir
would it kill (someone) to (do something)? expr. (bir şey yapsa) ölür mü?
kill them all exclam. herkesi öldürün
Idioms
a buzz kill [us] n. keyif kaçıran kişi/şey
a buzz kill [us] n. ortamın neşesini kaçıran kişi/olay
a buzz kill [us] n. oyunbozan
kill the goose that lays the golden eggs v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
kill the goose that laid the golden egg v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
kill the goose that lays the golden egg v. bindiği dalı kesmek
kill the goose that lays the golden egg v. kapıyı kırıp odun etmek
kill the fatted calf v. büyük bir ağırlama töreni düzenlemek
kill the fatted calf v. güzel biçimde ağırlamak
kill the fatted calf v. iyi biçimde karşılamak
kill the clock v. zamana oynamak
kill the clock v. paslaşarak zaman çalmak
kill the clock v. top çevirerek zamana oynamak
close in for the kill v. son/öldürücü darbeyi vurmak için yaklaşmak/hareket etmek
move in for the kill v. son/öldürücü darbeyi vurmak için yaklaşmak/hareket etmek
move in for the kill v. bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek
close in for the kill v. bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere harekete geçmek
be dressed to kill v. açık saçık giyinmek
be dressed to kill v. baştan çıkarıcı şekilde giyinmek
kill the goose that lays the golden egg v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
look fit to kill v. çok şık görünmek
look fit to kill v. harika görünmek
have some time to kill v. boş zamanı olmak
have time to kill v. boş zamanı olmak
be in on the kill v. olay yerinde olmak
be in on the kill v. olay yerinde bulunmak
be in on the kill v. bir olayın tanıklığını etmek
kill someone with kindness v. birini iyiliğe boğmak
kill someone with kindness v. birine çok kibar/iyi davranmak
kill two birds with one stone v. bir taşla iki kuş vurmak
kill (something) stone dead v. büsbütün son vermek
kill (something) stone dead v. (bir şeyi) sona erdirmek
kill (something) stone dead v. (bir şeyi) tamamen yok etmek
kill (something) stone dead v. (bir şey) tümüyle mahvetmek
kill (someone) with extreme prejudice v. yargısız infaz yapmak
kill (someone) with extreme prejudice v. yargısız infaz etmek
kill time a couple of hours v. bir iki saat vakit geçirmek
look fit to kill v. birini öldürecek gibi durmak
kill time a couple of hours v. bir iki saat zaman öldürmek
have time a couple of hours to kill v. bir iki saati olmak
kill time a couple of hours v. bir iki saat oyalanmak
look fit to kill v. birini neredeyse öldürecek olmak
look fit to kill v. birini gırtlaklayacak gibi durmak/görünmek
have time a couple of hours to kill v. bir iki saat zamanı olmak
have time a couple of hours to kill v. bir iki saat boş vakti olmak
look fit to kill v. birine karşı çok sinirli görünmek
look fit to kill v. ortalığı yakmak (görüntüsüyle)
be dressed to kill v. süslenip püslenmek
be dressed to kill v. bayramlıklarını giymek
be dressed to kill v. dikkat çekecek şekilde giyinmek
be dressed to kill v. şık giyinmek
be dressed to kill v. özenle giyinmek
be dressed to kill v. giyinip kuşanmak
be dressed to kill v. çok süslenmek
be dressed to kill v. çarpıcı kıyafetler giymek
be dressed to kill v. iki dirhem bir çekirdek olmak
be in at the death/kill v. olay yerinde olmak/bulunmak
be in at the death/kill v. kötü bir olay olurken orada olmak
be in at the death/kill v. bir şeyin sonuna/bitişine şahitlik etmek
kill (one's) darlings v. sevdiği bir şeyden vazgeçmek
kill (one's) darlings v. sevdiği bir şeyden kaçınmak
kill (one's) darlings v. sevdiği bir şeyden uzak durmak
dress to kill v. süslenip püslenmek
dress to kill v. giyinip kuşanmak
dress to kill v. çarpıcı kıyafetler giymek
dress to kill v. dikkat çekecek şekilde giyinmek
dress to kill v. baştan çıkarıcı şekilde giyinmek
dress to kill v. cicilerini giymek
dress to kill v. bayramlıklarını giymek
dress to kill v. şık giyinmek
go (in) for the kill v. bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak
go (in) for the kill v. öldürmek niyetiyle yaklaşmak
go (in) for the kill v. bir şey elde etmek için yaklaşmak
go (in) for the kill v. öldürmek için yaklaşmak
go for the kill v. bir sonuca ulaşmak için yaklaşmak
go for the kill v. öldürmek niyetiyle yaklaşmak
go for the kill v. bir şey elde etmek için yaklaşmak
go for the kill v. öldürmek için yaklaşmak
(kill) the golden goose v. bindiği dalı kesmek
(kill) the golden goose v. altın yumurtlayan kazı kesmek
(kill) the golden goose v. kapıyı kırıp odun etmek
(kill) the golden goose v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
(kill) the golden goose v. işini kendi eliyle bozmak
kill a fly with an elephant gun v. orantısız güç uygulamak
kill yourself v. bir tarafını yırtmak
kill (one) with kindness v. (birini) iyiliğe boğmak/dövmek
kill somebody with kindness v. fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek
kill one to warn a hundred v. ibretialem olsun diye birini öldürmek/kurban etmek
kill with kindness v. fazla kibarlıktan/iyilikten birine zarar vermek
kill one to warn a hundred v. diğerlerinin gözünü korkutmak için birini öldürmek/kurban etmek
kill for something v. bir şey için her şeyini vermek
kill with kindness v. aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak
kill a fly with an elephant gun v. basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede çaba harcamak
kill with kindness v. iyiliğe boğmak
kill somebody with kindness v. aşırı iyi niyetten dolayı birinin zarar görmesine neden olmak
kill for something v. bir şey için neler vermemek
kill yourself v. aşırı çabalamak
kill with kindness v. iyiliğiyle boğmak
kill for v. için her şeyi yapmak
kill one to warn a hundred v. ibretlik olarak birini öldürmek/kurban etmek
kill with kindness v. aşırı iyi davranmak
kill somebody with kindness v. aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak
kill (one) with kindness v. (birine) aşırı kibar/iyi davranmak
kill for v. için neler vermemek
kill with kindness v. aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak
kill yourself v. kendini helak etmek
kill one to warn a hundred v. diğerlerini yola getirmek için bir kişiyi kurban etmek/öldürmek
kill a fly with an elephant gun v. basit/ kolay bir şey için haddinden fazla/aşırı derecede güç kullanmak
kill for something v. bir şey için her şeyi yapmak
kill for v. için her şeyini vermek
kill yourself v. aşırı çaba/efor sarf etmek
kill yourself v. (gülmekten) yerlere yatmak
kill yourself v. canını dişine takmak
would/could kill for (something) v. (bir şey) için her şeyini vermek
would/could kill for (something) v. (bir şey) için her şeyi yapmak
dressed fit to kill adj. şık giyinmiş
dressed up fit to kill adj. şık giyinmiş
dressed to kill adj. şık giyinmiş
dressed up fit to kill expr. iki dirhem bir çekirdek
dressed up fit to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
dressed fit to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
dressed to kill expr. çarpıcı kıyafetler giyinmiş
if looks could kill expr. (eğer) bakışları(n) öldürebilseydi (şimdi ölmüş olurdum)
(one) will kill (someone) expr. (biri birini) sinirden öldürecek
(one) will kill (someone) expr. (bir birine) aşırı kızacak
(one) will kill (someone) expr. (biri birinin) canına okuyacak
(one) will kill (someone) expr. (biri birine) aşırı sinirlenecek
fit to kill expr. son derece
fit to kill expr. aşırı derecede
fit to kill expr. müthiş
fok (fill or kill) expr. (borsada) ya al ya da sat emri
fok (fill or kill) expr. derhal iptal edilmesi gereken sipariş
in at the kill expr. bir hayvanın öldürülmesine tanıklık eden
in at the kill expr. bir hayvanın öldürülmesini izleyen
in at the kill expr. birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden
in at the kill expr. bir hayvanın öldürülmesine şahit olan
in at the kill expr. olay yerinde olan
in at the kill expr. kötü bir olay olurken orada bulunan
in at the kill expr. bir şeyin çöküş anında orada olan
in for the kill expr. bir işin son ama en önemli kısmını yapmak üzere
in at the kill expr. sonuna/bitişine şahitlik eden
in for the kill expr. son/öldürücü/bitirici darbeyi vurmak için
in on the kill expr. bir hayvanın öldürülmesine tanıklık eden
in on the kill expr. sonuna/bitişine şahitlik eden
in on the kill expr. bir şeyin çöküş anında orada olan
in on the kill expr. birinin/bir şeyin sonuna/çöküşüne şahitlik eden
in on the kill expr. olay yerinde olan
in on the kill expr. bir hayvanın öldürülmesini izleyen
in on the kill expr. kötü bir olay olurken orada bulunan
in on the kill expr. bir hayvanın öldürülmesine şahit olan
that which doesn't kill you makes you stronger expr. seni öldürmeyen şey, güçlendirir
Speaking
I want to kill you expr. seni öldürmek istiyorum
don't kill the messenger expr. elçiye zeval olmaz
you better kill me expr. beni öldürsen iyi edersin
i didn't kill anybody expr. ben kimseyi öldürmedim
I swear to god I will kill you expr. yemin ederim ki öldürürüm seni
I could kill for a cold beer expr. soğuk bir bira için neler vermezdim
she tried to kill you expr. seni öldürmeye çalıştı
he tried to kill you expr. seni öldürmeye çalıştı
I'm gonna kill him expr. onu öldüreceğim
what doesn't kill me makes me stronger expr. beni öldürmeyen şey güçlendirir
I don't wanna kill you expr. seni öldürmek istemiyorum
live to kill expr. öldürmek için yaşa
kill to live expr. yaşamak için öldür
kill them with your smile expr. onları gülüşünle öldür
he's the kind of psycho who can kill his own men without batting an eye expr. kendi adamını bile gözünü kırpmadan vurabilecek manyağın tekidir o
he's the kind of psycho who can kill his own men without batting an eye expr. kendi adamını bile gözünü kırpmadan vurabilecek manyağın teki o
Trade/Economic
fill or kill order n. derhal karşılanması ya da iptal edilmesi gereken sipariş
fill or kill order n. (borsada) ya al ya da sat emri
fill or kill orders expr. kalanını iptal et
fill or kill orders expr. kalanını iptal et
Law
kill by electric shock v. elektrik ile öldürmek
Technical
kill tank n. öldürme tankı
Computer
kill and yank n. kesmek ve yapıştırmak kiplenimi
kill list expr. listeyi sonlandır
kill author expr. yazanı sonlandır
kill thread expr. iş parçasını sonlandır
kill process expr. işlemi bitir
Telecom
kill switch n. acil anahtarı
Automotive
kill switch n. acil durumlarda güvenlik kontak kapatma anahtarı
kill switch n. acil kapatma anahtarı
kill the engine v. motoru durdurmak
Petrol
top kill n. petrol şirketlerinin sızıntılı bir kuyuyu onarırken ağır sıvıları kuyuya pompalayarak yaptığı bir işlem
Marine Biology
cold-kill n. soğuktan ölüm
Astronomy
supernova kill zone n. süpernova öldürme kuşağı
relativistic kill vehicle (rkv) n. relativistik katliam aracı
relativistic kill vehicle (rkv) n. Işık hızına yakın hızlarda ilerleyerek bir hedefi yıkıcı bir güçle vurmak amacıyla tasarlanmış varsayımsal silah sistemi
Environment
fish kill n. balık katliamı
Geography
kill devil hills n. north carolina eyaletinde yerleşim yeri
kill creek n. kansas eyaletinde şehir
Military
single shot kill probability n. tek atımla imha ihtimali
armour kill zone n. tank tahrip bölgesi
kill box n. tahrip kutusu
kill probability n. imha ihtimali
kill-zone n. imha bölgesi
confirmed kill n. kayıtlara geçirilmiş ölüm
kill zone n. savaşta çok ölümün gerçekleştiği alan
functional kill n. işlevsiz kılma
functional kill n. iş göremez hale getirme
functional kill n. amacına hizmet edemez hale getirme
kill the tank v. tank avlamak
Sport
penalty kill n. (buz hokeyi) aynı takımın bir veya daha fazla oyuncusunun ceza kulübesinde olduğu süre
penalty kill n. (buz hokeyi) rakibin hücum süresinin sayı kazandırmadan öldürülmesi için uğraşılan durum
Slang
road kill n. yolda yatan ceset
road kill n. yolda toplanan sigara izmaritleri
road kill n. hoş olmadığı halde yatılan kimse
fuck, marry, kill (fmk) n. yarışmacılara üç tercihin verildiği bir oyun
kill (someone) v. icabına bakmak
kill (someone) v. temize havale etmek
kill (someone) v. defterini dürmek
kill (someone) v. ortadan kaldırmak
kill (someone) v. öldürmek
kill (someone) v. temizlemek
kill (someone) v. öbür tarafa göndermek
kill it v. (içkinin) dibine vurmak
kill the vibe v. ortamı bozmak
kill the rabbit [obsolete] v. gebelik testi pozitif çıkmak
kill the rabbit [obsolete] v. hamile olduğunu öğrenmek
kill the beat expr. müziği kapat
don't kill my vibe expr. ayarımı bozma
don't kill my vibe expr. keyfimi bozma
don't kill my vibe expr. (keyfim gıcır) bana ilişme
kill me expr. ölmeyi yeğlerim/tercih ederim
kill me expr. beni öldür daha iyi
kill me expr. ölsem daha iyi
kys (kill yourself) expr. bas git
kys (kill yourself) expr. defol git
kys (kill yourself) expr. git başımdan
fuck, marry, kill (fmk) exclam. seviş, evlen, öldür
Star Wars
kill-wing n. ölümcül-kanat