put out of - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

put out of

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "put out of" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 2 résultat(s)

Anglais Turc
General
put out of v. hariç tutmak
put out of v. hariç bırakmak

Sens de "put out of" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 190 résultat(s)

Anglais Turc
General
put somebody's nose out of joint v. ayağını kaydırmak
put somebody out of countenance v. şaşırtmak
put somebody's nose out of joint v. kırmak
put out of mind v. aklından çıkarmak
put one's nose out of joint v. birisini gözden düşürmek
put someone's nose out of joint v. birinin pabucunu dama attırmak
put out of commission v. mahvetmek
put out of action v. bozmak
put one's nose out of joint v. kıskandırmak
put somebody out of work v. avare etmek
put someone's nose out of joint v. birinin pabucunu dama atmak
put out of sight v. saklamak
put out of commission v. işlemez hale getirmek
put something out of one's mind v. aklından çıkarmak
put an animal out of its misery v. hayvanı öldürerek acılarına son vermek
put somebody's nose out of joint v. gözden düşürmek
put somebody's nose out of joint v. burnunu sürtmek
put somebody out of temper v. kızdırmak
put out of sight v. ortadan kaldırmak
put somebody out of temper v. sinirlendirmek
put one's nose out of joint v. birisinin ayağını kaydırmak
put out of commission v. yıkmak
put one's nose out of joint v. birisinin işini bozmak
put someone out of one's misery v. birini öldürmek
put someone out of one's misery v. öldürerek acılarına son vermek
put someone out of one's misery v. çaresine bakmak
put someone out of one's misery v. birini sıkıntılı bir durumdan kurtarmak
put out of action v. saf dışı etmek
put out of action v. saf dışı bırakmak
put out of action v. pasif kılmak
put out of one's way v. huzurunu kaçırmak
put out of the way v. birini mahvetmek
put out of one's way v. başını belaya sokmak
put out of the way v. huzurunu kaçırmak
put out of the way v. başını belaya sokmak
Phrasals
put (one) out of (something or some place) v. (birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
put (one) out of (something or some place) v. (birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) dışarı çıkarmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı bir yerden) çıkmaya zorlamak
put (someone or an animal) out of something v. dışarıya çıkarmak/atmak
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak
get/put something out of perspective v. bazı şeylerin anlamını yitirmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri anlamsızlaştırmak/anlamsız görmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyler anlamsız gelmek
put (one) out of (something or some place) v. (birini bir şeyden/yerden) kapı dışarı etmek
put (one) out of (something or some place) v. (birini bir şeyin/yerin) dışına atmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden atmak
put (someone or an animal) out of something v. (birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden kapı dışarı etmek
Idioms
put one out of conceit with v. birini bir şeye kayıtsız bırakmak
put one out of conceit with v. umursamaz hale getirmek
put (someone) out of business v. birisini işten/ticaretten saf dışı etmek
put someone out of business v. birini bir işten el çektirmek
be put out of business v. işleri durmak/azalmak
be put out of business v. işleri kesat gitmek
be put out of business v. satışları azalmak/durmak
be put out of business v. satışların/işin önü kesilmek
be put out of business v. (şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
be put out of business v. (şirket için) kapanmak/işi bırakmak
be put out of business v. (şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
put (someone or something) out of business v. işlerin durmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. işlerin azalmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. işlerin kesat gitmesine neden olmak
put (someone or something) out of business v. satışları azaltmak
put (someone or something) out of business v. satışları durdurmak
put (someone or something) out of business v. ticari faaliyeti azaltmak/durdurmak
put (someone or something) out of business v. satışların/işin önünü kesmek
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) projeden/ihaleden çekilmesine neden olmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) işi bıraktırmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) kapanmasına neden olmak
put (someone or something) out of business v. (şirket vb. için) işi bırakmasına neden olmak
put out of the way v. ortalıktan/ortadan/kenara kaldırmak
put out of the way v. ortalıktan/ortadan çekmek
put out of the way v. hapse atmak
put out of the way v. hapsetmek
put out of the way v. deliğe atmak/tıkmak
put out of the way v. öldürmek
put out of the way v. ortadan kaldırmak
put out of one's misery v. acısına son vermek
put something out of the way v. bir şeyi yoldan/önünden çekmek
put someone's nose out of joint v. birini gücendirmek
put out of service v. battal etmek
put something out of one's mind v. bir şeyi aklından çıkarmak
put someone's nose out of joint v. birisini rahatsız etmek
put someone's nose out of joint v. birinin ayağını kaydırmak
put someone out of the way v. birini temizlemek/öldürmek
put one's nose out of joint v. gururunu incitmek
put one's nose out of joint v. gururunu kırmak
put one's nose out of joint v. hayal kırıklığına neden olmak
put someone's nose out of joint v. pabucunu dama atmak
put one's nose out of joint v. planlarını bozmak
put out of countenance v. rahatını bozmak
put (one) out of (one's) misery v. (öldürerek/uyutarak) acısına son vermek
put out of countenance v. (birini) suçlu duruma düşürmek
put an animal out of its misery v. (bir hayvanı öldürerek) acılarına son vermek
put out of countenance v. utandırmak
put (something) out of perspective v. (bir şeyi) anlamsızlaştırmak/anlamsız hale getirmek
put (something) out of perspective v. (bir şeyin) anlamını yitirmek
put (something) out of perspective v. (bir şeyin) önemini yitirmek
put (something) out of perspective v. (bir şeyi) çarpıtmak
be put out of humour [uk] v. canı sıkılmak
be put out of humour [uk] v. sinirlendirilmek
be put out of humour [uk] v. keyfi kaçmak
be put out of humour [uk] v. neşesi kaçmak
be put out of humour [uk] v. morali bozulmak
be put out of sorts [old fashioned] v. canı sıkılmak
be put out of sorts [old fashioned] v. sinirlendirilmek
be put out of sorts [old fashioned] v. keyfi kaçmak
be put out of sorts [old fashioned] v. neşesi kaçmak
be put out of sorts [old fashioned] v. morali bozulmak
put (someone or something) out of (one's) head v. (birini/bir şeyi) kafasından atmak
put (someone or something) out of (one's) head v. (birini/bir şeyi) artık düşünmemek
put (someone or something) out of (one's) head v. (birini/bir şeyi) unutmaya çalışmak
put (someone or something) out of (one's) head v. (birini/bir şeyi) aklından çıkarmak
put (one) out of humour [uk] v. (birinin) neşesini almak
put (one) out of humour [uk] v. (birini) mutsuz etmek
put (one) out of humour [uk] v. (birini) asabi yapmak
put (one) out of humour [uk] v. (birini) kötü hissettirmek
put (one) out of humour [uk] v. (birinin) neşesini kaçırmak
put (one) out of humour [uk] v. (birinin) canını sıkmak
put (one) out of humour [uk] v. (birinin) huzurunu kaçırmak
put (one) out of sorts v. (birinin) canını sıkmak
put (one) out of sorts v. (birinin) keyfini kaçırmak
put (one) out of sorts v. (birini) mutsuz etmek
put (one) out of sorts v. (birine) kötü hissettirmek
put (one) out of sorts v. (birinin) modunu düşürmek
put (one) out of sorts v. (birinin) moralini/ruh halini bozmak
put (something) out of its misery v. (bir şeyi) öldürerek acılarına son vermek
put (something) out of its misery v. (bir şeyi) öldürerek acı çekmekten kurtarmak
put (something) out of its misery v. (bir şeyi) öldürerek ıstırabına son vermek
put (someone) out of one's misery v. (birini) öldürerek acılarına son vermek
put (someone) out of one's misery v. (birini) öldürerek acı çekmekten kurtarmak
put (someone) out of one's misery v. (birini) öldürerek ıstırabına son vermek
put (someone) out of (one's) misery v. (birinin) merakını bastırmak
put (someone) out of (one's) misery v. (birinin) merakını yatıştırmak
put (someone) out of (one's) misery v. (birinin) merakını gidermek
put (someone) out of (one's) misery v. (birinin) merakına son vermek
put (one) out of (one's) misery v. (birini) öldürerek acılarına son vermek
put (one) out of (one's) misery v. (birini) öldürerek acı çekmekten kurtarmak
put (one) out of (one's) misery v. (birini) öldürerek ıstırabına son vermek
put (one) out of (one's) misery v. (birine) acıyıp/merhamet edip onu öldürmek
put (one) out of (one's) misery v. (birinin) merakını bastırmak
put (one) out of (one's) misery v. (birinin) merakını yatıştırmak
put (one) out of (one's) misery v. (birinin) merakını gidermek
put (one) out of (one's) misery v. (birinin) merakına son vermek
put out of the way v. yoldan çekmek
put out of the way v. ayak altından çekmek/kaldırmak
put out of the way v. yolu kapatmayacak/tıkamayacak bir yere çekmek/koymak
put out of the way v. kenara çekmek/koymak
put something out of your head v. bir şeyi istemeyi bırakmak
put something out of your head v. bir şeyi unutmaya çalışmak
put something out of your head v. bir şeyi aklından çıkarmak
put something out of your head v. bir şeyi kafasından atmak
put something out of your head v. bir şeyi düşünmeyi bırakmak
put nose out of joint v. alınmak
put nose out of joint v. gururu kırılmak
put nose out of joint v. hayal kırıklığına uğramak
put nose out of joint v. gururu incinmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri önemsiz olarak algılamak
get/put something out of perspective v. bazı şeyleri anlamsız görmek
get/put something out of perspective v. bazı şeyler anlamsız gelmek
put (someone or something) out of (one's) mind v. (birini/bir şeyi) kafasından atmak
put (someone or something) out of (one's) mind v. (birini/bir şeyi) artık düşünmemek
put (someone or something) out of (one's) mind v. (birini/bir şeyi) unutmaya çalışmak
put (someone or something) out of (one's) mind v. (birini/bir şeyi) aklından çıkarmak
put somebody out of their misery v. birini merakta bırakmamak
put somebody out of their misery v. birini endişelendirmemek
put somebody out of their misery v. birinin endişesine/merakına/ıstırabına son vermek
put something out of its misery v. bir hayvanı acısını dindirmek/acısına son vermek için öldürmek
put something out of its misery v. bir hayvanı öldürerek ıstırabına son vermek
put out of misery v. (öldürerek/uyutarak) acısına son vermek
put out of misery v. öldürerek acı çekmekten kurtarmak
put out of misery v. öldürerek ıstırabına son vermek
put out of misery v. merakını bastırmak
put out of misery v. merakını yatıştırmak
put out of misery v. merakını gidermek
put out of one's mind v. aklından çıkarmak
put out of one's mind v. unutmak
put some creature out of its misery v. bir hayvanı uyutmak
put some creature out of its misery v. bir hayvanı acısına son vermek için öldürmek
put some creature out of its misery v. bir hayvana ötenazi yapmak
put some creature out of its misery v. bir hayvanı acısını/ıstırabını dindirmek için öldürmek
put something out of your mind v. bir şeyi aklından çıkarmak
put something out of your mind v. bir şeyi unutmaya çalışmak
Speaking
you only get out of life what you put in expr. hayatta ne ekersen onu biçersin
you get out of it what you put into it expr. ne ekersen onu biçersin
Trade/Economic
put out of circulation v. tedavülden çekmek
Law
put out of court v. adli duruşmayı reddetmek
Marine
put a vessel out of commission v. seferdeki bir gemiyi geçici veya kalıcı olarak görevden almak
Photography
put out of center v. merkezi kaydırmak
Slang
put someone's nose out of joint v. pabucunu dama attırmak