salons - Turc Anglais Dictionnaire

salons

Sens de "salons" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 11 résultat(s)

Anglais Turc
General
salon n. salon
Mariko went to the aesthetic salon.
Mariko estetik salonuna gitti.

More Sentences
salon n. kuaför
Layla went to a hair salon to get extensions in her hair.
Layla saçına postiş taktırmak için kuaföre gitti.

More Sentences
salon n. misafir odası
salon n. galeri
salon n. dükkan
salon n. sergi salonu
salon n. şık dükkan
salon n. şık mağaza
salon n. güzellik merkezi
History
salon n. eskiden yazarlar ve düşünürler tarafından yapılan toplantı
salon n. kültür toplantısı

Sens de "salons" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 29 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
salon hall n.
When we went to the hall, the concert had already begun.
Salona gittiğimizde, konser çoktan başlamıştı.

More Sentences
salon saloon n.
The local government closed all bars and saloons.
Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.

More Sentences
General
salon salon n.
Marcia works at the best salon in town.
Marcia şehirdeki en iyi salonda çalışıyor.

More Sentences
salon auditorium n.
The auditorium is packed.
Salon tıklım tıklım.

More Sentences
salon parlor n.
Side window was broken, there's this skinny kid in the parlor making off with my camera.
Yan cam kırılmıştı, salonda sıska bir çocuk da kameramı almış kaçıyordu.

More Sentences
salon gallery n.
It is now my pleasure to welcome to the official gallery a delegation of 20 parliamentarians and senators from Mexico.
Şimdi Meksika'dan 20 parlamenter ve senatörden oluşan bir heyeti resmi salonda ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum.

More Sentences
salon chamber n.
We also need to ask the huissiers to ensure that when Members enter the Chamber they are not engaged in conversation.
Ayrıca salon görevlilerinden, Üyelerin salona girdiklerinde sohbet etmemelerini sağlamalarını istememiz gerekiyor.

More Sentences
salon living room n.
She is neither in the kitchen nor in the living room.
O, ne mutfakta ne de salonda.

More Sentences
salon parlour n.
They apply to parlour games, sport, constitutions and society in general.
Salon oyunları, spor, anayasalar ve genel olarak toplum için geçerlidirler.

More Sentences
salon hall n.
The hall was filled to capacity.
Salon tam kapasite doluydu.

More Sentences
salon room n.
Halfway through a debate, he left the room.
Bir tartışmanın yarısında salonu terk etti.

More Sentences
salon drawing room n.
salon lounge n.
salon hippodrome n.
salon showroom n.
salon parour n.
salon sitting room n.
salon divan n.
salon salle n.
salon -ama suf.
salon -rama suf.
salon -arama suf.
salon -ama suf.
salon -orama suf.
salon lr (living room) abrev.
Architecture
salon sitkamer [south africa] n.
Medical
salon chalone n.
Art
salon stage n.
Slang
salon scatter n.

Sens de "salons" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 132 résultat(s)

Turc Anglais
General
salon (evde) lounge n.
Tom came into the lounge, carrying a cup of coffee.
Tom elinde bir fincan kahveyle salona geldi.

More Sentences
ana salon main hall n.
All the participants gathered in the main hall.
Tüm katılımcılar ana salonda toplandı.

More Sentences
salon oyunları parlor games n.
What is your favorite parlor game?
En sevdiğin salon oyunu hangisidir?

More Sentences
Star Wars
büyük salon (byss) great hall (byss) n.
The monster Grendel attacked king Hrothgar's great hall every night.
Canavar Grendel her gece kral Hrothgar'ın en büyük salonuna saldırdı.

More Sentences
Common Usage
büyük salon hall n.
General
salon yeşilliği jerusalem cherry n.
büyük salon zendo n.
salon (yolcu gemisinde) saloon n.
misafir kabul edilebilen oda veya salon (mutfak, banyo ve yatak odası dışındaki) reception room n.
lüks salon saloon n.
salon kapısı hall door n.
salon takımı living-room suite n.
küçük salon parlour n.
salon vagonu saloon coach n.
büyük salon saloon n.
büyük salon hall n.
salon dansı ballroom dancing n.
salon dansı ballroom dance n.
bir malın sergilendiği salon showroom n.
oturma, çalışma, yemek, misafir odalarının ve mutfağın bir arada olduğu, yüksek tavanlı, büyük salon great room n.
küçük salon parlor n.
aynalı salon hall of mirrors n.
salon tipi klima free-standing air-conditioner n.
salon perdesi living room curtain n.
salon sehpası lounge coffee table n.
salon dansı için bestelenmiş popüler müzik türü ballroom music n.
bir tür amerikan salon dansı barn dance n.
fokstrot dansına benzeyen bir salon dansı beguine n.
fokstrot dansına benzeyen bir salon dansı müziği beguine n.
(salon, yol) görmenin veya duymanın zor veya imkansız olduğu yer blind spot n.
two step dansına benzer brezilya menşeli bir salon dansı maxixe n.
two step dansına benzer brezilya menşeli bir salon dansı brazilian maxixe n.
two step dansına benzer brezilya menşeli bir salon dansına eşlik eden müzik maxixe n.
maori kültüründe kabilenin toplandığı geniş salon meeting house n.
maori kültüründe kabilenin toplandığı geniş salon wharepuni n.
dominik ve haiti'ye özgü aksak adımlı popüler bir salon dansı merengue n.
dominik ve haiti'ye özgü aksak adımlı popüler bir salon dansı meringue n.
yerde dikdörtgen oluşturan bir salon dansı adımı kombinasyonu box n.
yerde dikdörtgen oluşturan bir salon dansı adımı kombinasyonu box step n.
salon dansı adımlarını çeşitli farklı dansların temeli olarak kullanan bir dans türü modern sequence dancing n.
bir tür salon dansı adımı link n.
dedektif olarak seçilen kişinin sözde cinayetin işlendiği odadaki oyuncuları tek tek sorguya çekerek katili bulmaya çalıştığı bir salon oyunu murder n.
iki dörtlük müzikle yapılan bir salon dansı one-step n.
açık pozisyonda oynanan hızlı bir salon dansı peabody n.
büyük salon salle n.
kongre, sergi gibi etkinliklere uygun salon ve oditoryumları olan bina grubu convention centre n.
almak (salon) seat v.
iyi aydınlatılmış salon well lit living-room v.
iyi aydınlatılmış salon brightly lit living-room v.
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenen deneysel tiyatro oyunlarında off off broadway adv.
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde bulunan deneysel tiyatrolarda off off broadway adv.
Phrases
salon elli kişilik oturma kapasitesine sahip olacaktır hall will seat fifty people expr.
Colloquial
1900'lerin başında abd'de yapılan bir salon dansı bunny hug n.
Idioms
salon erkeği man-about-town n.
salon adamı man-about-town n.
salon erkeği man about town n.
salon adamı man about town n.
salon erkeği a man about town n.
salon adamı a man about town n.
salon erkeği the man about town n.
salon adamı the man about town n.
salon kadını woman-about-town n.
salon adamı a man about town n.
salon adamı the man about town n.
Trade/Economic
borsa salonunda vadeli işlem sözleşmelerinin alınıp satılmasına ayrılan salon ring n.
çok amaçlı salon multipurpose hall n.
farklı kişiler için çalışan daktilografların (sekreterlerin) bir arada bulunduğu oda/salon typing pool n.
farklı kişiler için çalışan daktilografların (sekreterlerin) bir arada bulunduğu oda/salon secretarial pool n.
Politics
hükümdarın törensel kıyafet giyerek misafir kabul ettiği salon chamber of paraments n.
salon sosyalisti champagne socialist n.
Tourism
otellerde büyük partiler, resepsiyonlar vb. için uygun salon reception room n.
Architecture
antik fars sarayında büyük salon apadana n.
geniş salon aula n.
hipostil salon hypostyle n.
Railway
salon vagonlu luxury car n.
salon vagonlu saloon car n.
Botanic
salon yaprağı cast-iron plant (aspidistra elatior) n.
salon yaprağı bar-room plant n.
çin'de yetişen, gövdesi ve lifleri ince olan bir salon palmiyesi reed rhapis (rhapis humilis) n.
çin'de yetişen, gövdesi ve lifleri ince olan bir salon palmiyesi slender lady palm n.
salon palmiyesi ladypalm n.
salon çamı norfolk island pine (araucaria heterophylla) n.
salon çamı araucaria excelsa n.
salon hederası hedera helix n.
salon yaprağı aspidistra n.
salon yaprağı bitkisi aspidistra n.
salon palmiyesi lady palm n.
salon palmiyesi bamboo palm n.
salon palmiyesi fern rhapis n.
salon palmiyesi miniature fan palm n.
salon palmiyesi broadleaf lady palm n.
salon palmiyesi rhapis excelsa n.
salon sarmaşığı ivy-arum n.
salon sarmaşığı ceylon creeper n.
Education
çok amaçlı salon multi-purpose lounge n.
çok amaçlı salon multi-purpose hall n.
(bazı üniversite ve kolejlerde) lisansüstü öğrencilerinin kullanımına açılmış ortak salon middle common room n.
(cambridge üniversitesi'nde) ortak salon combination room [uk] n.
Sport
salon yarışmaları indoor competitions n.
salon futbolu indoor soccer n.
salon ve tap dansında ağırlığın hızlı bir şekilde bir ayaktan diğerine aktarılması ball change n.
salon futbolu soccer n.
Football
salon futbolu futsal n.
salon futbolu indoor football n.
Art
salon görevlisi front of house attendant n.
küba'ya özgü bir salon dansı guaracha n.
Music
müzikli salon eğlencelerinde tören şefi chairman n.
salon dansında topuk dönüşü gerektiren bir adım telemark n.
latin dansı figürlerini içeren bir salon dansı american smooth n.
bir tür salon dansı valeta n.
bir salon dansı veleta n.
(dans fuayesinde, kilisede) müzisyenlere ayrılmış salon music loft n.
bir dizi hafifçe kırıp diğer bacağı öne veya arkaya uzatarak yapılan bir salon dansı figürü dip n.
haiti'ye özgü bir salon dansı congo n.
(16. yüzyıla özgü) bir salon dansı adımı double n.
salon dansında bir çeşit duruş closed position n.
salon dansında diz bükme içeren bir hareket corte n.
salon müziği salon music n.
(salon dansında) ayakların hızlıca üst üste atıldığı bir dans adımı fish tail n.
(meydan, country veya salon dansı için) dans müziği set n.
küba ve meksika'nın sahil kesiminde popüler olan bir salon dansı son n.
(salon dansı) kadınla erkeğin birbirlerini tutarak karşılıklı durduğu closed adj.
Theatre
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenen deneysel tiyatro oyunları off off broadway n.
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenen avangard tiyatro oyunları off off broadway n.
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenip ticari olmayan deneysel tiyatro oyunlarına ait off-off-broadway adj.
new york'ta küçük tiyatro, salon, kilise gibi yerlerde sahnelenip ticari olmayan deneysel tiyatro oyunlarıyla ilgili off-off-broadway adj.
new york'ta kafe, küçük salon gibi yerlerde yer alıp son derece deneysel ve resmi olmayan küçük ölçekli tiyatro yapımlarına ait off-off-broadway adj.
new york'ta kafe, küçük salon gibi yerlerde yer alıp son derece deneysel ve resmi olmayan küçük ölçekli tiyatro yapımları ile ilgili off-off-broadway adj.
Printery
salon kısmı tender side n.
Star Wars
büyük salon grand salon n.
büyük salon (shiva iv) great hall (shiva iv) n.
salon kapsülü salon pod n.