slice - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

slice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "slice" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 47 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
slice n. dilim
slice v. dilimlemek
General
slice n. spatula
slice n. hisse
slice n. pay
slice n. servis spatulası
slice n. dilim
slice n. kesi yarası
slice v. bölmek
slice v. dilim dilim etmek
slice v. biçmek
slice v. dilmek
slice v. kesme vuruşu yapmak
slice v. kesmek
slice v. dilimlemek
slice v. yol açmak
slice v. geçit açmak
slice v. ayırmak
slice v. açmak
slice v. spatula ile karıştırmak
slice v. spatula ile yaymak
slice v. spatula ile temizlemek
slice v. açıklık yaratmak
Technical
slice n. dilim
slice n. parça
slice v. doğramak
slice v. dilimlemek
Medical
slice n. röntgen kesiti
slice n. mrg kesiti
Food Engineering
slice n. pancar cipsi
slice n. ince pancar dilimi
Gastronomy
slice n. içi dolgulu milföylü atıştırmalık
Military
slice n. personel ve malzeme ihtiyacını karşılama amaçlı lojistik planı
Sport
slice n. topun izlediği yol
slice n. vurulduğu yönde giden top
slice v. topa falsolu vurmak
slice v. (oyuncu) topa vurmak
slice v. (top) eğimli yönde ilerlemek
slice v. (kürek ucunu) çaprazlamas suya daldırmak
Tennis
slice n. slice vuruş
slice n. kesme vuruş
slice n. kesik vuruş
Printery
slice n. hamur kasası cetvel ağzı
slice n. yayın öncesi taslakta çıkarılabilir alt bölüm
slice n. mürekkep sıyırma bıçağı
Archaic
slice n. (kürek olarak kullanılan) düz uçlu demir çubuk
Ornithology
slice n. (şahin veya doğan) açı çizerek düşüş

Sens de "slice" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 162 résultat(s)

Anglais Turc
General
cake slice n. kek dilimi
slice of cake n. basit iş
slice of cake n. kolay iş
slice of cake n. çocuk oyuncağı
slice of cake n. çok kolay
slice of life n. hayattan bir kesit
slice of life n. yaşamdan bir kesit
a thin slice of melted cheese n. ince bir dilim eritilmiş peynir
a slice of pie n. bir dilim turta
a slice of cold meat n. bir dilim soğuk et
two-slice toaster n. iki dilimli ekmek kızartma makinesi
four-slice toaster n. dört dilimli ekmek kızartma makinesi
two-slice toaster n. ikili ekmek kızartma makinesi
four-slice toaster n. dörtlü ekmek kızartma makinesi
a slice of bread n. bir dilim ekmek
cake slice n. pasta dilimi
fish slice [uk] n. spatula
slice into v. dilimlere ayırmak
get a slice of the cake v. pastadan pay almak
grab a slice of history v. önemli bir başarıya imza atmak
slice up v. dilim dilim etmek
slice it up v. dilim dilim etmek
slice it up v. dilimlemek
slice up v. dilimlemek
slice a watermelon v. karpuz dilimlemek
slice someone's throat v. birinin boğazını kesmek/doğramak
top-slice v. (ücreti) kısmak/kesmek
slice the bread v. ekmek dilimlemek
slice the cucumber v. salatalığı dilimlemek
slice the cucumber v. salatalık dilimlemek
slice and dice v. dilimlemek ve doğramak
slice of adj. dilim
a slice of adj. bir dilim
slice-of-life adj. gerçek hayattan kesitlere ait veya ilişkin
slice-of-life adj. gerçek hayattan alınmış kesitler ile öne çıkan
Phrasals
slice something off v. dilimleyerek kesmek
slice through something v. dilimlemek
slice off v. dilimleyerek kesmek
slice into (someone or something) v. (birini/bir şeyi) kesmek
slice into (something) v. (bir şeyi) dilimlemek
slice into (something) v. (bir şeyi) dilimlere ayırmak
slice into (someone) v. (birini) ameliyat etmek
slice into (someone) v. (birinin) içine işlemek
slice into (someone) v. (birini) delip geçmek
slice in v. -e bölmek
slice in v. dilimlemek
slice through v. -i kesmek
slice through v. -i dilimlemek
slice through v. -i yarmak
slice through v. -i bıçak gibi kesmek/yarmak
Colloquial
slice of the cake n. kardan pay
slice of the cake n. pastadan pay
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr. ne kadar süslersen süsle hala aynı zırvalık
no matter how thin you slice it, it's still baloney expr. ne kadar boyarsan boya hala aynı saçmalık
whichever way you slice it expr. nasıl bakarsan bak
whichever way you slice it expr. nereden bakarsan bak
whichever way you slice it expr. hangi bakış açısıyla bakarsan bak
whichever way you slice it expr. neresinden baksan
whichever way you slice it expr. her şekilde
whichever way you slice it expr. her açıdan
Idioms
a slice of the pie n. pastadan pay
a slice of life n. hayattan bir kesit
a slice of the cake n. pastadan pay
slice of the cake n. pastadan pay
a slice of the pie n. pastadan pay
slice of the pie n. pastadan pay
slice of the action n. pay
a slice of life n. yaşamdan bir kesit
slice of the action n. (eylemde/faaliyette) pay
a slice of the action [uk] n. eylemde/faaliyette bir pay
a slice of the action [uk] n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a slice of the action [uk] n. eyleme/faaliyete dahil olma
a slice of the action [uk] n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a slice of the action [uk] n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
a slice of the pie n. pastadan pay
a piece/slice of the action n. eylemde/faaliyette bir pay
a piece/slice of the action n. eylemin/faaliyetin bir parçası olma
a piece/slice of the action n. eyleme/faaliyete dahil olma
a piece/slice of the action n. bir şeyin karından pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeyden pay
a piece/slice of the action n. karlı olacağı düşünülen bir şeye ortak olma
a slice of the cake [us] n. pastadan pay
a slice of the cake [us] n. kardan pay
slice the pie v. bölüşmek
slice the pie v. kırışmak
slice the pie v. karı bölüşmek
slice the pie v. karı paylaşmak
slice the pie v. pastadan pay almak
slice and dice v. ayrıntılı olarak incelemek
any way you slice it expr. ne söylersen söyle
any way you slice it expr. ne yaparsan yap
no matter how you slice it expr. ne söylersen söyle
no matter how you slice it expr. neresinden bakarsan bak
no matter how you slice it expr. ne yaparsan yap
any way you slice it expr. neresinden bakarsan bak
no matter how you slice it expr. ne dersen de
any way you slice it expr. ne dersen de
no matter how you slice it expr. her şekilde
no matter how you slice it expr. nasıl olursa
however you slice it expr. nereden/neresinden bakarsan bak
however you slice it expr. her yönden/açıdan
however you slice it expr. hangi yönden/açıdan bakarsan bak
however you slice it expr. her bakımdan
whatever way you slice it expr. neresinden bakarsan bak
whatever way you slice it expr. ne dersen de
whatever way you slice it expr. ne söylersen söyle
whatever way you slice it expr. ne yaparsan yap
Speaking
it's been a slice! expr. çok güzeldi!
slice the bread in half expr. ekmeği ikiye böl
it's been a slice! expr. harikaydı!
Trade/Economic
slice-gate price n. set fiyatı
slice gate price n. set fiyatı
Technical
slice bar n. ateş kontrol çubuğu
slice method n. dilim yöntemi
slice method n. dilim metodu
slice bar n. maşa
slice bar n. süngü
time slice n. zaman dilimi
multi-slice adj. çok kesitli
Computer
offset pie slice n. ayrılmış dilim
slice label n. dilim içi etiket
explode slice n. dilimi dağıt
angle of first slice n. ilk dilimin açısı
slice of cake n. pasta dilimi
time slice n. zaman dilimi
slice and dice v. bir veri setini küçük parçalara ayırıp analiz etmek
bit slice adj. (merkezi işlemci birimleri) bölümlere ayrılabilir
bit–slice adj. (bilgisayar işlemcisi) bir görevin belirli bir bölümünü aynı anda gerçekleştiren mikro işlemcilerden oluşan
select slice expr. dilim seç
vary colors by slice expr. dilimlerde renk değiştir
for doughnut slice labels expr. halka dilimi etiketleri için
for pie slice labels expr. pasta dilimi etiketleri için
Informatics
time-slice multitasking n. çok işli işletim
slice imaging n. kesit imgelemesi
time slice n. zaman dilimi
time-slice multitasking n. zaman dilimli
Telecom
time slice n. zaman dilimi
Medical
thin-slice imaging n. ince kesit görüntüleme
Printing
galley slice [obsolete] n. geniş bir galeye açılan kaymalı sahte taban
Gastronomy
fish slice n. balık servis bıçağı
a slice of bread n. bir dilim ekmek
slice of bread n. ekmek dilimi
ham slice n. jambon dilimi
lemon slice n. limon dilimi
custard slice n. milföy
cream slice n. milföy
vanilla slice n. milföy
egg slice n. yumurta spatulası
slice [australia/new zealand] n. dilimlenmiş tepsi tatlısı
Agriculture
furrow slice n. sürüm dilimi
Literature
slice of life story n. hayattan bir kesit hikaye
Geology
tectonic slice n. tektonik dilim
newly discovered tectonic slice n. yeni saptanan tektonik dilim
Military
division slice n. tümen dilimi
Printery
slice lip n. cetvel ağzı dudağı
head box slice lip n. hamur kasası cetvel dudağı
serrated slice n. testere dişli cetvel ağzı
serrated slice n. tırtıllı cetvel ağzı
top slice n. üst dudak
top slice n. üst cetvel ağzı
serrated slice n. yivli cetvel ağzı
Star Wars
the slice n. dilim