tears - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

tears

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "tears" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 3 résultat(s)

Anglais Turc
General
tears n. gözyaşı
tears n. derin bir düş kırıklığı hali
tears n. gözyaşları

Sens de "tears" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 234 résultat(s)

Anglais Turc
General
tears of joy n. sevinç gözyaşları
crocodile tears n. sahte gözyaşları
crocodile tears n. timsah gözyaşları
job's-tears n. asya'da çim türü
flood of tears n. gözyaşı seli
mothers in tears n. yaslı anneler
mothers in tears n. göz yaşlı anneler
mothers in tears n. yaslı analar
mothers in tears n. gözü yaşlı anne
mothers in tears n. gözü yaşlı analar
tears of love n. aşkın gözyaşları
filling with tears n. gözlerin dolması
false tears n. sahte gözyaşı
false tears n. sahte gözyaşları
happy tears n. mutluluk gözyaşları
happy tears n. sevinç gözyaşları
tears of st lawrence n. her sene 9 ağustos civarında gerçekleşen meteor yağmuru
tears of wine n. şarabın, kadehin kenarından aşağıya doğru bıraktığı iz
tears of joy n. mutluluk gözyaşları
choke back one's tears v. gözyaşlarını tutmak
dissolve in tears v. gözyaşları boşanmak
bore someone to tears v. birinin canını çok sıkmak
shed tears v. yaş dökmek
reduce somebody to tears v. gözyaşlarına boğmak
reduce somebody to tears v. ağlatmak
shed tears v. gözyaşı dökmek
be in tears v. ağlamak
fill with tears v. yaşarmak
fill with tears v. gözleri yaşarmak
move to tears v. gözyaşlarına boğmak
shed tears v. ağlamak
move to tears v. gözyaşlarına boğulmak
melt into tears v. gözyaşlarına boğulmak
burst into tears v. birden ağlamaya başlamak
burst into tears v. gözlerinden yaş boşanmak
burst into tears v. gözyaşlarını tutamamak
burst into tears v. gözyaşlarına boğulmak
weep a flood of tears v. zırıl zırıl ağlamak
shed tears a lot v. çok ağlamak
break down in tears v. gözünden yaşlar boşalmak
(one's eyes) fill with tears v. gözleri yaşlarla dolmak
(one's eyes) to fill with tears v. gözleri dolmak
(one's eyes) to brim with tears v. gözü dolmak
(one's eyes) to brim with tears v. gözleri dolmak
(one's eyes) to fill with tears v. gözü dolmak
bore somebody to tears v. içini baymak
shed tears v. göz yaşı dökmek
melt into tears v. iki gözü iki çeşme ağlamak
wipe one’s tears v. gözyaşını silmek
dry one’s tears v. gözyaşını silmek
bid farewell to someone in tears v. son yolculuğuna gözyaşlarıyla uğurlamak
bid farewell to someone in tears v. gözyaşları içinde son yolculuğuna uğurlamak
break into tears v. ağlamaya başlamak
break into tears v. gözyaşlarına boğulmak
shed false tears v. sahte gözyaşı dökmek
shed crocodile tears v. yalandan ağlamak
be close to tears v. neredeyse ağlamak
suffused with tears adj. gözleri yaşlı
suffused with tears adj. gözyaşlarına boğulmuş
eyes swimming with tears adv. gözlerinden yaşlar boşalarak
eyes swimming with tears adv. gözlerinden yaşlar boşanarak
Phrases
with eyes swimming with tears expr. gözlerinden yaşlar boşanarak
Colloquial
bore someone to tears v. birisini çok sıkmak
bore someone to tears v. birinin canını sıkmak
be bored to tears v. çok sıkılmak
be bored to tears v. sıkıntıdan patlamak
be on the verge of tears v. ağlamaklı olmak
be on the verge of tears v. ağlamak üzere olmak
that tears it! expr. canıma yetti!
Idioms
this vale of tears n. dert/çile dünyası
vale of tears n. dert/çile dünyası
crocodile tears n. sahte göz yaşları
crocodile tears n. timsah gözyaşları
crocodile tears n. yapmacık üzüntü
tears before bedtime n. kötü bir şey/durum
tears before bedtime n. hoş olmayan bir şey/durum
be close to tears v. ağlamaklı olmak
blink one's tears back v. ağlamamaya çalışmak
break into tears v. ağlamaya başlamak
break in tears v. ağlamaya başlamak
break out into tears v. ağlamaya başlamak
break out in tears v. ağlamaya başlamak
move someone to tears v. birini çok duygulandırmak
move someone to tears v. birini ağlamanın eşiğine getirmek
bore to tears v. bezginlik vermek
bore someone to tears v. birisini çok sıkmak
be bored to tears v. çok sıkılmak
be moved to tears v. çok duygulanmak
break into tears v. göz yaşlarına boğulmak
move someone to tears v. gözyaşlarına boğmak
blink one's tears back v. gözyaşlarını tutmak
be moved to tears v. gözleri dolmak
break out in tears v. gözyaşlarına boğulmak
break out into tears v. gözyaşlarına boğulmak
be in floods of tears v. göz yaşları sel olmak
break into tears v. göz yaşları sel olmak
move to tears v. göz yaşları sel olmak
break into tears v. gözyaşlarına boğulmak
burst into tears v. gözlerinden yaş boşanmak
break in tears v. gözyaşlarına boğulmak
bore someone to tears v. içini baymak
write things that bring tears to the eyes v. kaleminden kan damlamak
shed tears of happiness v. mutluluk gözyaşı dökmek
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşları dökmek
shed tears of happiness v. mutluluk gözyaşları dökmek
shed tears of joy v. mutluluk gözyaşı dökmek
weep crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
cry crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
shed crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
shed tears of happiness v. sevinç gözyaşı dökmek
shed tears of joy v. sevinç gözyaşı dökmek
shed tears of happiness v. sevinç gözyaşları dökmek
shed tears of joy v. sevinç gözyaşları dökmek
cry crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
shed crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
weep crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
be close to tears v. (neredeyse) ağlayacak noktaya/hale gelmek
gulp back (one's) tears v. ağlamamak için (kendini) sıkmak/tutmak/zorlamak
gulp back (one's) tears v. gözyaşlarına hakim olmaya çalışmak
gulp back (one's) tears v. gözyaşlarını içine akıtmak
kiss (one's) tears away v. öperek (birinin) göz yaşlarını dindirmek
kiss (one's) tears away v. öperek ağlayan birinin rahatlatmak/sakinleştirmek
blink back tears v. ağlamamaya çalışmak
blink back tears v. gözyaşlarını tutmak
blink tears back v. ağlamamaya çalışmak
blink tears back v. gözyaşlarını tutmak
bore (one) to tears v. (birini) çok sıkmak
bore (one) to tears v. (birini) can sıkıntısından öldürmek
bore (one) to tears v. (birini) çok fena baymak
bore (one) to tears v. (birinin) içini baymak
bore to death/tears v. çok sıkmak
bore to death/tears v. can sıkıntısından öldürmek
bore to death/tears v. çok fena baymak
bore to death/tears v. içini baymak
break out in tears v. birden ağlamaya başlamak
break out into tears v. birden ağlamaya başlamak
be crying crocodile tears v. sahte gözyaşı dökmek
be crying crocodile tears v. timsah gözyaşı dökmek
be crying crocodile tears v. timsah gözyaşları dökmek
be crying crocodile tears v. yalandan ağlamak
end in tears v. sonu kötü bitmek
end in tears v. sonu iyi bitmemek
end in tears v. hüsranla sonlanmak/sonuçlanmak
end in tears v. sonu hüsran olmak
end in tears v. sonu kötü olmak
kiss (one's) tears away v. öperek (birinin) göz yaşlarını dindirmek
kiss (one's) tears away v. öperek ağlayan birini rahatlatmak/sakinleştirmek
move (one) to tears v. (birini) çok duygulandırmak
move (one) to tears v. (birini) gözyaşlarına boğmak
move (one) to tears v. (birinin) gözlerinin dolmasına neden olmak
reduce to tears v. gözyaşlarına boğmak
reduce to tears v. ağlatmak
hold back one's tears v. gözyaşlarını tutmak
reduce (one) to tears v. ağlayacak duruma getirmek
bored to tears adj. sıkıntıdan patlamış
bored to tears adj. sıkıntıdan ölmüş
moved to tears adj. çok duygulanmış
moved to tears adj. gözyaşlarına boğulmuş
moved to tears adj. gözleri dolmuş
that tears it! expr. bardak taştı!
bored to tears expr. çok sıkılmış
that tears it! expr. canıma/canına tak etti!
this vale of tears expr. fani dünya
vale of tears expr. fani dünya
in tears expr. gözü yaşlı
in tears expr. gözyaşları içinde
in tears expr. iki gözü iki çeşme
that tears it! expr. işte şimdi tam oldu!
blood, sweat and tears expr. kan ter içinde
that tears it! expr. yetti artık
blood, sweat, and tears expr. kan, ter ve gözyaşı
blood, sweat, and tears expr. çok çaba
blood, sweat, and tears expr. çok fedakarlık
blood, sweat, and tears expr. çok çalışma
blood, sweat, and tears expr. çok emek
blood, sweat, and tears expr. varı yoğu
that tears it expr. mahvoldu
that tears it expr. yıkıldı
without tears expr. çok fazla çaba/öğrenme gerektirmeden
without tears expr. zorlu bir çaba gerektirmeden
without tears expr. fazla uğraşı gerektirmeden
without tears expr. zevksiz bir çaba/öğrenme süreci olmadan
Speaking
no tears left to cry expr. ağlayacak gözyaşı kalmadı
it'll all end in tears expr. sonu iyi bitmeyecek
it'll end in tears expr. sonu kötü bitecek
it'll all end in tears expr. sonu kötü bitecek
it'll end in tears expr. sonu iyi bitmeyecek
Technical
butt tears n. yüzeyaltı yırtıkları
Medical
isolated medial bucket-handle type meniscal tears n. izole medial menisküs kovasapı yırtıkları
preservative-free artificial tears n. koruyucusuz suni göz yaşı damlaları
partial anterior cruciate ligament tears n. parsiyel ön çapraz bağ yırtıkları
synthetic tears n. suni gözyaşı
Pathology
crocodile tears n. timsah gözyaşı hastalığı
Botanic
baby's tears n. arapsaçı çiçeği
job's tears n. düğme çiçeği
job's tears n. gözyaşı otu
angel's tears (brugmansia suaveolens) n. trompet çiçeği
angel's tears (brugmansia suaveolens) n. meksika'daki tropik bölgelerde yetiştirilen, beyaz çiçekleri geceleri açan bir bitki
job's tears n. boncuk otunun tohumu
job's tears n. boncuk
job's tears n. boncuk otu
job's tears n. yaş otu
job's-tears n. boncuk otunun tohumu
job's-tears n. boncuk
jobs-tears n. boncuk otunun tohumu
jobs-tears n. boncuk
jobs-tears n. yaş otu
jobs-tears n. boncuk otu
baby tears n. korsika'ya özgü yosun benzeri küçük, yuvarlak saplı yapraklara sahip sürünen bir ot
angels' tears (datura suaveolens) n. trompet çiçeği
History
trail of tears n. choctaw, creek, chickasaw, cherokee ve seminole halklarının anavatanlarından zorla sürülmeleri
trail of tears n. gözyaşı yolu
Geology
pele's tears n. volkanik cam parçacıkları
pele's tears [hawaii] n. oval kesimli berrak kalsedon
pele's tears [hawaii] n. oval kesimli berrak opal
Music
tears dry on their own (lyrics) expr. gözyaşları kendiliğinden kurur (şarkı sözleri)
Slang
two tears in a bucket, fuck it expr. siktir et
two tears in a bucket, fuck it expr. boşver
two tears in a bucket, fuck it expr. çok da şeyimde
two tears in a bucket, fuck it expr. kimin umurunda
two tears in a bucket, fuck it expr. çok da tın
two tears in a bucket, fuck it expr. kim takar
two tears in a bucket, fuck it expr. kim sikler
two tears in a bucket, fuck it expr. siktir et
two tears in a bucket, fuck it expr. boşver
two tears in a bucket, fuck it expr. çok da şeyimde
two tears in a bucket, fuck it expr. kimin umurunda
two tears in a bucket, fuck it expr. çok da tın
two tears in a bucket, fuck it expr. kim takar
two tears in a bucket, fuck it expr. kim sikler
Modern Slang
after-tears n. sevilen birinin cenazesinden sonra toplanıp bir şeyler içme
alligator tears n. timsah gözyaşları
alligator tears n. sahte gözyaşları
Star Wars
martyrium of frozen tears n. donuk gözyaşları şehitliği