| Turc | Anglais | |||
|---|---|---|---|---|
| Common Usage | ||||
| Common Usage | tetiklemek | trigger v. | ||
|
His resignation triggered a chain of events in the office. İstifası ofiste bir olaylar zincirini tetikledi. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | tetiklemek | set off v. | ||
|
The avalanche was set off by skiers. Çığı kayakçılar tetikledi. More Sentences |
||||
| General | tetiklemek | trigger off v. | ||
|
This goes to show that one disaster can trigger off the next. Bu, bir felaketin diğerini tetikleyebileceğini göstermektedir. More Sentences |
||||
| General | tetiklemek | induce v. | ||
|
First, DSIP has been shown to induce sleep. İlk olarak, DSIP'in uykuyu tetiklediği gösterilmiştir. More Sentences |
||||
| General | tetiklemek | stimulate v. | ||
|
Conditioning is an alternative approach to stimulating change. Değişimi tetiklemek konusunda alternatif bir yaklaşım da koşullanmadır. More Sentences |
||||
| General | tetiklemek | spark v. | ||
|
It provides for public and private investment to spark growth and employment. Bu alan, büyüme ve istihdamı tetiklemek üzere kamu ve özel sektör yatırımlarının yapılmasını sağlamaktadır. More Sentences |
||||
| Technical | ||||
| Technical | tetiklemek | trigger v. | ||
|
I would particularly like to highlight the rules on labelling for products that trigger allergic reactions. Özellikle alerjik reaksiyonları tetikleyen ürünlerin etiketlenmesine ilişkin kuralların altını çizmek istiyorum. More Sentences |
||||
| Telecom | ||||
| Telecom | tetiklemek | trigger v. | ||
|
This triggers anti-European sentiments because the debate is over-simplified. Bu da Avrupa karşıtı duyguları tetikliyor çünkü tartışma aşırı basitleştiriliyor. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | tetiklemek | catalyse v. | ||
| General | tetiklemek | catalyze v. | ||
| General | tetiklemek | tricker [dialect] v. | ||
| General | tetiklemek | detonate v. | ||
| General | tetiklemek | ignite v. | ||
| General | tetiklemek | solicit v. | ||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | tetiklemek | draw on v. | ||
| Phrasals | tetiklemek | kick up v. | ||
| Idioms | ||||
| Idioms | tetiklemek | put a bomb under v. | ||