tetiklemek - Turc Anglais Dictionnaire

tetiklemek

Sens de "tetiklemek" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 17 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
tetiklemek trigger v.
His resignation triggered a chain of events in the office.
İstifası ofiste bir olaylar zincirini tetikledi.

More Sentences
General
tetiklemek set off v.
The avalanche was set off by skiers.
Çığı kayakçılar tetikledi.

More Sentences
tetiklemek trigger off v.
This goes to show that one disaster can trigger off the next.
Bu, bir felaketin diğerini tetikleyebileceğini göstermektedir.

More Sentences
tetiklemek induce v.
First, DSIP has been shown to induce sleep.
İlk olarak, DSIP'in uykuyu tetiklediği gösterilmiştir.

More Sentences
tetiklemek stimulate v.
Conditioning is an alternative approach to stimulating change.
Değişimi tetiklemek konusunda alternatif bir yaklaşım da koşullanmadır.

More Sentences
tetiklemek spark v.
It provides for public and private investment to spark growth and employment.
Bu alan, büyüme ve istihdamı tetiklemek üzere kamu ve özel sektör yatırımlarının yapılmasını sağlamaktadır.

More Sentences
Technical
tetiklemek trigger v.
I would particularly like to highlight the rules on labelling for products that trigger allergic reactions.
Özellikle alerjik reaksiyonları tetikleyen ürünlerin etiketlenmesine ilişkin kuralların altını çizmek istiyorum.

More Sentences
Telecom
tetiklemek trigger v.
This triggers anti-European sentiments because the debate is over-simplified.
Bu da Avrupa karşıtı duyguları tetikliyor çünkü tartışma aşırı basitleştiriliyor.

More Sentences
General
tetiklemek catalyse v.
tetiklemek catalyze v.
tetiklemek tricker [dialect] v.
tetiklemek detonate v.
tetiklemek ignite v.
tetiklemek solicit v.
Phrasals
tetiklemek draw on v.
tetiklemek kick up v.
Idioms
tetiklemek put a bomb under v.

Sens de "tetiklemek" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 52 résultat(s)

Turc Anglais
General
(fiziksel reaksiyonu) tetiklemek provoke v.
Even psycho-emotional stress can provoke the development of the disease.
Psiko-duygusal stres bile hastalığın gelişimini tetikleyebilir.

More Sentences
bir reaksiyon tetiklemek set off a reaction v.
çığı tetiklemek trigger the avalanche v.
erken doğumu tetiklemek trigger an early labor v.
depremi tetiklemek trigger the earthquake v.
(aktarıcıya veya bilgisayara) uygun yanıtı tetiklemek için sinyal göndermek interrogate v.
aşırı tetiklemek superstimulate v.
çalışmasını tetiklemek trip v.
Phrasals
(birinde bir tepkiyi, duyguyu) tetiklemek/tahrik etmek elicit (something) from (someone) v.
başka bir durumu/sorunu tetiklemek escalate into (something) v.
birden başka bir durumu/sorunu tetiklemek erupt into (something) v.
birinin bir konuya merakını tetiklemek excite someone about something v.
(birini) tetiklemek provoke (one) to v.
bir ruh halini tetiklemek whip into v.
içinde bir duyguyu tetiklemek strike into v.
içinde (bir duyguyu) tetiklemek strike (something) into v.
bir şeyi tetiklemek call something forth v.
(birinde bir tepkiyi, duyguyu) tetiklemek/tahrik etmek elicit from v.
-i tetiklemek erupt into v.
birinde bir şeyi tetiklemek excite something in someone v.
(birinde bir şeyi) tetiklemek excite (something) in (one) v.
(bir şeyi) tetiklemek set (something) off v.
Idioms
karşılıklı yaratıcılığı/heyecanı tetiklemek strike sparks off each other v.
(birinde bir hissi) tetiklemek pique (one's) (emotion) v.
duygularını harekete geçirmek/tetiklemek hit me (right) in the feels v.
tartışmayı/anlaşmazlığı tetiklemek stir the possum [australia] v.
(bir hastalığın) atağını tetiklemek produce an attack (of some illness) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
bir krizi tetiklemek produce an attack v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch to (do something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch to (do something) v.
bir atağı tetiklemek produce an attack v.
(bir hastalığın) krizini tetiklemek produce an attack (of some illness) v.
(birinin bir şey yapmaya) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch to (do something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şey yapmaya) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch to (do something) v.
yaratıcılığını/hayal gücünü tetiklemek capture imagination v.
(birinin) yaratıcılığını/hayal gücünü tetiklemek capture (one's) imagination v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) an itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şeye) olan isteğini tetiklemek/uyandırmak give (someone) the itch for (something) v.
(birinin bir şeye) karşı olan ilgisini/arzusunu tetiklemek give (someone) an itch for (something) v.
bir şeyi tetiklemek give rise to something v.
Telecom
aktarıcıyı tetiklemek için sinyal yayan verici challenger n.
Psychology
uyku halini tetiklemek hypnoidise v.
uyku halini tetiklemek hypnoidize v.
Physics
bölünmeyi tetiklemek için atom çekirdeğine eklenen parçacık bullet n.
Agriculture
tohum ekme aletinin mekanizmasını tetiklemek için kullanılan tel check wire n.
tomurcuktan dal oluşumunu tetiklemek için tomurcuk üzerindeki kabukların çıkarılması notching n.
tarım ve bahçecilikte bitki büyümesini tetiklemek amacıyla elektrik kullanımı electroculture n.